26 Ekim 2010 14:12 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Özellikle ilk dönemde İslam’a giren Yahudilerin de tesiriyle, Kur’ân’da çok fazla teferruatına girilmeyen, bilhassa [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] gibi hususlarda [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]’tan oldukça fazla yorum alınmış, zamanla bu yorumlar bir takım inanç konuları haline getirilmiştir. Dinin özünde kesinlikle bir bozulma ve değişme söz konusu olamazken, teferruata ilişkin hususlarda, dışarıdan müdahalelerle bazı inanç konuları hurafelere büründürülmüştür. OYSA Kİ İsra 77:Bu, senden önce gönderdiğimiz bütün peygamberlerimiz hakkındaki sünnetimizdir. Bizim sünnetimizde herhangi bir değişme göremezsin. Ahzab 62: Allah'ın bundan önce geçenler hakkındaki kanunu budur. Ve sen Allah'ın kanununu değiştirmeye asla çare bulamazsın. Fatır 43: Yeryüzünde bir kibirlenme ve bir suikast düzenidir. Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer. O halde öncekilerin kanunundan başka ne gözetiyorlar? Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın. Fetih 23: Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın Fakat ne olursa olsun yüce Allah'ın yasası asla değişmez. Ve söz söyleyenlerin en doğru sözlüsü yüce Allah'tır. "Ve sen Allah'ın yasasında asla değişiklik bulamazsın." Şeriatlerin değişik olmasının Allahın değişmez kanunlarıyla bir ilgisi yoktur. Örneğin Meryem 26: "Ye, iç, gönlün rahat olsun. Eğer birini görecek olursan 'Ben Rahman olan Allah'a konuşmama orucu adadım, bu yüzden bugün hiç kimse ile konuşmayacağım' de. " Meryem 10 ve 26.ayetlere göre, Hz. Meryem’in şeriatında, ibadet kabilinden olmak üzere, Allah’a yakınlaşmak için konuşmama orucu caiz görülmüştür. Hz. Peygamber’in şeriatında böyle bir şeye cevaz yoktur. [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] BEDİİ HAMİT | ||
26 Ekim 2010 11:32 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Allah sizden de razı olsun, Allaha hamd ederim ki, bu çalışma şevkini bana verdiği için . Verdiğim örnekler ve ayetler hep kurana dayanmaktadır. Ama yine de en iyisini Allah bilir diyeceğiz. ( ALLAHÜALEM ) Ayrıca şunu da söylemeliyim ki Kur'an yorumunda bir kesinlik yoktur. Başka ifade ile bu ayet kesinlikle şunu söylüyor diyemezsiniz/diyemezler. Kimse de diyemez/dememiştir de. Lakin şunu diyebilirsiniz. "Ben bunu anladım,benim anlayabildiğim budur" İşte o zaman yorum yapılabilir ki tüm uzmanlar da uzun yıllardır bunu yapmıştır. O zaman da yorumlar üzerinden tartışılabilir. Aksi halde inanan birisi için (Allah adına ya da allahın sözleri üzerine) konuşulmuş saymaktadırlar. | ||
25 Ekim 2010 18:29 | |||
