Kıblem televizyon
 

Kıblem televizyon
Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü durumlardan birisi, hatta en kötü durum, insanın esaret altına alınması, esir düşmesidir. Artık tamamen düşmanın pençelerine kaptırmıştır insan. Özgürlüğü elinden alınmıştır, baskı ve dayatmalara ve hatta zulüme maruz kalmıştır. Esir, esaretten kurtulana kadar, (ki kurtulabilirse) bu böyle devam edecektir....

Hayatımızı elimizden alan, bizi ailemizden ve hoş sohbetlerden alıkoyan ve hatta Rabbimize bile itaatten bizi uzak tutan televizyon, artık günümüzde, malesef ki, insanın putu, kıblesi, efendisi konumuna gelmiştir. Insan, televizyon'un esiri olmuştur. Dikkat edip üzerinde birazcık düşündüğümüzde, televizyonun hayatımızdaki yeri ve konumu bariz bir şekilde ortaya çıkacaktır.

Televizyon, hepimizin evinde baş köşeyi almıştır. Hatta yetmemiştir, kimi evlerde 2. 3. bir televizyon yatak odasına, çocuk odasına veya mutfağa girmiştir. Hayatımızın vazgeçilmez parçası olmuştur televizyon. Toplumumuzda, bazı insanların evlerinde halâ bir kuranı kerim bile bulunmazken, televizyon mutlaka vardır. Veya, televizyon herdaim elimizin altındayken, kuranı kerime saygıdan(!) onu el altında bulundurmaz, özel\gizli tenhalara saklarız. Peh! Ne saygı ama değil mi?

şöyle bir hayal edelim evimizdeki televizyonun konumunu.

Baş köşeye yerleştirdiğimiz televizyon, odanın heryerinden gorülmeli. Bütün eşyalar/koltuklar, ona doğru secde etmelidir. Bu durumda biz, hangi koltuğa oturursak oturalım, her zaman televizyona dönük olacağız. Yönümüz her zaman televizyona dönük. Bizim için çok önemli(!) televizyon proğramını seyrederken, önümüzden çocuğumuz yada eşimiz gectiğinde, hemencecik çekil! televizyonun önünden geçme! ikazını yaparız, gözlerimizi bir an bile ayırmadan. Cünkü ailemizden daha önemli bir proğram seyrediyoruzdur mutlaka.

Hani, namaz kılan bir insanın önünden nasıl geçilmez ise, kıblesiyle arasına nasıl girilmez ise, buda televizyonu kıble edinen bir insanın durumudur. Televizyon seyrederken önünden geçilmez!
Kıblemize dönerek ibadet ettiğimiz vakit ile, televizyonu kıble edinerek ayırdığımız vaktin arasında dağlar kadar fark vardır.

Oysa, mü'min bir kul için en fazla zaman ayırılacak şey, Rabbisiyle başbaşa kalmasıdır.

Gelin bu esaretten kurtulmak adına bir ön adım atalım. Haftada en az bir gün olsun televizyonu kıble edinmeyip, onu hiç acmayalım.

Rabbimizle, eşimizle, çocuklarımızla vede kendimizle başbaşa kalalım. Kendimizi dinleyelim. Belkide çok konuşacak şeyimiz vardır kendimizle?..

Gelin, Rabbimize kul, eşimize yar, çocuklarımıza can olduğumuzun, kendimize değer verdiğimizin farkındalığını yaşayalım.

Dini bir proğram izlerken bile, ani reklam aralarında bizim ve çocuklarımızın, haya perdelerimizin yırtılmasına izin vermeyelim. Bu günah esaretinden kendimizi bir günlük olsun kurtaralım.

Karanlık gönüllerimizi, kur'ani bir hayat yaşayarak aydınlatalım...

evet şu anki halimize yazık. Fakat gelecek günlerimizede yazık etmeyelim, silkelenelim ve Rabbimize yönelelim inşallah. Buda biryerden başlamakla olur.hep beraber ortak bir gün belirleyelim ve hepimiz o günde televizyonu boykot edip, Rabbimize ve yuvamıza dönelim.

İNŞAALLAH

Cevap: Kıblem televizyon
 

Müslümanların gündemini kuran oluşturmalı ve bi müslüman Kuranı gündem etmelidir.

