Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Namaz-Abdest-Teyemmüm (https://www.forum.medineweb.net/210-namaz-abdest-teyemmum)
-   -   Seferde Namazların Kısaltılması Meselesi (https://www.forum.medineweb.net/namaz-abdest-teyemmum/23269-seferde-namazlarin-kisaltilmasi-meselesi.html)

FECR 29 Ekim 2012 17:03

Seferde Namazların Kısaltılması Meselesi
 
Seferde Namazların Kısaltılması Meselesi


Seferde namazların kısaltılmasıyla ilgili ayet:

Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.(leyse aleyküm cünahun). Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır. (4/Nisa-101)

Bu ayette geçen anahtar terim; ( leyse aleyküm cünahun ) dir. Türkçe’ye bu ifadeyi genelde şu şekilde çevirmişlerdir:

- Size bir günah yoktur
-Size bir sorumluluk yoktur
-Size bir günah olmaz
-Size bir vebal yoktur
-Size bir sakınca yoktur
لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ
لاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ

Bu “leyse aleyküm cünahun “ifadesi bazı ayetlerde de “la cünahe aleyküm “ olarak geçiyor. Bu ifadeler Kur’an’da 25 ayette geçiyor. Bu ifade Arapça’da bir seçme özgürlüğünden veya ruhsat ve azimet arasında bir tercihten ziyade yapılması gerekli bir iş olarak karşımıza çıkıyor. Bizlerin harf devrimi sayesinde Arapça ile irtibatımız kesildiği için, Kur’an’ı anlamaya çalışırken daha çok meallerle irtibat halindeyiz. Arapça nazil olmuş Kur’an’ı, Türkçe meal ile değerlendirerek hükümler çıkarmaya çalışıyoruz. Ayrıca Kur’anın indiği ortamı ve sahabe uygulamalarını bir kenara bırakarak, Türkçe meallere göre ahkam kesmeye çalışıyoruz. Yine Kur’an’ın nazil olduğu zamanda kullanılan deyimlerin kullanıldığı anlamları bilemiyoruz. Ya da bugünkü dil anlatımıyla anlamaya çalışıyoruz.Böyle olunca da şimdiye kadar pek tartışma konusu olmayan konularda bile mal bulmuş mağribi gibi hemen farklı yaklaşımların peşinde koşmayı seviyoruz. Düşünüyoruz ki 1400 yıldır falanca ayet anlaşılmamış, biz o ayeti en güzel şekilde anlamışız. İşte yanılgımız burada başlıyor. Biz o ayetleri Allah Rasulu ve Sahabe nasıl uyguladığı, nasıl pratize ettiği ile sağlam rivayetleri bir kenara atmaya çalışmamalıyız. Öncelikle anahtar kelime olan “leyse aleykum cunahun” ya da “ la cunahe aleykum” ifadelerinin geçtiği ayetlere inceleyelim ve bazıları hakkında kısa notlar aktarmaya çalışayım:

1-“Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur.(la cunaha aleyhi)” (2/Bakara-158)
Safa ve Merve arasında say yapmak, Haccın menasıklarındandır ve say yapıldıktan sonra kişi ihramdan çıkar. Hacc yapan kişi “Ben Safa ve Merve arasında say yapmayacağım “ diyebilir mi?. Diyemez. O halde Safa ve Merve arasında say yapmak ruhsat değil mecburiyettir.

2 . Rabbinizin lütfunu (fazilet) istemenizde size bir günah yoktur (leyse aleyküm cunahun)”(2/Bakara-198)
Allah’tan insanın lütuf, fazilet istemesi bir ruhsat mıdır? Yoksa gereklilik midir? Tabii ki gerekliliktir.

3-Boşamak (talak) iki defadır. Ondan sonrası ya iyilikle tutmak veya güzellikle salmaktır. Onlara verdiklerinizden bir şey almanız da size helâl olmaz. Ancak Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkmaları başka. Eğer siz de bunların, Allah'ın çizdiği hudutta duramayacaklarından korkarsanız, kadının, ayrılmak için hakkından vazgeçmesinde artık ikisine de günah yoktur.(la cunahe aleyhima).(2/Bakara-229)
Burada kadının boşanma hakkında bahsediliyor. Kadın erkekten boşanmak istiyorsa , önceden aldığı mehri vermesi gerekir. Bu ruhsat değil bir zorunluluktur. Ama erkek kadını boşarsa o zaman kadın mehiri geri vermez.

