Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Muhtelif Konular (https://www.forum.medineweb.net/657-muhtelif-konular)
-   -   Her Zorluk Ateş Gibidir (https://www.forum.medineweb.net/muhtelif-konular/38987-her-zorluk-ates-gibidir.html)

Hâdimul İslam 30 Mayıs 2025 18:49

Her Zorluk Ateş Gibidir
 
"Ateş, gül bahçesine dönüşmüyor İbrahim"

Bu söz, Hz. İbrahim’in hayatındaki bir olaydan ilham alır. Kur’an’a göre (Enbiya 21:69), Nemrut tarafından ateşe atıldığında Allah, ateşe şöyle emreder:

"Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selametli ol!"

Ve ateş, İbrahim’i yakmaz, adeta bir gül bahçesine dönüşür.

Mecazî Anlam:
Bu sözle şu ifade edilir:
Her zorluk, ateş gibidir.
Ama o zorlukların içinden gül bahçesi gibi güzelliklerin çıkması için bir "İbrahim" olman gerekir.
Yani: İnanç, teslimiyet, dirayet, sabır, tefekkür, tevazu...

Zorluklar herkesin başına gelir, ama o zorlukları aşan, onları dönüştüren kişi ancak bir İbrahim gibi olursa "ateş" gül bahçesine döner. Aksi hâlde sadece yakar.

Bu söz aynı zamanda insanın iç dünyasındaki dönüşüm ile ilgilidir. Nefsin, dünyanın, şeytanın ateşiyle yanmak yerine; o ateşi marifet ve aşk ile bir gül bahçesine dönüştürmek gerekir.

Buradaki "İbrahim olmak", hakiki tevhid ehli olmaktır. Putları kırmak, teslim olmak, dünyanın ateşine karşı Hakk’a dayanmak demektir.

Bu söz bize şunu söyler:

Zorluklar kaçınılmazdır. Mesele ateşin gelip gelmemesi değil, senin "İbrahim" olup olmadığındır.

Medine-web 31 Mayıs 2025 00:09

Ateş Gül Bahçesi Olmaz, Sen İbrahim Değilsen
“Ateş, gül bahçesine dönüşmüyor, İbrahim…”
Çünkü biz hâlâ İbrahim değiliz.
Ne sadakatimiz onunki gibi, ne teslimiyetimiz.
Ne tevekkülümüz, ne ahlâkımız…
Ne de onunki gibi bir Rabb anlayışımız.


O İbrahim ki;
Ciğerparesi İsmail’i, bir rüya uğruna değil, Rabbi uğruna kurban etmeye hazırdı.
Oysa biz, kurbanlık seçerken bile en ucuzunu arıyoruz.

İbrahim, müşrik bir babaya “canım babacığım” derken bile hürmeti elden bırakmadı.
Biz ise fikir ayrılığı olan kardeşimizi tekfir etmekte beis görmüyoruz.
Anne babamızı ya başımızdan savarız, ya huzurevine bırakırız, ya da sessizce ölümlerini bekleriz.
Ne dua ederiz haklarına,
Ne saygı gösteririz varlıklarına.
Oysa İbrahim, inanç farkına rağmen rahmetin dilini terk etmemişti.

O İbrahim ki;
"Rabbim, beni ve soyumdan gelenleri namazı dosdoğru kılanlardan eyle." diye dua etti.
Duası kabul oldu; o, peygamberler babası oldu.
Ama biz, evladımıza miras olarak yalnızca mal bırakmayı yeterli sayıyoruz.
Ne izzet bırakıyoruz, ne vakar, ne de hidayet duası…

Çünkü biz hâlâ bilmiyoruz:
Allah kuluna, kulunun O’na güvendiği kadar güvenir.
Kulun Rabbi anlayışı neyse, Rabbiyle yaşadığı kader de odur.

Kiminin imanı pazarlıklıdır:
"Ben şöyle ederim, sen böyle verirsin..."
Ama İbrahim’in imanı pazarlıksızdı.
O nedenle Allah da ateşe,
“Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selametli ol!” dedi.

Kimi pişmandır, ama tövbesi dilinde değil, kalbindedir.
Tıpkı Yunus gibi...
Allah onun tövbesini balığın karnında bile işitti.
Korudu. Çıkardı. Görevlendirdi.

Kimi şükürdardır, tıpkı Eyyûb gibi...
Sabrı isyanla karışmadı.
Allah ona da hem şifayı, hem de iki katını verdi.

Kimi Musa gibi, Firavun’un önünde dimdik durur:
“Korkma, Allah bizimle beraberdir!”
İşte Allah da onunla beraber olur.

Ama biz...

Hz. Ali olmadan Hz. Fatıma’yı isteriz.
İbrahim olmadan ateşten korunmayı,
Yunus olmadan af diler gibi yapmayı,
Eyyûb olmadan sabırla övünmeyi,
Musa olmadan "Allah bizimle" demeyi arzularız.

Emek vermeden cennet,
Şikâyet etmeden sabır,
Sorumluluk almadan şükür isteriz.

Ölümü kendimiz dışında herkese yakıştırırız.
Şükrü tok karınla, sabrı da bollukta, düz yolda kullanırız.
Sıkıntı anında ise hepsini unuturuz.

Sadakayı en bozuk paramızla defederiz,
Kurbanımızı en ucuzundan seçeriz.
Namazımızı en kısasından kıldırırız,
Ahlâkı da gösteriş malzemesi gibi sergileriz.

Kur’an’ı anlamadan okuruz,
Ama o Kur’an’la övünürüz.
İslam’ı ahlâktan soyutlar, sadece ibadete indirgeriz.
Komşumuz açken oruç tutar,
Yetim ağlarken umreye gideriz.
Maun Sûresi’ni okuruz,
Ama onun uyardığı gibi yaşayanlardan olduğumuzun farkında bile olmayız.

Ve sonra sorarız:
"Neden ateş, gül bahçesi olmuyor?"

Çünkü biz ateşe girince ‘Neden?’ deriz,
İbrahim girerken ‘Niçin?’ demişti.

(Yaralı_Sine 8 mart 2009 ist.)


SAAT: 01:33

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321