| www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında.... |
| |||||||
Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda) |
| 23 Eylül 2010 17:18 | ||
| FECR |
Bu rivayet öncelikle bir menkibedir.Menkibe bir anlamda hikayedir.İnsanların kendi tahayyüllerinin eseridir.Bu tür menkibelerde genellikle "Şeyh uçmaz mürit uçurur" mantığı/gerçeği ön plandadır. Hz.Ebu Bekir'in bu tür uçurmalara ihtiyacı yoktur.O Allah Rasulu a.s'nın en yakın arkadaşı/dostu idi.Peygamberlikten önce bile dostlukları vardı.Allah;Ebu Bekr'den Kur'an da isim olarak bahsetmez ama onu kasteden ayetleri de mevcuttur.Hz.Ebu Bekr müslümanların nazarında önemli yere sahip bir sahabedir.Aynı zamanda ilk halifedir.Kur'an'dan ayetler ve hadisler ile Hz.Ebu Bekr'i anlatmak farklı şey,yukardaki menkibelerle Hz.Ebu Bekr'i anlatmak farklı şeylerdir.Menkibelerin dayanağı yoktur ve Çoğunlukla ayet ve hadislerle çelişir.Mesela Hz.Ebu Bekr'in Cebrail'in hocası olduğuna dair bir emare bulamazsınız ayrıca bunu kabul etmek,Ebu Bekr'in Hz.Muhammed a.s'den daha büyük,faziletli olduğunu da bir anlamda kabul etmiş olmayı gerektirir ki bu herşeyden önce Hz.Ebu Bekr'e iftiradan başka bir şey değildir.İnanıyorum ki bu tür menkibeler Hz.Ebu Bekr ile diğer sahabeler zamanında ortaya atılsa idi bizzat onlar bu menkibeyi anlatanları deynekle,kırbaçla tazir cezası verirlerdi. Kur'an'ı peygambere öğreten kim?:CEBRAİL Cebrail bir melektir.Cebrail'in emir aldığı varlık sadece ALLAH'tır.Bir insandan emir almaz. | |
| 23 Eylül 2010 17:18 | ||
| Yitiksevda |
O zemân ki, Ebû Bekrin rûhu arş altında nûrdan bir köşk içinde idi. Köşkün kapısı açıldı, Ebû Bekrin rûhu çıkdı. Bana dedi ki, - Yâ Cebrâîl secde eyle. Şu kısım asılsız olduğuna yeterlidir sadece... | |
| 23 Eylül 2010 15:35 | ||
| keremcem640 |
bilgi için teşekkur ederım dikkate alacağım yanlışlık varsada kaldırın derim  | |
| 23 Eylül 2010 15:26 | ||
| FECR | Adı üstünde Menakıb yani menkibedir bu.Kur'an'daki bir çok ayete göre bunun uydurma olduğu belli oluyor.Maalesef bazı insan ve sahabe hakkında bu tür menkibeler vardır ama kaynağı Kitab ve sünnette yoktur.Sadece menkibe kitaplarında vardır.Bu tür menkibeleri okurken dikkatli olmalıyız.Kur'an ve Sünnet kriterini uygulamamız daha iyi olur diye düşünüyorum.(Bunu eleştiri anlamında söylemiyorum,dost tavsiyesi olarak söylüyorum) | |
| 23 Eylül 2010 15:17 | ||
| keremcem640 | Alıntı:
Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin | |
| 23 Eylül 2010 14:45 | ||
| FECR | Keremcem kardeşim bu rivayetin kaynağı nedir acaba?.Kur'an'a ters bir rivayet gibi. | |
| 23 Eylül 2010 14:26 | ||
| keremcem640 | Cebrail (a.s.)'ın Hocası Birgün Server-i Enbiyâ 's.a.v.' mescidde oturmuş idi. Cebrâîl aleyhisselâm geldi. Sultân-ı Enbiyâ, hazret-i Cebrâîl ile söyleşirdi. Eshâb-ı kirâm mescide gelip, Seyyid-i kâinâtı meşgûl görüp, bildiler ki, hazret-i Cebrâîl ile söyleşir. Sükût edip, oturdular. O sırada hazret-i Alî 'r.a.' içeri girip, selâm verip, yerine oturdu. Hazret-i Osmân 'r.a.' gelip, selâm verip, yerine oturdu. Sonra Ebû Bekr 'r.a.' gelip selâm verdikde, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm ayak üzerine kalkdı. Sultân-ı Enbiyâ hazretleri de ayak üzerine kalkdı. Eshâb-ı kirâm, Server-i kâinâtı ayak üzere kalkdığını görüp, hepsi ayağa kalkıp, hayret etdiler. Zîrâ Fahr-i âlem, Eshâb-ı güzînden kimseye ayak üzerine kalkmamışdır. Sonra bu husûsu, hazret-i Resûl-i ekremden sordular. Buyurdular ki: - Ebû Bekr-i Sıddîk mescide girip, selâm verdiği zemân, Cebrâîl aleyhisselâm Ebû Bekr-i Sıddîka ta'zîm için ayak üzerine kalkdı. Ben de ayak üzerine kalkdım. Sonra, yâ kardeşim Cebrâîl, Ebû Bekre ne için ta'zîm etdiniz, diye sordum. Dedi ki: - Yâ Resûlallah! Ebû Bekre ta'zîm bana vâcibdir. Zîrâ Ebû Bekr benim hocamdır. Ben sordum, - Neden dolayı hocandır. Cebrâîl aleyhisselâm dedi ki: - Yâ Muhammed 'sallallahü aleyhi ve sellem'! Hak Sübhânehü ve teâlâ, Âdem aleyhisselâtü vesselâmı yaratdığı zemân, meleklere, hazret-i Âdeme secde ediniz, diye emr etdi. Benim hâtırıma geldi ki, secde etmiyeyim. Ben ondan efdalim. Zîrâ ki, o balçıkdan yaratılmışdır, dedim. Bunun üzerine olmağa niyyet eyledim. O zemân ki, Ebû Bekrin rûhu arş altında nûrdan bir köşk içinde idi. Köşkün kapısı açıldı, Ebû Bekrin rûhu çıkdı. Bana dedi ki, - Yâ Cebrâîl secde eyle. Sakın muhâlefet etme. Bunu üç kerre tekrârladı. Arkama üç kerre eliyle vurdu. O sırada kalbimden kibr ve enâniyyet ve inâd gitdi. Âdeme secde eyledim. Benden kibr ve enâniyyet, iblîse intikâl edip, Âdeme secde etmedi. Ebedî tard edilip, mel'ûn oldu ve ben de ebedî se'âdete kavuşdum. Yâ Muhammed 'sallallahü aleyhi ve sellem'! Ebû Bekr bu şeklde bana hoca olmuşdur, dedi. RABBIM ONLARDAN RAZI OLSUN BİZLERİDE ONLARIN ŞEFAATLERİNE NAİL EYLESIN  | |
Yetkileriniz
|
| .::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|
Medineweb
Sosyal Medya Gruplarımız: |
