Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Namaz-Abdest-Teyemmüm (https://www.forum.medineweb.net/210-namaz-abdest-teyemmum)
-   -   Namazda huşu ile ilgili soru ve cevaplar (https://www.forum.medineweb.net/namaz-abdest-teyemmum/12373-namazda-husu-ile-ilgili-soru-ve-cevaplar.html)

MERVE DEMİR 10 Nisan 2009 09:20

Namazda huşu ile ilgili soru ve cevaplar
 
Namazda Huşu’ ne demektir? Huşu ile namaz kılmak ve gafletten kurtulmak için ne yapmak gerekir?

Huşu: Sözlük anlamı itibariyle; korkmak, itaat etmek, tevazu göstermek, boyun eğmek demektir "O gün insanlar, hiçbir tarafa sapmadan Hakkın davetçisine uyarlar Gözler Rahman'ın heybetinden huşu' içerisine girmiş, kısılmıştır Artık bir fısıltıdan başka bir ses işitemezsin"(Ta Ha, 20/108) mealindeki ayette, kıyamet gününde, insanların Allah'ın azameti karşısındaki korkuları, bükülüşleri, alçalışları, sessiz-sedasız duruşları "huşu" kavramıyla ifade edilmiştir

"İman edenlerin kalpleri, Allah'ı ve O'ndan gelen hakikatleri hatırlayarak huşu ile dolma zamanı gelmedi mi?" (Hadid, 57/16) mealindeki ayette huşu kavramı doğrudan kalbin bir fonksiyonu olarak ortaya konmuştur

Terim olarak Huşu; bir yandan çekinmek, korkmak, boyun eğmek gibi kalbin bir eylemi, diğer yandan sükûnet içinde olmak, hareketsiz duruş sergilemek gibi organların bir eylemi olarak kendini gösterir Buna göre, Huşu; aslı kalpte, tezahürü/yansıması bedende olmak üzere iki yönlü bir etkileşimin adıdır

Namazın Ruhu Huşudur

İçinde huşuyu barındıran namaz, Kur’an’da, kurtuluşun anahtarı olarak gösteriliyor

“Muhakkak ki, iman edenler kurtulmuştur Onlar öyle kimselerdir ki, namazlarını huşu ile kılarlar” (Müminun, 23/1-2) mealindeki ayette bu manayı görebiliriz

Fakat şu da bir gerçektir ki, bir çok müslüman sürekli olarak samimi bir şekilde namaz kıldığı ve kılmak istediği halde, insanî bir gaflet hali yaşayabiliyor ve her an huşu içinde olamıyor O halde bu dermansız derdin teşhisini doğru koymak gerekir

Huşuyu yansıtan bir hadis:

Hz Ali anlatıyor: Hz Peygamber(asm), rükûda şu duayı okuyordu: "Allah'ım! Senin için rükûa vardım, Sana iman ettim, Sana teslim oldum Kulağım, gözüm, beynim(iliğim), kemiğim ve damarım(sinirim), sana karşı huşu içerisine girmiştir" (Müslim, Müsafirin, 201)

Namazdaki Huşuun İki Unsuru: Tahliye/boşaltma ve Tahliye/doldurma

Tahliye: Arapça orijinli bu kelimenin üçüncü harfi "h", noktalıdır Türkçe’de "evi tahliye etme", bu anlamdadır

Konumuzla ilgili olarak; namaz kılanın iç âlemini arındırması, temizlemesi, namazla ilgili olmayan düşünceleri kalbinden çıkartıp atması, duygu ve düşünce yuvasını -Rabbinin huzurunda- huzurunu bozan her türlü tasavvurlardan tahliye etmesi anlamına gelir

Tahliye: Yine Arapça orijinli olan bu kelimenin üçüncü harfi "h" ise, -gözlü "ha" değil- noktasız "hı"dır Süslemek, ziynet eşyasıyla donatmak anlamına gelir

Namazda tahliye demek; Namaz kılan kimsenin kalbini, aklını, duygularını, bütün iç âlemini ilâhî huzurla canlandırması, namazın hakikatleriyle süslemesi demektir

Kelime-i tevhitte, tahliyeye/temizleme ameliyesine öncelik verildiği gibi, namazda da bu hususa öncelik vermek gerekir Kelime-i tevhitte, önce “la” edatı, bir süpürge görevini üstlenmiş ve yoldaki tüm mevhum/batıl ilahları ortadan süpürüp silmiştir Kalbin yuvası, “la” ile yapılan tahliye/temizleme ameliyesine tabi tutularak şirkin kirlerinden temizlendikten sonra, söz konusu kalbin sahibi, “illa” asansörüyle tevhit sarayına çıkmış ve onun hakikatiyle süslenmiş olacaktır "Lâ ilâhe İllallah", bu hakikati ifade etmektedir

Bu husus namazda da geçerlidir Masivanın (Allah'ın dışındaki varlıkların) manevî kirlerinden temizlenmeden, gerçek anlamda Allah'ın manevî huzuruna çıkmak ve “huşu” mertebesine ulaşmak mümkün değildir

