Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   TARİKAT-I MUHAMMEDİYE… (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/35899-tarikat-i-muhammediye%85.html)

FECR 27 Ocak 2019 09:26

TARİKAT-I MUHAMMEDİYE…
 
TARİKAT-I MUHAMMEDİYE…*
.
Bizim bir mürşidimiz var…
Ama onun diğer mürşidler gibi olağanüstü özellikleri yok!
O, tıpkı bizim gibi bir beşer(18/110).
Bizim gibi yemek yer, bizim gibi çarşı pazar dolaşır(25/7).
.
Gaybı bilmez(6/50). .
İnsanların kalbini okuyamaz (9/101).
Bazı mürşidler müritlerinin yataktaki dönüşlerini kilometrelerce mesafeden görürlerken! o eşlerinin kendi hanesinde yaptıklarını bile göremez(66/1-5).
.
Allah’ın dilemesi dışında bize de kendisine de bir fayda sağlayamaz (7/188).
Yani -bazı mürşitler gibi!- ahirette bize torpil yapamaz(7/188).
Bizi azap meleklerinin elinden kurtaramaz (7/188).
Hatta değil bize geleni, kendisine gelen zararı bile savamaz (72/21).
Üstelik ahirette bize ve kendisine ne yapılacağını bile bilmez (46/9).
.
Kimseyi çarpamaz (72/21).
Ölülere işittiremez(30/52). Yani kabirdekilerle sohbet edemez.
Eceli gelince ölümünü erteleyemez (39/30).
Yani bazı mürşidler gibi! Azrail’i geri gönderemez.
Değil bir insanı bir tavuğu bile diriltemez.
Havada uçamaz, denizde yürüyemez, aynı anda birkaç yerde görünemez.(17/59,90-93).
.
İşte bizim mürşidimiz böyle…
Diğerleri gibi olağanüstü mucizelere-kerametlere sahip değil!
.
Silsilesi, İsa, Musa, İbrahim as gibi Nebilerden Adem aleyhisselama kadar uzanır gider ama onun Allah’tan başka –gavs, kutub vs gibi– sığınacağı kimsesi yok (72/22).
Bu yüzden darda kalınca da normalde de yalnızca Allah’tan yardım ister(1/5;72/20).
Çünkü Allah’tan başka yardım isteyebilecek/sığınabilecek kimsesi yok(26/47;72/20-22).
.
Üstelik o –diğer mürşidler gibi!– günahsız da değil. Öyle ya da böyle bazı günahları olmuş ve bunlar için Allah’tan af da dilenmiştir (40/55).
Günahlarının bağışlanması için araya koyabileceği! kimsesi de olmamıştır. Bu yüzden direkt olarak Allah’a yalvarmıştır(72/20;41/6).
.
Yani bizim mürşidimiz diğer mürşidler gibi değil…
O, oldukça mütevazı...(25/63).
Kimseye efendilik taslamaz. Yanındakilere krallık değil arkadaşlık eder(7/184;34/46).
O, -diğer mürşidler gibi!- bir bakışı ile yanındakileri hizaya dizen karizmatik bir şahsiyet de değil.
Hatta değil hizaya dizmek -hakkında Allah’ın hükmü bulunmayan konularda- arkadaşları ona itiraz bile eder.
Mesela azadlısı Zeyd’e ‘’karını boşama, Allah’tan kork’’ dediği halde Zeyd karısını boşar(33/37). Ama o ona küsmez, kınamaz da onu.
Arkadaşları o komutan olduğu halde savaş konusunda bile onunla tartışır(8/5,6).
Hatta sadece en yakınındakiler değil herhangi bir kadın bile gelip onunla rahatlıkla görüşebilir. Ve hatta onunla tartışabilir(58/1).
Çünkü onun etrafında ‘’efendi hazretleri şu anda müsait değil’’ diyen adamları yok!
.
Ve o –hakkında Allah’ın hükmü bulunmayan konularda- kendisine itiraz eden/tartışan arkadaşlarını kınamaz. Onları etrafından dağıtmaz. Hatta onlarla istişare eder. Ve hatta onlara uyar da(3/159).
Ama sonuç iyi olmayınca da onlara kızmaz, ‘’sizin yüzünüzden oldu bunlar’’ demez. Onlarla istişareye devam eder, onlara yumuşak davranır(3/159)
Yani onlara her konuda ‘’ben ne dersem o olacak’’ demez.
