Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Mü'minin şikayete hakkı yoktur./medineweb (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/19774-muminin-sikayete-hakki-yoktur-medineweb.html)

MusabBinumeyr 21 Ağustos 2011 12:43

Mü'minin şikayete hakkı yoktur./medineweb
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]


İmtihan dünyasında yaşayan insan, her zaman bir belaya, felakete ve derde mübtela olabilir. Bazen diğer insanlar ve arzî hâdiseler yol vermezler ona; bazen de çeşit çeşit musibetler, altından kalkılmayacak şekilde çetin cereyan eder.


Ne var ki, hakiki bir mü'min, görüp duyduğu bütün olumsuzluklar karşısında ne sarsılır ne sendeler ne de tereddüde düşer. Başına gelenleri imtihan sayar; imtihanları tevekkül ve teslimiyetle karşılar, yolunu kesen töre bilmezlere insanlık dersi verir, her hareket ve davranışını ötelerden gelen emirlere uyma inceliğiyle değerlendirir ve sabr-ı cemil içinde Hakk'ın rızasını tahsil etme hedefine doğru ilerler.

Musibetlerle İmtihan

Musibet karşısındaki temel disiplin, onun Cenâb-ı Hakk'ın emirber bir neferi olduğunu düşünmek ve şikayet ifade eden sözlerden kaçınmaktır. Hususiyle musibetin gelip çarptığı ilk anlarda sızlanmaların şekvâya (şikayete) dönüşmemesi için sükûtu tercih etmek lazımdır. Resûl-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz'in "Mü'minin sükûtu tefekkür, bakışı ibret ve konuşması da hikmet olmalıdır." beyanı istikametinde, inanan bir insan, eşya ve hadiseleri ibret nazarıyla süzmeli, konuşmadan önce durup tefekkür etmeli ve dile geldiği zaman da hep hikmet incileri döktürmelidir. Dolayısıyla, bir bela ve musibet isabet edince yapılması gereken, irâdî olarak susmak, hadisenin çehresindeki kaderî yazıları okumaya çalışmak, düşünmek, ondan mesajlar çıkarmak, sonra kulluk âdâbına uygun şekilde konuşmak ve mutlaka sabırlı davranmaktır.

Her insan hemen her an türlü türlü musibetlerle karşı karşıyadır. Bilhassa iman dairesinde iç içe ızdıraplar ve küme küme mahrumiyetler saklıdır. Musibetin birinden kurtulurken, belini çatır çatır kıracak ikinci musibet, mü'minin başının üstünde hep hazırdır. Zira, insanların ebedî nimetlerden nasipleri, Hak yolunda çektikleri meşakkat ve çile nisbetinde olacaktır; âhiretteki mükafatın büyüklüğü ölçüsünde burada bir kısım zorlukların yaşanması normaldir. "Belânın en şiddetlisi peygamberlere, sonra Hakk'ın makbulü velîlere ve derecesine göre diğer mü'minlere gelir." hadis-i şerifi de bu hakikati hatırlatmaktadır.

Aslında, Allah Teâlâ, her bela ve musibeti, neticesi itibarıyla mü'min kulları için bir rahmet vesilesi ve arınma vasıtası kılmıştır. Elverir ki, insan, zâhiren çirkin yüzlü hadiseler karşısında kadere taş atmasın ve Cenâb-ı Hak'tan şikâyetçi olmasın. Nitekim, Kur'an-ı Kerîm'de, "And olsun ki, sizi biraz korku, biraz açlık ya da mallardan, canlardan ve mahsullerden yana eksiklikle imtihan ederiz. Sabredenleri müjdele! Sabırlılar o kimselerdir ki başlarına bir musibet geldiğinde, 'Biz Allah'a âidiz ve vakti geldiğinde elbette O'na döneceğiz' derler." (Bakara, 2/155-156) buyrulmaktadır. Özellikle belaya maruz kalınan vakitlerde, bütün varlığı yaratan Hâlık-ı Kevn ü Mekân'ın kendi mülkünde dilediği tasarrufu yapabileceğini düşünmek ve "Biz Allah'a âidiz" diyerek malı, canı ve her şeyi Allah'a teslim etmek musibetlerin üstesinden gelmek için muazzam bir güç kaynağına dayanmak demektir. Bu itibarla da, musibetten hemen sonraki sükut ve tefekkür faslını, Allah'a iltica ve O'na arz-ı halde bulunma safhası takip etmelidir.

