Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   şeytan insana nasıl yaklaşır (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/2611-seytan-insana-nasil-yaklasir.html)

akgün 04 Nisan 2008 20:41

şeytan insana nasıl yaklaşır
 
Şeytanlar,hayra hiçbir kabiliyeti olmayan,sırf şer işleyen ruhani bir varlık nevidir. ‘ Nar-ı semum dan, yani dumansız ve harareti çok şiddetli bir ateşten yaratılmışlardır. İblisin asıl adı, Azazil idi. Adem e secde etmekten yüz çevirmesi ve Cenab-ı Hakk ın bu secde emrine kibirlenerek isyan etmesinden sonra , iblis ve şeytan isimlerini aldı.
Şeytanların bütün meşguliyet ve gayretleri, insanları imandan çıkarmak, günah işletmek ve küfre girmelerine sebep olmaktır. İnsanlığın manevi terakkisinde, ALLAH a kulluk vazifesini yerine getirmesinde en büyük engel,şeytandır. Kuran-ı Kerim de şeytan, insan için apaçık bir düşman olarak tasvir edilmiştir. Cenab-ı Hak,Kuran-ı Kerim de pek çok ayet-i kerimede müminleri şeytandan istiazeye,yani ALLAH a sığınmaya davet etmiştir.
Aslında şeytanın kendi başına bir gücü yoktur. Vesvese ve desiseleri de zayıftır. Fakat yaptığı işler,tahribat,yıkıp bozmak nevinden olduğu için,bir vesvese ve desise ile büyük zararlara sebep olmaktadır. Bu yüzden güçlü görülmektedir. Bir binayı yapmak ne kadar zor ,yıkmak ise ne kadar kolaydır. Şeytanın da yaptığı ve yaptırdığı bütün işler ,hep böyle tahribat cinsindendir. İşte gücü ve desiseleri bu kadar zayıf olduğu halde, büyük tahribat ve zararlar getirdiği içindir ki,Müslümanlar her zaman şeytanın şerrinden ALLAH a sığınırlar.
Hem insanın nefsi, şehvet ve gazap gibi his ve duyguları da, şeytanın her türlü telkin ve desiselerine karşı alıcı durumda olduklarından , bazen şeytanın ufak bir vesvese ve desisesi,insanı hemen tesiri altına almakta ve manevi pek büyük felaket ve zararlara atabilmektedir. İşte müminlere şeytanın şerrinin büyük gösterilmesi ve aldanmamaları için tekrar tekrar ihtarlarda bulunulması bu yüzdendir. Yoksa şeytanların kainatta icad ve fiil cihetinde ,hiçbir güç ve kuvvetleri,ALLAH ın mülküne hiçbir müdahaleleri yoktur.
Şeytan ,insanı yoldan çıkarmak için birçok hileye başvurur. Bu hile ve desiselerin en mühimleri şunlardır:
1.şehvet ve öfke:
Bunlar şeyatnın giriş yollarının en büyükleridir. Bu sebepledir ki, hadisi şerifte: şeytan kanın bedende cereyanı gibi insan vücuduna hulul eder. Onun yollarını açlıkla daraltınız. Buyurulmuştur. Çünkü şeytanın insana en büyük hulul yolu şehvettir. Açlık ise şehveti kırar.
2.hased ve hırs
Hırslı insan,hakkı görmekten kör ve hakikatı duymaktan sağır olur.
3.tama:
Şeytan insana tama ettiği şeyleri çeşitli riya ve hilelerle sevdirir. Öyle ki,adeta tama ettiği şey, insanın mabudu olur.
4.Acelecilik.:
Acele anında insan düşünmeye fırsat bulamaz. Şeytan da bu anda ona vesvese verebilir.
5.cimrilik ve yoksulluk korkusu:
Bu korku,insanı infaktan alıkor ve mal yığmaya davet eder.
6.şeytanın kalbe nüfuz ettiği kapılardan biri dedine hizmette mezhep ve meşreb taaddubudur. Böylece onu, kendi mezhep ve meşrebinde olmayanlara karşı kin tutmaya,onları küçümsemeye ve hakaretle bakmaya sevkeder. Bu hal çok tehlikelidir. Fasıklar gibi, abidleri de helaka götürür.
İnsanları hakir görüp onlarda kusur aramak kötü bir haslettir. Fakat şeytan bu kötü hasletleri dine hizmet perdesi altında insana hoş gösterir ve yerleştirir. Kişi bu hareketiyle din namına bir gayret sarfettiğini sanarak kendisinde sevinç ve neşe hisseder. Halbuki o, tamamen şeytanın tuzağına düşmüştür.
7. şeyatnın aldatma yolalrından biri de ,kulu insanlar arasındaki mezhep ,meşreb ve görüş ihtilafları ile ve bu husustaki dedikodularla ,lüzumsuz işlerle meşgul etmesidir.
8.şeytanın kalbe giriş kapılarında biri de cehalet ve gafletleri veya günahlara dalmaları sebebiyle akılları darlaşan, muhakemeleri kıtlaşan bazı kimseleri,akıllarının almayacağı bazı imani meseleler üzerinde düşünmeye sevkedip,şüpheye düşürmesidir.
9. Suizan:
Kim bir insan hakkında kötü düşünmeye başlarsa, şeytan bu kimseyi o adamın aleyhinde gıybet etmeye sevkeder. Yahut o adamın hakkına riayet ettirmez. Ona hakaret gözüyle baktırır.

