Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Namaz-Abdest-Teyemmüm (https://www.forum.medineweb.net/210-namaz-abdest-teyemmum)
-   -   Cumanın edası için hangi şartlar sözkonusudur (https://www.forum.medineweb.net/namaz-abdest-teyemmum/12144-cumanin-edasi-icin-hangi-sartlar-sozkonusudur.html)

MERVE DEMİR 09 Nisan 2009 21:24

Cumanın edası için hangi şartlar sözkonusudur
 
196- Cumanın edası için şu altı şart vardır:
1) Cuma namazını bulunulan yerdeki idarecinin veya onun göstereceği kimsenin kıldırmasıdır Şöyle ki: Cuma namazını en büyük idareci veya onun izni ile diğer bir şahıs kıldırmalıdır İdareci veya onun görevlendirdiği bir şahıs bulunmayan bir yerde, müslüman cemaatın tayini ile içlerinden biri cuma namazını kıldırabilir İslam hükümlerinin uygulanmadığı (daru'l-harb gibi) yerlerde cuma namazı böyle kılınır

2) Hutbe okumaya izin, namaz kıldırmaya da izindir Aksi de böyledir Bu her iki görevi yapmaya yetkili olan zat, bir özür olsun, olmasın, yerine başkasını tayin edebilir Başkasını tayin için kendisine yetki verilmemiş olsa da yine yapabilir Fakat hatibin huzurunda izin almaksızın başkasının hatiblik görevini yapması caiz değildir

3) Genel izindir Belli bir yerde müslümanların toplanıp cuma namazını kılmaları için idareci tarafından müsaade edilmiş olmalıdır Bazı şahıslara özel bir şekilde tayin edilen ve kapısı başkalarına kapatılan yerlerde cuma namazını kılmak caiz olmaz Fakat mabedin kapısı açık bırakılarak insanların girmesine izin verildiği takdirde, başkaları gelmemiş olsa da, cuma namazları sahih olur

4) Vaktin devamıdır Şöyle ki: Cuma namazını kılabilmek için öğle vakti devam etmek üzere olmalıdır Bu vakit çıktı mı, artık cuma namazını kılmak veya kaza etmek caiz olmaz O günün öğle namazı da kılınmamış ise, yalnız onu kaza etmek gerekir
Daha cuma namazı kılınmakta iken vakit çıkacak olsa, yeniden öğle namazını kaza olarak kılmak gerekir
(İmam Malik'e göre, cuma namazı öğle vakti çıktıktan sonra da kılınabilir İmam Ahmed'den bir rivayete göre de, cuma namazı zeval vaktinden önce de kılınabilir)

5) Cemaat bulunmasıdır Şöyle ki: Cuma namazı için cemaatın en az mikdarı, imamdan başka üç kişidir İmam Ebû Yusuf'a göre, imamdan başka iki kişidir
(İmam Malik'den bir rivayete göre otuz, İmam Şafiî ile İmam Ahmed'in mezheblerine göre de kırk kişidir)

Cemaatın aklı yerinde ve erkek olması ve en az bu üç kişinin birinci secdeye kadar hazır bulunması da İmam-ı Azam'a göre şarttır Buna göre yalnız kadınların veya çocukların cemaatiyle veya birinci secdeden önce dağılıp da azınlıkta kalan cemaatle cuma namazı kılınamaz

Cemaatın huzuru, iki İmama göre tahrimeye kadar şarttır İmam Züfer'e göre, hiç olmazsa ka'dede teşehhüd mikdarı duruncaya kadar cemaatın hazır bulunması şarttır Cemaat bundan önce dağılacak olsa, geriye kalan bir veya iki kişinin öğle namazını kılması gerekir Cemaatın mukim veya hür olmaları şart değildir Öyle ki, misafir veya köle olan bir müslüman cuma namazını kıldırabilir

6) Cumanın farz olan namazından önce hutbe okumaktır Şöyle ki: Vaktin girmesinden sonra mevcut cemaatın huzurunda bir hutbe okunması gerekir Bunun içindir ki, hutbe okunurken cemaat bulunmayıp da sonradan namazda bulunacak olsalar, namazları caiz olmaz

* Cemaatin hutbeyi işitmesi şart değildir Sadece hazır bulunmaları yeterlidir Hutbe esnasında bir mükellef erkeğin, misafir olsa dahi, bulunması yeterli görülmektedir

Cuma hutbesinin rüknü, İmamı Azam'a göre, Allah'ı zikirden ibarettir Onun için hutbe niyeti ile yalnız: "Elhamdü lillah" yahut "Sübhanallah" yahut "La ilahe illalah" denilecek olsa, yeterli olur İki İmama (İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e) göre, hutbe denilecek derecede uzunca bir zikirden ibarettir Bunun en az olan derecesi, Tahiyyat mikdarı hamd ve Salavat ile müslümanlara duadır

* Hutbenin vacibleri, hatibin taharet üzere bulunması, avret sayılan yerlerin örtülü olması ve hutbeyi ayakta okumasıdır
Hutbenin sünnetleri de, hutbeyi iki kısma ayırmak ve bunlar arasında bir tesbih veya üç ayet okunacak kadar bir zaman oturmaktır Bu bakımdan buna iki hutbe denir Bu iki hutbeden her biri hamdi, kelime-i şehadeti, salât ve selâmı kapsamalı Birinci hutbe, bir ayetin okunması ile insanlara öğüt vermeyi, ikinci hutbe de müslümanlara duayı kapsamalıdır Ayrıca imamın sesi, ikinci hutbede olan birinci hutbedekinden daha hafif olmalıdır İşte bunlar hutbenin sünnetlerindendir