Musibetler Karşısında Peygamber Edebi

Peygamberlerin başlarına da pek çok musibet gelmiştir; fakat, onların hepsi belalar karşısında kendilerine yakışan hal ve tavırları ortaya koymuşlar; Allah'a teveccühlerinde hep edepli ve olabildiğine saygılı davranmışlardır. Mesela; Hazreti Âdem, neticesinde yeryüzü çilehanesine gönderildiği o müthiş ilâhî kader ve kaza karşısında, "Hakkımda bu şekilde takdir buyurup onu infaz ettin." şeklinde şikayette bulunmayı hiç düşünmemiş, "Rabb'imiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer merhamet buyurup da kusurumuzu bağışlamazsan apaçık hüsrana uğrayanlardan oluruz!" (A'râf, 7/23) sızlanışıyla kendi nefsinden şekvâ etmiştir. Hazreti Eyyub, maruz kaldığı musibetler karşısında "Afiyet ver ve beni bu sıkıntılardan kurtar." demeyi dahi peygamber edebine muhalif saymış; "Ya Rab! Bana ciddî bir zarar dokundu, Sen merhametlilerin en merhametlisisin." (Enbiya, 21/83) mahiyetindeki iç çekişiyle yetinmiştir. Hazreti İbrahim, hastalıkları verenin kim olduğunu bildiği halde, hasîs işlerin Zât-ı Ulûhiyet'e isnadından sakınma mülâhazasıyla "Hastalığımda O'dur bana şifa veren." (Şuarâ, 26/80) diyerek, doğrudan Hazreti Şâfî'nin şifa bahşedişine dikkat çekmiştir. Hazreti Musa, aç-susuz bir gölgeliğe sığındığında, "Yedir, içir, karnımı doyur!" demekten haya etmiş; sadece "Rabb'im! Lütfedeceğin her nimete muhtacım!" (Kasas, 28/24) arz-ı halini seslendirmiştir.

Haddizatında, hiç kimsenin, hiçbir halinden şikâyet etmeye hakkı yoktur. Çünkü şekvâ bir yönüyle, hak iddiasında bulunmak ve o hakkın zayi olduğunu ileri sürmek demektir. Oysa, hiç kimsenin Cenâb-ı Hak'tan bir alacağı olamaz. Bilakis, her insanın üzerinde Allah'ın pek çok hakkı mevcuttur ki, hâlâ onların şükrü eda edilmemiştir. Öyleyse, bir insanın, kendisi Mevlâ-yı Müteâl'in hukukuna riayet edemediği halde, bir de halinden şikâyetçi olması ve böylece haksız bir surette hak iddia etmesi çok yanlıştır ve Allah'a karşı saygısızlıktır. Evet, Yüce Yaratıcı yegâne mülk sahibidir; O mülkünde istediği tasarrufu yapabilir. Şikâyetlerin ekserisi nankörlükten ve kanaatsizlikten kaynaklanır. Şükür, nimeti artırdığı gibi şekvâ da musibeti büyütür. İnsan, illa şekvâ edecekse, nefsini Cenâb-ı Hakk'a şikâyet etmelidir; çünkü, kusur ondadır.

1- Allah Teâlâ, her bela ve musibeti, neticesi itibarıyla mü'min kulları için bir rahmet vesilesi ve arınma vasıtası kılmıştır. Elverir ki, insan kadere taş atmasın.

2- Hiç kimsenin, hiçbir halinden şikâyet etmeye hakkı yoktur. Çünkü Cenâb-ı Hak'tan bir alacağımız olmadığı gibi her konuda da O'na medyunuz.

3- Şükür, nimeti artırdığı gibi şekvâ da musibeti büyütür. İnsan, illa şekvâ edecekse, nefsini Cenâb-ı Hakk'a şikâyet etmelidir.
Ankebût Suresi 2. ayet
İnsanlar hiç imtihân edilmeden, (sâdece) “Îmân ettik!” demeleriyle (kendi hâllerine)bırakılıvereceklerini mi sandılar?


Ankebût Suresi 3. ayet
And olsun ki (biz), onlardan öncekileri de imtihân ettik; Allah doğru söyleyenleri de muhakkak bilir, yalancıları da muhakkak bilir.