Emekdar Üye 04 Nisan 2008 22:12

Cvp: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
“Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran' vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar);”(Nas Suresi,4-5)
İnsanlığın en büyük ortak düşmanı “Şeytan” sanılanın aksine insanları çok büyük kötülüklerin ve apaçık günahların içine sürüklemez. Her düşman gibi şeytan da son derece sinsidir. Şeytan ve taraftarları insanların en değerli kaynakları olan vakitlerini tüketmeye çalışır. Nasıl mı? Oldukça sinsi bir metotla: detayların içine hapsederek…

Dünya hayatında imtihanımız gereği, her gün kendimizi bambaşka bir olayın içinde veya bambaşka bir konumda buluruz. Allah bizim bu olaylar karşısındaki davranışlarımızla
deneyeceğini “O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır.” (Mülk Suresi,2)ayetiyle haber vermektedir. Allah’ın sonsuz cennetine kavuşabilmek için insan, bu davranışlarını her an Allah rızasının en fazlasını kazanacak şekilde düzeltmekle yükümlüdür. Ne var ki şeytan, insanın karşılaştığı bu görüntüleri ve olayları içinden çıkılamaz bir hale getirmek için uğraşan bir düşmandır. Şeytan bu görevini son derece sinsi yöntemlerle yerine getirir.

Şeytanın Silahı Detaylarla Oyalamak

“(Şeytan) Onlara vaadler ediyor, onları en olmadık kuruntulara düşürüyor. Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez.”(Nisa Suresi,120)

Ayetten de anlaşıldığı gibi, insan Allah rızası için, İslam’ın yararına bir işe koyulduğunda şeytan da hemen onun yanında çeşitli vaatlerde bulunarak iş başına geçer. Fakat insanı, açıkça Allah yolundan alıkoyamayacağını bildiğinden bu işi “detaylara gizlenerek” yapar.
Müminin yapacağı işin sonuca ulaşmasını engellemek için, onun dikkatini işi yavaşlatıp geciktirecek, hatta yapmaktan vazgeçirecek detaylara çeker. Örneğin Allah rızası için yapılan hayırlı bir işe engel olmak, insanların imanına vesile olacak her türlü faaliyeti önlemek için şeytan, kişiyi o işle ilgili birçok detayla oyalar. Bu da kişinin hem vakit kaybetmesine, yapılacak işi giderek daha zor görmesine hem de şevkinin kırılmasına sebep olabilir.