* Her iki hutbeyi uzatmamak da sünnettir Hatta hutbeyi "Hücurat" süresi ile "Büruc" süresine kadar olan sürelerin herhangi birinden uzunca okumak, özellikle kış mevsiminde, mekruhtur Cemaatı bıktırmak uygun değildir Cemaatın acele görülecek işleri olabilir Onları camide fazla tutmak, cuma namazlarına devamlarına engel olacağından yersiz bir iş olur Hatib olan şahıs bunları düşünmelidir Sözlerinin sonu, önceki sözleri unutturacak ve kıymetten düşürecek şekilde hutbesi uzun olmamalıdır Hutbenin kısa ve cemaata faydalı bir tarzda hazırlanması, hatibin ehliyet ve faziletine delildir Bu konudaki bir hadisi şerifin anlamı şöyledir:

"Namazının uzun, hutbesinin kısa olması bir kimsenin anlayışlı bir din alimi olduğunun alametidir Artık namazı (cemaata ağır gelmeyecek şekilde) uzatınız, hutbeyi de kısa okuyunuz Gerçekten bazı sözler, sihir gibi kalbleri etkiler"

İşte böylece hutbeler, belâgat ve mana bakımından ruhları kazanacak bir halde bulunmalıdır

Ashabı kiramdan (Câbir bin Semüre'den) rivayet edildiğine göre, Peygamber efendimizin namazı da, hutbesi de orta bir halde idi Çok kısa ve çok uzun olmaktan beri idi

* Hatib, ezan okunup tamamlanıncaya kadar minberde oturur Sonra ayağa kalkar Sonra gizlice "Euzü" çekerek aşikâra hamd ve sena'da bulunur Hutbesini cemaata karşı söyler Savaşla alınmış bir beldede hatib sol elinde tutacağı bir kılıca dayanarak hutbesini okur Bu durum İslamın gücünü, İslam mücahidlerinin dayandıkları kuvveti hatırlatır Milletin kahramanlığını arttırır Hutbe bitince ikamet yapılır Bunlar da hutbenin sünnetlerindendir Hatibin hutbe sünnetlerini gözetmemesi veya dünyalık konuşmalarda bulunması mekruhtur

7) Cuma namazının bir beldede veya belde hükmünde bulunan bir yerde kılınmasıdır Beldeden maksad, valisi, hakimi, yolları ve mahalleleri bulunan herhangi bir şehirdir Bu beldeye bitişik olup asker toplamak, at bağlamak, silah atmak, cenaze namazı kılmak, ölüleri gömmek gibi beldenin ihtiyaçlan için hazırlanmış olan yerler de, belde hükmündedir Bu yerlere "Fina-i belde" denilir Onun için bir belde camilerinde cuma namazı kılınabileceği gibi, böyle yerlerde de kılınabilir Önceleri şehirlerin dışında böyle namaz kılma yerleri (Musallâ) vardı Halk cuma ve bayram günlerinde orada toplanarak namazlarını kılarlardı Böylece beraberliklerini, güçlerini ve hakka olan bağlılıklarını göstermeye çalışırlardı Öyle ki, İmamı Azam'a göre, bir beldede yalnız bir camide veya bir Musallâ'da cuma namazı kılınır, birkaç camide kılınmaz

Fakat İmam Muhammed ve İmamı Azam'dan diğer bir rivayete göre cuma namazı, bir beldede bulunan birçok camilerde kılınabilir Doğru olan da budur Uygulama da böyle yapılmaktadır

İmam Ebû Yusuf'dan bir rivayete göre, şehirde ancak iki yerde cuma namazı kılınabilir Diğer bir rivayete göre de, aralarında bir ırmak bulunmadıkça iki yerde de cuma namazı kılınmaz

Cuma namazının birçok camide kılınmasını caiz görmeyenlere göre, bir beldede kılınan birçok cuma namazlarından hangisine daha önce tekbir alınarak başlanmışsa o namaz sahih olur, diğerleri olmaz

İşte böyle bir ihtilaftan kurtulabilmek içindir ki, cumanın dört rekat son sünnetinden sonra "Zühri ahîr" adı ile dört rekat namaz daha kılınmaktadır Şöyle ki: "Vaktine yetişip henüz üzerimden düşmeyen son öğle namazına" diye niyet edilir ve tam öğle namazının dört rekat farzı veya dört rekat sünneti gibi, dört rekat namaz kılınır Daha iyisi sünnet namazı şeklinde kılmaktır Çünkü cuma namazı sahih olmamışsa, bu dört rekat ile o günün öğle namazı kılınmış olur Bu namazın son iki rekatına ilave edilen sure ve ayetler, farzın sıhhatine zarar vermez Eğer cuma namazı sahih olmuşsa, bu dört rekat kazaya kalmış bir öğle namazı yerine geçer Kazaya kalmış böyle bir namaz bulunmayınca da nafile bir namaz olur

Sonuç: Bu şekilde namaz kılınması ihtiyata uygun olduğundan, alimlerin çoğu tarafından güzel görülmüştür Şafiî alimlerinden bir çokları da bunu uygun görmektedirler Çünkü İmam Şafiî'ye göre de, bir beldede ilk kılınmaya başlanan cuma namazı geçerlidir, diğer cuma namazları sahih olmaz O halde cuma namazına daha sonra başlamış olanların öğle namazını kılmaları gerekir

Bununla beraber bu uygulama bir içtihad meselesi olduğundan İmam Şafiî Hazretleri, Bağdad'da birçok camide cuma namazının kılındığını gördüğü halde buna itiraz etmemiştir

Büyük İslam İlmihali
Müellifi : Ömer Nasuhi Bilmen
Sadeleştiren:Ali Fiklri Yavuz


SAAT: 12:57

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320