13 Ocak 2011 02:26 | |||
kamer34 | Cevap: Peygamberin şefaati var mıdır ? Cennet Sizin Neyinize Ulan!!! Her gun aşura, her yer kerbela Her yerde kan ve ölüm Her yerde zulüm, mazlumlar Mahzun biçare kalmışlar Vahşet sağnağında Yavrusunu basmış bağrına Bir annenin yırtıyor gökleri feryadı Sarsıyor gökdelenleri Kuduste güneşin tutulduğu bir günde Ağıtlar beddualar karışıyor mavzerlerin çığlığına Kudüs sokaklarında şehadete ayarlı bir saatli bomba olsam Ve savursam yahudi köpeklerini Ve bu umutla kavrulsam kızgın çöller gibi Tüm dünya müstazafları için Mazlumlar hatırına yalnızca Onun adına Onun adiyla hakkı huda aşkına kutlu nebi aşkına Sabaha kadar ağlasam Islansa yanaklarım Düşsem şehid kanıyla sulanan topraklara Ortadoğuda, Güneydoğuda Kardaşlarım ateş hattında Zulmün sıcağında kavrulan, ihanetlerle savrulan Herşeye rağmen heybetli Dağlarcasına dimdik ayakta İnadına direnen, Gözünü kırpmadan zulmün üstüne yürüyen Doğrularla doğrulan Kıyasıya kıyımlara Ölesiye kıyamlarla karşılık veren Şerefli bir ölümü Esaret ve zillet altında Yaşamaktansa tercih eden gardaşlarım Güneydoğuda kangölleri Açmaz olmuş gülleri İki dağ arasında sıkışmış kalmış Masumların biçare yürekleri Kapanmış yollar, Yakılmış evleri İşkenceler katliamlar Perişan bir coğrafya Yetmiş yıldır bu topraklarda katledilen masumlar Bir kalemde geçilir Silahlarla kusulan kanlar Bir haberle ekilir Gel gör ki yürekler işgal altında Koskaca bir tarih ayaklar altında Paramparça bir coğrafya Ve üstünde bilinçsiz yığınlar Seyirci konumunda Yanlış soylemlerle insanları aldatan Fikir yerine zehir üreten Mazlumlara karşı köpüren Gözleri zülme açık, mazluma kapalı Diğerleri üç beş soysuzun tasasında Gizli insan bozması Hoşgörü, kardeşlik masalları Yığınları aldatan Hâmânlar Zalimlerle uzlaşıp Tavizlerle yozlaşanlar Ebu cehil gibi yaşayip, Yezidlere dudak uçurtanlar Bir de utanmadan arlanmadan Hesapsızca cennet hesabı yapanlar Yapmanız gerekirken yapmadıklarınıza , Soylemeniz gerekirken söylemediklerinize Ve şu taptıklarınıza bir bakın ve utanın Hak uğruna gözü yaşlı analar, Şehadeti canından, malından alanlar Sonuna kadar savaşanlar İhsanda , iyilikte doğrulukta yarışanlar, Gelecek nesillere kanları ile suladıkları Topraklar bırakanlar Allaha teslim olanlar Hak uğruna egilen başlar Huda uğruna kesilen başlar Lehvi mahfuzda adları alim, adları şehit ,adları muvahhid, Adları hizbullah ile yazılanlar Darağaclarını, kahpe sehbaları, meydanları kanları ile dolduranlar dururken CENNET SİZİN NEYİNİZE ULAN NEYİNİZE YA EKSİZ İLAVESİZ UZSUZ UZLAŞMASIZ TAVİZSİZ ŞEKSİZ ŞÜPHESİZ DOGRULARLA DOĞRULUR SIRATI MUSTAGIM ÜZERE DOĞRULURSUNUZ KARANLIK GEÇMİŞİNİZİ EŞİKTE BIRAKIR ÜSTÜNE ARINMIŞ BİR RUHLA SAĞLAM BİR TÖVBEYLE GELİRSİNİZ BU YOLA YADA BU SEVDADAN VAZGEÇERSİNİZ ARKADAŞ Ne bu çabalarınız ne bu ekdiginiz nifak tohumları Ne bu çifte standartlarınız Nede bu fani yasalarınız ... Bu yolu yamultmaya yetmez arkadaş Doğru yolda eğri , Eğri yolda doğru yürünmez Alınacak bir emaneti güzelce geri vermek dururken asıl sahibine Mal makam rutbe hasılı post yoluna kurban etmeyin nafile Bunca vahşet ihanet ve ölümlerden sonra geriye Bir şehide mersiye bir gerillanın ağıtı kaldı Şu çatlayan dudaklarımda Bitmeyen tükenmeyen bir sevda ki ağardı bu saçlarımda Adını kanımla yazdım katil duvarlara Ölmeyen öldürmeyen bir kavga ki bu öfkesiyle çatık kaşlarında Boy boy delikanlılar saf tutmuşlar şehadet yarışında Eğmemişler boyun dikilmişler soysuzun karşısına Bir umut huseyni aşk mektebinin kapısında Bir mahkum dunya ve karşısında sembolleşen kerbela Ve biz kerbelayı seçtik Susuz kalma pahasına Hasan ENES | ||