Şeytanın insanı detaylarla oyalama taktiğine bir diğer örnek de günlük hayattan verilebilir. İnsanın bütün gün boyunca “ne giyeceğim, akşama ne yiyeceğim, filanca yere nasıl gideceğim, falanca acaba hakkımda ne düşünüyor..” gibi gereksiz detaylara takılıp kalması onu asıl düşünüp anması gereken çok daha önemli konulardan uzaklaştırır. Allah rızasını kazanacak faydalı işler yapmaktan alıkoyar. İşte şeytanın hedeflediği de tam olarak budur. Şeytan hayra engel olmak için dosdoğru yolların üzerine pusu kurup oturur.

"Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım.”(Araf Suresi.16)
Oysa Allah rızası için yola çıkan bir kimse, hiçbir konuda detaylarla gereksiz yere vakit kaybetmez, sonuca kilitlenir. Allah’ın “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi, 5) ayetini düşünür, Allah’ın zor gibi görünen her işi kendisi için kolay kılacağını bilir ve Allah’a güvenir. Böylece detaylarla hiç uğraşmadan Allah rızası için yapması gereken işi en kısa sürede sonuca ulaştırır.

Detaycılık Bir Tür Manevi Hastalıktır
Detaycılık, insanı imandan, derin düşünmekten uzaklaştıran bir tür manevi hastalıktır. Şeytan bu hastalığın ilk virüsünü, önemsiz detaylarla düşünceye enjekte eder. Hastalık zihinde yayıldıkça etkilerini başarısızlık, şevksizlik, ümitsizlik, pasiflik olarak gösterir. Kişi detaylara o kadar dalmıştır ki, işi yapanın da yaptıranın da Allah olduğunu unutmuştur. Bu yüzden de elini attığı hiç bir işte başarılı olamaz, bütün yaşamında bir bereketsizlik hakim olur. Bu başarısızlıkları onun şevkini ve ümidini iyice yok eder, giderek daha pasif bir karaktere bürünür. Oysa bu hastalıktan kurtulmak son derece kolaydır. Bu durumu şeytanın verdiğini bilen insan, her işinde samimi bir niyetle o işi sonuçlandırmaya odaklanarak şeytanın planlarını bozabilir. Allah da onu, ayette bildirdiği gibi “kolay olanda başarılı kılar”. (A’la Suresi, 8)

Titizlik ve Detaycılığı Karıştırmamak
Titiz olmakla detaycı olmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Titiz olmak yapılan işe duyulan saygının göstergesidir. İşi en güzel, en doğru ve en başarılı şekilde sonuçlandırmak için yapılan çalışmayı titizlikle sürdürmek, tüm dikkatini vererek özenle çalışmak ve önündeki işe kilitlenip sonuca odaklanmak demektir.
Ne var ki bunun şeytanın bir taktiği olduğunu bilen mümin herhangi bir iş üzerindeyken o işi tamamlamasına engel olacak hiçbir detayla vakit kaybetmez, sadeye yapacağı işe kilitlenir.
Şeytanın en önemli silahlarından biri olan detaycılık maskesiyle onu hapseder.

akgün 04 Nisan 2008 22:46

Cvp: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
teşekkürler tamamlayıcı bilgiler için


Allah(c.c) tüm inananları şeytanın hilelerinden korusun İnşallah.

KEVİR 07 Mayıs 2008 17:47

Cvp: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
benden uyarı, sakın şeytanı kovalayacağım diye peşine takılmayın:))

Esma_Nur 23 Mayıs 2013 13:01

Cevap: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
Şeytanın Unutturma özelliği vardır
Yusuf, hapisten kurtulacağına inandığı o ikiden birine dedi ki: "Beni efendinin yanında an". (Benden söz et ki, beni kurtarsın). Fakat Şeytan, ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yıllarca zindanda kaldı. (YUSUF/42)
Adam: "Gördün mü! dedi. Kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O denizde garip bir yol tutup gitmişti." (KEHF/63)
Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman hemen onlardan uzaklaş ki, ondan başka söze dalsınlar. Eğer şeytan bunu sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen kalk, o zalimler topluluğuyla oturma. (EN'AM/68)

EyMeN&TaLhA 07 Eylül 2014 07:38

Cevap: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
İblis Nerede, nasıl vesvese verir?

