www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında....

Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Muhtelif Konular > Mü’min, İçin Dünya Zindandır

Konu Başlıkları: Mü’min, İçin Dünya Zindandır Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( oruç )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
08Haziran 2011 00:04
YaŞuHa
Mü’min, İçin Dünya Zindandır

Mü’min, İçin Dünya Zindandır
Ebu Hureyre radiyallahu anh’den, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Dünya mü’minin zindanı, kafirin cennetidir." (Müslim, Tirmizi, İbn Hibban, İbn Mace, Ahmed)
Dünya, kendisi için zindan olmayan, mü’min değildir. Zindan; bir şeyin belli bir sınır içinde tutulduğu yerdir. Allah-u Teâlâ da mü’min için sınırlar çizmiştir. Bu sınırlar şunlardır:

Birinci sınır:
Kalpte sadece Allah-u Teâlâ'nın sevgisini ve rızasını bulundurmak ve sürekli olarak Allah-u Teâlâ'nın rızasını gözetmektir. Mü’min kul, kalbini işte bu şekilde Allah-u Teâlâ'nın sınırları içine hapsetmiştir. Kafir ise böyle değildir. Çünkü kafir, Allah-u Teâlâ'nın razı olmadığı insanları sever ve onların rızasını elde etmek için çalışır. Böylece kalbini, insanların çizdiği sınırlara açık tutar. İnsanların sunduğu şeyleri, Allah-u Teâlâ'nın razı olup olmadığına bakmaksızın hemen kabullenir. Hiçbir kaygı duymadan rahatlıkla günah işler ve oldukça rahat yaşar.

İkinci sınır:
Mü’minin dili, ancak Allah-u Teâlâ'nın razı olduğu ve sevdiği şeyleri konuşur. Bu sebeple mü’minin dili, Allah-u Teâlâ'nın sınırları içine hapsedilmiştir. Zira mü’min, konuştuğunda hep Allah-u Teâlâ için konuşur, Allah-u Teâlâ'yı zikretmekten bir an geri kalmaz. Kafir ise böyle değildir. Kafir dilini, ancak dünyalık için, insanların hoşnutluğunu kazanmak için ve Allah-u Teâlâ'ya isyan olan sözleri sarfetmek için kullanır. Böylece kendince güzel bir yaşam sürer.

Üçüncü sınır:
Mü’minin bütün uzuvları Allah-u Teâlâ’nın razı olduğu ve sevdiği işleri yaparlar ve böyle işlere koşarlar. Çünkü mü’minin bütün uzuvları Allah-u Teâlâ'nın sınırları içine hapsedilmiştir. Kafir ise böyle değildir. Onlar uzuvlarını, Allah-u Teâlâ'nın haram kıldığı fiilleri yapmaktan engellemezler. Zira onlar, hayatlarını Allah-u Teâlâ'nın sınırları dahilinde şekillendirmemektedirler. Nefislerinin, heva ve heveslerinin istedikleri şekilde hayatlarını sürdürürler. Böylece güzel bir hayat yaşadıklarını sanırlar. Oysa bu hayatta her türlü pislik, çirkeflik vardır. Buna rağmen kendilerini, güzel yaşadıklarına inandırırlar. Ama hayat, sadece dünyadaki hayat değildir. Bir de ahiret hayatı vardır. Kafirler, ahiret hayatını hiç mi hiç akıllarına getirmezler. Fakat onların dünyada rahat yaşamaları ve Allah-u Teâlâ'nın koyduğu sınırları tanımamaları, maalesef onları cehenneme sürükleyecektir.
Fakat mü’min böyle değildir. Mü’min sürekli olarak ahireti hatırlar. Zira mü’min bilir ki, kendisini Allah-u Teâlâ'nın sınırları içine hapsetmezse ahiret mutluluğunu elde edemez. Bu sebeple kendisini dünyada hapsederek ahiret mutluluğunu elde etmek ister.

İbni Kayyım şöyle dedi:
"Allah-u Teâlâ'nın rızasını ve ahiret mükafatını isteyen kimse, kendisini şu iki hapse sokmalıdır:
Birincisi; kalbini sadece Allah-u Teâlâ'ya yönelterek hapseder. Böylece sadece Allah-u Teâlâ'nın rızasını elde etmeye çalışır. O’ndan başkasının rızasını istemez ve O’ndan başkasının rızasını önemsemez.
İkincisi; dilini, Allah-u Teâlâ'yı çokça zikretmek, imanını ve bilgisini artıracak şeyleri söylemek gibi faydalı şeyler için hapseder. Yine bütün uzuvlarını, her türlü günahı işlemekten alıkoyarak sadece Allah-u Teâlâ'nın farz kıldığı ve mendup olan ameller için hapseder.
Mü’min kul, Allah-u Teâlâ'ya kavuşuncaya kadar böyle yapar. Böyle yaptığı içindir ki, Allah-u Teâlâ onu bu hapis hayatından kurtarır, ona çok geniş ve çok güzel bir hürriyet verir. Kul, ne zaman bu iki hapse sabretmez, ondan kaçar ve şehvetinin esiri olursa, bu dünyadan ayrıldığı zaman en dar ve en korkunç hapse girer.
Bu sebeple, dünyadan ayrılan her bir insan ya hapis-ten çıkıp mutlak hürriyete kavuşur ya da hürriyetini kaybedip hapse girer. Muvaffak kılan Allah-u Teâlâ’dır." (El-Fevaid s: 54)

El Menavi Feth’ul Kadir kitabında şöyle bir rivayet zikretti:
"Hafız İbni Hacer, kadılar kadısı olduğu zaman çok gösterişli ve heybetli konvoyla çarşıya girdi. Bu sırada sıcak yağ satan bir yahudi koşarak onun yanına geldi. Yahudinin elbisesi, yağla kirlenmiş, pis ve çirkin bir elbiseydi. Yahudi, İbni Hacer’in katırının gemini tuttu ve ona şöyle dedi:
"Ey İslam şeyhi! Sizin nebinizin:
"Dünya; mü’minin zindanı, kafirin cennetidir."dediğini iddia ediyorsunuz. Sen bu durumdayken hangi hapiste, ben ise hangi cennetteyim, bana haber verir misin?"
Hafız ibni Hacer ona şöyle cevap verdi:
"Allah-u Teâlâ'nın kıyamet gününde bana hazırlayacağına nazaran ben şimdi bir hapisteyim. Sen ise Allah-u Teâlâ'nın ahirette senin için hazırladığı azaba nazaran cennettesin."
Bunu duyan yahudi müslüman oldu." (Fethül Kadir c: 2 s: 546)



Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.