07 Aralık 2010 17:37 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
PES PES HER BİLENİN ÜZERİNDE DAHA İYİ BİR BİLEN VARDIR SÖZÜ BİR AYETTİR. YUSUF-76:....Her bilenden daha üstün bir bilgin vardır. AYET GEREĞİ BELKİ SEN BİZDEN DAHA İYİ BİR BİLEN OLARAK BİLİYORSUN ( ALLAHÜ ALEM ) | ||
07 Aralık 2010 16:20 | |||
Medine-web | Alıntı:
buyurun ![]() ![]() ![]() | ||
07 Aralık 2010 15:10 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
SORU:Allah Peygamberimize dualarınla muminlere şefaat et , onlara şefaat dile demiş midir ? Evet, duanla onlara şefaat dile demiştir. Dikkat ! Allah peygamberine muminlere şefaat dilemesi için izin veriyor ve iznin ötesinde EMREDİYOR. İŞTE PEYGAMBERİMİZİN ALLAHIN EMRİYLE MÜMİNLERE ETTİĞİ ŞEFAAT DUASI Peygamberimiz (sav)'in müminlere olan sevgisinin ve düşkünlüğünün bir sonucu olarak, onların hataları için ALLAH'tan bağışlanma, şefaat dilemiştir. ALLAHIN EMRİ İLE onun duası ile Muminlere şefaat ettirilmiştir.ALLAH'ın Peygamberimize bu konudaki emirleri ise şu şekildedir: Mümtehine -12 : ..... Onlar için ALLAH'tan mağfiret iste. Şüphesiz ALLAH, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Muhammed - 19 : Şu halde bil; gerçekten, ALLAH'tan başka ilah yoktur. Hem kendi günahın, hem mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için mağfiret dile. Nur Suresi, 62":… onlar için ALLAH'tan bağışlanma dile. Şüphesiz ALLAH, bağışlayandır, esirgeyendir." BU AYETLER YALNIZCA KENDİ DÖNEMİNE DEĞİL, EVRENSEL AYETLERDİR. YANİ SADECE KENDİ DÖNEMİNE HİTAP ETMEZ, TÜM ZAMANLARI KAPSAR Rabbimizin şefkat ve şefaati, müminleri esirgeyen ve koruyan olması Meleklerin ve Peygamberimiz (sav)'in duasıyla, duasına icabet edecek olmasıyla gösterir. VE PEK BÜYÜK BİR İHTİMAL Kİ, AHİRETTE, MAHŞER GÜNÜNDE DE BU DUASINI TEKRARLAYACAKTIR | ||
07 Aralık 2010 14:24 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Alıntı:
| ||
06 Aralık 2010 18:02 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Herkes şefaatçi olabilir mi. Herkes birbirine şefaatçi olabilir mi ? Evet olabilir ama Allahın izin verip kabul etmesi şartıyla Yani Allahın izin vermesi durumuyla şefaatçı olunabilir ve şefaat duaları, şefaate vesile olarak kabul olunur. Aksi takdirde değil. Allahın şefaat dualarına icabet etmesi, duaları şefaate vesile kılması yine onun izni iledir ki, izin verdikleri müstesna denmektedir. Şefaat Dualarınızı kabul etmem yine benim dilememle, benim iznimle olur, diyor. İzni olmadan huzurunda şefaat edecek olan kimdir ? (Bakara suresi 155. ayet.) Evet Allah izin vermedikçe , Kulun şefaat duasını kabul etmedikçe, Allah huzurunda kim şefaatçı olabilir. Kimse olamaz Ancak Şefaat duaları Allah tarafından kabul edilenler hariç Şefaat dualarının kabulu ile şefaat izni verilir. MERYEM 