![]() |
Her Zorluk Ateş Gibidir "Ateş, gül bahçesine dönüşmüyor İbrahim" Bu söz, Hz. İbrahim’in hayatındaki bir olaydan ilham alır. Kur’an’a göre (Enbiya 21:69), Nemrut tarafından ateşe atıldığında Allah, ateşe şöyle emreder: "Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve selametli ol!" Ve ateş, İbrahim’i yakmaz, adeta bir gül bahçesine dönüşür. Mecazî Anlam: Bu sözle şu ifade edilir: Her zorluk, ateş gibidir. Ama o zorlukların içinden gül bahçesi gibi güzelliklerin çıkması için bir "İbrahim" olman gerekir. Yani: İnanç, teslimiyet, dirayet, sabır, tefekkür, tevazu... Zorluklar herkesin başına gelir, ama o zorlukları aşan, onları dönüştüren kişi ancak bir İbrahim gibi olursa "ateş" gül bahçesine döner. Aksi hâlde sadece yakar. Bu söz aynı zamanda insanın iç dünyasındaki dönüşüm ile ilgilidir. Nefsin, dünyanın, şeytanın ateşiyle yanmak yerine; o ateşi marifet ve aşk ile bir gül bahçesine dönüştürmek gerekir. Buradaki "İbrahim olmak", hakiki tevhid ehli olmaktır. Putları kırmak, teslim olmak, dünyanın ateşine karşı Hakk’a dayanmak demektir. Bu söz bize şunu söyler: Zorluklar kaçınılmazdır. Mesele ateşin gelip gelmemesi değil, senin "İbrahim" olup olmadığındır. |
Ateş Gül Bahçesi Olmaz, Sen İbrahim Değilsen “Ateş, gül bahçesine dönüşmüyor, İbrahim…” Çünkü biz hâlâ İbrahim değiliz. Ne sadakatimiz onunki gibi, ne teslimiyetimiz. Ne tevekkülümüz, ne ahlâkımız… Ne de onunki gibi bir Rabb anlayışımız. O İbrahim ki; Ciğerparesi İsmail’i, bir rüya uğruna değil, Rabbi uğruna kurban etmeye hazırdı. Oysa biz, kurbanlık seçerken bile en ucuzunu arıyoruz. İbrahim, müşrik bir babaya “canım babacığım” derken bile hürmeti elden bırakmadı. Biz ise fikir ayrılığı olan kardeşimizi tekfir etmekte beis görmüyoruz. Anne babamızı ya başımızdan savarız, ya huzurevine bırakırız, ya da sessizce ölümlerini bekleriz. Ne dua ederiz haklarına, Ne saygı gösteririz varlıklarına. Oysa İbrahim, inanç farkına rağmen rahmetin dilini terk etmemişti. O İbrahim ki; "Rabbim, beni ve soyumdan gelenleri namazı dosdoğru kılanlardan eyle." diye dua etti. Duası kabul oldu; o, peygamberler babası oldu. Ama biz, evladımıza miras olarak yalnızca mal bırakmayı yeterli sayıyoruz. Ne izzet bırakıyoruz, ne vakar, ne de hidayet duası… Çünkü biz hâlâ bilmiyoruz: Allah kuluna, kulunun O’na güvendiği kadar güvenir. Kulun Rabbi anlayışı neyse, Rabbiyle yaşadığı kader de odur. Kiminin imanı pazarlıklıdır: "Ben şöyle ederim, sen böyle verirsin..." Ama İbrahim’in imanı pazarlıksızdı. O nedenle Allah da ateşe, “Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selametli ol!” dedi. Kimi pişmandır, ama tövbesi dilinde değil, kalbindedir. Tıpkı Yunus gibi... Allah onun tövbesini balığın karnında bile işitti. Korudu. Çıkardı. Görevlendirdi. Kimi şükürdardır, tıpkı Eyyûb gibi... Sabrı isyanla karışmadı. Allah ona da hem şifayı, hem de iki katını verdi. Kimi Musa gibi, Firavun’un önünde dimdik durur: “Korkma, Allah bizimle beraberdir!” İşte Allah da onunla beraber olur. Ama biz... Hz. Ali olmadan Hz. Fatıma’yı isteriz. İbrahim olmadan ateşten korunmayı, Yunus olmadan af diler gibi yapmayı, Eyyûb olmadan sabırla övünmeyi, Musa olmadan "Allah bizimle" demeyi arzularız. Emek vermeden cennet, Şikâyet etmeden sabır, Sorumluluk almadan şükür isteriz. Ölümü kendimiz dışında herkese yakıştırırız. Şükrü tok karınla, sabrı da bollukta, düz yolda kullanırız. Sıkıntı anında ise hepsini unuturuz. Sadakayı en bozuk paramızla defederiz, Kurbanımızı en ucuzundan seçeriz. Namazımızı en kısasından kıldırırız, Ahlâkı da gösteriş malzemesi gibi sergileriz. Kur’an’ı anlamadan okuruz, Ama o Kur’an’la övünürüz. İslam’ı ahlâktan soyutlar, sadece ibadete indirgeriz. Komşumuz açken oruç tutar, Yetim ağlarken umreye gideriz. Maun Sûresi’ni okuruz, Ama onun uyardığı gibi yaşayanlardan olduğumuzun farkında bile olmayız. Ve sonra sorarız: "Neden ateş, gül bahçesi olmuyor?" Çünkü biz ateşe girince ‘Neden?’ deriz, İbrahim girerken ‘Niçin?’ demişti. (Yaralı_Sine 8 mart 2009 ist.) |
SAAT: 01:33 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.