| |||||||
Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda) |
| 02 Şubat 2013 14:11 | ||
| Ene Garip | Cevap: Bal Tefsiri Alıntı:
 | |
| 02 Şubat 2013 14:09 | ||
| FECR | Cevap: Bal Tefsiri Menkibenin içinde doğru sözlerin geçmesine bir şey demiyoruz. Ama bu menkibenin hadis olarak söylenmesi tehlikelidir.Çünkü peygamberimiz adına yalan uydurulmuş olur. 'Her kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın" (Buharî, İlm 38, Cenâiz 33, Enbiyâ 50, Edeb 109; Müslim Zühd 72; Ebü Dâvud, İlm 4; Tirmizî. Fiten 70, İlm 8, 13 Tefsir I, Menâkıb 19:, İbn Mâce, Mukaddime 4; Dârimî, Mukaddime 25, 46; Müsned, II/47, 83, 133, 150, 159, 171). Allah Rasulu bizleri uyarıyor. Bizim itirazımız bu noktadır. Menkibenin içinde ders alınması gerekenler elbette olacaktır. Ama menkibenin son unda kim bunu okur,taşır gibi şeyler söyleyip, iki yüz peygamber sevabı vardır gibi sözler eklenmesi Allah Rasulune adına yapılan iftiradır. Allah Rasulunun böyle bir söz söylemeyeceği az çok hadis ilmiyle, Kur'an ilimleriyle meşgul olanlar bilirler. Her doğru ya da güzel sözü bir peygambere atfedersek o zaman Allah Rasulunun hadisine muhatap olmuş oluruz. | |
| 02 Şubat 2013 12:57 | ||
| Ene Garip | Cevap: Bal Tefsiri bal tefsirinin gerçek olup olmadığı konusunda haklı olabilirsiniz hocam ama yazının içeriğine baktığımızda güzel mesajlar var bence  Namaz kılanın kalbi nurludur bu tastan. Dünya endişesini gönlüne getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan. Namazı tadili erkan üzere kılmak incedir bu kıldan. Erkeğini hoşnut eden kadınların kalbi nurludur bu tastan. Erine cefa etmeyip güzelce geçinip, kendinden razı etmek tatlıdır bu baldan. Kocasının hakkını yerine getirmek incedir bu kıldan. | |
| 02 Şubat 2013 12:31 | ||
| Medineweb | Cevap: Bal Tefsiri Alıntı:
| |
| 02 Şubat 2013 09:42 | ||
| FECR | Cevap: Bal Tefsiri Bal tefsiri adı altında dolaşan bu rivayeti herhangi bir sahih rivayet ve kaynağı yoktur. Bu rivayeti kim, kimden rivayet etmiştir, hangi kaynakta yazılıdır. Hangi rivayet silsilesi ile gelmiştir? Bunlar muammadır İnsanımız maalesef bu tür menkibelerle uyutulmuş olduğundan dolayı,kaynak arama/sorma/araştırma zahmetinde bir bulunmuyor. Bugün insanlar eve basit bir eşya bile alırken kılı kırk yararak alıyorlar. Alacağı eşyanın bütün özelliklerini, artılarını eksilerini araştırıyor. Ama kendisine din olarak , menkibe olarak ne anlatılırsa hemen kabule yanaşıyor. Demek ki bizim hayatımızda dinin bir eşya kadar bile kıymeti yok ki araştırma zahmetinde bulunmuyoruz.( Bunu bir şahsa veya kişilere yönelik değil, genel olarak ifade ediyorum) Bal tefsirinin içeriğine gelelim: Hz.Ali bir gazadan geliyor ama bu gaza hangi gaza? ne zaman olmuş? belli değil.Bu savaşta Hz.Ebu Bekir, Hz.Ömer, Hz. Osman o savaşta bulunmamışlar mı? Yemeğin içinden kıl çıkması ve onu imtihan vesile kılmaları da çok ilginç olmuş. Yemekte kıl çıkarsa , o kılı ev sahibine göstermeden yemeğin içinden alıp atarsın ki ev sahibi rencide olmasın Alıntı:
Buna benzer ifadeler bazı mektuplarda kullanılırdı. Kim bu mektubu 7 tane çoğaltır dağıtırsa, şöyle zengin olur vs gibi yazılar yazardı. Kim bunu inanmayıp dağıtmazsa evi yanar, başına felaketler gelir gibisinde yazarak insanları dağıtmaya sevk ederlerdi. Bu rivayet de onlar gibi. Sakın ola ki böyle kaynaksız rivayetleri dikkate almayın | |
