Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Namaz-Abdest-Teyemmüm (https://www.forum.medineweb.net/210-namaz-abdest-teyemmum)
-   -   Hanefi Mezhebi: Namaz Niyeti (https://www.forum.medineweb.net/namaz-abdest-teyemmum/14230-hanefi-mezhebi-namaz-niyeti.html)

Seleme 19 Nisan 2009 03:30

Hanefi Mezhebi: Namaz Niyeti
 
Namazlarda niyet de şarttır Şöyle ki: Niyet aslen bir azimden ve kesin bir iradeden ibarettir Kalbin bir şeye karar vermesi ve bir işin ne için yapıldığını düşünmeksizin bilmesi demektir


Namazla ilgili niyet, Yüce Allah'ın rızası için ihlasla namazı kılmayı istemek ve hangi namazın kılınacağını bilmektir Yapılan işlerin önemleri ve sevabları niyetlere göredir İnsanın niyeti halis (sırf Allah rızası için) olmalıdır İnsan yapacağı bir ibadeti şuurlu bir halde yapmalıdır Yapacağı işle, Allah rızası gibi, yüksek bir gaye gözetmeli ve gaflet içinde bulunmamalıdır


Niyet kalbe aittir Bununla beraber kalb ile niyet yapıldıktan sonra dil ile de söylenmesi daha iyidir Bir insan başlayacağı bir namaza, kalb ile niyet edip de dili ile bir şey söylemese, o namazı caiz olur Fakat kalb ile niyet etmekle beraber "şu vaktin farzını veya sünnetini kılmaya niyet ettim" demesi, daha iyidir Bu şekilde, hem kalb, hem de dil ile niyet edilmesi, sahih olan görüşe göre müstahabdır Kalbden niyet olmaksızın dil ile yapılan niyet sahih değildir


Farz namazlarla bayram ve vitir namazlarından bunları yerine getirirken hangi vakitler olduğunu belirlemek gerekir: "Bugünkü sabah namazına" veya "Bugünkü cuma namazına, bugünkü vitir namazına, bugünkü bayram namazına" diye niyet edilir Yalnız farz namaza niyet etmek yeterli değildir Böyle bir niyetle farz namazları tayin edilmiş olmaz Fakat hangi namaz olduğu belirlenmeksizin vakit içinde: "Bu vaktin farzını kılmaya" diye niyet edilmesi kafi gelir Rekatların sayısını anmaya gerek yoktur Yalnız cuma namazı böyle değildir; onu vaktin farzı niyeti ile kılmak olmaz; çünkü asıl vakit öğlenindir, cumanın değildir


Nafile namazlara gelince: Bunlarda sadece namaza niyet etmek kafidir Fakat şu vaktin ilk sünnetine veya son sünnetine niyet ettim, diye de kılınırlar Bu namazların müekked veya gayri müekked olduklarını belirlemeye de gerek yoktur Ancak teravih namazı için: "Teravih namazını veya vaktin sünnetini kılmaya niyet ettim" demelidir, ihtiyat olan budur


Cemaata yetişip de, imamın farzı mı, yoksa teravihi mi kıldığını bilmeyen kimse, farza niyet ederek imama uyar Eğer imam farzı kılıyordu ise, uyanın da farzı sahih olur Eğer imam teravih namazını kılıyordu ise, ona uyan o kimsenin namazı nafile yerine geçer Yatsı namazından önce teravih kılınamayacağı için, teravih yerine geçmez


Niyetin Tekbir alma zamanına yakın olması daha faziletlidir Daha önce de niyet edilebilir; yeter ki, niyet ile tekbir arasında namaza aykırı bir hal bulunmuş olmasın


Örnek: Bir kimse abdest alırken herhangi bir namazı kılmaya niyet etse, sonra namaza aykırı düşen yiyip içmek ve konuşmak gibi bir işte bulunmadan namaz yerine varıp namaza başlasa sahih olur Bu arada hatırına o niyet gelmese dahi yine namazı sahih olur Fakat tekbirden sonra yapılacak bir niyet ile namaz sahih olmaz Tercih edilen görüş budur Diğer bir görüşe göre, tekbir aldıktan sonra, Sübhaneke ve Eüzü'den önce yapılacak niyetle de namaz caiz olur


