Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM GENEL.::. > Edebiyat > Makale ve Köşe Yazıları > BABAM ÖLDÜ ÖĞRETMENİM!

Konu Başlıkları: BABAM ÖLDÜ ÖĞRETMENİM! Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
02 Aralık 2018 19:58
Hâdimul İslam Alışır mıyım ki? Hissizleşebilecek kadar kanıksar mıyım? Gün gelir, İsmail’in acılarına merhem süremeyecek kadar duvarlaşır, yaşayan ölüler kervanına katılanlardan olur muyum ki?
Çok varlıklı insan olmayı sadece bu zamanlarda dilemişimdir. Öyle olsa bile ben asla çok varlıklı bir insan olarak kalamazdım. Elimdekini avucumdakini dağıtmaktan kalamazdım. Varken vermek daha zor diyor bilenler. Bildiklerinden mi? “Veren el, alan elden üstündür” şiarını bilemediklerinden mi?

.........
11 Şubat 2010 17:49
Hazan Mevsimi
RE: BABAM ÖLDÜ ÖĞRETMENİM!

Veren el, alan elden üstündür”


Allah razı olsun günümüzde eski degerleri yitiriyoruz ne yazık ki
11 Şubat 2010 17:02
dua dilencisi
RE: BABAM ÖLDÜ ÖĞRETMENİM!

Alışıyor ismailler harunlar daha niceleri ilk zamanlar kor ateş gibi bağırları yaksada ayrılıklar ölüm demiyeceğim gidenler asla ölmüyor gönülde farklı yaşıyor ama sanki o kor ilk günkü gibi kalmıyor acının getirdiği pekişmiş bir yürek oluyor sanki çevreye daha duyarlı 20 li yaşlarda 50 yaşındaki bir insanın taşımadığı bir olgunluk taşıyor paylaşımı okurken kanserden vefaat eden dayımı anımsadım babamdan daha yakındı bana ellerin cennt gülleri dersin değerli kardeşim ...
11 Şubat 2010 15:44
NİLGÜN YAZAR
BABAM ÖLDÜ ÖĞRETMENİM!

Daha dokuz yaşında İsmail’im. Küçücük bedeniyle koskoca bir elemle tanıştı birkaç gün önce. Şu an arkadaşları ile oyun oynamanın derdinde. Uzak geleceği tanımaz ki çocuk dediğin. Nerden bilecek yarının yalnızlıklarını, kaygılarını.
Uzun zamandır babasının amansız hastalığını duyardı. Fakat yetim kalmanın ne demek olduğunu bilmezdi. İsmail de bir yetim çocuktu artık. Öğrenecekti o da yetimliği. Her yetim gibi. Her yarım gibi.
Babası daha kırkında bile değildi. Nefes sayılıdır sözü tek teselli oldu geride kalanlara.

Bu sabah dersin ilk saatlerinde İsmail’in ıslak gözlerinde yakalandım yağmura. Bir gün evvel okula gelmemişti. “Dün okula neden gelmedin İsmail?”diye sordum:
-Babam öldü öğretmenim! Demesiyle sarsıldım. Kalakalmıştım. Ne diyeceğimi bilemedim. Tüm kelimeler küsüverdi. O bana baktı, ben ona.. Herkes sustu. Kollarıma aldım onu. Birlikte ağladık dakikalarca.
Oysa düne kadar hasta da olsa bir babası vardı İsmail’in.
Okuldan eve döndüğünde yatağından da olsa onu yanına çağırır, sarılır “hoş gelmiş benim paşa oğlum!” derdi. Bir köşede bir nefesti, ama bir babası vardı. Okul dönüşü eve vardığında babasının yanına oturur, okulda neler yaptığını tek tek anlatırdı. Babası da coşkuyla dinler, sızılarını saklar “Okuyacak benim oğlum, büyük adam olacak” derdi.

Artık yoktu. Sevgi dolu gözlerle bakacak, şefkatli kollarla saracak bir babası miadını doldurmuştu fani dünyada. İsmail “Babam öldü öğretmenim!” derken bunları mı demek istemişti bana?

Hayat, dokuz yaşındaki İsmail’e en zor cümlelerden birini belletmişti şimdi. Olanca soğuğuyla kış, sadece yaşadığı coğrafyaya değil, İsmail’in yüreğine de bastırmıştı.
Sadece bir baba değil, bir dağ göçtü, gitti. Yaşamın ayazlarından kim koruyacaktı şimdi onu. Zaten zar zor bir geçimleri vardı. Evleri kira olmasa yine bir küçücük avuntu olacaktı yüreklere.

Off Allahım!! Sen güç ver bize. Dayanma gücü ver. Merhametlilerin en merhametlisisin Sen. Her gün gözümün önündeki bu acıya nasıl dayanırım şimdi!

Alışır mıyım ki? Hissizleşebilecek kadar kanıksar mıyım? Gün gelir, İsmail’in acılarına merhem süremeyecek kadar duvarlaşır, yaşayan ölüler kervanına katılanlardan olur muyum ki?
Çok varlıklı insan olmayı sadece bu zamanlarda dilemişimdir. Öyle olsa bile ben asla çok varlıklı bir insan olarak kalamazdım. Elimdekini avucumdakini dağıtmaktan kalamazdım. Varken vermek daha zor diyor bilenler. Bildiklerinden mi? “Veren el, alan elden üstündür” şiarını bilemediklerinden mi?

Kimileri markalı arabalarını bir üst modele taşımayı, lüks evlerinin 2010 tasarımını, tek taşlarını düşünedursun, İsmail ve annesi; çöl ortasında kalan Hâcer ve İsmail timsalindeki gibi birbirlerine daha sıkı kenetlenmeyi öğrenecekler.

İsmail, annesinin kanatları altında bugün. Ama bir mucize olsa, bir vicdan sahibi çıkıverse -bir Müslüman, bir Hıristiyan, bir Ateist, bir Mecusi demiyorum-sadece bir vicdan sahibi çıksa ve İsmail’in derdiyle dertlense, gönülleri ferahlatsa fena mı olurdu?

Mucizeler çok mu uzak yoksa?
İnsanlık, kardeşlik, adalet yerini atalete bırakmamalı. Şu an sadece ümit etmek istiyorum.
İsmail ve annesi tam karşımızda birbirlerine umutla tutunmaya çalışırken, onlara kol kanat olmamak, İsmail’in çocuk karası gülüşüne gölge düşmesine göz yummak; insanlığa sığar mı? Sığar mı İsmail, sığar mı Burak, sığar mı Atalay?

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.