www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında.... |
22 Şubat 2012 00:24 | ||
yetersiz | Cevap: Ana dilde ibadet konusu ve kur'an. Bakara 121: Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim onu inkâr ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. | |
27 Ekim 2010 20:03 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Değerli Abdulhamit kardeşim . Önce size şunu söylemek isterim. Ülkelerin dillerinde zamanla öyle kelimeler oluşur ki, başka dilerden o dile girer, toplum onun kendi lisanı içinde sanki kendi dili gibi kullanır. İşte bu şekilde Türk toplumun dili içine, yabancı sözcükler içinden en fazlası Arapça ve Farsça dilinden girmiştir. Örneğin Rahman, sözcüğünü dikkat edin ben çok kullanırım. Rahim ve Rab kelimeleri neredeyse Türkçeleşmiştir. Şimdi sizin bahsettiğiniz ayetin ilk cümlesine bakalım. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. Ya da bunu şöyle yazalım. Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır. Ya da bir başka mealden alalım. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun. Size sormak isterim bu cümlelerin hiçbirisinin anlamı değişik mi? Hepsinden anlaşılan tek bir anlamı yani manası var. Peki, nedir söylenmek istenen? Dikkat ederseniz siz bana bir örnek vermiştiniz, bakın bu kelimenin anlamının birçok karşılığı var, bu durumda hangisini söylemeliyiz gibi bir savunmanız olmuştu. Dikkat edin kur’an da geçen gerçekten o çok özel kelimenin, hiçbir mealde değiştirmeden verildiğini görüyoruz. İşte bu çok önemli. Bu kelimede Türkçemize girmiş ve günlük hayatımızda da kullanılmaktadır zaten. HAMT kelimesinin anlamı olarak ta, başarı ve üstünlük onda olduğunun anlamı, hem Rabbim i övmek, hem de şükretmek anlamında kullanılmaktadır. Bu kelime çok özel bir kelime olup, Rabbime özel bir isimdir başka yerde kullanılamaz. Örneğin buna benzer Allah ın özel isimleri de özeldir, başka birisi için kullanılamaz, bu kelimeler Allah a mahsus kelimelerdir. Değerli arkadaşım şimdi de İmamı Azam Ebu Hanife nin bu konudaki söylediklerini hatırlayalım, rabbin ayetinde bizlere iletmek istediği amaç nedir? (Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. Esas kuran o lafızların taşıdığı manadır ki, bir kelam-i nefsi ( ALLAH ın zati ile var olmaya devam eden söz ) olarak kalıptan kalıba dökülür. O kalıplar sonradan yaratılmış ( Muhdes ) Varlıklardır. Oysaki esas Kuran, MAHLÛK olmayan bir manadır. Hiç kuskusuz O,öncekilerin Zübürlerinde de vardı ( Şuara suresi,42 ) Buyrulması da bu gerçeği gösterir.) Sizin örnek verdiğiniz cümleden yola çıktığımızda dikkat edin Türkçeye çevirdiğimiz cümlenin hepsinde anlam yani manası anlatmak istediği aynı. Hiçbirisinde değişmiyor. Hepsinden anlıyoruz ki yücelik, büyüklük, üstünlük yalnız Allahın dır. Hiçbirisinden farklı bir şey anlaşılmıyor. Çünkü ana kelime değişmez kelime hiç birisinde farklı değil. Hamd kelimesi hiçbir cisme, canlıya mahsus bir kelime değildir. O yalnız yaratana mahsus bir kelimedir, bundan dolayı ona başka bir isim takıp onu tarif etmek yerine, onu direk kullanarak ayeti anlamaya ve söylemeye çalışmalıyız. Bu şekilde meal yapılıyor zaten. Bazen parantez içinde açıklamalar yapılıyor. İnşallah düşüncemi anlatabilmişimdir. Selametle kalın. Halukgta | |