(İmam Şafiî'ye göre, niyetin tekbire yakın yapılması şarttır)


Farz namaz yerine getirilirken kazayı niyet etmek, kaza namazı kılınırken farza niyet etmek suretiyle namaz caiz olur Örnek: Bir kimse öğle namazının vakti çıkmamıştır inancı ile öğlenin farzını yerine getirmeye niyet etse ve namazı tamamladıktan sonra öğle vaktinin çıkmış bulunduğunu anlasa, farza niyet ederek kılmış olduğu namaz kaza yerine geçer


Bir kimse öğle gibi vakit içinde hem öğle, hem de ikindi namazına niyet etse, bu niyet vakti girmiş olan namaz için geçerli olur Vakti girmemiş olan namaz buna engel olmaz


Bir kimse, bir vaktin farzına niyet ederek namaza başlayıp da sonra nafile kılıyormuş gibi bir zanla namazı tamamlasa, bu namazı o farzdan sayılır Çünkü namazın sonuna kadar niyetin hatırlanması şart değildir


Bir kimse nafileye niyet ederek tekbir aldıktan sonra farza niyet ederek tekrar tekbir alsa, farz namaza başlamış olur Aksi de böyledir


Yine bir kimse öğle namazının farzına niyet ederek bir rekat kıldıktan sonra, ikindi namazının farzına veya bir nafile namaza niyet ederek tekrar tekbir alsa, öğle namazını bozmuş olur ve ikinci niyete göre namaza başlamış sayılır


Cemaat halinde imama uyulduğu zaman da niyet edilmesi lâzımdır "Bugünkü öğğle namazının farzını kılmaya niyet ettim; uydum bu imama" denir Bu şekilde bir niyet yapılmazsa, imama uymak sahih olmaz


Bir kimse namaza tek başına başlamışken imama uymaya niyet ederek diliyle tekrar tekbir alsa önceki namazını bozmuş ve imama uymuş olur


İmama uyan kimsenin kılacağı namazı belirtmeksizin yalnız: "İmama uydum" veya "iktida ettim" diye niyet etmesi, üstün tutulan görüşe göre yeterli değildir "İmamla beraber namaz kılmaya niyet ettim" denilmesi de böyledir


Bir kimse imama uymaya niyet edip namaza başladığı halde imam henüz namaza başlamamış bulunsa bu uyuş, sahih olmamış olur Hatta "Allah" veya "Ekber" kelimesini imam daha bitirmeden kendisi bitirse yine imama uymuş olmaz Fakat ikinci kere olarak tekbir alsa bununla imama uymuş olur


Cemaatin imama uymaya niyeti, imam "Allahü Ekber" deyip namaza başlamasından sonra olmalıdır ki, bir namaz kılana uyulmuş olsun ve imamdan önce tekbir alınmış olmak ihtimali kalmasın Bu, İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'in görüşüdür İmam Azam'a göre, cemaatın tekbirleri imamın tekbirine yakın olmalıdır; çünkü bunda ibadete acele etme fazileti vardır O halde niyetin önce olması gerekir Bununla beraber imam, daha Fatiha suresini bitirmeden tekbir alıp imama uyan kimse, iftitah (başlangıç) tekbirinin sevabına kavuşmuş olur


Kendisine uyulan imamın kim olduğunu bilmek gerekmez Hasan olduğu sanılan imamın, Bekir olduğu anlaşılsa, yapılan imama uyma niyetine bir engel teşkil etmez Ancak Hasan'a uydum diye tayinde bulunarak niyet edildiği halde, imamın başkası olduğu anlaşılsa, iktida (imama uyma) sahih olmamış olur; çünkü bu kayda bağlanmış bir niyettir


İmam olan şahsın, imamete niyet etmesi gerekmez Ancak kadınların da kendisine uymalarının sahih olabilmesi için imamete niyet etmesi gerekir Bunun için bir imam: "Ene imamun limen tebianî = Ben bana uyanlara imamım" diye niyet etse, kendisine kadınlar da uyabilirler İmamet bahsine bakılsın


