www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında.... |
19 Kasım 2018 20:29 | ||
nurşen35 | ![]() ![]() ![]() | |
18 Ocak 2016 14:33 | ||
Esma_Nur | Cevap: Peygamberimizin Şakaları** Ne çok zeytin yemişsin!’ Allah Resûlü, ailesiyle de sık sık şakalaşırdı. Bir gün Hz. Ali (ra) de, Efendimiz’in bu şakalarından nasiplenir. Hz. Ali ile beraber kahvaltı ederken, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) yüzünde bir gülümseme ile yediği zeytinlerin çekirdeklerini Hz. Ali’nin önüne yığar. Kahvaltının bitiminde ise Hz. Ali’ye önündeki zeytin çekirdeklerini göstererek, “Ey Ali, ne kadar da çok zeytin yemişsin?” diye sorar. Hz. Ali (ra), son derece ciddi bir şekilde, “Evet, ey Allah’ın Elçisi! Fakat Siz de çekirdekleriyle beraber yemişsiniz. Baksanıza önünüzde hiç çekirdek yok.” diyerek Resûl-i Ekrem’in latifesine başka bir latife ile cevap verir. alıntı | |
15 Şubat 2014 21:37 | ||
Esma_Nur | Cevap: Peygamberimizin Şakaları** Deve Şakası Enes (r.a.) anlatıyor: "Bir adam Peygamber (s.a.s.)'e gelerek: "Ey Allah'ın Resûlü! Beni bir deveye bindir!" dedi. Resûlullah da: "Ben seni devenin yavrusuna bindireceğim!" buyurdu. Adam: "Ya Resûlallah, ben deve yavrusunu ne yapayım (ona binilmez ki)!" deyince Hz. Peygamber: "Acaba deveyi deveden başka bir mahlûk mu doğurur? (Her deve, bir devenin yavrusu değil midir?)" buyurdular" (Tirmizî, Birr 57; Ebû Dâvud, Edeb 84, 92). Peygamberimiz, bu sözüyle hem şaka yapmakta, hem de insana bir söz işitince iyice düşünüp derinliğini, muhtevasını kavramadan reddetmemesi, itirazda acele etmemesi gerektiğini göstermektedir. ****** Yine bir gün Âişe validemizle Hz. Sevde annemiz Peygamberimizle birlikte hane-i saadetlerinde yemekte bulamaç aşını yerken Sevde (r.a.): "Bu yemeği sevmiyorum" dedi. Âişe (r.a.): "Yemezsen yemeği yüzüne sürerim" diyerek Hz. Sevde'nin yüzüne, sonra da Hz. Sevde, Hz. Âişe'nin yüzüne birer parmak bulamaç sürerek şakalaşmışlar, Hz. Peygamber de bunları devamlı bir gülümsemeyle izlemişti. Resûlullah çokça tebessüm etmeyi ve nezaketle şaka yapmayı severdi. Ebû Hureyre (r.a.)'nin rivayetine göre Peygamberimiz, şakalaşmak derecesine varan samimi söz ve davranışlarla ashabının içine, onlardan biri gibi karışırdı. Latif latifeler yapar, şakalarında yanlış ve yalan söz bulunmazdı. (Şâmil İslâm Ansiklopedisi, 6/326-328) | |
28 Ağustos 2008 15:34 | ||
melis | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** Peygamberimizin son günleriydi. Her gece bir eşinin yanına götürülmesinin onu yoracağını düşünen şefkatli eşleri bir teklifte bulundular. “Ey Allah’ın Resulü isterseniz artık Aişe’nin odasında kalınız. Peygamberimiz bu teklifi kabul etti. Onu Aişe’nin odasına getirdiklerinde Hz Aişe’nin başı ağrımaktaydı. Odada oturmuş “vay başım” diye sızlanıyordu. Kendisine artık vefatı bildirilen Peygamberimiz, Aişe’nin yanına yaklaşarak: “Asıl ben vay başım demeliyim.” diyerek kendi hastalığının ciddiyetini belirtti. Daha sonra da Aişe’ye dedi: “Sen benden önce ölsen, seni elimle yıkasam, kefene koysam, namazını kıldırsam ve ellerimle seni defnetsem olmaz mı?” Hz. Aişe peygamberimizin bu sözlerine alındı. “Vay benim başıma gelenlere! Vallahi sen benim ölmemi istiyorsun. Eğer ben ölürsem sen o günün akşamı eşlerinle olursun.” Eşinin yaptığı şakayı anlamayan Hz. Aişe’nin bu hali ve kıskançlığı peygamberimizin çok hoşuna gitti. Onun bu haline güldü. Öyle ki oğlu İbrahim’in ölümünden sonra ilk defa böyle güldüğünü gördü etrafındakiler. Son anlarında, bile eşiyle şaka yapmaktan geri kalmıyordu Allah’ın Sevgilisi.... ------------------------------------------------------------------- Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? adlı kitaptan alıntıdır.. | |
