Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB MİZAH.::. > Tebessüm-Mizah Alanı > Fıkralar-Hikayeler > Bak sen zekaya :)

Konu Başlıkları: Bak sen zekaya :) Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
03 Ağustos 2012 23:31
JAZARİ
Cevap: Bak sen zekaya :)

Imâmi âzam’in ilmi ve zekâsi
İmâmı Âzâm Ebu Hanife zamanında Onu sevmeyen, Ona buğzeden muhaliflerinden biri, Onu talebelerinin huzurunda cevapsız bırakmak ve mahcup etmek için aldatıcı bir soru hazırladı ve sormak için büyük imamın yanına geldi. Hazırladığı bu aldatıcı ve karmaşık soruyu sordu:
- Bir adam var ki, onun kâmil bir Müslüman olduğuna herkes şehâdet ediyor, fakat onun bazı sözleri var ki çok garip. Senin bu adam hakkında hükmün nedir?
İşte bu kimsesinin söylediği şu garip sözler şöyle:
“Cenneti ümit etmem, Cehennemden ve Allah’tan da korkmam.
Ölü etini severek yerim.
Rükû ve secdesiz namaz kılarım.
Hakka buğzeder, fitneyi severim.
Yahudi ve Hıristiyanları da tasdik ederim.
Görmeden şahitlik yaparım.”

İşte böyle söyleyen kimse hakkındaki hükmünüz nedir? İmâmı Âzâm Ebu Hanife hazretleri talebelerine dönerek:
- Bu kimse hakkında siz ne dersiniz? diye sordu. Talebeleri de:
- Bu sayılanlar küfür alameti olduğu için, bu sözleri söyleyen kimsenin küfrüne dalalet eder, diye cevap verdiler.
Bunun üzerine Ebu Hanife hazretleri hafifçe tebessüm ederek sözü aldı ve bu söylenenlerin ne manaya geldiğini tek tek şöyle açıkladı:
- Bu adam gerçekten de kâmil bir mü’mindir. Zira onun söylediği bu sözler hep mecâzîdir, tevili vardır. Şöyle ki:
“Bu kimse Cenneti ümit etmiyor; Cennetin sahibini, yani Hz. Allah’ı ümit ediyor. Cehennemden korkmuyor, Cehennemin sahibinden korkuyor.
Allah’tan korkmuyor derken de; Allah’ın adâletle hükmedeceğini bildiği için, Allah’ın kendisine zulmedeceğinden korkmuyor.
Ölü eti yerim derken söylemek istediği balık etidir. Rükû ve secdesiz namaz kılarım derken; cenaze namazına işaret ediyor.
Hakka buğz ediyorum derken bundan kastettiği ölümdür. Herkes için Hak vaki olacak. Mevlâ’ya daha fazla kulluk yapabilmek için ölümü istemiyor.
Fitneyi severim derken fitneden kastı ise evlatlarıdır. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de “mal ve evlat” fitne olarak zikredilmiştir.
Yahudi ve Hıristiyanları tasdik etmesinden murat ise; onların birbirleri hakkındaki sözlerini tasdik etmesidir. Görmeden şehâdet ettiği ise; Allah’a ve âhiret gününe iman etmesidir.”

İmâmı Âzâm’ın bu açıklamalarını dinleyen adam, Ona hayran kaldı. Kendi kendine: “Bu ne ilim, bu ne feraset, bu ne zekâ... Demek ben böylesine dâhi bir kimseye düşmanlık ediyormuşum” diye düşündü. Mahcubiyetle yerinden kalktı ve İmâmı Âzâm’ın ellerine sarıldı. Ve bu güne kadar yaptığı düşmanlıktan dolayı af etmesini istedi ve helâllik diledi.
03 Ağustos 2012 23:25
JAZARİ
Cevap: Bak sen zekaya :)