BEDİİ HAMİT | HZ YAKUP HAKKINDA TEVRATTAKİ KISSAYI OKUDUNUZ ŞİMDİ DE KURANDA HZ MUSA KISSASINI OKUYALIM. Kasas 23- Medyen suyuna geldiğinde, kuyunun başında insanların hayvanların, suladıklarını gördü. Onlardan başka, hayvanlarını sudan alıkoyan iki kız gördü. Onlara; "Derdiniz nedir?" dedi. Dediler ki; "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz. " 24- Musa onların hayvanlarını suladı, sonra gölgeye çekildi; "Rabb'im, doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım" dedi. Medyen bölgesindeki bir su kaynağına ulaşması ile birlikte meşakkatli 25- O sırada iki kızdan biri utana utana Musa'nın yanına geldi; "Babam sulama ücretini ödemek için seni çağırıyor" dedi. Musa kızların babalarının yanına gelerek başından geçen olayları anlatınca O; "Korkma, o zalim kavimden kurtuldun" dedi. 26- Kızlardan biri; "Babacığım, bunu çoban olarak tut, ücretle tuttuklarının en hayırlısı budur. Çünkü hem güçlü hem de güvenilir 27- Kızların babası; "Bana sekiz yıl çalışmana karşılık bu iki kızımdan birini sana nikahlamak istiyorum. Eğer bu süreyi on yıla tamamlarsan o senin tarafından bir iyiliktir. Ben sana zahmet vermek istemem. İnşallah, beni iyi kimselerden bulacaksın" dedi. Ayete dikkat ! Nikah teklifi Hz musadan değil, kızların babasından geliyor.İki kızımdan sadece birini sana verebilirim. İstersen Her ikisini birden alırsın demiyor veya her ikisini birden sana verebilirim demiyor. Diyemez miydi ? On yılı tamamlarsan eğer istersen ikincisini de sana verebilirim diyemez miydi ? Diyemezdi. Çünkü Allahın kanunlarına ve sünnetullaha aykırı bir hüküm vermiş olurdu. Ayette ifade edildiği gibi onun gibi dürüst ,güvenilir daha bir başka biri nasıl bulunabilir di ki üstelik erkeğin birden fazla kadınla evli olması da haram değil iken. Ona içgüveysilik teklif ediyor ancak kızlarından sadece birisi ile evli olması şartıyla. Her ikisini de sana nikahlayabilirim şartıyla değil. Ancak fazladan yanımda çalışırsan ( on yıl ) o senin tarafından ancak bana iyilik olur demiştir. SÜRE BİTİMİNDE Musa ( as ) kayınpederinin evinde kalmaya başlıyor. Sadece bir kızı ile evleniyor.ArtıkFiravun'dan, onun tuzağından emindir. Kasas 27: Babası, Musa'ya dedi ki: Bana sekiz yıl hizmet edersen buna karşılık sana şu iki kızımdan birini vermek istiyorum; ama sen on yılı doldurursan bu da sana ait artık ve ben, sana zahmet ve meşakkat vermek istemem; Allah dilerse beni iyi kişilerden bulursun Alıntı:
| ||
25 Ekim 2010 17:43 | |||
BEDİİ HAMİT |
Hz. Yakub’un, ufak kızı Rahel’i beğendiği ve dayısının yanındaki çalışmasının karşılığı olarak onunla evlenmeyi istediği, dayısının da bunu [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ettiği belirtilmektedirYakup Rahel’e âşıktı. Laban’a, “Küçük kızın Rahel için sana yedi yıl hizmet ederim” dedi. Lavan, “Onu sana vermek başkasına vermekten daha iyidir” dedi, ‘Yanımda kal.’”( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]/29Tekvin/18-19) Çalışma müddeti dolduğunda dayısı Laban, yeğenine güzel bir düğün yapar fakat küçük kızı yerine Hz. Yakub’un talep etmediği dolayısıyla sözlenmediği büyük kızı Lea’yı gerdeğe sokar. Dayısının yaptığı hileyi anladığında geç olmuştur. “Sabah olunca, Yakup bir de baktı ki, yanındaki Lea! Laban’a, “Nedir bana bu yaptığın?” dedi, “Ben Rahel için yanında çalışmadım mı? Niçin beni aldattın?””([Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]/29Tekvin/25; [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...], A.g.e, c.I, s.437 Dayısı yaptığı hileyi savunsa da Yakub(a.s) sevdiği Rahel’i de ondan ister. Dayısı onun bu isteğini de [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] ederek küçük kızı Rahel’i de onunla evlendirir. “Lavan, “Bizim buralarda adettir. Büyük kız dururken küçük kız evlendirilmez” dedi, “Bu bir haftayı tamamla, Rahel’i de sana veririz. Yalnız ona karşılık yedi yıl daha yanımda çalışacaksın.” Yakup [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] etti. Lea’yla bir hafta geçirdi. Sonra Lavan, kızı Rahel’i de ona verdi…..YakupRahel’i Lea’dan çok sevdi. Laban’a yedi yıl daha hizmet etti.”( [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]/29Tekvin/26-30; ) Buraya kadar anlattığımız [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]’taki Yakub kıssasından konumuz açısından bir icmal yaparsak; Hz. Yakub’un ilk evliliği dayısının büyük kızı Lea, ikinci evliliği ise dayısının küçük kızı Rahel ile olmuştur Görüldüğü gibi yakup (as ) ile ilgili tüm bilgilerin kaynağı tevrattır. Tahrif edilmiş Tevrat güvenilir kaynak değildir ve olamaz da. Yakup (as )yaşantısı ile ilgili bilgiler Hz musaya ile bir benzerlikle uymakta. Nasıl mı ? Olay ( İki kız kardeşle aynı anda evlenme rivayeti ) çarpık anlatılmıştır benzer rivayettin bir benzeri hz musa için gerçeği ile kuranda anlatılır ve Yahudiler Tevratta bunu yakup (as) için ortaya koymuş. Şöyleki.. | ||
14 Ekim 2010 03:33 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Allahın emirlerinde - Allahın evrensel hükümlerinde ,emrettiği ilahi yasalarda gerek tabiat kanunlarında olsun gerek dini kanunlarındaki yasak ve haramlarında asla değişiklik bulamazsın şeklinde anlıyor ve yorumluyorum. Fıkıh muamelat alanı anayasa alanı olmayabilir. | ||
13 Ekim 2010 10:06 | |||
Medine-web |
"welen tecide li sünnetilahi..." Allahın kanunlarında değişiklik bulamazsın ayeti,dini anlamda itikadı konular,tabiat anlamında her nesneye bir fıtrat verilmesi,doğum,ölüm,yaşlılık vs. ama bu ayet fıkhı muamelat konularını kapsamıyor. Yani; 1-güneş ay yıldız vs görevini eksiksiz yapar aksatmaz,tembellik zıkzaklık yamukluk yapamaz 2-ecel vakti geldiğinde,ileri geri alınmamaz.bebeklik,yaşlılık,gençlik vs vs ama fıkhi konularda tevrata pazar,incile cumartesi,kurana cuma verilmesi gibi değişiklikler mümkündür. zeyneb kardeşimizin dediği gibi,Peygamberimiz medine döneminde birden fazla evliliklere,çeşitli sebeblerle yönelmiştir.9-10-11-12 nikah kıydığı mevcuttur.oysaki taadüdü zevcad 4 ile sınırlıdır.Resululahın mevcut evlilikleri devam,yeni evliliklere kapı kapatılmıştır ayet ile. bir insanın evlatlığı,evlatlığının eşi kişiye evlat yada gelin olamaz.resululah hz zeyneb ile nikah bu çarpıklığı yıkmıştır.oysaki o saatten önce,kaynağı ne olursa olsun bu katı kural var idi. veya müslümanlara sünnet olan tehecüd Resulullaha farz kılınmıştır. cihadın kademeleri güzel örnek olmuş. içki ayetleride ha keza... demekki "welen tecide li sünnetilahi..." ayeti kerimesinin alanı ana yasa alanıdır.fıkıh muamelat alanı değildir. her ikinizde haklsıınız ![]() | ||
12 Ekim 2010 17:31 | |||