Namazlarda niyet de şarttır Şöyle ki: Niyet aslen bir azimden ve kesin bir iradeden ibarettir Kalbin bir şeye karar vermesi ve bir işin ne için yapıldığını düşünmeksizin bilmesi demektir


Namazla ilgili niyet, Yüce Allah'ın rızası için ihlasla namazı kılmayı istemek ve hangi namazın kılınacağını bilmektir Yapılan işlerin önemleri ve sevabları niyetlere göredir İnsanın niyeti halis (sırf Allah rızası için) olmalıdır İnsan yapacağı bir ibadeti şuurlu bir halde yapmalıdır Yapacağı işle, Allah rızası gibi, yüksek bir gaye gözetmeli ve gaflet içinde bulunmamalıdır


Niyet kalbe aittir Bununla beraber kalb ile niyet yapıldıktan sonra dil ile de söylenmesi daha iyidir Bir insan başlayacağı bir namaza, kalb ile niyet edip de dili ile bir şey söylemese, o namazı caiz olur Fakat kalb ile niyet etmekle beraber "şu vaktin farzını veya sünnetini kılmaya niyet ettim" demesi, daha iyidir Bu şekilde, hem kalb, hem de dil ile niyet edilmesi, sahih olan görüşe göre müstahabdır Kalbden niyet olmaksızın dil ile yapılan niyet sahih değildir


Farz namazlarla bayram ve vitir namazlarından bunları yerine getirirken hangi vakitler olduğunu belirlemek gerekir: "Bugünkü sabah namazına" veya "Bugünkü cuma namazına, bugünkü vitir namazına, bugünkü bayram namazına" diye niyet edilir Yalnız farz namaza niyet etmek yeterli değildir Böyle bir niyetle farz namazları tayin edilmiş olmaz Fakat hangi namaz olduğu belirlenmeksizin vakit içinde: "Bu vaktin farzını kılmaya" diye niyet edilmesi kafi gelir Rekatların sayısını anmaya gerek yoktur Yalnız cuma namazı böyle değildir; onu vaktin farzı niyeti ile kılmak olmaz; çünkü asıl vakit öğlenindir, cumanın değildir


Nafile namazlara gelince: Bunlarda sadece namaza niyet etmek kafidir Fakat şu vaktin ilk sünnetine veya son sünnetine niyet ettim, diye de kılınırlar Bu namazların müekked veya gayri müekked olduklarını belirlemeye de gerek yoktur Ancak teravih namazı için: "Teravih namazını veya vaktin sünnetini kılmaya niyet ettim" demelidir, ihtiyat olan budur


Cemaata yetişip de, imamın farzı mı, yoksa teravihi mi kıldığını bilmeyen kimse, farza niyet ederek imama uyar Eğer imam farzı kılıyordu ise, uyanın da farzı sahih olur Eğer imam teravih namazını kılıyordu ise, ona uyan o kimsenin namazı nafile yerine geçer Yatsı namazından önce teravih kılınamayacağı için, teravih yerine geçmez


Niyetin Tekbir alma zamanına yakın olması daha faziletlidir Daha önce de niyet edilebilir; yeter ki, niyet ile tekbir arasında namaza aykırı bir hal bulunmuş olmasın


Örnek: Bir kimse abdest alırken herhangi bir namazı kılmaya niyet etse, sonra namaza aykırı düşen yiyip içmek ve konuşmak gibi bir işte bulunmadan namaz yerine varıp namaza başlasa sahih olur Bu arada hatırına o niyet gelmese dahi yine namazı sahih olur Fakat tekbirden sonra yapılacak bir niyet ile namaz sahih olmaz Tercih edilen görüş budur Diğer bir görüşe göre, tekbir aldıktan sonra, Sübhaneke ve Eüzü'den önce yapılacak niyetle de namaz caiz olur


(İmam Şafiî'ye göre, niyetin tekbire yakın yapılması şarttır)