Alıntı:
İşte tam o sırada küçük dinleyici Muhammed b. İdris, zavallı emanetçinin elinden tutup,
[B
Üyemizden Alıntı
- Ağlama be amca, kendini niye üzüyorsun ki??[/B]
- Nasıl üzülmem be gülüm, başıma gelenleri duydun işte..
- Sen gel beni dinle ve de ki, “Kese bende”
- Emanetleri almaları için bunların üç kişi olmaları gerekmiyor muydu?
- Evet öyle gerekiyordu.
- Öyle ise söyle onlara, getirsinler arkadaşlarını alsınlar paralarını! )))
07 Temmuz 2008 22:14
medinelii
Cvp: Bak sen zekaya :)

ooohhh bee sonunda annatabıldım kendımı) kurban olurum sizi verenee yaa...
07 Temmuz 2008 22:13
Medine-web
Cvp: Bak sen zekaya :)

o zaman imam şafii değildi ki...4 yaşındaki çocuğa kuzucuğum demek iltifattır sevgidir.
normaldir dedim ya
takım tutmayalım kevir
07 Temmuz 2008 22:12
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: Bak sen zekaya :)

Alıntı:
KEVİR Üyemizden Alıntı
bende medineliden yanayım. şöyleki;
medinelinin hakkında yorum yaptığı ve kuzucuğum dediği imam şafii değil, sokakta bulunan 4 yaşındaki bir müslüman evladıdır.

Elbette
07 Temmuz 2008 22:11
KEVİR
Cvp: Bak sen zekaya :)

bende medineliden yanayım. şöyleki;
medinelinin hakkında yorum yaptığı ve kuzucuğum dediği imam şafii değil, sokakta bulunan 4 yaşındaki bir müslüman evladıdır.
07 Temmuz 2008 22:11
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: Bak sen zekaya :)

Alıntı:
medinelii Üyemizden Alıntı
Alıntı:
Tanırlar sanıydım ya çocuk bahçesine dönmüş..
aşkolsun... bu hıkayede henuz cocuk dıye cocuklarıda böyle sevdigimden dedim amma olay onu tanımamaya kadar geldii... çççççoookkkk afedersiniz..........

Alınma yahuuu espri yaptm , yoksa kalp kırmaya hiç niyetim yoktu inanın, kırdıysam affola...
07 Temmuz 2008 22:00
AŞK'ÜL İSLAM
Cvp: Bak sen zekaya :)

Alıntı:
Abdulmelik Üyemizden Alıntı
kuzucuğum dediğin,şafii mezhebinin kurucusu(imam şafii) muhammed bin idris eş şafiidir.
bülbülün şoku normaldir
medinelinin 4 yaşındaki çocuğa kucuzuğum demeside normaldir
yağmurun muhamed bin idrisi tanıtmadan izah etmeden konuyu vermeside normaldir

Yağmur işte.. Ne zaman nasıl yağacagı belli olmuyor
Tanırlar sanıydım ya çocuk bahçesine dönmüş..
Hata bizde hemen malümat verelim...

İsmi Muhammed olup dört mezheb imamlanndan biridir. Hicri 150 tarihinde ve bir rivayette İmam-ı A’zam hazretlerinin vefatı gününde, Gazze’de doğmuştur. İki yaşında iken Mekke-i Mükerre­meye götürülerek orada ilk tahsile başladı. Sonra Medine’ye göç ederek burada İmam Malik ibni Enes hazretlerinden ilim tahsil etmiş olup zamanında fıkıh, hadis, lügat, edebiyat ilimlerinde emsali yoktu. Aynı zamanda takva ve salah bakımından eşi yoktu.

Yine dört mezheb imamlanndan Ahmed ibni Hanbel, talebeleri cümlesindendir. 195 tarihinde Bağdad şehrine giderek orada iki sene kaldıktan sonra Hac niyyeti ile Mekke-i Mükerremeye dönmüş, bir ay kaldıktan sonra Mısır’a gitmişti. Geri kalan ömrünü orada ilim tedris etmekle geçirmiş ve 54 ,yaşında olduğu halde 204 tarihinde vefat etmiştir. Usül-i fıkıh hakkında ilk eser verendir. Hadis-i şerif üzerine Es - Sünen ve El - Müsned isminde iki kıymetli eseri vardır. Abbasiler devrinde Şafii mezhebi Mısır, Şam, İrak, İran ve Horasan’da yayılmışken sonradan bu mezheb salikleri azalmıştır.
İslam Alimleri’nin çoğu Şafiidir.

