Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları > O’nun (a.s) Mi’racı, Bizim Mi’racımız...

Konu Başlıkları: O’nun (a.s) Mi’racı, Bizim Mi’racımız... Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
26 Mayıs 2014 11:39
EyMeN&TaLhA
O’nun (a.s) Mi’racı, Bizim Mi’racımız...

“Varlığını” varlığı yaratarak gösteren Rabbine karşı gaibane ubudiyetini itmam eden bir kula, hazırane suretinde ubudiyet için yüce âlemlerden gelen ikmal nidası olan mi’rac, bir lütf û inayettir... Birliğini Nübüvveti emanet ettiği Zatın (a.s) dini ile bildiren, ruhu ve bedeniyle sema canibine davet ederek, meratib-i kemalatının nihayet hududunu gösteren mi’rac hakikati, ehl-i sema için bir bürhan-ı velayettir...
O’nun mi’racı; Âdem’in (a.s) yaratılmasına “itiraz” eden melaikeye “ben bilirim siz bilmezsiniz” hitabının nefsanî arzularından sıyrılmış bir arzlının varlığı ile ispat edilmesidir...
O’nun mi’racı; ism-i azamın mazhar-ı etemmi olan ve haramiler tarafından yolu kesilen kulun, Sübhan ve Bürhan Rabbi tarafından huzuruna davet edilmesi, semavi bürhanlarıyla teyid ve teselli edilmesidir...
O’nun mi’racı; Vahidiyet sırrıyla kâinatı bir küll olarak müşahede ettirilmesi, âlem-i imkânı aşıp âlem-i vücuba doğru yükseltilmesi, daire-i Ehadiyetine, rüyet ve kelamına doğrudan doğruya mazhar kılınmasıdır.
O’nun mi’racı; “ihsan” şuurunun ufkuna eren bir kula Rabb-i Rahim’in karşılık olarak Kab-ı Kavseyn makamına yükseltmesi, tarifsiz tecellileriyle mukabelede bulunup yüksek bir paye vererek, büyük bir gaye için geri göndermesidir...
O’nun mi’racı; “yerdekilere” inşikak-ı Kamer ile izhar edilen Nübüvveti gibi, velayetinin de “göktekilere” uruç ile ispat edilmesidir... O’nun mi’racı; asar perdeleri arkasında vahidiyet kanunları ile tecelli eden Zatın fevk’al kanun Ehadiyet tecellilerine mazhar kılınmasıdır...
O’nun mi’racı; yaratılış gayesini inşa ve ihya ile tavzif edilen bir zatın ismiyle, cismiyle, resmiyle gök ehli ile de görüştürülmesi, Rabbi’ni tanıma adına okuma bilmeyen(!) bir ümmiye arzda yazılı mektupların okutturulması, semadakileri de okusun diye yükseltilmesidir...
Ancak, asıl olan O’nun (a.s) mekân ötesi seyahatinin sırlarını anlamak, sınırlarını kavramak değildir. Asıl olan mi’rac ile bizlere verilen zengin mesajları kendimiz için almak, kendi mi’racımızın şartlarını tahakkuk ettirmeye niyet ve gayret etmektir...
O halde bizim mi’racımız nedir ve nasıl gerçekleşecektir?
Bizim mi’racımız; “ki onlar namazı haşyet içinde ifa ederler” müjdesine erme, namazın hakikatine yükselip mana-yı ismiyle arz ehli ile alakayı kesme, tıpkı O’nun mi’racı gibi “sema” ehli ile irtibata geçmedir...
Bizim mi’racımız; fıtratımıza sirayet eden ibadetimiz ile ubudiyet şuuruna erme, kurbiyet adına imanımız için gereken ehemmiyeti vermedir… Bizim mi’racımız; arızî olandan semavi olana içkin olandan aşkın olana yönümüzü dönme, aşkın olanın aşkıyla yanan kalbimizin arşına yönelmedir…
Bizim mi’racımız; imkâna değil imana yaslanma, in’ama değil Mün’ime dayanma, dünya için değil ukba için tasalanmadır... Bizim mi’racımız; sünnet-i seniyenin içinde tecelli eden esma-i hüsnaya mazhar-ı cami olmaya çalışmadır…
Bizim mi’racımız; zamanın ve mekânın tahakkümünden kurtulmak için zamanın ve mekânın Rabbi’ne doğru yürüme, kulluğun önceliklerini görüp inceliklerini yerine getirme, kesret ve kesafete dönen yüzlerimizi marifet ile vahdet ve letafete çevirmedir…
Bizim mi’racımız; ilimde rusuhiyete, marifette vukufiyete, ubudiyet-i insaniyede hulusiyete, tevfik-i ilahiyi hak adına ittihad-ı hakikiyeye vasıl olmadır…
Elhasıl; her son bir öne istinad, her ön bir sondan istimdat eder. Sonda alınacak ödüle olan inanç büyümeden, inancımız için ödeyeceğimiz bedel de büyümeyecek demektir.
Olanca genişliğine rağmen dar gelen yeryüzü, göğüs kafesimizde bir kuş gibi çırpınan yüreğimizden yükselen acılarımız çoğaldığı, yerlerle irtibat kesilip göklerle ülfet arttığı zaman mi’racın basamaklarını tırmanmaya başlamışız demektir.
Vahiy ile yere indirilen/serilen “gök” sofrası ile yüce mekânlara doğru kullarının yükselmesini isteyen Zatın şanı ne yüce...
alıntıdır
Ahmet AKCAN

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.