Çünkü o bir kral değil. Onun ‘’ğassalin/ölü yıkayıcısının önündeki meyyit/ölü gibi ona teslim olacaksınız’’ diye telkinlerde bulunan adamları da yok.
İtiraz eden/tartışan arkadaşlarına -haklı olsa bile- kızmaz(8/5,6).
Onlara küsmez, daima merhameti ile davranır(3/159;8/5,6).
Çünkü o kimseyi yanından kovmaz. Herkese güler yüzlü davranır. Konuşmaları kapalı ve gizemli değildir. Herkesin anlayabileceği şekilde ve apaçıktır (29/50,67/26).
.
O fildişi kulelerde yaşamaz. Arkadaşlarını evinde ağırlar(33/53).Onlara ikramda bulunur. Onlar ikramdan sonra koyu sohbete dalarak gereğinden fazla kaldıkları ve de o bundan rahatsız olduğu halde arkadaşlarını ikaz edemeyecek kadar naiftir.
Onun misafirlerine ‘‘efendi hazretleri artık istirahata çekilecek, buyurun’’ diyerek kapıyı gösteren ‘’adamları’’ da yoktur. Dolayısıyla bizler bu olanları ‘’o akşam mübarek evlerinde şöyle şöyle haller zuhur etti’’ diyerek ballandıra ballandıra anlatan müritlerinden değil Allah’ın kitabından öğreniriz(33/53).
.
İşte bizim mürşidimiz böyle bir beşer(18/110).
İlah değil; bizim gibi bir kul(17/1,25/1).
Eşleri tarafından kendisine kapris yapılan ve hatta onların tuzağına düşen bir beşer(66/4,5).
Ama bizi daima Allah'a davet eden bir beşer, beşer Elçi(17/93).
.
O bizden direkt veya dolaylı olarak herhangi bir ücret istemez (12/104).
Bizden kendisine kulluk etmemizi de istemez. Ve asla ‘’bana rabıta yapın’’ demez. Bizi daima Rabbine davet eder(28/87). Bizim yalnızca Allah’a kul olmamızı ister(18/110)
.
Onun elinde türlü türlü mucizeler-kerametler yok(17/90-93).
Üstelik onun arkasında cilt cilt dizili -siyah kaplı- kitapları da yok.
Ama onun öyle bir mucisesi/kitabı var ki, eşi benzeri yok; KUR’AN(29//50,51)
İşte bizim mürşidimiz O; Alemlere rahmet olan Resul(21/107)
O, bize Kuranı getiren Elçi; Nebi-Resul Muhammed as(33/40).
.
O, Kur’an’ı Allah’tan alıp bize getiren, onu bize tebliğ edendir (5/ 92).
O kendisine ne vahyedildi ise ona uyan ve bizi de onunla uyarandır(6/50,51).
.
O bizi Kur’an ile uyardı (6/19).
O bizi Kur’an ile karanlıklardan aydınlığa çıkardı(14/1).
O aramızdaki ihtilafları Kuran ile çözdü(16/64).
O aramızda Kuran ile hüküm verdi(4/105).
O gizlenen hakikatleri bize Kuranla beyan etti(16/44).
.
O bize bilmediklerimizi Kitap ile öğretti(2/151).
O bize bilmediklerimizi hikmet ile öğretti(2/151).
O bize ‘’kitabı ve hikmeti’’ öğretti(2/151).
O bize ‘’hikmetli kitabı’’ öğretti(31/2).
O bize ‘’hikmetli Kur’anı’’ öğretti(36/2).
.
O’nun yegâne bilgi/ders kaynağı Kur’an’dı (6/105).
Çünkü o Kur’an’dan başka bir kitap bilmiyordu(42/52).
Ve bu yüzden de bize ders/vird/zikir olarak sadece Kur’an’ı öğütledi(6/19;7/2,3).
Çünkü kendisi için de bizim için de yegâne öğüt/zikir Kur’andı(43/43).
Ve ahirette de hepimiz ondan hesaba çekilecektik;
.
“Sen, sana vahyedilen (Kur’an’a) sımsıkı sarıl. Çünkü sen –onun sayesinde- doğru yol (sırat-ı müstakim) üzerindesin. Şüphesiz ki o (Kur’an) hem senin için hem de kavmin için bir öğüttür. Ve hepiniz ondan sual olunacaksınız.” (Zuhruf, 43/43,44).
.
‘’Biz onların ne dediğini iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Sen tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver’’(Kaf, 50/45).
.
İşte Rabbimizin ‘’sırat-ı mustakîm’’ dediği ‘Tarikat-ı Muhammediye’ budur.
.

Zeki BAYRAKTAR
21/11/2018-İstanbul


SAAT: 04:01

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306