4-“Eğer erkek kadını (üçüncü defa) boşarsa, ondan sonra kadın bir başka erkekle evlenmedikçe onu alması kendisine helâl olmaz. Eğer bu kişi de onu boşarsa, (her iki taraf da) Allah'ın sınırlarını muhafaza edeceklerine inandıkları takdirde, yeniden evlenmelerinde beis (günah ) yoktur( la cuna aleyhima). Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar.” (2/Bakara-230)
Bu ayette Allah boşanmanın kaç defa olduğunu belirtiyor. Ayetin başında 3 defa boşanmadan sonra tekrar evlenmesinin şartlarını ortaya koyuyor. Gerek erkek –gerek kadın ayrıldıktan sonra tekrar evlenmelerinin sınırlarını çiziyor ve bir mecburiyeti açıklıyor. Kadın başka bir erkek ile evlenmeden ve onunla boşanmadan eski kocasıyla evlenemiyor. Burada da bir ruhsat değil mecburiyet içeriyor.

5-Anneler çocuklarını, emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için, tam iki sene emzirirler. Anaların yiyecek ve giyeceğini uygun bir şekilde sağlamak çocuk kendisinin olan babaya borçtur. Herkese ancak gücü nisbetinde teklifte bulunulur. Ana çocuğundan, çocuk kendisinin olan baba da çocuğundan dolayı zarara sokulmasın. Mirasçıya da aynı şeyi yapmak borçtur. Ana baba aralarında danışarak ve anlaşarak sütten kesmek isterlerse, ikisine de sorumluluk yoktur( la cunahe aleyhima). Çocuklarınızı sütanneye emzirtmek isterseniz, vereceğinizi örfe uygun bir şekilde öderseniz, size sorumluluk yoktur( la cunahe aleykum).Allah'tan sakının, yaptıklarınızı gördüğünü bilin. (2/Bakara-233)

Bu ayette anne ve baba anlaşarak sütten kesmeleri gerekir. Yani iki tarafın rızası olması lazımdır. Karı ile kocanın ortak karar alarak çocuğu sütten kesmeleri gerekir. Tek başına karar alınmaması gerekiyor. Yani burada da bir ruhsat değil, bir zorunluluk doğuyor.


------------devamı var-------------

FECR 29 Ekim 2012 17:31

Cevap: Seferde Namazların Kısaltılması Meselesi
 
6-Sizden ölenlerin, geride bıraktıkları eşleri, kendi başlarına (evlenmeden) dört ay on gün beklerler. Bekleme müddetlerini bitirdikleri vakit, kendileri hakkında yaptıkları meşru işlerde size bir günah yoktur. (la cunahe aleykum).Allah yapmakta olduklarınızı bilir. (2/Bakara-234)
Kocaları ölen kadınların 4 ay bekledikten sonra evlenmeleri gerektiğini belirtiyor. Bu bir ruhsat değil, aslında bir emir gibidir. Bu da kadınların zinaya düşmelerine ve toplumda başsız-erkeksiz kalmalarına engel olmak içindir.

7-(İddet beklemekte olan) kadınlarla evlenme hususundaki düşüncelerinizi üstü kapalı biçimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda size günah yoktur.( la cunahe aleyküm) (2/Bakara-235)

Bu ayette de iddet bekleyen kadınlarla ilgili evlenme konusuna değiniliyor. İki şık insanlara sunuluyor.Birincisi; evlenme düşüncenizi üstü örtülü belli edin ya da kendi içinizde gizli tutun.Ama iddet suresi bitince direkt olarak evlenmeyi yapın deniyor.

8- Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur.(la cunahe aleyküm) (2/Bakara-236)

Bu ayette boşamanın hukukunu ortaya koyuyor. Burada tersten düşündüğümüzde kadınlara dokunmuş ve mehri vermişseniz onları boşamayın. Bu durum günümüzdeki anlamda evliliğin tam gerçekleşmediği yani nişanlılık gibi durumlarda ortaya çıkan bir durumdur.


9- İçinizden hanımlarını geride bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Bununla birlikte eğer kendileri çıkarlarsa, kendi haklarında yaptıkları meşru bir hareketten dolayı size bir sorumluluk yoktur( la cunahe aleküm). Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (2/Bakara-240)
Miras hukukunu anlatıyor

10-…..Borç büyük veya küçük olsun, onu süresiyle beraber yazmaya üşenmeyin; bu, Allah katında en doğru, şahidlik için en sağlam ve şüphelenmenizden en uzak olandır. Ancak aranızdaki alışveriş peşin olursa, onu yazmamanızda size bir sorumluluk yoktur.(leyse aleyküm cünahun). …. (2/Bakara-282)
Bu ayette peşin alışverişleri yazıya dökmenin gerek olmadığını belirtiyor. Yazının veresiye alışverişlerde gerekli olduğu açıklanıyor.