Hanefi mezhebi sonradan genişlemiş ve salikleri çoğalmıştır....
07 Temmuz 2008 19:16
_bülbül_
Cvp: Bak sen zekaya :)

Alıntı:
efferim kuzucugumaa!!!

bu Muhammed Bin İdrise mi
07 Temmuz 2008 18:08
AŞK'ÜL İSLAM
Bak sen zekaya :)

Muhammed b. İdris, henüz dört yaşındadır. Tesadüf bu ya, bir gün kadı efendinin sokaklarından geçeceği tutar. Tam o sırada iki öfkeli adam bir garibi sürükler, hemen oracıkta kadı efendinin önüne çökertirler. Muhammed, akranlarıyla birlikte hadise mahalline yaklaşır. Davacılardan biri alelacele anlatmaya başlar:
- Kadı efendi! Biz üç arkadaştık. Birlikte bir iş yaptık ve yüklüce bir para kazandık. Yalanı yok ya, birbirimize itimadımız da yoktu. Paramızı, hepimizin güveneceği birine, yani bu adama emanet ettik ve altı çize çize; “üçümüz birlikte gelmedikçe vermeyeceksin!” diye tembihledik. Ama o bize hıyanet etti.
Kadı, yaka paça sürüklenen adama bakar,
- Doğru mu söylüyor bunlar?
-Doğru ama eksik efendim.
- Nasıl yani?
- Evet, bunlar dün akşam bana bir kese altın para bıraktılar ve birlikte gelmedikçe hiçbirimize verme dediler. Ancak henüz elli adım bile gitmeden içlerinden biri geri geldi ve altınları geri istedi. Uzaktan, “Bakın veriyorum” diye bağırdım. Bu ikisi de kafa sallayıp “Tamam” dediler, “Ver!” Söyleyin, başka ne yapabilirdim ki?
Kadı bu kez diğerlerine döner:
- Peki, buna ne diyeceksiniz?
- Onu da açıklayalım. Keseyi emanet edip giderken şimdi burada olmayan arkadaşımız durdu. “Bütün paramızı emanetçiye bıraktık ama bu akşam ne yiyeceğiz?” dedi. Biz de harcanacak kadar birşeyler almasına izin verdik. Hepsini alıp kaybolacağını nerden bilebilirdik??
- Hmm, şimdi iş vuzuha erdi. Arkadaşınız paraları alıp kaçtı desenize..
- Evet ama biz paraları verdiğimiz adamı tanırız. Ona üstüne basa basa “Üçümüz birlikte gelmeyince vermeyeceksin” demedik mi, dedik. O da bunu kabul etti mi, etti. Gözünü açaydı da aldanmasaydı. Madem bir avanaklık yaptı, ceremesini çeksin. Bedelini kesesinden ödesin.
Ödesin demek kolaydır ama, emanetçi söz konusu parayı verecek güçte değildir. Zaten üzgün ve bitkindir; ağlamamak için dudaklarını ısırmakta ve büyük bir teslimiyet içinde boynunu büküp beklemektedir. Kadı efendiye bakıp zor duyulan titrek bir sesle,
- Hatalıyım efendim, cezama razıyım.
Dava bir anda emanetçinin aleyhine dönmüştü. Merhametli kadı gözlerini kıstı, sakalını sıvazladı, bir çıkış yolu aramaya başladı. Arasa da nereye kadar! İşte tam o sırada küçük dinleyici Muhammed b. İdris, zavallı emanetçinin elinden tutup,
- Ağlama be amca, kendini niye üzüyorsun ki??
- Nasıl üzülmem be gülüm, başıma gelenleri duydun işte..
- Sen gel beni dinle ve de ki, “Kese bende”
- Emanetleri almaları için bunların üç kişi olmaları gerekmiyor muydu?
- Evet öyle gerekiyordu.
- Öyle ise söyle onlara, getirsinler arkadaşlarını alsınlar paralarını! )))

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.