Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KADIN AİLE ÇOCUK.::. > Kadın-Aile-Çocuk > Çocuk Ve Gençlik Eğitimi > ÇİRKİN MİYİM, GÜZEL MİYİM?!!

Konu Başlıkları: ÇİRKİN MİYİM, GÜZEL MİYİM?!! Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
23 Mayıs 2022 11:56
Hâdimul İslam
Alıntı:

“Gençliğin ruhunu, işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırganlar ve dikenler yetişir.”
Konuşmaktan bogazlarım ağrıyor dilim dönmüyor nerdeyse. Gözüm açık olsun demekten pörtlek oldum .))) Dinlemekten beynim yanık. Ev içi denge merkezi olmaktan yörüngem şaştı. Nerelerdesin sesin çıkmıyor, görünmüyorsun diyen yakın dostlarım var. Ergenlerim, gençlerimle 7/24 terapi, konuşma, güzelim-çirkinim, sivilceliyim, kaşım gözüm kıyafetim, arkadaşlarım, şişmanım, 300 gr fazla eksik, konserlere gidildi ben neden gitmiyorum. Onlarin ailesi de kapalı, onlar neden bu kadar özgürler. Allahım yardım et sancı çeken kullarına

Maske zorunlulugu geldiğinde çok zor taktı ergenim. Gözlük buhar yapıyor, nefes alamıyorum. Şalıma takamiyorum. Yasak kalktı. Benim kız çıkarmıyor. Nefes alamiyor, kulak maske takmaktan yırtılmış ama Sivilceleri görünürse, çirkin zaten. 2 tane daha oğlan büyütürdüm bu ne yahu. 1 seneyi oflaya puflaya arada terlik fırlatıp düş yakamdan diyerek, çokçası dinleyerek, bazen doğru bazen yanlış ama stresli atlattik bu seneyi çok şükür.

Pandemi çok şey aldı gençlerden. En uyumlu olgun karakterli bir genç kızdan bahsediyorum size bu arada. 10. Sınıfta. Bırakırsak hemen orada ısırgan ve dikenlerin büyümesi çok kolay. Anne baba olarak hep devrede olmalı. Hata yapmaya çok meyilliler. Dini eğitimle, terbiyeyle büyüttüğünüz çocuk değerlerine dahi yabancı olabilecek hale geliyor. Üstüne gitmek yargılamak en kolayı ve işe yaramayacağını biliyorum. Dua ederek, sabırla, dinleyerek, okşaya seve, sarıla, mutlu cocukluğunu anlatarak vicdanının devreden çıkmasına müsade etmeyerek, bugunler geçecek, kendin ol, taviz verme, biz yanındayız, degerlisin, degerlimizsin, başkasının onayına ihtiyacın yok diye diye ağlaya güle atlattık. Daha ikinci var. "Bak ani öfkelenebilirmişim annecim ergenlik hormonlarımdanmış kızmayin bana" Kız-oğlan yok elbette. Ama şu filtreli zamanlarda, gerçek dünyanın kirli yüzünde, gerçeklerden bağını koparmadan, telefona kaptırmadan kız evlat yetiştirmek çok zor. Küçükken eğitimine yatırım yapanlar, mutlu çocukluk geçirenler en kazançlılar diyeyim. Bize gaflet yok. Sürekli güncel kalıcaz. "Siz benim pirlantamsınız, sizinle büyüdüm, sizden çok şey öğrendim, hala öğreniyorum.Işıl ışıl göz kamaştırıyorsunuz. İnsan pirlantasını ortaliklara koyar mı? Mutlaka güzel bir kutuda saklar. Kusura bakmayın sizi istediğiniz yere salmıyor, kötülüklerden uzak tutma gayretindeysem..Haram ortamlardan sakıniyorsam" kusura bakmayın yapamam. Vicdan hep devrede olduğundan çok tesirli oluyor.

