Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz !! (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/347-nasil-yasarsaniz-oyle-olursunuz.html)

MERVE DEMİR 04 Ağustos 2007 00:58

Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz !!
 
Günlük olaylar inanmış insanda çok büyük etki yapmaz. Çünkü o, hayatının hedefi bilmiyor bu olayları. Onun hayatının bir hedefi, gayesi, ömrünün bir maksadı söz konusudur. O, bu hedefi düşünür, bu gayeyi hatırlar, bu maksada göre yorumlar her olayı.

Onun esas meselesi, (bireysel plânda) gayesine uyan bir dinî hayat içinde olup olmadığı meselesidir.

Bu yüzden kendi hayatını tanzim, onu büyük çapta ilgilendirir; onunla memnun, onun sapmasıyla mahzun olur.

Aslında dikkat edilirse görülür ki, inanmış insanlar, sunî olayların etkisinden en çabuk kurtulan insanlardır.

Hatta denebilir ki, insan inancında ne kadar derinleşirse sunî olaylardan da o nispette uzak kalır, etkisine girmez, stresine maruz kalmaz.

Çünkü hangi olay olursa olsun onun istikbalindeki ebedi hayatıyla mukayese edilecek ehemmiyette değildir.

Onların hepsi de gelip geçer; ancak ebedi hayatına ait konular gelip geçmez.

Öyle ise esas mesele, ebedi hayatını burada kazanıp kaybetme meselesidir.

Kaldı ki, bu sadece inanmış insan için değil, inanmamış için de böyledir.

Ama o, şu anda onun önemini bilmiyor, farkına varmıyor.

Bir gün öylesine bir farkına varacak ki, tartışma götürmeyecek şekilde hem de... Ancak bu uyanmanın hiçbir faydası olmayacaktır. Çünkü tünelin ucu göründükten sonra dönüş makbul değildir.

Maneviyat büyüklüklerinin ifadesine göre her insan ölüm ânında varacağı mekânı görür, âkıbetini müşahede eder. Bu müşahededen sonra da ya sevinç duyar ya da büyük çapta pişmanlık.

Pişmanlık duyanlar geri dönmek ister, yaptıklarından, söylediklerinden, yaydıklarından dönüş yapar, vazgeçip tevbe ederler. Ancak bu tevbenin onlara bir faydası olmaz. Çünkü bu tevbe, bu dönüş, âkıbeti müşahede ettikten sonraki mecburi dönüştür.

İman ve tevbe bu kadar geciktirilmemeli, koskoca bir hayatı isyan ve inkâr içinde tüketip de âkıbetini gördükten sonra tevbe eder duruma düşmemelidir. Zira varacağı yeri keşfettikten sonraki tevbe ve iman, kurtarıcı olmaz.

Bundan dolayıdır ki Efendimiz (sav) insanları ikaz etmiş, yaşadıkları hayata dikkat çekmiş ve buyurmuş ki:

– Bir ömrü nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz. Nasıl ölürseniz öyle de dirilirsiniz!

Öyle ise, imanla yaşayın ki imanla ölesiniz. İmanla ölün ki imanla dirilesiniz. Mahşerde de imanlılara verilecek mükâfatlara layık olasınız.

İşte imanlı insanın hayatta en mühim meselesi bu.

İmanla yaşamak, imanla ölmek!
Üzülürse bu konudaki gerilemesinden dolayı üzürlür, sevinirse bu konudaki hizmetinden, başarısından dolayı sevinir. Günlük dünyevî olaylar fazla etkilemez onu.

Medineweb 13 Ocak 2014 12:53

Cevap: Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz !!
 
Biz misafiriz!

Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
Bu dünya imtihan yeridir. Gelip geçicidir. Tohum ekme yeridir. Hasat biçilmesi ahirettedir. Onun için (Dünya ahiretin tarlasıdır) buyuruluyor. Bu dünyada devamlı huzur, rahat arayan ahmaktır. Bu dünyada, Cenab-ı Hakkın ahirette vaad ettiklerini arayanlar, Allahü teâlânın Cennette vereceklerini isteyenler yanılırlar; çünkü Peygamber efendimiz, (Dünya, müminin zindanı, kâfirin Cennetidir) buyuruyor. Müminin zindanı demek, müminler dünyada sıkıntı çekecek demektir; çünkü hapishanede olan sıkıntı çeker. Sabredeceğiz, şükredeceğiz. Rabbimizin bizi af ve mağfiret edeceğini; merhametiyle, lütfu ile bize Cennetini ihsan edeceğini ümit ediyoruz, onu istiyoruz. Vereceğine de inanıyoruz, zerre kadar şüphemiz yoktur; çünkü Cenab-ı Hak, (Kulum beni nasıl zannederse, onu öyle karşılarım) buyuruyor. Cenneti istemeyenler, alay edenler de var. Onlar da öyle istiyor. Allahü teâlâ, istemeyene Cenneti veriri mi?

Her işimiz, her yaptığımız, her hareketimiz imtihandır. İmtihanda duyulan heyecan, yaşarken duyulmazsa, emir ve yasaklara dikkat edilmezse, dine uymada gevşeklik olursa, diğer taraf sıkıntılı olur. İşte, imtihana çekileceğimizi unutmamalı, agâh yani uyanık olmalı, gafletten kurtulmalı. Mesela, helalinden kazanmak, helal lokma yemek, dinimize uygun olarak evlenmek, iş kurarken, iş bozarken, Rabbim bundan razı mı, değil mi diye düşünmek, hep agâh olmaktır.

İnsan birinin evindeyken daima ev sahibiyle yaşar. Mesela, İmam-ı Rabbani hazretlerinin evinde olsaydık, o anda nasıl o mübarek zatı unuturuz ki? Bu mümkün mü? Her tarafta o mübarek zat var; çünkü onların evi. Orada oturuyor, orada konuşuyor. Yani onların evinde, onların yanında, başka bir şey akla gelmez ki. İnsan nasıl o mübarek zatın evinde olur da, kendisini meyhanede, kendisini sokakta zannedebilir. Olacak iş değildir.

İşte bunun gibi, bütün kâinat da Rabbimizindir. Her an Onun nimetlerini yiyoruz. Her an Onun durdurmasıyla hayattayız. Her an bizi konuşturan, işittiren, yürüten, besleyen hep Odur. Her an bizi görüyor, her an bizi işitiyor. Onunlayız. Peki, insan Rabbimizin bize ihsan ettiği mekânda yaşar da, nasıl nimet sahibinden gâfil olur? Nasıl Onu unutur?

Allahü teâlâyı unutmamak, Onu her an hatırlamak Müslümanlıktır. Kısmen de Müslümanlık olmaz. Camide Müslümanlık, sokakta canavarlık olmaz. Bütün kâinat Onundur. Biz misafiriz. Allahü teâlâyı unutmazsak, neyi hatırlarsak o şekilde ölürüz. Peygamber efendimiz, (Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle haşrolursunuz) buyuruyor.


SAAT: 23:20

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320