Şeytan'dan korunmanın ipuçları...
Birinci sura kadar yaşayacağı için, İblis'e nesil verildi.

İblis'in birçok çocukları vardır. Her birinin isimleri ve görevleri vardı...

1. Hanzeb: Namazda vesvese verir. Namazda böyle bir şey hissedince Allah'a sığın.

2. Velhan: Temizlikte çok su kullandırarak vesvese verir. Çok su kullandırır, sonra da gülüp alay eder.

3. Zellenbur: Bu da çarşılarda esnafa bozuk mal satmayı, yalan yemini, malını methetmeyi, malın kusurunu gizlemeyi ve insanları aldatmayı güzel gösterir.

4. Vesnan: Uyku şeytanıdır. Namaz ve diğer ibadetler için kafayı ve göz kapaklarını bastırır, zina ve hırsızlık gibi haramlar için insanı uyarır.

5. Betr: Musibet şeytanıdır. Bağırıp çağırma, yüze tokat vurma gibi cahiliye adetlerini güzel gösterir.

6. Dasim: Yemek şeytanıdır.
İnsan besmele çekmediğinde, onunla yemek yer, eve girer, yatakta uyur, besmele ile dürülmemişse elbiseleri giyer.
Karı koca arasında düşmanlık meydana getirmeye çalışır.

7. Metun veya mesût: İnsanlar arasında yalan haberleri yayar, sonra onların aslı çıkmaz.Kişinin her duyduğunu konuşması yalan olarak kendine yeter.

8. El Ebyaz: Peygamberlere ve velilere musallat olan şeytandır.
Peygamberlere bir zararı dokunamaz, veliler ise onunla mücadele ederler.

Allah'ın korudukları selâmettedir, korumadıkları ise sapıtırlar.

EyMeN&TaLhA 07 Eylül 2014 07:41

Cevap: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
ŞEYTAN’IN 12 TATLI SÖZÜ (!)

1 – Bir defayla bişey olmaz
2 – Daha genciz.
3 – Allah (C.C) kalbin temizliğine bakar.
4 – Allah (C.C.) ile kul arasına girilmez.
5 – Emekli olduktan sonra.
6 – Zaman size değil siz zamana uyun.
7 – Allah(C.C) affeder.
8 – Bu kadar günahtan sonra biraz zor....

9 – Fazla düşünme kafayı yersin.
10 – Cehennemde biraz yandıktan sonra nasıl olsa cennete
girmeyecek miyiz?
11 – Büyüklerimizde böyle yapıyordu.
12 – Aman ha beyninizi yıkamasınlar.

EyMeN&TaLhA 07 Eylül 2014 07:44

Cevap: şeytan insana nasıl yaklaşır
 
îbni Abbas (R.A.) den naklen Muaz bin Cebel rivayet ediyor;
Bir gün Resulullah (S.A.V.) Efendimiz Hz. Eyyüb El-Ensarî' nin evinde
ashabı ile sohbet ederlerken, dışarıdan:


- Ya Rasülullah! Görülecek, halledilecek bir işim var. Halli için içeriye
girmeme müsaade buyurur musunuz? diye bir ses geldi. Bu sesi işiten
Rasulüllah (S.A.V.) Efendimiz ashaba dönerek:
- B
u sesin sahibinin kim olduğunu biliyor musunuz
- ALLAH ve Rasülü en iyi bilendir. Sesin sahibinin kim olduğunu
bilmiyoruz ya Rasûlullah! dediler. Efendimiz:


- O, melûn îblîs' tir ALLAH' ın laneti O' nun üzerine olsun, buyurunca
Hz. Ömer (R.A.) hemen yerinden fırlayarak:

Ya Rasûlullah! izin veriniz. O' nu hemen öldüreyim, dedi.
- Dur ya Ömer! Bilmez misin ki
O' na belli hır vakte kadar mühlet verilmiştir. Buna kimse muktedir
değildir. Öldürmeyi aklından çıkar, dedikten sonra şöyle buyurdu:
- Kapıyı açın, gelsin. O, buraya gelmek için emir almıştır. Söyleyeceği
sözleri iyice anlamaya çalışınız' .
Rasûlüllah' ın izni üzerine açılan kapıdan melun îblîs içeri girdi.
Gözleri yukarı doğru açılmış, kafası büyük bir fil kafası gibi. şaşı, köse
bir ihtiyar görünümünde. îblîs:
- Selam sana ya Muhammedi Selam size ey Peygamber ashabı! diye
selam verdi. İblîs' in selamını kimse almadı. Peygamber (S.A.V.)
Efendimiz:
- Selam ALLAH' ındır ey mel' un! buyurarak, bize niçin geldin ya laîn?
diye sordu.

İblis:

- Ben de buraya gelmekten çok rahatsız oldum. ALLAH-u Teala' nın,
bir melekle; "Habibim Muhammed' e (S.A.V.) zeliline bir şekilde
gidecek ve insanları nasıl aldattığını anlatacaksın. Sana ne sorulursa
doğru cevap vereceksin şeklindeki emri üzerine buraya geldim." dedi.

Bunun üzerine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz.
- Ya mel' un! Söyle bakalım. insanlar arasında en çok sevmediğin
kimdir? diye sordu, îblîs:
- Sensin ya Muhammedi diye cevap verdi. Rasülüllah:
- Benden sonra en çok kimleri sevmezsin? diye sordu, îblîs:
- Adil devlet reislerini, ilmiyle amel eden alimi,
Varlığım yoluna adayan müttakî genci.
Sabırlı olan fakiri ki, ihtiyacım üç gün üst üste hiç kimseye anlatmaz,
halinden kimseye şikayet etmez.
Şükreden zengini ki, kazancı helal yoldandır ve rızası için harcar ,fakir
ve yetimleri korur.