11 . Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Eğer onlarla (nikâhlanıp da) henüz birleşmemişseniz kızlarını almanızda size bir mahzur yoktur.. (La cunahe aleyküm) Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi birden almak da size haram kılındı; ancak geçen geçmiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir (4/Nisa-23)
Bu ayette de üvey kızları nikah altına almanın şartını açıklıyor.

12- Bir de harp esiri olarak elinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla evlenmeniz Allah yazısı olarak haramdır. Bunların dışındakileri ise, zinadan kaçınıp namuslu yaşamak üzere mallarınızla istemeniz size helal kılındı. O halde hangisiyle nikah ile münasebette bulundunuzsa mehirlerini kendilerine bir farz olarak verin. O mehri kesinleştikten sonra aranızda bir değişiklik yapmak hususunda anlaşmanızda da size bir günah yoktur.(la cunaha aleyküm)Her zaman Allah hakkıyla bilen mutlak hüküm sahibidir. (4/Nisa-24)

Farz olan mehirin sonrasında değişiklik yapılabileceğini belirtiyor

13- Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur.(leyse aleyküm cünahun). Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır. (4/Nisa-101)

14- Sen içlerinde olup da namazlarını kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar; secdeyi yaptıktan sonra onlar arkanıza geçsinler; kılmayan öbür kısım gelsin, seninle beraber kılsınlar, tedbirli olsunlar, silahlarını alsınlar. Kafirler, size ansızın bir baskın vermek için, silah ve eşyanızdan ayrılmış bulunmanızı dilerler. Yağmurdan zarar görecekseniz veya hasta olursanız, silahlarınızı bırakmanıza engel yoktur,(la cunaha aleyküm) fakat dikkatli olun. Allah kafirlere şüphesiz ağır bir azab hazırlamıştır.(4/Nisa-102)
Savaş sırasında kılınan korku namazı sırasında hasta olanların silahı bırakmaları ve yağmurdan silah zarar görme durumu varsa,silahların bir kenara bırakılması isteniyor.

15- Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur.(la cunahe aleyhima) Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.(4/Nisa-128)
Bu ayette de sulhun evlilik için bir gereklilik olduğu ortaya konuyor. Talak istenmeyen bir durumdur.

16- İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (leyse cunahun fima)(Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever. (5/Maide-93)
Bu ayette de içki haram olmadan önce içenlerin durumunu ortaya koyuyor ki içtiklerinden dolayı onların bir günahı olmamaktadır.

17-İçinde malınız bulunan boş evlere girmenizde bir sorumluluk yoktur.(leyse aleyküm cunahun). Allah, açığa vurduğunuzu da, gizlediğinizi de bilir.(24/Nur-29)
Kendi evinize istediğiniz gibi girin diye emrediliyor. Evinizde kimse yoksa kapının zilini çalmayın, direkt ya da anahtarla girin.

18- Ey inananlar! Ellerinizin altında olan köle ve cariyeler ve sizden henüz erginliğe ermemiş olanlar, sabah namazından önce, öğle sıcağında soyunduğunuzda ve yatsı namazından sonra yanınıza gireceklerinde üç defa izin istesinler. Bunlar, sizin açık bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında birbirinizin yanına girip çıkmakta size de, onlara da bir sorumluluk yoktur.(leyse aleyküm ve la aleyhim cunahun). Allah size ayetlerini böylece açıklar. Allah bilendir, Hakim'dir.(24/Nur-58)
Bu ayette de üç vakit dışında evin içine rahatlıkla girilmesi gerektiği ifade ediliyor.

19- Evlenme ümidi kalmayan, ihtiyarlayıp oturmuş kadınlara, süslerini açığa vurmamak şartıyle, dış esvaplarını çıkarmaktan ötürü sorumluluk yoktur;(Leyse aleyhine cunahun) ama sakınmaları kendileri için daha iyi olur. Allah işitir ve bilir.(24/Nur-60)

20-İçinde malınız bulunan boş evlere girmenizde bir sorumluluk yoktur(leyse aleyküm cunahun). Allah, açığa vurduğunuzu da, gizlediğinizi de bilir.(24/Nur-29)

