Dün 21:53 | |
Hâdimul İslam |
Tıp Nereden bilsin İnşirah suresinin Kalbe Etkisini Video daralan kalplere gelsin ![]() [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
Dün 21:27 | |
Hâdimul İslam |
Duha suresiyle dokunalım sıkışan kalplere![]() “Ve’d-duhâ” Andolsun kuşluk vaktine… Yani sabahın ortasında gelen o berrak, aydınlık zamana… Geceden çıktın. Artık ışık başlıyor. + Kur’an’da zamanla yemin boşuna edilmez. Burada yemin edilen şey: yeniden doğuş. Çünkü duha, hem vahiyle yeniden dirilen peygamberin, Hem de karanlıktan çıkan her insanın vakti. “Ve’l-leyl izâ secâ” Ve geceye andolsun, ortalığı sarıp sükûnete bürüdüğünde. Gece burada ölüm gibi. İçine çöken, etrafı kaplayan, yalnızlaştıran… Gece susar. Diller değil, kalpler konuşur o vakit. İnsan yalnızlığıyla, Rabbiyle ve nefsinin derinlikleriyle baş başa kalır. İşte secâ gecesi budur. Kuşluk vaktine (aydınlığa) yemin, Geceye (karanlığa) yemin… Çünkü hayat da böyle. Işık ve karanlık yan yana yürür. Ve sonra… “Mâ vedde’ake rabbuke ve mâ kalâ” Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı. Sadece sustu. Ama hâlâ seninleydi. İnsan bazen dua eder, cevap gelmez. Bekler, hiçbir şey değişmez. Ve kalbi fısıldar: “Acaba terk mi edildim?” Cevap burada: “Hayır. Rabbin seni terk etmedi.” Kalbin daraldığında hatırla: Sessizlik, yokluk değildir. Allah bazen konuşmaz… ama hep dinler. “Ve le’l-âhıretu hayrun leke mine’l-ûlâ” Senin için ahiret, dünyadan daha hayırlıdır. Çünkü bu hayat, ebedî olanın sadece gölgesi. Sen şimdi zorluktasın. Ama önünde, senden razı olacak bir Rab var. O sana hem bu dünyada hem öbüründe “daha hayırlısını” hazırlıyor. “Ve lesevfe yu’tîke rabbuke fe terdâ” Rabbin sana verecek… Ve sen razı olacaksın. Hem de öyle bir razılık ki; kalbin taşan bir şükürle dolacak. Bu, yalnızca Peygamber’e değil. Bu, ümmetinin her sabreden ferdine bir vaattir. Bekle… sabret… sonunda razı olacaksın. Allah, geçmişe değil, geleceğe dikkat çekiyor. Çünkü rahmet, geçmişte değil; önünde açılacak bir kapıdadır. Sonra Rabbimiz sana hatırlatır: “Elem yecidke yetîmen fe âvâ?” Seni yetim bulmadı mı? Ve seni barındırmadı mı? Bu soru, aslında bir teselli. Geçmişine bak. O zaman da düşmüştün. Ama Rabbin seni yalnız bırakmamıştı. “Ve vecedeke dâllen fe hedâ” Seni yolunu ararken buldu Ve sana yol gösterdi. Bu, vahyin en büyük mucizesidir: kalbe inen bir yön. “Ve vecedeke âilen fe ağnâ” Seni muhtaç buldu Ve zenginleştirdi. Zenginlik burada sadece mal değil, gönül zenginliğidir. Geçmişte seni unutmayan, Bugün de seni unutmaz. Sen yeter ki geçmişin nimetini anımsa, İstikbalin rahmetine güven. Ve artık sıra sende: “Fe emmâ’l yetîme felâ takher” Yetimi sakın ezme. Çünkü sen de bir zamanlar o yetimin ta kendisiydin. “Ve emmâ bi-ni’meti rabbike fehaddis” Rabbinin nimetiyle konuş. Ama övünmek için değil. Şükretmek ve paylaşmak için. Çünkü en güzel söz, bir nimetin hatırlatıldığı sözdür. Son söz: Duha Suresi, karanlığa karşı yazılmış bir teselli mektubudur. Rabbin sustuğu zamanlar olur, Ama hiçbir zaman terk ettiği bir kul olmamıştır. Elhamdülillah |
Dün 15:03 | |
su damlası | Kırk dert, Kırk düğüm olsa, Bir inşirah, Hepsini çözmeye yeter. Elhamdülillah.. |
17Haziran 2025 22:27 | |
Esma_Nur |