Zümer Suresi 49. ayet

Fakat insana bir zarar dokunduğu zaman bize yalvarır; sonra kendisine tarafımızdan bir ni‘met verdiğimiz zaman: “(Bu) bana ancak (bendeki) bir bilgi sâyesinde verildi”(1) der. Hayır! O (kendilerine verdiğimiz ni‘metler) bir imtihandır; fakat onların çoğu bilmezler.

Teğâbun Suresi 15. ayet

Mallarınız ve çocuklarınız ancak bir imtihandır. Allah ise, büyük mükâfât ancak O’nun katındadır.




su damlası 04 Şubat 2019 17:53

Şükür, nimeti artırdığı gibi şekvâ da musibeti büyütür. İnsan, illa şekvâ edecekse, nefsini Cenâb-ı Hakk'a şikâyet etmelidir.
Ankebût Suresi 2. ayet
İnsanlar hiç imtihân edilmeden, (sâdece) “Îmân ettik!” demeleriyle (kendi hâllerine)bırakılıvereceklerini mi sandılar?

GurbetciCH 04 Şubat 2019 18:46

Aslinda kafami kurcalayan cok sey var :) örnegin yasadigim ulkede EN BUYUK gunahlari isleyenler hala dort dortluk hayat yasiyor istedikleri oluyor yani Bunuda ALLAH istemese yapamazlar, yani demek istedigim bende buradayim genc yasimda seker hastasi oldum kalp sizlamasi hastaligina yakalandim midemde ülser cigerde yaglanma ve dalagimda buyume oldu :) icki icmem cok yemem cok konusmam saglikli yasamak icin :) demek istedigim bu dunyada da az gulsem olmazmi Bu sikayetmi olur simdi ?

Mihrinaz 04 Şubat 2019 21:58

Alıntı:

GurbetciCH Üyemizden Alıntı (Mesaj 425291)
Aslinda kafami kurcalayan cok sey var :) örnegin yasadigim ulkede EN BUYUK gunahlari isleyenler hala dort dortluk hayat yasiyor istedikleri oluyor yani Bunuda ALLAH istemese yapamazlar, yani demek istedigim bende buradayim genc yasimda seker hastasi oldum kalp sizlamasi hastaligina yakalandim midemde ülser cigerde yaglanma ve dalagimda buyume oldu :) icki icmem cok yemem cok konusmam saglikli yasamak icin :) demek istedigim bu dunyada da az gulsem olmazmi Bu sikayetmi olur simdi ?

İyiki ahiret inancımız var.Dünya hayatının debdebesine aldanıp sadece burası için sorumsuzca yaşayarak hayat sürelerden bizi ayıran en önemli fark...Ahirete inanmak demek, şu dünya arenasında yaptıklarımızdan, yaşantımızdan hesap günü tek tek hesaba çekileceğimizi bilmek ve ona göre yaşamak demek değilmi?

Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (ENBİYA/35)
Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!BAKARA 155

Buyurup malımızla canımızla imtihan olacağımızı bildirmiyormu Allah azze celle..

Biz kullarının bu duygu acziyetine düşeceğimizi en iyi bilen Allah, kullarına çıkış yolunu ve reçeteyide sunuyor. "İnsan olmanızın gereği böyle hissedebilirsiniz, düşünebilirsiniz..Ama bunların hepsi geçici dünya hayatının imtihanlarından biri değilmi?..Sabredip, müjdelerle mükafatlanmakta senin elinde, isyan edip kaybedenlerden olmakta senin elinde.Hesap gününün varlığına inanan müminler olarak dğnyaya göbeğinden bağlı zevkü sefa içinde yaşayanlara, Karun gibi mal içinde yüzenlere imrenmeyin " mesajıdır bu.

Son cümlenizi çok samimice ifade edilmiş bulduğumu söylemeden edemicem:) Allah şifa versin...Dimi ya şunca hastalığın kederin içinde azıcık gülsem hatamı suçmu günah mı isyan mı:)

Bence değil...Hastalıklar moralle, gülümsemeyle, sosyalleşmeyle düzeliyor.Bütğn yaşananlara karşı güçlü hale getiriyor, hatta hastalığı kabulleniş ve Rabbine şükür kapılarını aralıyor. Sabredip derdin hastalığın Allahtan geldiğini bilip, gülebilmek hamdin, şükrün bir göstergesi. Diğer türlüsünü Düşünsenize..İnzivaya çekilip, hayattan elinizi eteğinizi çekip sürekli hastalığınızla hemhal olduğunuzu:)
Bırakın iyileşmeyi, isyana ve türlü olumsuzluklara sebebiyet verecek ruhsal bunalımları tetikleyen durumlar ortaya çıkar...