| 02 Şubat 2013 07:14 | ||
| Asrı SAadet | Bal Tefsiri Hazreti Ali, bir gün gazadan hanesine geldiğinde, Hz. Ebubekir Sıddık, Hz Ömer El Faruk, Hz. Osman Zinnureyn gelerek Hz. Ali’ye: “Gazan mübarek olsun ey Allahın arslanı" dediler..... Hz. Fatımatüz Zehra validemiz de onlara ikramen kalaylı bir tas içinde bal getirdi. Balın üzerinde ince bir kıl vardı. Hz. Ebubekir kılı almak üzere davrandı. Hz. Ömer ise, kılı aldırmadı ve dedi ki: – Bizler Hazreti Zişanın vezirleriyiz. Belki Fatimetüz Zehra bizleri tecrübe için bu kılı koymuştur. Aramızda bu kıl hakkında üçer tevil edelim. Münasip değil mi?” dedi ve sonra; Hz. Ebubekir: – Namaz kılanın kalbi nurludur bu tastan. Dünya endişesini gönlüne getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan. Namazı tadili erkan üzere kılmak incedir bu kıldan. Müteakiben Hz. Ömer El Faruk şöyle buyurdular: – Misafiri seven hane sahibinin kalbi nurludur bu tastan. Misafirlere ikram etmek ve gönlünü almak tatlıdır bu baldan. Misafirin kalbi incedir bu kıldan. Hz. Osman da söyle yorumladı: – Alimlerin kalbi nurludur bu tastan. Alimlerle sohbet etmek ve onları dinlemek tatlıdır bu baldan. Kur’an-ı Kerim’e mana vermek incedir bu kıldan. Hz Ali Efendimiz de söyle bir açıklama da bulundu: – Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur ba tastan. Cihat edip al kanlara boyanıp kafirlerle cenk etmek tatlıdır bu baldan. Üzerine kul hakkı geçirmeden, haram yemeden hanesine dönmek incedir bu kıldan. Sonra Hz. Fatıma validemiz de bir yorumda bulundular: – Erkeğini hoşnut eden kadınların kalbi nurludur bu tastan. Erine cefa etmeyip güzelce geçinip, kendinden razı etmek tatlıdır bu baldan. Kocasının hakkını yerine getirmek incedir bu kıldan. Sonra Hz. Peygamber Efendimiz de bu sohbete iştirak ederek şöyle tevil buyurdular: – Benim ümmetimin kalbi nurludur bu tastan. Kevser şarabı tatlıdır bu baldan. Şeriatımız (İslamiyet) incedir bu kıldan. – Bu sohbete, neş’e veren Cenab–ı Hak, Cebrail (as)’ı göndererek buyurdu ki: – Senin nübüvvet nurun nurludur bu tastan. Yarın kıyamet günü mahşer yerinde ümmetine şefaat etmen tatlıdır bu baldan. Sırat köprüsü incedir bu kıldan. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) mübarek ellerini kaldırıp: – Ya Rabbi, bu bal tefsirini okuyana, dinleyene ikiyüz peygamber sevabı isterim ve senden dilerim, diye dua ettiler. Cihar Yari Güzin Efendilerimiz de “Amin” dediler. Cenabı Allah’dan şöyle nida geldi: – Ya Habibim! Senin ümmetinden her kim bu Bal Tefsirini üzerinde taşır, okur, okutur, yazar, yazdırır ve din kardeşlerine hediye ederse İzzet ve Celalim hakkı için ben de o kuluma ikiyüz peygamber sevabı veririm, diye buyurdular. Peygamber Efendimiz de dedi ki: – Benim ümmetimden her kim bu bal tefsirini kendisine evrad edinip üzerinde taşır, her gün okur veya dinlerse, ve burda bahsedilen ahlaklarla ahlaklanmaya çalışsa katiyyen dünya darlığı görmez; fakru zarurete düşmez; ölürken hüsnü şehadetle ölür; ahirete iman ile gider ve gelecek kaza ve musibetlerden kendisini Cenabı Hak muhafaza eder . | |
Yetkileriniz
|
| .::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|
Medineweb
Sosyal Medya Gruplarımız: |