87: Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır. Ayet her iki anlama gelir. Şafaat hakkına sahip olan kimlerdir ? Şefaat hakkına kim sahip olabilir ? Şefaat eden de şefaat edilen de her ikisi Allahın özünden, sözünden, amellerinden razı olduğu kullar ise işte onlardır şefaate hak kazananlar. İşte onlardır Rableri tarafından şefaate ve şefaat edilmeye söz alanlar. SORU:Allah Peygamberimize dualarınla muminlere şefaat dile demiş midir ? Evet duanla onlara şefaat dile demiştir. İŞTE PEYGAMBERİMİZİN MÜMİNLERE OLAN ŞEFAAT DUASI Peygamberimiz (sav)'in müminler için bağışlanma dilemesi ve dua etmesi Peygamberimiz (sav)'in müminlere olan sevgisinin ve düşkünlüğünün bir sonucu olarak, onların hataları için ALLAH'tan bağışlanma, şefaat dilemiştir. ALLAHIN EMRİ İLE onun duası ile Muminlere şefaat ettirilmiştir.ALLAH'ın Peygamberimize bu konudaki emirleri ise şu şekildedir: Mümtehine -12 : ..... onlar için ALLAH'tan mağfiret iste. Şüphesiz ALLAH, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Muhammed - 19 : Şu halde bil; gerçekten, ALLAH'tan başka ilah yoktur. Hem kendi günahın, hem mü'min erkekler ve mü'min kadınlar için mağfiret dile. Nur Suresi, 62":… onlar için ALLAH'tan bağışlanma dile. Şüphesiz ALLAH, bağışlayandır, esirgeyendir." Rabbimizin şefkat ve şefaati, müminleri esirgeyen ve koruyan olması Meleklerin ve Peygamberimiz (sav)'in duasıyla, duasına icabet edecek olmasıyla gösterir. Zaten Allah bu sözü inananlara şu ayetiyle vermiştir. ARAF-156 ...Buyurdu ki: "Azabıma dilediğimi çarptırırım. RAHMETİME gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp ( GÜNAHLARDAN ) korunanlara, zekâtı verenlere, AYETLERİMİZE İNANANLARA YAZACAĞIM." Allahın rahmet ettiği kullar şefaat ettiği kullar değil midir ? Rahmet edeceğine söz verdiği kullar, şefaat edilecek hakkına sahip kullar değil midir ? O, kimsenin kimseye yardım edemeyeceği bir gündür. O gün hüküm yalnız ALLAH’ındır.” [İnfitar19] O gün peygamberler dahil, kimse kimseye yardım edemeyeceği gündür. Ancak allah hariç. Allah büyük günahlardan kaçınmış günahlarından tevbe etmiş sözünden özünden hoşlandığı mümin kullarına bu günde yardım edecektir. Çünkü Allahın onlara verdiği bir söz var. ( Araf 156 ile birlikte Furkan 70-71, nisa 31, necm 32,, şura 37 ayetlerine bakın ) SEBE 23: O'nun katında, bizzat kendisinin izin verdiği kimseden başkasının şefaatı/kendisinin izin verdiği kimseden başkası için şefaat yarar sağlamaz. ...... Yunus 3:... O'nun izni olmadıktan sonra (olmadıkça) bir şefaatçi yoktur. ( Allah tarafından Şefaat duaları kabul edilmedikçe şefaatçi olunmaz.) MÜDESSİR 48- Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. ( Demek ki şefaat edecek olanlar var. Şefaatçiler var ki, onlar için fayda vermez deniyor. Kimlerdir şefaat edilmeyecek olanlar. Din günü yalanlayan kafir ve münafıklardır bunlar ( Müddesir 45-46 ) Şefaat için onlara duada bulunanların duası kabul olunmaz., Allahın izin verdikleri şefaatçiler ise onlar için hiçbir şefaate bulunmayıp , onlara bağışlanmaları için dua etmeyenlerdir. (Onlar nefslerine kötülük ettikten sonra, eğer sana gelerek, ALLAHü teâlâdan af dilerlerse, ALLAHın RESULU DE ONLAR İÇİN AF