Kur' ân-ı hıfzederek onunla amel edeni ve beş vakit ALLAH (c.c.)
rızası için ezan okuyan .müezzini, Dinine bağlı, daima abdestli olan
zahidi ve kendini haramdan sakınan merhametli kalb sahi-bini; Helal
yiyip cömert olan kişiyi ve Hakk için tevazu edip, ahlakı güzel olanı;
Herkes uyurken gece kalkıp namaz kılanı; ALLAH (c.c.) için sevişen
iki genci, Cemaatle namaz kılmaya çok istek ve dikkatli mü' mini
kalbinde bir şey olmaksızın arkadaşlarına nasihat verip, ALLAH' ın
(c.c.) tekeffül ettiğini tasdik edeni; İhlaslı ve tesettüre riayet eden
kadınlara yardımcı olan kimseyi; ölüm her an gelecekmiş gibi hazırlık
yapan müslümanı hiç sevmem. Bunlar benim can düşmanlarımdır,
diye cevap verdi.
Resülullah (S,A.V.) Efendimiz ile îblis arasında şu konuşma geçti:
- Ümmetim tadil-i erkan üzere namazını eda etse nasıl olursun?
- Beni bir sıtma tutar, tir tir titrerim. Kul ALLAH için secde ettikçe bir
derece yükselir.
- Peki, oruç tuttukları zaman?
- Elim, ayağım bağlanır. Ta onla iftar edinceye kadar.
- Kur' an okudukları zaman?
- Eririm. Suda eriyen tuz, ' Ateşte eriyen kurşun gibi.
- Hacc etseler?
- Boynuma bir zincir vurulur.
- Sadaka verdikleri zaman nasıl olursun?
- İste o zaman halim çok kötü olur. Sanki sadaka veren başımdan
aşağıya beni ikiye böler.
Zira sadakada şu hasletler vardır;
Sadaka verenin malı bereketlenir. ALLAH-u Teala sadakalarım
cehennemle arasında perde yapar, her türlü belâ sıkıntı ve üzüntüleri
ondan giderir, duaları makbul olur, Kıyamet günü hayırları mizanda
ağır gelir.
İblîs' in bu sözlerinden sonra Resülüllah (S.A.V.) Efendimiz, ona sıra
ile şu sorulan sordu.
- Ya mel' un! Beraber oturduğun arkadaşın kimlerdir?
- Faiz yiyenler.
- Dostların kimlerdir?
- Zina edenler, yalan söyleyenler.
- Yatak arkadaşların ve hizmetçilerin kimlerdir?
- İçki içenler, sarhoşlar.
- Misafirlerin kimlerdir?
- Hırsızlar.
- Elçîn ve habercilerin kimlerdir?
- Sihirbazlar. .
- Gözünün nuru nedir?
- Talak' a (Karısını boşamak için) yemin edenler.
- Sevgililerin kimlerdir?
- Cuma namazını terkedenler.
- Hazinedarın?
- Zekat vermeyenler.
- Peki, ya lain, senin kalbini ne kırar?
- ALLAH rızası için cihada giden atların kişnemesi.
- Senin cismim ne eritir?
- Günahlarına tövbe edenlerin tövbesi.
- Ciğerini parçalayan nedir?
- Gece ve gündüz ALLAH' a çokça yapılan istiğfar.
- Peki, yüzünü ne kara eder?
- Gizlice verilen sadaka.
- Gözünü kör eden?
- Teheccüd (gece) namazı.
- Başını eğdiren?
- Çokça cemaatle kılınan namaz ve sana devamlı getirilen salavat.
- Sana göre insanların en sevimli-si kimdir?
- Namazlarını bilerek kasden bırakanlar.
- Sana göre insanların en şakîsi kimdir?
- Cömertler.
- Seni işinden ne alıkoyar?
- Alimlerin meclisleri.
- Ebu Bekir için ne dersin?
- Cahiliyyet devrinde bile bana itaat etmeyen O. İslam' a girdikten
sonra mı itaat edip yalan söyleyecek?
- Peki Ömer için ne dersin?
- Her gördüğüm yerde ondan kaçarım.
- Peki Osman için?
- O' ndan pek çok utanırım.
- Peki ya Ali için ne dersin?
- O' nunla başa çıkamam! Beni kendi başıma bıraksa. Ben de O' nu
bıraksam. Ama O beni bırakmaz.
Resülüllah (S.A.V.) İblîs' in bu sözlerinden sonra söyle buyurdu.
- ALLAH' a hamdolsun. Ey şakî Ümmetimin saadete kavuşması için
ahiretine hazırlanmasını sağladın.
Bunun üzerine İblîs de şöyle dedi:
- Ya Muhammedi Ümmetinin saadeti için nasıl ferah durursun? Ben o
belli vakte kadar sağ kald?kça, onların kan damarlarında dolaşır,
vesvese veririm. Beni yaratan ALLAH' a yemin ederim, ki, onların alim
ve cahillerim, abid ve tacirlerini velhasıl hepsini azdırırım. Yalnız
ALLAH' ın salih kulları müstesna. İşte onları azdıramam.
Rasülüllah (S.A.V.) Efendimiz:

- Sana göre bu salih kullar kimlerdir. Ya Lain? diye sorunca İblîs;
- O salih kul ki mal ve parayı sevmez, medhedilmekten hoşlanmaz,
hemen onu bırakır, kaçarım. Bir kimse ki malı, parayı ve övülmeyi
sever, kalbi dünya arzularına bağlıdır. İşte o benim en itaatkar
dostumdur.