23 Ekim 2010 20:15 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Değerli arkadaşım aslında sorduğunuz sorunun cevabını yazdığım yazıda, Peygamberimizin seçkin arkadaşlarından Selman Farisi, namaz sırasında Fatiha suresinin özgün metnini güzel okuyamadıklarını söyleyen ve bunun yerine Fatiha nın Farsça tercümesini okuyup okuyamayacaklarını soran ırkdaşlarına, bunun olabileceğini bildirmekle kalmamış, Fatiha yi Farsça ya çevirerek kendisine başvuran kişilere göndermiştir. Nitekim Hanefi fıkıhçılar Fatiha nin çevirisi ile Namazın geçerliliğine HÜKMEDERKEN sürekli bicimde Selman in uygulamasına atıf yapmışlardır. Bu durumda dikkat edin, bizden önceki toplumlarda geçmişte de böyle bir sorun yaşanmış, bir kısım alimler bu şekilde çözümlemişler, kur’an dan anladıkları ve onun önerilerinden yola çıkarak. Yine İmamı Azamda aynı görüşü paylaşmaktadır. IMAM-I AZAM EBU HANIFE söyle demiştir: Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini. Ayrıca sizin aynı kelimeden birçok farklı sözcükler var, dediğiniz düşüncenin tersine bakın İmamı Azam nasıl bir açıklama yapmış. (Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. Esas kuran o lafızların taşıdığı manadır ki, bir kelam-i nefsi ( ALLAH ın zati ile var olmaya devam eden söz ) olarak kalıptan kalıba dökülür. O kalıplar sonradan yaratılmış ( Muhdes ) Varlıklardır. Oysaki esas Kuran, MAHLÛK olmayan bir manadır. Hiç kuskusuz O,öncekilerin Zübürlerinde de vardı ( Şuara suresi,42 ) Buyrulması da bu gerçeği gösterir.) Değerli arkadaşım yukarıdaki düşünceden yola çıkarak, Fatihayı birçok mealden yan yana getirin, göreceksiniz ki kelime farklılıkları dahi olsa, anlam ve mana bakımından hepsi aynı olduğunu göreceksiniz. Önemli olan ayetin anlattığı manasıdır. Anlatılmak istenen de bu zaten. Önemli olan ayetin ne anlatmak istediği yani manasıdır. Elbette bunun tersini savunanlarda vardır. Burada bizlere düşen doğru olduğunu düşündüğümüz düşünceyi uygulamaktır. Siz eğer bana bu düşünce yanlış geliyor diyorsanız uygulamazsınız, ama kesinlikle yanlıştır demek, doğru olmaz kanısındayım. Allah kur’anı hayatımızın düzene sokulması için, bizlere rehber olsun diye göndermiştir. Allah katından gelen rehber bir kitabı, acaba başka dile çevirirken, doğru anlamamız mümkün değildir diyebilir miyiz? Ya da başka dile çevirdiğimizde Rabbim e bu ayetleri okuduğumuzda mı yanlış yapmamız daha çok olur, yoksa anlamını hiç bilmeden okuduğumuz damı hata yapma riskimiz daha fazladır? Bir başka düşünce olarak ta, Allah acaba Arapça kendisine seslenmediğimiz için, bizlere kızar mı? Bu soruları çoğaltabiliriz. Tekrar söylüyorum eğer bu düşünce bir insanın içine sinmiyor ve doğru gelmiyorsa, bence uygulamamalıdır, önemli olan önce gönül rahatlıdır. SAYGILARIMLA Haluk Gümüştabak | |
23 Ekim 2010 19:01 | ||
BEDİİ HAMİT | Alıntı:
| |
23 Ekim 2010 18:21 | ||
BEDİİ HAMİT |