DİLERSE, ALLAHI TÖVBELERİ ELBETTE (KESİN ) KABUL EDİCİ VE MERHAMET EDİCİ BULURLAR[Nisa 64] Bu ayetin günümüze yansıması yok mudur ? Vardır , Şöyle ki Allah resulu sünnetiyle ve bizlere duasıyla her an bizim aramızdadır. AYETİN GÜNÜMÜZE YANSIMASINI AÇIKLIYORUM Onlar nefslerine kötülük ettikten sonra, eğer sana gelerek, ALLAHü teâlâdan af dilerlerse Onlar nefslerine kötülük ettikten sonra, eğer sana gelerek ne demektir ? Peygamberin sünnetine gelerek değil midir ? Peygamberin sünneti ne idi ? Allahın daima onu örnek alın dediği onun kurana uyan yaşantısıdır. Eğer siz peygambere gelerek, onun kurana uyan yaşantısına gelerek, kuran yoluna gelerek ,peygamberin sünnetini yerine getirmiş olursunuz. İşte peygamberin sünnetini yerine getirirseniz, peygamberin sünneti gibi bir hayat yaşantınız olursa Allahtan af dilemiş olursunuz. Allah resulu de onlar için af dilerse ( Dilemiştir - Tekrar Bakınız. Mümtehine -12 ,Muhammed - 19, Nur Suresi, 62 ) Allahı tövbeleri elbette (kesin ) kabul edici ve merhamet edici bulurlar. (Nisa 64 ) | ||
06 Aralık 2010 14:07 | |||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
Hocam sizde bunu desteklediniz tebrikler Söylediklerinizden Allaha sığınırım. Asla ben böyle birşey söylemedim. Söylemediğim ve bu anlam çıkmayacak açıklamalarımdan bu yorumu bana çıkartmanız beni üzdü. Ard niyetli biri olduğunuza inanmıyorum. Ancak yazdıklarımı iyi okumadığınız belli oluyor. Yazdıklarımı iyi okumanızı tavsiye ederim. Ayrıca Alıntınızda Abdulbedii hamit kullandığınız için de Teşekkür ediyorum. | ||
05 Aralık 2010 22:19 | |||
Yitiksevda | Kur’ani kerim insanların zihninde varoluştan ahrete kadar hayatın her safhasına ait sorulara verilen ilahi cevaptır. Cevapların geneli hem sorulan sorulara hemde kuşatıcı bir rehberlik için uzatılmış bir rahmet meyvesidir. Sorulan sorulara cevap veren Alemlerin Rabbi Allah, Cevaba muhattab olan Akleden insan türüdür. Çünkü İnsanı diğer varlıklardan farklı kılan anlama ve anlamlandırma yeteneği ile donatılmış olmasıdır. Özellikle Kuran üslubu açısından ‘’GAYBİ’’ olan mevzuların anlatılmasında takip edilen usul Muhkem ve Müteşabih kavramlar ile ortaya koyduğu ona has orijinal yöntem. Şefaat kavramıda gaybi bir mevzu olması hasebi ile Kuranın orijinal üslubu ile ele alınması gereken bir konudur. Nüzul süreci temel alınarak İlahi mesaja muhattab olan saplantılı zihinlerde var olan anlayışlara cevap niteliğindedir. O asırda Kuranın sunduğu Allah ve Ahiret tasavvuruna zıt olan anlayışlara karşı tüm emir ve yasaklarda sunduğu tedricilik, çeşitlilik, gerçeklendirerek reddetme gibi usuller vesile kılınarak Kuranın devre dışı bıraktığı yanlış anlayışlara cevaplardır. Şefaat anlayışının revaçta olma sebeplerinden en önemlisi olan yanlış Allah tasavvurudur. Tevhidi anlayışın arı ve duru izahlarına muhatap olunduğunda bu tür şeylere değer atfedilmez. Ama dini inançların kültürel geleneksel bir hal alması şefaat inancının en temel sebebidir Allah’ı (haşa) krala padişaha benzetme düşünceleri bu kavramın şahıs ve kurumlarının doğuşuna sebep olmuştur. Bu anlayış belirli bir dine ait olmayıp hemen hemen her toplumda var olmuştur. Müşriklerin şefaat anlayışı kendi elleri ile