Çünkü insanın duyguları, birer sarmaşık otu gibi, meşgul oldukları şeylere yapışıp kalırlar Bunların ellerini/pençesini masivadan çektirmeden, Yüce Allah’ın huzuruna çıkmak ve huşua ermek çok zordur Ayranla dolu bir kabı sütle doldurmak için ayranı boşaltmaktan başka çare var mı? Bu fizik kuralı, meta-fizik için de geçerlidir Kalp de bir kaptır; içindeki masiva ayranını dökmeden huzur ve huşu sütünü dolduramazsınız

O halde, namazda iken yine de dünyevî meşgalelerle haşir ve neşir olmamızın sebebi, söz konusu ilmî ve tecrübe edilmiş kuralı uygulamayışımızdan kaynaklanmaktadır Dünya işleri daha bütün sıcaklığıyla kalbimizde yer etmeye devam ederken, namaza durmaya ve sonra da “neden huzur ve huşua eremiyoruz” diye şikâyette bulunmaya hakkımız yoktur

Aslında, temizlik ve abdest gibi ön hazırlıkların namazdan önce öngörülmesinin bir hikmeti de budur Abdest almakla; bir yandan maddi yönden temizlenme ameliyesini gerçekleştirdiğimiz gibi, fikir, zihin ve duygu planında da manevî bir temizlik işini icra etmiş ve bunu yaparken de, sıkı bir kontrol ile zihnimizi ve duygularımızı biraz sonra huzuruna varacağımız Yüce Yaratanımıza yönlendirmekle, önemli bir mesafeyi kat etmiş oluruz

Huşu Namazın hem çekirdeği hem de Meyvesidir

“Namaz huşu sahiplerinin dışındakilere ağır gelir”(Bakara, 2/45) mealindeki ayette huşu, namazın çekirdeği olarak gösterilmiştir

“Muhakkak ki, iman edenler kurtulmuştur Onlar öyle kimselerdir ki, namazlarını huşu ile kılarlar” (Müminun, 23/1-2) mealindeki ayette ise huşu namazın bir meyvesi olarak gösterilmiştir

Huşunun zıddı gaflettir Gaflet ise, üç ayaklı bir şeytan üçgenidir Şeytan namazla ilgisi olmayan şeyleri hatırlatıp telkin eder Nefis, daha önceki meşguliyetini namazda da devam ettirmek ister Disipline alışmamış fikir ise, Allah’ın huzurunda olduğunu düşünmeden rast gele şeylerle eğlenmek ister Bu sebeple, vesvese ve lüzumsuz işlerle meşgul olduğumuzu fark eder etmez, hiçbir şey olmamış gibi huzura dönüp yolumuza devam etmemiz gerekir “Aman niye böyle oldu?” ya bile yer vermemeliyiz

Huşu ile kılınan bir namazın huşusuz kılınan bir namazla aynı olması zaten adalet ölçüsüne de terstir Ancak baştan sona kadar huzuru yakalamak ta güçtür Mühim olan namazdaki gafletle geçen zaman dilimini asgariye indirmektir Yoksa ondan bütün, bütün kurtulmak insanın yapısına aykırıdır

Bu zorluğundan ötürüdür ki, Hz Peygamber(asm) uhud savaşından dönerken, “Biz küçük savaştan döndük, artık büyük savaşa gideceğiz” diye buyurmuş ve bunun nefisle savaş olduğunu söylemiştir Nefisle mücadele etmenin en zorlu sahnesinin de namaz olduğu ifade edilmiştir

Nitekim, Maun Suresinin azarlamasını değerlendiren Hz Ali, Hz İbn Abbas ve Hz Enes gibi bazı sahabîler, ayetteki inceliğe dikkat çekmiş ve “namazdan” ifadesinin “namazda” tabirinden çok farklı olduğunu söylemişler

Buna göre: “Fi salatihim” denilse, namazlarında gaflet gösterenlerin vay haline, anlamı çıkar ve yanlış olur Çünkü, namazda gaflet etmemek, sehiv yapmamak insan gücünün dışında bir şeydir Kaldı ki, Hz Peygamber(asm)’in bizzat namazda sehiv yaptığı bilinmektedir Fıkıh kitapların hepsinde, “Namazda sehiv yapma” bölümü vardır

Onun içindir ki, ayette “an salatihim” denilmiştir Yani onlar ki, namazlarından gaflet ediyorlar Yani; namazın kendisinden haberleri yoktur, onu tamamen unutuyorlar, ehemmiyet vermiyorlar İnsanlara karşı bir gösteriş kaygıları olmazsa asla kılmazlar

Bu sebepledir ki, bazı alimler bu ince farka işaret etmek üzere demişler ki; Allah’a şükürler olsun ki, Kur’an’da “Fi Salatihim (Namazlarında)” demeyip de “An salatihim (Namazlarından)” demiştir

Sonuç olarak, namazı huşu ile kılmak, beden ve ruh bütünlüğüne ermektir Buna ulaşmak için maddi ve manevi hazırlık yapmak gerekir



Niyazi Beki (yrddoçdr)

kurtmehmet 14 Kasım 2010 11:49

ALLAH cc bizlere namazlarımızı huşu içinde eda etmeyi nasib etsin inşallah AMİN


SAAT: 20:14

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321