Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Tefsir Çalışmaları > Hicr Suresi 22. Ayeti ve Bilimsel İspatı

Konu Başlıkları: Hicr Suresi 22. Ayeti ve Bilimsel İspatı Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
26 Mayıs 2016 13:10
VuslatAksa21
Cevap: Hicr Suresi 22. Ayeti ve Bilimsel İspatı

RABBIM razi olsun...
26 Mayıs 2016 08:03
Esma_Nur
Cevap: Hicr Suresi 22. Ayeti ve Bilimsel İspatı

Allahın varlığına delalet eden olaylardan yalnızca biridir bu ayette anlatılan ..Kuranı kerimdeki bilimsel sırlar doğu ve batının bilim adamlarını hayrete düşürmüş olup onları araştırmaya yönltmişdir..bazılarınında hidayetine vesile olmuşdur..faydalı paylaşım için
26 Mayıs 2016 01:06
Temimili
Hicr Suresi 22. Ayeti ve Bilimsel İspatı

Bundan tam 1.400 sene önce, aşılamanın önemi ve ne demek olduğunun bilinmediği bir zamanda Kur’an bizlere Hicr suresinin 22.* ayet-i kerimesiyle şu haberi vermektedir: “Biz rüzgârları aşılayıcılar olarak gönderdik.”
Evet, bu ayet-i kerime rüzgârların aşılayıcı bir özelliğe sahip olduğunu açıkça bildirmektedir. Acaba Kur’an’ın vermiş olduğu bu haber hakkında bilim adamları ne demektedir. Şimdi bunu öğrenelim:

Bilim adamları rüzgârların aşılayıcı özelliğe sahip olduğunu şu şekilde izah ederler: Bütün bitkilerin çiçeklerinde, erkek ve dişi çifti bulunmakta ve erkeğin dişiyi aşılamasıyla meyveler meydana gelmektedir. Bu aşılama fiili ise rüzgârlarlar sayesinde olmaktadır. Allah pek çok bitkinin tohumunu hafif bir esintide bile uçabilecek şekilde yaratmıştır. Yeryüzündeki sayısız bitki türüne ait polenler, çiçek tozları ve tohumlar rüzgarlar vasıtasıyla birinden bir diğerine taşınmakta böylece bitkilerin aşılanarak çoğalmaları ve nesillerinin devamı sağlanmaktadır. Yani rüzgarların aşılayıcı özelliği ile bitkiler üremekte ve çoğalmaktadır.

Rüzgârlar bitkileri aşıladığı gibi yağmurun yağabilmesi için yağmur bulutlarını da aşılamaktadır.Yakın bir zamana kadar rüzgar ile yağmur arasındaki tek ilişki rüzgarın yağmur bulutlarını sürükleyip götürmesinden ibaret zannedilirdi. Evet bu başını gökyüzüne kaldırıp bulutların geçişini izleyen herkesin görebileceği bir şeydi.Ama rüzgar ile yağmur arasındaki ilişki sadece bundan ibaret değildi.

Şöyle ki: Denizlerin ve diğer suların üzerinde köpüklenme nedeniyle “Aerosol” adlı hava kabarcıkları oluşmaktadır. Bunlar rüzgârların karadan sürüklediği tozlarla karışarak Atmosfer’in üst katmanlarına doğru havalanır. Rüzgârların yükselttiği bu parçacıklar su buharı ile birleşir ve su buharı bu parçacıkların etrafında yoğunlaşır. Bu parçacıklar olmazsa yüzde yüz su buharı, bulutu oluşturamaz. Bulutların oluşması, rüzgârların havada serbest şekilde bulunan su buharını, taşıdıkları parçacıklarla aşılamaları ile olmaktadır. Bilimin ve bilim adamlarının bu izahlarından sonra şimdi meseleyi tahlil edelim ve şu soruların cevaplarını bulalım:

1- Rüzgârların aşılayıcı özelliğe sahip olduğu gerçeği ne zaman keşfedilmiştir?

Cevap: Bu asırda keşfedilmiştir.

2- 20. yüzyılda ancak keşfedilen bu gerçeğin 1400 sene evvel okuma-yazma bilmeyen bir beşer (a.s.m.) tarafından keşfi mümkün müdür?

Cevap: Asla mümkün değildir. Buna mümkün demek, akıldan istifa etmekle mümkündür.

3- Eğer Kur’an’ın Allah’ın kelamı olduğu kabul edilmezse, rüzgârların aşılayıcı olduğu gerçeğinin Kur’an’da geçmesi ne ile izah edilebilir?

Cevap: Hiçbir şeyle izah edilemez. Kur’an, Allah’ın kitabı olarak kabul edilmezse, hem vermiş olduğu bu haber hem de diğer bilimsel gerçeklerin hiçbiri izah edilemez.

Yol ikidir. Ya rüzgârların aşılayıcı özelliğe sahip olmasını ve Kur’an’ın haber verdiği diğer bütün bilimsel gerçekleri okuma-yazma bilmeyen bir beşerin (a.s.m.) 14 asır önce kendi başına bildiği ve keşfettiği kabul edilecek, ya da “Kur’an Allah’ın kitabıdır. İçindeki bütün haberler, her şeyi bilen Allah’ın sözleridir” denilecek.

Başka hiçbir ihtimal yoktur. Birinci ihtimali hiçbir akıl sahibi kabul edemez. Zira bir beşerin (a.s.m.) tek başına bunları bilmesi ve keşfetmesi mümkün değildir. O halde geriye 2. ihtimali kabul etmekten başka bir yol kalmaz ki, bu kitap, Şanı Pek Yüce Olan Allah’ın Kelamıdır.

Evet, rüzgârı kim yaratmış ve ona kim aşılama vazifesini vermişse, bu haberin geçtiği kitap da onun kitabıdır. Bu kitaptaki her söz de O’ nun sözüdür. İnandık ve tasdik ettik.

Kaynak: (İlmedavet, 9 Aralık 2010)

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.