DEĞERLİ KARDEŞİM HALUK BEY, Tartışmak, bilgilendirmek elbette çok faydalıdır. Hele Allah için, Allahın dini için bir meseleyi ayrıntılarıyla tartışıyorsak bundan daha hayırlısı olamaz. Sizin tartışmaya açtığınız bu anadilde ibadette elbette birbirimizi bilgilendirmek üzere açmış olduğunuz konudur. Yanlışı ile doğrusu ile bir sonuca ulaşmak için yazanlar yazıyor ve yazdı. Doğruya elbette doğru diyebileceğimiz gibi yanlışa da yanlış deme cesaretini kendimizde görelim. Size şöyle bilgi vermiştim. Namazdaki ayetleri hangi mealle okuyacaksınız demiştim. Veya hangi tercüme ile.. Siz ise bire bir tercümenin olabileceğini söylemiştiniz. İşte size en basitinden bir örnek Fatiha suresindeki ilk ayetini namazda kendi anadilinizle okuyun bakalım.Tam çevirisini yapabilecek misiniz ? elhamdulillahi rabbil alemin, Rab= Efendi, Yüce ,Terbiye” edici, mürebbi (Tasarruf eden-yönlendiren)... Bir şeyi kademe kademe, peyderpey kemâline eriştiren, terbiye eden emir ve yasalarıyla yarattıklarını terbiye eden. ihtiyaçları gidermeyi, onları koruyup gözetmeyi üstlenen ÖZETLERSEK Kur'an'ı Kerimde RAB Kelimesinin Çeşitli Kullanış Şekli: 1.Mürebbi,gereksinimleri karşılayan,terbiye veren ve yetiştiren; 2.Kefil,gözetici,koruyup kollayan,ıslahla sorumlu olan; 3.Çeşitli kimselerin oluşturduğu bir toplulukta merkezi bir sıfata sahip olan; 4.Kendisine bağlananların efendisi,sözü geçen,üstünlüğü ve yüceliği kabul edilen ve tasarruf hakkına sahip,itaat ve boyun eğilen efendi,güç ve egemenlik sahibi reis; 5.Malik,efendi. Rab kelimesi Kur'an-ı Kerim'de yukarıda açıkladığımız tüm manalarda kullanılmıştır. | |
23 Ekim 2010 12:15 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Tüm sözlerinize katılıyorum, bu şekilde söylediğinizde herşey daha farklı oldu. Allah razı olsun. Selametle kalın. | |
23 Ekim 2010 12:12 | ||
FECR | Haluk Abi Ben sadece Arapça bilenler Kur'an'ı anlar diye bir ifade kullanmadım.Kur'an kendinin anlaşılır bir kitap olduğunu ifade ediyor.Ama herkes aynı şekilde anlar ya da anlaması lazım diye de bir ifade kullanmaz.İnsanların kimisi yüzeysel olarak bakar,o şekilde anlar,kimileri de olayın künhüne vararak anlar.Kimisi mealine bakar anlar ama olayın arka planını,hikmetini anlamaktan uzak kalabilir.kur'an'dan herkes sorumludur ama herkesin sorumluluğu aynı şekilde değildir.Herkesi aynı kategoride değerlendirmek,insanların kaldıramayacağı yük altına almak olur ki bu da bir zulümdür.Herkes kendi anladığını başkalarına dayatmaya çalışırsa orada bir kaos ortamı oluşur ki bugünkü durum bunu ortaya koymaktadır.Kur'an anlamak için meal gereklidir ama tek başına yeterli değildir.Meal ya da tercümeden oluşan din algısında çarpıklar söz konusudur.Bunu din adına söz söyleyenler için konuşuyorum.Yoksa insanların bazıları için sadece meal okumaları da yeterlidir.Ama ahkam kesmeleri de anlamsızdır. | |