20- Kör için bir sorumluluk yoktur. Topal için bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumluluk yoktur. Evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyası olup anahtarları elinde olan evlerde, ya da dostlarınızın evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir sorumluluk yoktur. (leyse aleyküm cunahun). Evlere girdiğiniz zaman, kendinize ehlinize Allah katından bereket, esenlik ve güzellik dileyerek selam verin. Allah size ayetleri, düşünesiniz diye böylece açıklar.(24/Nur-61)

21- Onları (evlatlıklarınızı) babalarına nisbet ederek çağırınız. Allah katında o daha doğrudur; eğer babalarını bilmiyorsanız dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Bununla beraber hata ettiklerinizde üzerinize bir günah yoktur.(leyse aleyküm cunahun) Fakat kalplerinizin kasdettiğinde (günah) vardır. Allah günahları örten, çok merhamet edendir.(33/Ahzap-5)

22- Onlardan dilediğini geriye bırakır, dilediğini de yanına alırsın. Bıraktığın hanımlarından arzu ettiğini tekrar yanına almanda, senin üzerine bir günah yoktur.(la cunaha aleyke) Böyle yapman onların mutlu olmalarına, üzülmemelerine ve hepsinin, senin verdiklerine razı olmalarına daha uygundur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah hakkıyle bilendir, halîmdir.(33/Ahzap-51)
23- Onlara (Peygamber'in hanımlarına) babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları (mümin kadınlar) ve ellerinin altında bulunan câriyelerinden dolayı bir günah yoktur. La cunahe aleyhine).(Ey Peygamber hanımları!) Allah'tan korkun; şüphesiz Allah, her şeye şahittir.33/Ahzap-55)

24- Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur.(la cunahe aleykum) İnkarcı kadınları nikahınızda tutmayın; onlara verdiğiniz mehri isteyin; inkarcı erkekler de hicret eden mümin kadınlara verdikleri mehirleri istesinler. Allah'ın hükmü budur; aranızda O hükmeder. Allah bilendir, Hakim'dir. (60/Mümtehine-10)


Nisa 101. ayetinde geçen "Kâfirlerin size fenalık yapmalarından korkarsanız" ifadesi, namazın kısaltılması için esasla ilgili bir şart olmayıp sadece o zamandaki müslümanların genel durumunu belirtmektedir. Bu hususta Ya'lâ b. Ümeyye diyor ki:
"Ömer b. el-Hattab'a "Kâfirlerin size kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur." âyetini okudum ve "Bugün artık insanlar güven içindedirler. (Namazı yine kısıltacaklar mı?) dedim. Ömer b. el-Hattab şöyle dedi: "Senin hayret ettiğin bu hususa ben de hayret etmiş ve bunu Resulullaha sormuştum. Resulullah da şöyle buyurmuştu: "Bu (namazı kısalt¬ma) Allah'ın size verdiği bir sadakadır. Sadakasını kabul edin."
Müslim, K. d-Müs:ıfırîn, bab: 4 Hadis no: 6.S6 / cbu Dııvutl, K. es-Sefer bab: 1 Hadis No: 1199

Abdullah ibn ömer (r.a) şöyle demiştir:

"Hz. Peygamber (s.a.s)'e yolda arkadaşlık ettim. O, yolculuklarında iki rekattan fazla kılmazdı. Hz. Ebu Bekir, Hz. ömer ve Hz. Osman da böyle yaparlardı" (İbn Mace, İkame, 75). Hz. ömer'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Yolcunun namazı, Nebinizin lisanı üzere kısaltılmaksızın tam iki rekattır" (Buhari, Taksir, 11; Küsûf, 4; İbn Mace, İkame, 73, 124).
Hz. Aişe (r.anha)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Namaz ikişer rekat olarak farz kılındı, sonra hazarda ziyade olundu, seferde ise olduğu gibi bırakıldı (Buhari, Salat,1; Müslim, Misafirin,1; Ebû Davud, II, 3). ibn Abbas (r.a)'ın şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Teala namazı, Peygamberimizin dili ile hazarda dört rekat, seferde iki rekat olarak farz kılmıştır" (Müslim, Müsafirin, 5, 6; Ebû Davud Sefer, 18; Nesai, Havf 4; İbn Mace İkame, 75).

Nisa 101.ayette geçen "la cunahe aleykum" ifadesinin geçtiği yerlere ve Allah Rasulunun uygulamasına baktığımızda yolculukta namazları kısaltmanın gerektiğini anlıyoruz.

En doğrusunu Allah bilir.

enderhafızım 29 Ekim 2012 17:39

Cevap: Seferde Namazların Kısaltılması Meselesi
 
Allah Razı olsun inş. Seferi olayını ben cok kullanıyorum...


SAAT: 21:11

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306