Farz namaz yerine getirilirken kazayı niyet etmek, kaza namazı kılınırken farza niyet etmek suretiyle namaz caiz olur Örnek: Bir kimse öğle namazının vakti çıkmamıştır inancı ile öğlenin farzını yerine getirmeye niyet etse ve namazı tamamladıktan sonra öğle vaktinin çıkmış bulunduğunu anlasa, farza niyet ederek kılmış olduğu namaz kaza yerine geçer


Bir kimse öğle gibi vakit içinde hem öğle, hem de ikindi namazına niyet etse, bu niyet vakti girmiş olan namaz için geçerli olur Vakti girmemiş olan namaz buna engel olmaz


Bir kimse, bir vaktin farzına niyet ederek namaza başlayıp da sonra nafile kılıyormuş gibi bir zanla namazı tamamlasa, bu namazı o farzdan sayılır Çünkü namazın sonuna kadar niyetin hatırlanması şart değildir


Bir kimse nafileye niyet ederek tekbir aldıktan sonra farza niyet ederek tekrar tekbir alsa, farz namaza başlamış olur Aksi de böyledir


Yine bir kimse öğle namazının farzına niyet ederek bir rekat kıldıktan sonra, ikindi namazının farzına veya bir nafile namaza niyet ederek tekrar tekbir alsa, öğle namazını bozmuş olur ve ikinci niyete göre namaza başlamış sayılır


Cemaat halinde imama uyulduğu zaman da niyet edilmesi lâzımdır "Bugünkü öğğle namazının farzını kılmaya niyet ettim; uydum bu imama" denir Bu şekilde bir niyet yapılmazsa, imama uymak sahih olmaz


Bir kimse namaza tek başına başlamışken imama uymaya niyet ederek diliyle tekrar tekbir alsa önceki namazını bozmuş ve imama uymuş olur


İmama uyan kimsenin kılacağı namazı belirtmeksizin yalnız: "İmama uydum" veya "iktida ettim" diye niyet etmesi, üstün tutulan görüşe göre yeterli değildir "İmamla beraber namaz kılmaya niyet ettim" denilmesi de böyledir


Bir kimse imama uymaya niyet edip namaza başladığı halde imam henüz namaza başlamamış bulunsa bu uyuş, sahih olmamış olur Hatta "Allah" veya "Ekber" kelimesini imam daha bitirmeden kendisi bitirse yine imama uymuş olmaz Fakat ikinci kere olarak tekbir alsa bununla imama uymuş olur


Cemaatin imama uymaya niyeti, imam "Allahü Ekber" deyip namaza başlamasından sonra olmalıdır ki, bir namaz kılana uyulmuş olsun ve imamdan önce tekbir alınmış olmak ihtimali kalmasın Bu, İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'in görüşüdür İmam Azam'a göre, cemaatın tekbirleri imamın tekbirine yakın olmalıdır; çünkü bunda ibadete acele etme fazileti vardır O halde niyetin önce olması gerekir Bununla beraber imam, daha Fatiha suresini bitirmeden tekbir alıp imama uyan kimse, iftitah (başlangıç) tekbirinin sevabına kavuşmuş olur


Kendisine uyulan imamın kim olduğunu bilmek gerekmez Hasan olduğu sanılan imamın, Bekir olduğu anlaşılsa, yapılan imama uyma niyetine bir engel teşkil etmez Ancak Hasan'a uydum diye tayinde bulunarak niyet edildiği halde, imamın başkası olduğu anlaşılsa, iktida (imama uyma) sahih olmamış olur; çünkü bu kayda bağlanmış bir niyettir


İmam olan şahsın, imamete niyet etmesi gerekmez Ancak kadınların da kendisine uymalarının sahih olabilmesi için imamete niyet etmesi gerekir Bunun için bir imam: "Ene imamun limen tebianî = Ben bana uyanlara imamım" diye niyet etse, kendisine kadınlar da uyabilirler İmamet bahsine bakılsın



Büyük İslam İlmihali
Müellifi : Ömer Nasuhi Bilmen


SAAT: 00:03

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321