BEDİİ HAMİT | namazın 2-3 en son beş vakitte kemale erdirilmesi Dinin Kemale ermesi bambaşka ayrı bir konu başlığıdır. Bu kemale ermede önce helal kılanlardan haram kılma veya önceden haram kılmada helal kılma yoktur. ( Ben bunu önceki iletimlerde genişçe ayetlerle izah etmeye çalışmıştım ) Fetih 23: Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın Ne olursa olsun yüce Allah'ın yasası asla değişmez. Ve söz söyleyenlerin en doğru sözlüsü yüce Allah'tır. "Ve sen Allah'ın yasasında asla değişiklik bulamazsın." cihadın "susmak,katlanmak,tebliğ,savunma ve en son müşrikleri nerede yakalarsanız öldürün" ile kemale erdirilmesi Şimdi biz her müşrik olanı gördüğümüzde öldürecek miyiz ?. hz ademin çocuklarının evlilikleri Bu konuyu daha önce açıklamıştık zarurettendir diye hz Resululahın evlilikleri sınırsız iken sınır konulması ve mecvutlarla yetinme emri Sınırsız mıydı ? içki kumar fal okları başkasının adına kesilen kurban vs gibi hususların son noktaya merahele merhale gelmesi sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşılmaması,son noktada sarhoşluğun kesin haram kılınması Son noktaya merhale ile gelindiği doğrudur ama şu soruyu da kendinize sorun içki kumar fal okları başkasının adına kesilen kurban vs gibi hususlar önceden de yasaklanmamış mıydı ? genelde şu ibare dikkat çekmekte"...geçmiş geçmişte kaldı,bundan böyle hüküm bu..."mealine gelen uyarılara dikkat etmek lazım. Geçmiş geçmişte kaldı hükmü gerek geleneklerde olsun,gerek cahiliye adetleri olsun,islamdan önceki adetlerle ilgili söylenmiş bir sözdür. Yoksa ilahi kitaplarda olan geçmiş değildir. Fetih 23: Allah'ın öteden beri gelen kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın Ayetini göz önünde bulundurun | ||
12 Ekim 2010 17:13 | |||
Yitiksevda | Bedii Hamit abimin görüşlerine katılıyorum Kuranın onaylamadığı herşeye şüphe ile bakarım ... | ||
12 Ekim 2010 17:12 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
verdiğiniz örnekten bu anlam çıkardığınız için size malettim. şöyle demişsiniz ben hz yakubun araştırmalarım sonucu,iki kız kardeş ile aynı anda evli olduğunu sanıyorum. 7 yıl dayısının küçük kızı için hizmet etmiştir.aldatılmış büyük kız verilmiştir.hz yakub küçük kıza talip.7 yıl daha hizmeti göze alarak küçüğünüde almıştır. Evet araştırma yaptığınız bu bilgilerinizin hepsi Tevrat kaynaklıdır. Siz bu olaya inanabilirsiniz. Ama ben hep şüphe ile bakarım ( Kaynak Tevrat olunca ) içkinin safha saha haram kılınmasından bahsetmişsiniz Sizce geçmiş ümmetlerde de içki içme yasağı yok mudur ? Korkarım ki hayır diyeceksiniz. diğer sorularınız da cevaplayacağım | ||
12 Ekim 2010 16:36 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Alıntı:
SEVMESEK DE,İĞRENSEKDE ,KALBİMİZ RED ETSEDE Bu açıklamalarınıza katılmam hiç mümkün değil, ne demek gerek ilahi şeriatlarda olsun,gerek geleneklerde olsun,gerek cahiliye adetleri olsun,islamdan önce her şey mümkün idi sözü. Cahiliye dönemini anlarım da, ilahi şeriatlarda herşey mümkündür sözünü anlayamam. Hem de hiç anlayamam. Belki siz Hz Lutun öz kızları ile de zina yaptığına da ihtimal verebiliyorsunuz, Çünkü ne de olsa sevmeksek de iğrensek de, kalbimiz red etsede sözünü kullanabilmektesiniz ve kullanabiliyorsunuz. | ||
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|