Hastalıklara sabretmek demek , gülmeyin, konuşmayın, insanlardan, sosyal hayattan soyıtlanın hasta hasta yatın demek değil, aksine bütün bunlarla beraber gülümseyin başkalarına da umut olun demektir...Allah bizleri sıratı mustakim üzere eylesin..

GurbetciCH 04 Şubat 2019 23:17

Alıntı:

Mihrinaz Üyemizden Alıntı (Mesaj 425295)
İyiki ahiret inancımız var.Dünya hayatının debdebesine aldanıp sadece burası için sorumsuzca yaşayarak hayat sürelerden bizi ayıran en önemli fark...Ahirete inanmak demek, şu dünya arenasında yaptıklarımızdan, yaşantımızdan hesap günü tek tek hesaba çekileceğimizi bilmek ve ona göre yaşamak demek değilmi?

Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilikle deneyeceğiz. Hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz. (ENBİYA/35)
Çaresiz biz sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. Müjdele o sabredenleri!BAKARA 155

Buyurup malımızla canımızla imtihan olacağımızı bildirmiyormu Allah azze celle..

Biz kullarının bu duygu acziyetine düşeceğimizi en iyi bilen Allah, kullarına çıkış yolunu ve reçeteyide sunuyor. "İnsan olmanızın gereği böyle hissedebilirsiniz, düşünebilirsiniz..Ama bunların hepsi geçici dünya hayatının imtihanlarından biri değilmi?..Sabredip, müjdelerle mükafatlanmakta senin elinde, isyan edip kaybedenlerden olmakta senin elinde.Hesap gününün varlığına inanan müminler olarak dğnyaya göbeğinden bağlı zevkü sefa içinde yaşayanlara, Karun gibi mal içinde yüzenlere imrenmeyin " mesajıdır bu.

Son cümlenizi çok samimice ifade edilmiş bulduğumu söylemeden edemicem:) Allah şifa versin...Dimi ya şunca hastalığın kederin içinde azıcık gülsem hatamı suçmu günah mı isyan mı:)

Bence değil...Hastalıklar moralle, gülümsemeyle, sosyalleşmeyle düzeliyor.Bütğn yaşananlara karşı güçlü hale getiriyor, hatta hastalığı kabulleniş ve Rabbine şükür kapılarını aralıyor. Sabredip derdin hastalığın Allahtan geldiğini bilip, gülebilmek hamdin, şükrün bir göstergesi. Diğer türlüsünü Düşünsenize..İnzivaya çekilip, hayattan elinizi eteğinizi çekip sürekli hastalığınızla hemhal olduğunuzu:)
Bırakın iyileşmeyi, isyana ve türlü olumsuzluklara sebebiyet verecek ruhsal bunalımları tetikleyen durumlar ortaya çıkar...

Hastalıklara sabretmek demek , gülmeyin, konuşmayın, insanlardan, sosyal hayattan soyıtlanın hasta hasta yatın demek değil, aksine bütün bunlarla beraber gülümseyin başkalarına da umut olun demektir...Allah bizleri sıratı mustakim üzere eylesin..

Cok tesekkur ediyorum size zaman ayirip aciklama yaptiginiz icin. Aslinda herseyi biliyorum ama isyan etmek, neden demek haddime degil sadece neyse, Rabbim ölümün bile hayirlisini versin. Lakin bazen yemek yemekten isden gelip uyumaktan veya telefonu elime almaktan bile acizim gerginim sinirliyim tuglerim tiken tiken, ornegin eve gidicem coplerimi dokucem yemek mi yapicam dusami gircem diye dusundukce bile sinirden gozlerim karariyor bazende kendimi tokatliyorum, Lakin insanligima donunce dua okuyup uyuya kaldigimda cok guzel ruyalar goruyorum ama yazmam :) iyi bir hoca anlatma nazar deger demisti, ama sinirli oldugumda gordugum ruyalarda 3 harfliler sanki evin icine dolup tasiyorlar ama inanmaya bilirsiniz belki ALLAHU EKBER DİYEREK UYANİYORUM 3 defa ve diyorum ALLAH beni seviyor :) karmasik bir hayat bunaldim diyebilirim

Mihrinaz 04 Şubat 2019 23:38

Bundan sonrası karışıkmış hakkaten))
Allah feraha çıkarsın yollarımızı..


SAAT: 08:02

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306