yaptıkları sahte ilahlarından hem bu dünya hem de ahiret boyutu taşımaktadır. Kur’an özellikle Ahiret boyutu üzerinde durmaktadır. Özellikle çerçevesi tablolar çizilerek dinamik bir görünüm ile sunulmakta esas olan husus ise Allah’ın yegane Hakim ve Hakem olduğu insanın ise kendi elleri ile yapıp ettiklerinin hesabını verme noktası olduğudur. Kuran bütünlüğü göz önüne alındığında Mekke müşriklerine yönelik hitaplar ağırlıkta olmakla birlikte Ey iman Edenler! Hitabıyla mü’minler de bu uyarıdan nasiplerini almışlardır. Kısaca Şefaat ile ilgili izlenen Kur’ani yöntem İlahi Yasayı Allah’ın hükümranlığını ifade etmekte izin gibi görülen ayetlerde ise özellikle her durumun nasıl Allah’ın iznine bağlı olduğu vurgusu yine İlahi yasanın ilkelerini açıklamaktadır. Günümüzde Şefaat yetkisini Kullara verme anlayışı cahiliye asrı Arap Müşriklerinin inanç sisteminin kültürel etkisinin yansımasıdır.Allah'ın açıkça belirtmediği bir konuda kimse kimseye yetki veremez.En Güzel Vekil ve Hakim olan Allah'ın sınırlarını aşmamak lazım... | ||
05 Aralık 2010 16:53 | |||
BEDİİ HAMİT | ABDULMELİK KARDEŞİMİZDEN ALINTIDIR. 2-şefaat kavramı,başta Peygamberimiz(sav) olmak üzere,Allah dostu sandığımız,zandığımız,ümit ettiğimiz alimlerden dua beklentisi olarak algılamak en doğrusudur kanatimce.ama bu duanın kabulu veya reddi Allah makamıdır.aksini düşünürsek ayetelkursideki şefaat kavramına,fatihadaki yardım kavramına iftira olur. 3-şefaati yahudileştirme,hristiyanlaştırma hastalığı ise ayrı bir dert.adeta Allah ile kul arasına keşiş papaz haham sokma hastalığı..Müslümanlar bu sakat ve şirk kokan kafalardan düşüncelerden uzaktır.Allah ile kul arasına Peygamber dahil kimsenin girmesine Kuran izin vermemektedir. Şefaat dediğimiz hadiseyi, Cenab-ı Hak Peygamberimize başta olmak üzere tüm enbiyaya, melaikeye, Allah’ın sevgili kulları olan velilere, şehitlere ve küçük yaşta vefat eden masum çocuklara vermiştir. Fakat şefaat denilince, Allah’ın cennete koymak istediği kişileri Allah’ın sevdiği kişilerin eliyle ve şefaatiyle yaptırmak irade eder. Burada Allah’ın istemediği ve sevmediği veya kurtulmaya hak kazanamayan kişileri hiç kimse yine kurtaramayacaktır. Dolayısıyla şefaate hak kazanan kişilerin yine Allah’ın rızasını kazanan kişilerdir. Yoksa kafir ve müşrik gibi dünyada Allah’ı razı etmemiş kişiler şefaate istihkak kesp etmeyecektir. şefaate me'zun olanlar kendi dilediklerine değil yine Allahın dilediklerine şefaat imkânını bulabilir. ![]() YİTİKSEVDA KARDEŞİMİZDEN ALINTIDIR. Ve bilin ki, Allah'ın Elçisi aranızdadır. O, her işinizde ve her zaman sizin temayülünüze uysaydı, (toplum olarak) bundan zarar görürdünüz. Ama, görüldüğü gibi, Allah imanı(nızı) size sevdirdi, onu kalplerinizde güzelleştirdi ve hakikati inkar etmeyi, günah işlemeyi ve (güzel olan şeylere) karşı çıkmayı size çirkin gösterdi. İşte bunlar, doğru yönü izleyenlerdir. (Hucurat-7) Allahın elçisi aranızdadır hitabı tüm çağlara hitabtır Ceseden aramızda olmayan Allah resulü Yaşayan Kuran olan Sünneti ile her daim aramızdadır.