Çünkü kuran geçmişten olduğun zamandan ve gelecekten haber veren ilahi ve KESİN BİR BİLGİDİR,gündemin en doğru haberi ve habercisi olarak,

Bunun içindirki müslümanlar Kuranı süslü bezlerin arasına sarıp evin yüksek yerine asıp saatlerce Sırtını kurana,yüzünüde tv lere çevirmekten haya eden insanlardır.. ve müslümanlarda tam da böyle fiillerde bulunurlar.

Müslümanlar her ahlaki durumun fululaştırıldığı ve rezilliğin ayyuka çıktığı bu tv lerdende uzak dururlar.Bunun dışında kalan insanlar ise sabah başkasına çalışır akşamda başkalarının hayatlarını izlerler,ayrıca akşam neyi izlemişlerse sabahta ONU GÜNDEM EDERLER,Bi futbol maçı denilen ayinini mi sabah onu konuşurlar çünkü gündemleri oveya fatmagülün şuçunu,[bunuda bi arkadaşın yaptığı espiriden aldım FATMAGÜLÜN SUÇU NE DİZİSİ VARMIŞTA ONDAN ÖRNEK VERDİM..] ,

Aslında bü tür insanlar yani süslü bezlerin arasına kuranı koyup,biri ölünce,veya bi kıraat yarışmasında,veya bi sünnette düğünde,[ki bunuda yapan çok az] oda manasını ne dediğini bilmeden okuyan,veya hatim indirmek oda yine manasını bilmeden[bunuda ya bi ölüde,yada ramazana denk getirmeye çalışırlar] insanların tv lere verdiği önem tvye ayırdıkları zamanla kıyaslanırsa KURANDAN DAHA FAZLADIR. çünkü bu tür insanlar FATMA GÜLÜN SUÇU NE VEYA Bİ FUTBOL AYİNİNDE SKOR NE DETAYLI ANLATTIKLARI VE Farkında olukları kadar,KURAN dan haberdar ve farkında değiller tabiki bunu 1400 yıl önce kuranda rabbimiz,seçtiği ve insanlığa örnek gösterdiği peygamberin muhammed sav min diliylede insanlara ulaştırmıştır,insanların kurana verdiği önemi...

furkan 30,,peygamber yarabbi bu kavim kuranı TERK EDİLMİŞ HALDE BIRAKTI..

evet bu gün müslümanların gündemini KURAN OLUŞTURURKEN,müslümanlıkta iddada kalanların gündeminide KAPİTALİZMİN İNEĞİ haline gelen TV LER oluşturur...

KİŞİ KENDİNE SORMALI BENİM GÜNDEMİMDE NE VAR VE BEN EN ÇOK NEYİ KONUŞUYORUM NEYDEN BAHSEDİYOR...Cevap Kuran ise ELHAMDULİLLAH devam etmeli böylecede,aksi olacak cevaplarda oturup ölmeden önce ÖZÜNE DÖNMELİ KURANA ihtiyaç ekmek ve sudan daha çoktur ve daha önemlidir...


ve son olarakta şu ayetlerin ışığında konuşaaklarımız ve gündemimizi ne oluşturmalıya dair biraz tefekkür....

"Sizi Sekar`a sürükleyen nedir?"
Cevap verdiler: "Namaz kılıp dua edenlerden değildik.
Yoksulu yedirip doyurmuyorduk.
Boş lakırdılara dalanlarla dalar giderdik. " Müddesir 42-45


Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler. Namazlarında huşû sahipleridir onlar. Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar. Müminun 1-3

Onlar yalana tanıklık etmezler/yalan söze kulak vermezler. Boş lakırdıya rastladıklarında soylu bir tavırla geçip giderler. Furkan 72



İnsanlara güzeli ve güzelliği söyleyin. Bakara 83

Boş lakırdıyı duyduklarında, ondan yüz çevirir şöyle derler: "Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Selam olsun hepinize. Biz cahilleri önemsemeyiz. " Kasas 55

okuyucalara bi sorum sizce yukardaki ayetler tv lerin konuşmaslarından ne kadarda uzak durmamızda bizi uyarmıyor mu..

Cevap: Kıblem televizyon
 

evet aynen katılıyorum güsel insan çok güsel yorumlamışınıs ayetler ışıgında
çok teşekkür ederim