28 Ağustos 2008 15:32 | ||
melis | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** Hz Aişe çok esprili biriydi. Peygamberimizle birlikte olduğu dönemler yaşının en genç olduğu dönemlerdi. Bir gün yemek yapmıştı. Peygamberimize yemeği ikram etti. Orada bulunan Hz. Sevde’yi de yemeğe davet etti. Hz. Sevde yemek istemedi. Hz. Aişe ısrar etti. Hz. Sevde tüm ısrarları geri çevirdi. Yemeyecekti. Son davetinde tehdidini yaptı Hz. Aişe. “Ye, yoksa yemeği yüzüne sürerim!” Sevde pek aldırış etmedi Hz. Aişe’ye. Hz. Aişe kendisinden çok küçüktü. Ama Hz. Aişe dediğini yaptı. Yemek kabını tuttuğu gibi Sevde’nin yüzüne döktü. Bu duruma hiç müdahale etmeyen peygamber, Hz. Aişe’nin 17-18 yaş döneminin verdiği çocuksu davranışına güldü. Hz. Sevde’ye ne yapması konusunda yardımcı oldu. “Ya Sevde! Sen de al, onun yüzüne sür.” Peygamberin yol göstermesi ile Hz. Sevde de misliyle mukabelede bulundu. Oda yemeği Hz. Aişe’nin yüzüne sürdü. Hep birlikte gülüştüler. Hz. Aişe ile Sevde arasındaki yaş farkı, aynı şeyi düşünmelerini, ya da aynı şeyden mutlu olmalarını engelleyecek kadar çoktu. Aynı davranışlarda birleşmeleri de beklenemezdi. Fakat Peygamber iki farklı yaş grubunu aynı ortamda tartışmasız idare ediyordu. Uyumlu geçinmelerini sağlıyordu. Tarafsız davranıp hem kısas uygulatıyor, hem de olayı mizah boyutuna çekiyordu. Başka ailelerde kavga sebebi olacak bir olayı Peygamber, yumuşaklığı ile eğlenceye çevirmişti. ------------------------------------------------------------------- Peygamberimiz Kadınlara Nasıl Davranırdı? adlı kitaptan alıntıdır.. | |
28 Ağustos 2008 15:30 | ||
melis | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** Hz. Peygamber (s.a.s) ve ashabının yaptığı bu tür şakalar, kırıcı ve yalan cinsinden olmayan şakalardır. Böylesi şakalar ise insanlar arasında muhabbeti arttırır. Ancak her işte olduğu gibi şakada da aşırı gitmemelidir. El şakaları ve öldürtücü, yaralayıcı aletlerle yapılan şakalar tehlikeli olabileceğinden yasaklanmıştır. "Her kim kardeşine -isterse ana baba bir kardeşi de olsa- (korkutmak üzere) demirle işaret ederse, onu bırakmaya kadar melekler o kimseye lanet ederler. " Sakın sizden biriniz (din) kardeşine silah ile işaret etmesin. Çünkü işaret eden kimse bilmez ki belki Şeytan o silahı elinden kaydırır, işaret edilen adamı vurur da bu yüzden cehennemden bir çukura yuvarlanır (Riyâzu's-Salihîn, III, 293).[/B] Kocanın eşi ile şakalaşması ve oynaşması, aralarındaki sevgiyi arttıracağı için tasvip, hatta teşvik edilmiştir (Ebû Davud, Edeb, 84,85,149,7; İbn Mâce, Cihad, 40; Ahmed b. Hanbel, II, 352, 364, 3/67, 5/32). | |
28 Ağustos 2008 15:27 | ||
melis | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** HZ.EBUBEKİR BİRGUN PEYGAMBER EFENDİMİZ SAV İLE HAZRETİ EBU BEKRİNİSSIDDIK R.A KARŞILIKLI HURMA YİYORLAR..VE O ESNADA SAHABE-İ KİRAMDAN BİR ZAT EFENDİMİZ SAV BİR SORU SORMAK İSTİYOR..FAHRİ KAİNATIN KONUŞTUĞU KİŞİYE SADECE BAŞI İLE DEĞİLDE BUTUN VUCUDUYLA DONMEK O GUZEL ADETLEİRNDE OLDUĞU İÇİN ARKASINI DÖNDUĞU ESNADA ... HAZRETİ EBU BEKİR R.A KENDİ ONUNDEKİ HURMA ÇEKİRDEKLERİNİ PEYGAMBER EFENDİMİZİN ONUNE KOYUYOR..VE RASULULLAH EFENDİMİZ MUBAREK VECİHLERİNİ VE MUTAHHER VE MUAZZAM VUCUTLARİ İLE DONDUKLEİRNDE,EBU BEKR R.A ŞÖYLE DİYOR YA RASÜLAllah O KADAR ACIKMIŞSINIZ Kİ BUTUN HURMALARI YEMİŞSİNİZ... LATİFEDE DAHİ ÜSTÜNLÜK SAĞLIYAN FAHRİ KAİNAT EFENDİMİZN CEVABI İSE ŞOYLE... YA EBA BEKR! BEN YİNE ÇEKİRDEKLERİNİ ÇIKARMIŞIM AMA BAK SEN ÇEKİRDEKLERİ İLE BİRLİKTE YEMİŞSİN )) | |
