13 Temmuz 2014 22:06 | ||
Erkam Taylan | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Bırakın eğitim kurumlarını, câmilerde bile (istisnâlar dışında) tevhidden şirkten pek bahsedildiği olmaz. Olursa bile yasak savma bâbından ve fincancı katırları ürkütmemeye özen göstermek adına hakla bâtıl karıştırılarak veya hakkı ketmederek Abdesti bozan şeylerin üzerinde durduğu kadar insanlar tevhidi bozan konulara önem vermez. Halbuki insanların kurtuluşunun yolu, Kur'an kavramlarının tashihi, boşaltılan içlerinin yeniden Kur'anî değerlendirmelerle doldurulmasıdır. Özellikle de lâ ilâhe illâllah kavramının, yani tevhid ve şirk gibi temel kavramların düzeltilmesi gerçekleşmeden dünyamızın da âhiretimizin de kurtulması mümkün değildir. Bütün şikâyet edilen olumsuzluklar, bu kavramların düzeltilmesine ve sağlam şekilde yaşanmasına bağlıdır. Filistin topraklarında siyonist yahûdiler başta olmak üzere, İslâm topraklarını işgal eden zâlim kâfirler silâhtan korkmuyor, zaten müslümanın elindeki silâhın pek korkutmaya yetecek önemi de yok. Ama onlar, eliyle (veya buna gücü yetmiyorsa) diliyle, kalemiyle kendilerini taşlayan mü'minin akîdesinden çekiniyor, korkuyor. Tevhid eri Allah'ın askerini, ölümden korkmayan canlı şehidi korkutup yıldıracak hiçbir silâhın mevcut olmadığı gibi; tevhid bilincine sahip insan da imanı oranında kâfirlerin korkulu rüyası olmaktadır. Islah çalışmaları, ülkeyi kalkındırma planları en azından iki yüz senedir uygulanan batılı tarzdaki yaklaşımlarla iflas etmiştir. Şirk düzeninin ıslah edilmesi mümkün de değildir, doğru da olmaz. “Zulmedenler, hangi inkılâpla devrilip döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.” (26/Şuarâ, 227) Çözüm, câhiliyye düzenini devirip yerine saâdet asrının anlayışını yerleştirmektir. Aynen Peygamber'in yaptığı gibi. İnsanları sahih akîdeye, tevhidî bilince, Kur'ânî eğitime, inkılâbî çizgiye yönlendirmedikçe uğraş ve gayretler, delik kabı suyla doldurmaya benzeyecektir. Siz ne kadar (sadece fazilet, ahlâk ve benzeri özellikleri teşvik ederek) delik kabı doldurursanız, o, kısa zaman içinde boşalacaktır. | |
16 Ocak 2014 20:52 | ||
hiranur86 | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. “Kim Allâh’a ve Rasûlü’ne karşı gelirse, şüphesiz onlar için, içinde ebedî kalacakları ce-hennem ateşi vardır.” İbn Teymiyye şöyle demiştir: "LA İLAHE İLLALLAH'ı Söylemek" manasını bilmeden ve gerekleriyle amel etmeden sadece dille söylemek değildir.Munafıklar bu kelimeyi söylemelerine, sadaka vermelerine ve namaz kılmalarına rağmen cehennemde kafirlerden daha aşağıda, cehennemin en dibinde olacaklardır. Bu sözü söylemekle beraber kalbin bu kelimenin manasını bilmesi,inanması, sevmesi ve bu kelimeye bağlı olanları sevmesi, bu kelimeye muhalefet edenleri ise sevmemesi, onlara buğzetmesi ve düşmanlık göstermesidir." (Mecmuatut Tevhid, s: 108) | |
28 Kasım 2013 09:54 | ||
Esadullah | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Alıntı:
Bizde artık bu ibareleri kullanmaktan çekineceğiz kardeşim kelimelere takılarak kendini daha çok harap edeceksin yoksa Tevhidi en derinlerine kadar yaşatsın umarım sana Allah c.c. o zaman belki asıl resmi görürsün ...vesselam | |
27 Kasım 2013 19:46 | ||
Medine-web | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Alıntı:
![]() | |
27 Kasım 2013 17:53 | ||
bilinmez | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Alıntı:
FARKINA VARMAK FARKINDALIK İYİDİR TOPRAĞIM, ![]() Yalnız ESEDULLAH,ahiretteki sorgulama kimlik üzerinden yapılmayacağını biliyorsundur diyecem,ama yok yok demiyorum ,çünkü verdiğin kimlikte islam ibaresi örneğiyle bunu bilmediğini ortaya koydun zaten... | |
27 Kasım 2013 14:35 | ||
Esadullah | Cevap: TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Alıntı:
![]() | |
27 Kasım 2013 11:58 | ||
bilinmez | TEVHİDİN ASLI,NEDiR VE ONA MUHALEFET EDENLERiN DURUMU.. Tevhidin aslı nedir ve ona muhalefet edenler kaç türlüdür? Cevap: "Tevhid" in aslı; Allah-u teala’yı bilmek, sadece O’na ibadet etmek ve ibadette O’na ortak koşmamaktır. Tevhidin aslı iki rükundan oluşur. Bunlar; "kabul / isbat" ve "red / nefy" dir. Kabul rüknundan kasıt; 1 - Sadece Allah-u teala'ya ibadet etmek ve hiç bir şeyi O’na ortak koşmamak. 2 - Bütün gücüyle insanları buna teşvik ve davet etmek. 3 - Her türlü şirkten uzak durup tevhidi sağlayanlarla dost olmak, onları sevmek ve onlara yardımcı olmak. 4 - Tevhidi sağlamayanları müslüman saymayıp tekfir etmektir. Red ruknundan kasıt; 1 - Şirkten temizlenmek. 2 - İnsanların şirkten temizlenip uzak durmaları için bütün gücüyle buna teşvik ve davet etmek. 3 - Şirkten temizlenmeyenlere karşı sert davranmak ve onlara düşman olmak. 4 - Şirk işleyenleri tekfir etmektir. Tevhidin aslına muhalefet edenlerin türleri başlıca şöyledir: 1 - Tevhidin kabul rüknuna muhalefet edenler. Bunlar; - Yalnızca Allah’a ibadet etmeyen, - Allah için dostluk ve düşmanlık göstermeyen ve - Allah’a ibadet etmeyenleri tekfir etmeyen kimselerdir. 2 - Tevhidin red rüknuna muhalefet edenler. Bunlar; - Allah’a ibadette ortak koşan ve - Allah’a ortak koşanları tekfir etmeyip onlara düşman olmayan kimselerdir. 3 - Hem kabul hem red rüknuna aynı anda muhalefet edenler. Bunlar; - Şirk işleyen, tevhidi reddeden ve muvahhidlere ve tevhide düşmanlık gösterenlerdir. Tıpkı zamanımızda laikliği, demokrasiyi, kapitalizmi, ırkçılığı, kominizmi kabul eden, tevhidi reddedip onu batıl olarak gören kimseler gibi... 4 - Tevhidin kabul veya red rüknu konusunda ya da her ikisinde veya tevhidi sağlamayanlar hakkında duraklayanlar. Bunlar; - Tevhidin kabul veya red rüknu veya her ikisi konusunda ya da "lâ ilâhe illAllah" ın şartlarının herhangi birisinde duraklayanlardır. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|