Nimetin Kıymeti Elden Çıkınca Anlaşılır
 

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki :

Bir padişah , ilk defa deniz aşırı bir ülkeye giderken , çok sevdiği kölesini de alarak gemiye biner. Biraz açıldıktan sonra , ilk defa gemiye binmiş olan köle '' ben korkuyorum, bu gemide gidemem, beni geri götürün'' diye bağırmaya başlar. Gemidekiler '' etme , eyleme padişah rahatsız oluyor '' diye ikaz etselerde köle feryada devam eder. Susturmak mümkün değildir.
Gemideki bir şeyh , padişaha haber gönderir , '' ben bunu susturmasını bilirim'' der . O köleyi yanına alıp '' gel biraz sohbet edelim'' der . Köle de '' ne sohbeti ben çok korkuyorum'' diye cevap verir. Şeyh de '' korkma şöyle yan yana gidelim ''. Tam geminin kenarına gidince köleye omuz atar ve köle denize düşer. Köle '' ölüyorum! boğuluyorum '' diyerek sürekli bağırır.
Etraftakiler '' efendim ölecek'' derler, fakat şeyh '' ölmez merak etmeyin biraz uğraşsın '' Bir süre sonra köle yorulur ve bağırmaktan vazgeçer. Şeyh de '' şimdi alın'' der.
Köleyi güverteye çıkarırlar , elbiselerini değiştirirler. Köle bir köşede sessizce oturmaya başlar.
Bazıları kölenin yanına giderek '' az önce çok bağırıyordun , sana ne oldu ? '' diye sorarlar. Köle denizi göstererek '' bağırırsam beni oraya atarlar '' Önceden gemide olmanın rahatlığını unutmuş bağırırken , şimdi o nimetin farkına varır. Sadi Şirazi hazretleri bunu anlattıktan sonra ;
'' Beterin beteri vardır , elden çıkmadan bu nimetin kıymetini bilmeli'' buyurur.

Peygamber Efendimizde buyuruyor ki :
'' Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin ''
1. İhtiyarlıktan önce gençliğin
2. Hastalıktan önce sağlığın
3. Meşguliyetten önce boş vaktin
4. Fakirlikten önce zenginliğin
5. Ölümden önce hayatın kıymetini biliniz.
Onun için daha beterine düşmeden halimize şükredelim. Aklı olmayan , gözü görmeyen , felçli olan veya iki eli felçli olup kendi ihtiyaçlarını gideremeyen kimseler var.
Allah'ü Teala'nın verdiği bu kadar güçle O'na ufak bir ibadette , hizmette , yalvarışta bulunmamak , O'nu Rab olarak kabul etmemek , ihsan ettiği nimetler için O'nun şanına layık bir teşekkür ve dua etmemek insanlığa sığar mı ?







M.Ali Demirbaş