Birde çocukların olmadıkları gibi görünmesine izin vermeyin. Memur, emekli, esnaf vd. bir aile olduğunu, onlardan kısmadigimizi ama o marka ayakkabı, son model telefon, bu kıyafeti aldım hadi bir tane daha gibi israflara asla giremeyecegini bilmeli. Babalar hayat pahalilığı, ekonomik konularda ara ara konusmalar yapmalı. Market, servis, giderler haberleri olsun. Çevreleri olmadığı gibi görünen arkadaş kitlesiyle dolu. Annelerini gördükçe " arkadaşımın annesi normal bir kadın kızı nasıl bu kadar havalı, özgür, acımasız, anne kapalı kızı neden bu kadar açık, onlar nasıl izin veriyorlar ?" diye dettleniyor. Cevabı bazen birlikte ariyoruz. Bazen kendisi buluyor. Anne olarak arakadaslarını sordum ama yargılamamaya, anne tarzı sözler sarfetmemeye özen gösterdim.)) Sizin cevabınız net: "BEN ONLARA BENZEMEM.ONLAR da BANA.. BENİM ÖLÇÜM FALANCANIN AİLESİ DEĞİL. ALDIĞIM KARARLARI BEĞENMEYEBİLİRSİN. ELEŞTİRİYE KAPALIDIR." BİTTİ.
Gelsin yeni ergen sıkıntıları.çok şükür Allahım çok.

Bunlar geçiş dönemi. Hasarsız atlatmaları için, toplum inşası kadınla başladığı için sağlam duruşlu genç kızlar yetişirmek şart. Biz annelerin görevi bu. Bizde salmicaz, bizde okuyacağız, bzde kullandıkları uygulamaları bileceğiz. Anne yada baba birinden biri bu konuda güncel olmak zorunda. Hız çağında "bizim zamanımızda" diye başlamak hiç iyi fikir değil.)) İyi okullarda okutmak kadar, elbecerisi kazanmaları, evden, işten, sorumluluktan kopmamalarını sağlamak çok önemli. Komutla ama olsun))Çok ararsiniz içinden gelipte yapsın genclerini. Onların son temsilcisi biziz. Malesef böyleler.
02 Ağustos 2018 12:35
Hâdimul İslam
ÇİRKİN MİYİM, GÜZEL MİYİM?!!

​Geçenlerde ebeveynlerden biri 13 yaşındaki çocuğuna ilişkin şikayetlerini dile getirdi. “Çok çirkin olduğunu düşünüyor.” dedi.

“Halbuki oğlum bana çok yakışıklı görünüyor, ona da söylüyorum. Öz güveninin zarar görmesinden korkuyorum. Daha dün o kadar neşeli ve keyifli bir çocuktu ki. Şimdi ise o sosyal çocuk gitti yerine sessiz, depresif biri geldi. Bu çocuk nasıl çirkin olduğuna inanabilir?”

Ergenlik insanın fiziksel değişimlerinin en yoğun olduğu dönemlerden biridir. Tamam hepimiz “Her yaşın ayrı bir güzelliği vardır” masalına inanabiliriz. Ama gerçek bu değil. Mesela ergen bir erkek yeni çıkmaya yüz tutmuş tüyleri, sivilceli yüzü ve henüz orantıya kavuşamamış bedeniyle pek de yakışıklı sayılmaz. Ebeveyn olarak size öyle gelebilir ama çevresine yakışıklı gelmediğini biliyor ve zaten bu konuda geri bildirim de alıyor. Mesela daha birkaç yıl önce “Ne tatlısın!” diyenler artık demiyorlar. Erkekler ve kadınlar için artık “TATLI” kavramı “YAKIŞIKLI” ya da “GÜZEL” kavramlarına evriliyor.