Sonra benim yetmişbin tane çocuğum vardır. Onların her birini bir yere
tayin etmişimdir. Her çocuğumun da yetmişbin tane şeytanı vardır.
Onların bir kısmını ülemaya, bir kısmım meşayiha, bir kısmım ihtiyar
kadınlara musallat etdim. Bir kısmını gençlere ve çocuklara
gönderdim. Gençlerle aramız gayet iyidir. Çocuklarla da bizimkilerin
istedikleri gibi oynarlar. Bir kısmını da âbid ve zahidlere yolladım. Her
taraflarından hücum ederler. Öyle bir hale gelirler ki, başlarlar, çeşitli
sebeplerden herhangi birine sövmeye. İşte böylece ihlasları gider.
Yaptıkları ibadetleri ihlassız olur. Fakat bu durumlarının farkında
olamazlar.
Rasûlallah (S.A.V.) ile iblis arasındaki konuşma şöyle devam etti:
- Rabbinden neler taleb ettin?
- On şey taleb ettim.
- Nedir o taleb ettiklerin ey mel' ün?
- Şunlardır: Birincisi, ALLAH' tan beni, Adem oğullarının malına ve
evladına ortak etmesini, diledim. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki
bu (Onların mallarına ve çocuklarına ortak ol. Onlara vaad et. Halbuki
şeytan onlara aldatıştan başka ne vaad eder "îsra: 64") ayet-i celîlesi
ile sabittir.
Besmelesiz kesilen her hayvanın etinden, faiz ve haram karışan her
yemekten yerim.
Şeytandan, ALLAH' a sığınılmayan malın da ortağıyım. Öyle ki, cinsî
münasebet anında besmele çekmeyip şeytandan ALLAH' a sığınmayan
kimse ile birlikte, hanımı ile birleşirim. Ve o birleşmeden hâsıl olan
çocuk bize itaat eder, sözümüzü dinler.
Her kim hayvana (veya vasıtaya) binerken haram yola gitmeyi
isteyerek binerse ben de onunla beraber binerim. Ona yol arkadaşı
olurum. Bu da ayet ile sabittir. ALLAH-u Teala bana şu emri verdi:
"Onlar üzerine suvalilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart. -îsra: 64-"
Kendime kardeşler istedim. Bana mallarım israf edenlerle, ma' siyet
yoluna para harcayanları verdi.
Bu da şu ayet-i celîle ile sabittir. "Çünkü (mallarını) saçıp savuranlar
şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine (karşı) çok
nankördür.")
Ben Adem oğullarını görebileyim, fakat onlar beni görmesinler diye,
diledim. kabul etti.
Bunun üzerine Resülülah (S.A.V.) şöyle buyurdu.
- Eğer bu söylediklerini ALLAH' ın (c.c.) Kitabındaki ayetlerle isbat
etmeseydin seni tasdiklemezdim.
Ya Muhammedi Ben hiç kimseyi azdırmaya, delalete düşürmeye kadir
değilim. Ancak vesvese vererek kötü bir şeyi güzel gösterebilirim.
Eğer delalete düşürmeye imkanım olsaydı, dünyada ALLAH' a ve
Peygamberlerine inanan hiç bir insan bırakmaz, hepsini delalete ve
küfre sürüklerdim.
Nasıl ki, sen de, hidayete kadir değilsin. Zira Sen ancak ALLAH' ın
Rasülüsün ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı
yeryüzünde tek kafir bırakmazdın.
Sen, ALLAH' ın mü' min kulları için bir hüccetsin... Ben de, kendisi
için ezelde şekavet yazılan kimselere bir sebebim.
Hidayet de, dalalet de ancak ALLAH' tandır.

- o -

Şeytan onlara vaad eder, olmayacak kuruntulara ve ümidlere düşürür.

Fakat şeytan onlara kuru bir aldatmadan başka ne vaad eder?
İşte onların (aldananların) varacakları yer cehennemdir. Oradan
kaçacak bir yer de bulamayacaklardır.
Nisa Süresi Ayet: 120-21

Kur' an okuduğun vakit, o kovulmuş şeytandan ALLAH' a sığın.
Hakikat şu ki iman edipte Rableri-ne tevekkül edenler üzerinde o
şeytanın herhangibir hakimiyeti yoktur.

Onun hakimiyeti ancak, kendisini dost edinenlere ve ALLAH' a ortak
koşanlaradır.
Nahl Süresi: Ayet 98-99-100



alıntıdır


SAAT: 15:11

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321