28 Ağustos 2008 15:20 | ||
NUR | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** bir tene de ben ekleyeyim: Hazret-i Âişe anlatıyor: "Ben zayıf, ince belli genç bir hanımdım. Bir seferde Peygamberimizle birlikte bir yolculuğa çıktım. Peygamberimiz bir yerde Sahabîlere: "Siz ilerleyin" dedi. Onlar gidince ikimiz arkada yalnız başına kaldık. Bana: "Gel seninle yarışalım" dedi ve koşmaya başladık. Ben kendisini geçtim. "Aradan birkaç yıl geçmişti. Yine onunla birlikte bir yolculukta iken bir yerde Sahabîlere: "Siz ilerleyin" dedi ve ikimiz yalnız kaldık. "Gel yarışalım" dedi. O zamanlar ben kilo almıştım. Önceki yarışmayı da unutmuştum. Koşmaya başladık. Fakat bu sefer de o beni geçti. Gülümseyerek: "Bu defaki benim seni geçişim, o gün beni geçişine bedel olsun' buyurdu." | |
28 Ağustos 2008 15:06 | ||
melis | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** Sahâbe'den Nüeyman el-Ensarî (r.a) şakacı bir kimseydi. Medine'ye tâze meyve ve süt gelince hemen onlardan alıp Rasûlüllah'a getirerek "Ey Allahın Rasûlü, bunu senin için satın aldım ve sana hediye ettim" derdi. Birkaç gün sonra malın sahibi Nüeyman'dan malının bedelini istediği zaman, o kişiyi Resûlüllah'a getirip: "Ey Allah'ın Resûlü, şu adamcağızın mallarının bedelini versene" derdi. Rasûlüllah da "Ey Nüeyman, sen onu bize hediye etmedin mi?" diye sorduklarında, Nüeyman: "Ya Rasûlüllah, alırken onun parası yanımda yoktu. Senin de ondan yemeni istiyordum, onun için alıp getirdim" deyince, Rasûlüllah güler ve parasını verirdi . Bedevînin biri, Peygamber Aleyhisselâm;ı ziyarete gelmiş, mescid avlusunda devesini çöktürdükten sonra içeriye girmişti. Ashabdan birileri de, çok şakacı bir kişi olan Nuayman İbn-i Amr (R.A.)’a latife olsun diye şöyle bir teklifte bulundu: - Sen şu deveyi kesiversen de onu yesek! Çünkü gerçekten et yemeyi çok özledik. Nasılsa Rasulullah Aleyhisselâm onun bedelini öder. Nuayman da kalkıp deveyi kesiverdi! Adamcağız dışarı çıkınca, devesinin kesildiğini gördü ve feryadı bastı: - Eyvah, devem kesilmiş! Nebi Aleyhisselâm da dışarı çıktı ve sordu: - Kim yaptı bu işi? - Nuayman yaptı, dediler. Peygamber Aleyhisselâm, Nuayman’ın peşine düşerek onu aramaya başladı. Nihayet bir evde saklandığını öğrendi. Nuayman bir hendeğin içinde gizlenmiş, üstüne hurma dalları ve yaprakları örtmüştü. Adamın biri, onun saklandığı yere doğru işaret ederek, yüksek sesle şöyle bağırıyordu: - Ben onu görmedim, ya RasulAllah! Rasulullah (A.S.) onu buldu, tutup hendekten çıkardı. Bulaşan toz ve topraktan yüzünün rengi değişmişti. Sordu ona: - Bu yaptığını sana yaptıran nedir? Nuayman boynunu büktü: - Benim yerimi sana gösterenler var ya, ey Allah’ın Rasulü! İşte onlar bu işi bana yaptırdılar. Allah Rasulü Aleyhisselâm, bir yandan şakacı Nuayman’ın yüzündeki tozları siliyor, bir yandan da gülüyordu. Sonra deve sahibini çağırarak devesinin bedelini ödedi. | |
27 Ağustos 2008 13:27 | ||
Emekdar Üye | Cvp: Peygamberimizin Şakaları** Alıntı:
![]() | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|