Bu satırları okurken içime bir sakinlik, bir “evet ya, tam da böyle” duygusu doğdu. İnşirah Suresi, sadece bir ayet değil; bir insanın en dar zamanında gelen ilahi bir ferahlık fısıltısı gibi. Hayat aynı kalsa bile, iç dünyamız değişebilir. Bu meal bana tam olarak bunu hatırlattı: Zorluk gitmeden, kolaylık onun içinden doğabilir. Çünkü “neşrah” sadece göğsü değil, ruhu da genişletir. Yüreğimizi sıkan yüklerin çoğu, aslında kendi içimizde büyüttüklerimiz. İnşirah, o yükleri tek tek Rabbimizin indirip “hadi şimdi kalk” dediği andır. sadece bir tefsir değil, aynı zamanda içsel bir konuşma gibi. Kendine bile anlatamadığın hisleri, ayetlerin diliyle sana anlatıyor. Ve en güzeli: Allah’ın Resûl’e söylediği sözlerin, bizim kalbimize de dokunabildiğini fark ettiriyor. ![]() |
17Haziran 2025 21:05 | |
Hâdimul İslam | Bir Rahmet Müdahalesi İnşirah-Duha Suresi “Elem neşrah leke sadrak?” Rabbimiz, Resûl’üne soruyor. Ama aslında o soruyla senin de yüreğine dokunuyor: “Yüreğini senin için genişletmedik mi?” O hâlde neden hâlâ daralıyorsun? +++ Buradaki kelime: "neşrah". Açmak, yarmak, genişletmek anlamında. Ama sadece bir kapıyı ya da yolu değil… Göğsü. İnsanın en darlandığı, en sıkıştığı yer… Bu bir ameliyat değil. Bu bir rahmet müdahalesi. Ruhsal bir genişleme. Dertlerin içinde daralan gönle, yukarıdan açılan bir pencere gibi. Kur’an’da .kalbin daralması, inanmayanların hâlidir. Kalbin genişlemesi ise, Allah’a yönelenlerin. “Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun göğsünü İslam’a açar.” (Enam, 125) Sadr kelimesi, kalbin dış kabuğudur. Ama oradaki genişleme içe yansır. Neşrah: İçsel ferahlık demektir. Bu, psikolojide “anlam bulma” dediğimiz şeydir aslında. Hayat daralınca, sen genişleyemezsin. Ama Allah dilerse, hayat aynı kalır, sen genişlersin. Bütün fark budur. Aynı ev, aynı maaş, aynı hastalık… Ama göğsüne bir genişlik gelir: “Ben bu sıkıntının içinden de geçerim.” İşte İnşirah budur. Bu surede hiçbir maddi vaat yok. Ne para, ne zafer, ne dış yardım… Sadece sırtını dayadığın Rabbin genişliği. Bu bir devrimdir. Allah seni kurtarmadan önce, seni rahatlatır. Çünkü mücadele edecek olan sensin. Ama ferahlığı verecek olan O. Ne zaman daralsan, hatırla: O Resûl'ün gönlünü ferahlatan Rab, senin yüreğine de bakıyor. “Ve vada’na anke vizrek.” Senin sırtındaki yükü indirmedik mi? Evet, o yük hâlâ var… ama artık altında ezilmiyorsun. Sırtında taşıdığın her yük, kalbinde bir yer kaplar. Allah yükü indirdiğinde, için açılır. En ağır yük, başkalarının yükü değildir. Senin kendi kendine yüklediklerin: Suçluluk, pişmanlık, kaygı, gelecek korkusu… Allah diyor ki: “Ben indirdim onları. Sen hâlâ neden taşıyorsun?” “Fe inne me’al usri yusrâ” Zorlukla birlikte kolaylık vardır. Dikkat et, sonra değil, birlikte. Kolaylık, zorluğun arkasından değil, içinden çıkar. Karanlığın ortasında yol ararken bir ışık belirir. İşte İnşirah tam olarak budur: Zorlukla birlikte doğan bir kolaylık… Karartının içinde açılan bir kapı… “İnne me’al usri yusrâ” (tekrar) Allah bir kolaylığı iki kere vurguladı. Üstelik "zorluk" kelimesi belirlidir (el-usr), "kolaylık" ise belirsiz (yusr) — yani çoğul anlamı taşır. Bir zorluğa karşı, birden fazla kolaylık… “Fe izâ ferağte fensab” Boş kaldığında hemen başka bir işe koyul. Hayat bir nehir gibi akar. Sen yüzmeyi bırakırsan, sürüklenirsin. Ferahlık geldiyse, onunla harekete geç. İnşirah, eylemle tamam olur. Çünkü boşluk, kalbin pas tuttuğu andır. Rahatladın mı? Durma. Şimdi mücadele zamanı. "Ve ilâ rabbike ferğab” Yönel. Dünyanın sana veremediği huzuru, O’na yöneldiğinde bulacaksın. İnşirah, sihirli bir kelime değil. Ama yüreğine uzanan bir merhamet dokunuşudur. Sen daralırsın… O açar. Sen yorulursun… O yükünü indirir. Sen unutursun… O seni hatırlar. M.Yazıcı |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|