Sizin gözünüzde kendi çocuğunuz “ŞAHİN” görünümlü olsa da o şimdilik henüz o noktada değil. Böyle durumlarda ebeveynlerden gelen “Ama nasıl olur, sen çok güzelsin ya da yakışıklısın!” söylemleri de inandırıcılıktan yoksun. Size garip gelecek ve ben bile hala inanamıyorum. “Annem benim sesimin güzel olduğunu düşünüyor!” Sadece ergenlikte de değil üstelik. Sebebi şu: Benim sesimi duymayı ve benimle birlikte olmayı seviyor. Bilginiz olsun diye ekliyorum, yaşım 42…

Şimdi ebeveynlerin alması gereken rolü biraz daha tanımlayalım. Karşınızda “Çirkin” olan ve “Çirkin Olduğunu Düşünen” genç bir birey var ve siz sadece birkaç yıl önceki inandırıcılığınıza sahip olduğunuzu düşünerek durmadan “Hayır sen yakışıklısın, hayır sesin şöyle!” gibi yorumlarda bulunuyorsunuz. Önce bir susun! İçinizdeki müdahaleciyi birkaç dakika susturun. İnandırıcılığınızı kazanmanın en önemli yolu tekrar rasyonel olmaktan geçiyor. Ona söylemeniz gereken ise tahmininizden biraz farklı.

“Oğlum bana her zaman yakışıklı geliyorsun çünkü seni görmeyi seviyorum. Elbette yaşın gereği önemli değişimler yaşıyorsun. Artık kendi cinsiyetinin özelliklerini daha fazla göstereceğin bir geçiş dönemindesin. Bir çeşit kozada gibi. Koza kelebeğin gerçek güzelliğini göstermez ama içinde sonrasında muhteşem renklere sahip olmak için hazırlanan bir kelebek barındırır. Senin de tam olarak kendin olmadan önce birkaç yılın var. Potansiyelin için en önemli adımları atabileceğin dönemdesin. Belki de hayatın boyunca odaklanman gereken konulara ve tutkularına odaklanman bu süreci daha keyifle atlatmanı sağlayabilir. Sonuçta unutma tüm insanlar bu süreçten farklı zamanlarda olsa da geçecekler.”

Ergenlik döneminde çocuklar güvendikleri her şeye kuşkuyla bakarlar. Sizin inandırıcılığınız zaten müşahede altındayken doğrulardan uzaklaşmanız görüşlerinizin değerini iyice azaltır. Erik Erikson’a göre ergenlik kimlik kazanımına karşı rol karmaşasının olduğu dönemdir. Elde ettikleri tüm bilgiler, yetenekler ve deneyimlerden de kuşku duymaya başlarlar. Ergenler, şimdiye kadar oldukları ile gelecekte ne olacakları konusunda endişe ederler ve sürekli iç çatışmalar yaşarlar. Kimlikleri konusunda kafaları karışık olur. Bu aşamadan geçtikleri takdirde sağlam bir kimlik inşa edebilirler. Eğer yapamazlarsa da olmadıkları bir şey olmaya çalışmaya devam edeceklerdir. Bu dönem belki de insan hayatının en riskli dönemlerinden biridir.

Bu dönemi sağlıklı olarak yönetmek ebeveynlerin elindedir. Bunun için önce ergenlik döneminin hangi unsurları içerdiğini bilmek ve buna uygun davranmak gerekir. Bu sizin için sağlıklı bir iletişim ortamı yaratacaktır. Bu ortam onun pozitif yönde gelişimi için çok önemlidir. Bunun yanında gencin geleceğini inşa ettiği bu yıllarda kendisine hedef koyması, hedeflerine ulaşmak için motivasyon sağlaması, sevdiği alanları keşfedip bu alanlarda derinleşmesi de hem sağlıklı gelişimi için hem de öz güveni için gereklidir. Bu konularda da genç desteklenmelidir.


“Gençliğin ruhunu, işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada ısırganlar ve dikenler yetişir.” Johan Vilhelm Snelmann

ALINTI....

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.