Şefaat hususunda Bedii abimizin değerli çalışması üzere eklenecek bir şey bırakmamış kendisine teşekkür ederiz bizlere bu güzel çalışmayı sunduğu için Allah daim etsin...Kur'an'ın nuzül dönemi varolan Şefaat anlayışlarına cevap olarak inen ayetler Şefaatin Yalnız ve Yalnız Allah'a ait olduğunu anlatmak ve beyinlere kazımak içindir... ![]() EVET ALLAH RESULU DAİMA ARAMIZDADIR. BEDENEN ARAMIZDA OLMAYAN ALLAH RESULU SÜNNETİ İLE VE DUALARIYLA ARAMIZDADIR. ( Nasıl ? Sağlığında iken hem kendi döneminde ve hem de ahir zaman ümmetine etttiği duasıyla ) BEDİİ HAMİTTEN ALINTIDIR Rasûlüllah Efendimizin de daha hayatta iken mü’minlerin bağışlanmaları için ALLAHın emri ve izni ile dua ediyordu Allâh katında onlara şefaatçi oluyordu. ve ALLAH tarafından müminlere tıpkı meleklerin şefaat ettiği gibi şefaat ettiriliyordu. Şefaat bir ödüldür. Ödül’ün sahibi bizatihi Allah’tır. Ödülü taşıyan kişide şefaatle ödül alan kişi gibi Allah tarafından ödüllendirilen/onurlandırılan birisidir. Yani Ödül alanda, o ödülü taşıyanda her ikiside Allah tarafından şefaat edilmiş olandır. Kafirler ve münafıklar için af ve bağışlanma söz konusu değil iken durum Büyük günahlardan sakınan, Tevbe etmiş, günahkar müminler için aynı değildir. Şimdi şöyle bir örnek verelim, günahkar bir kul halis bir niyet ve pişmanlıkla yaptıkları kötülükten tevbe etti ve bir daha yapmayacağına dair Allaha söz verdi. Ecel geldi çattı ölüm ona ulaştı. Fakat amelleri tartıldığında günah kefesi daha ağır olduğu görüldü. İşte Allahın meleklere şefaat ettirdiği, peygamberlere şefaat ettirdiği kullar zümresi bunlardır. İşte Allahın şefaati ile onun sözünden ve özünden razı olarak öldüğünde artık Allahın ona vaadi hak olarak, kötü amellerinden doğan günahları affedilir hatta iyiliklere çevrilir ki, artık Allah bu kulunu bağışlamış ona şefaat etmiştir. Furkan 71:Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner. Evet bu ayetle Rabbilalemin biz günahkar kullarına böyle müjde veriyor. Tevbesi kabul edilmiş olarak döner ifadesi artık o günahların amel terazisinde tartılmayacağı, değerlendirilmeyeceği af edileceği anlamına gelir. Böyle olunca da kulun amel terazisinde de günah kefesi sıfır çeker. Bir önceki ayet ise daha müthiş ayettir. Bakın ne diyor ? Furkan 70: Ancak tövbe edip de inanan ve salih amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ZÜMER 53 De ki: «Ey kendi aleyhlerine haddi aşmış kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.» Yeter ki ölmeden önce günahlarımız için samimi tevbe edelim. ve tevbeden sonra takva sahibi olma koşulu ile, şefaat allahtan gelecektir.ve başta onun habibi sevgili kulu hz muhammedin ( as ) duasını vesile kılacaktır. ALLAHIN Sözünden ,özünden en hoşnut olduğu, en sevdiği kulu Alemlere rahmet olarak gönderdiği Makamı Mahmut sahibi Hz Muhammedi ( as) tıpkı meleklerini şefaatçi olarak seçmesi vazifelendirip seçtiği gibi şefaatçi olarak seçmesi ve görevlendirmesi pek büyük bir ihtimal değil midir ? Elbette pek büyük ihtimaldir diyeceğiz. İHTİMAL DEĞİLDİR DİYENLER KURANI VE HADİSLERİ ANLAMAMIŞ OLAN KİMSELERDİR. | ||
05 Aralık 2010 07:42 | |||
dua dilencisi | Kusura bakma ama küfür neye çare ? msj larına bakıyorum boş bir insan değilsin maşallah ama sergilediğin durum tuhaf az daha sakin dobra insan .. | ||
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|