23 Ekim 2010 11:53 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Değerli arkadaşım bu konuda ikimizde düşüncelerimizi söyledik. İsterseniz şöyle yapalım. Sizin ve benim bu konuda verdiğimiz hükümleri yazalım ve bu hükümden sonuç çıkaralım. Sonucuda herkez kendi nefsinde değerlendirsin. Siz, kur'an başka bir dile tam olarak, yani gerçek anlamını vererek çevrilmesi mümkün değildir diyorsunuz. Bende diyorum ki, kur'an da geçen ayetlerin gerçek anlamı, başka bir dilde karşılığını verip, her dile çevrilebilir, çünkü ayetteki özellik dilde değil manasındadır. Ben bu savımı açıklarken, beşerin yazdığı bir kitap tüm Dünya dillerine aynı anlamlarını verip çevriliyorsa ve insanlarda bunu anlıyorsa, tüm insanlık bu kitaplardan faydalanıp, doktor, mühendis oluyorsa, yani tüm insanlığa REHBER oluyorsa kendi dallarında, Bu kitap yani KUR'AN Allah katından tüm aleme geliyor sa, bu kitabın başka dillere tam olarak çevrilmediğini söylemek akla mantığa Kur'ana sığmaz diyorum. Eğer sizin düşüncenizden yola çıkarsak, Allah gönderdiği rehberi yanlız Arapça bilenlerin tam anlayacağı şekilde göndermiş sonucunu çıkarmamız gerekiyor ki, rabbin böyle bir adalete sahip olması mümkün değildir. Hatırlayınız Allah ne diyordu? Ayetleri okuyup iyice düşünmüyormusunuz? Peki bu sözü yanlız Allah Araplaramı söylüyor dersiniz? Yoksa tüm aleme mi? Eğer tüm aleme diyorsanız, acaba Allah tüm aleme Arapça öğreninmi demek istiyor? Hani size kaldıramayacağınız yük yüklemem diyordu Rabbim? Bu soruların cevabını herkez kendi nefsinde vermelidir. Allah gönderdiği rehberi acaba başka dillere tam olarak çevrilmesi mümkün olmayacak şekilde gönderir mi? Daha da ilginci, başka dile tam çevrilmeyen bir kitaptan ve Arapça öğrenemeyen bir insanıda Kur'andan hesaba çekermi? Gerçek doğruyu Rabbin huzurunda göreceğiz. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK | |
23 Ekim 2010 11:32 | ||
FECR | Alıntı:
Meal de nasıl anlam farklılığı olmaz ![]() Eğer anlam farklılığı olmasaydı,100 den fazla meal nereden çıktı?.Kur'an'ı başka bir dile motomot çeviri yapılamadığı için tercüme değil de meal adını veriyorlar | |
23 Ekim 2010 11:22 | ||
HALUK GÜMÜŞTABAK | Değerli Fecr kardeşim, meal kelimesinin günümüzde halk dilinde birçok anlamı vardır. Örneğin yaklaşık karşılığı anlamında olduğunu söyleyenlerde var. Sözlük anlamı (Anlam kavram. Ortaya çıkan şey, sonuç, netice. Meydana gelen netice.) diye sözlük anlamı karşılığında kullanılır. Kur'an meali de böyledir. Rabbin sözlerini, karşı dile aynı anlamda ortaya çıkarmak, neticelendirmek anlamında kullanılır. Tefsir kelimesinin anlamı ise, anladığını anlatmak, bildiği kadar açıklamak şeklinde sözlükte geçer ki, bu doğrusudur. Örneğin yabancı bir ders kitabını bir başka dile çeviren bir yazar, asla tefsir şeklinde değil meal şeklinde nakleder. Buna bizim dilimizde ÇEVİRİ DENİR. yani yabancı bir kitabı kendi diline çevirmek. Burada asla anlam farklılığı olmaz, Aynı anlamı veren kelimelerle çevrilir kitap. Yorum kesinlikle yapılmaz açıklamalar getirilmez. Kur'an mealide aynen böyledir. Fakat ne yazıkki bizlere kur'anın tam olarak başka dile çevrilmeyeceğini söyledikleri için, bizlerin içinde hep bir kuşku olmuştur. Fakat Allah Kur'anı tüm cihana rehber ve güneş olsun diye göndermiştir. Bu kitabın başka dile çevrilmeyeceğini söylemek Rabbin adaletini tam anlayamamış olmak demektir bana göre. Allah sizlere kaldıramayacağınız bir yük asla yüklemem diyorsa, kur'anı anlamak için tüm insanlığın Arapça öğrenmesini zorunlu tutacak bir kitap göndermez. SAYGILARIMLA Halukgta | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|