Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.İBADETLER.::. > İbadetler > Oruç-Ramazan > Orucun Hikmetleri

Konu Başlıkları: Orucun Hikmetleri Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
20 Mayıs 2018 13:15
nurşen35 Oruç, sadece uzuvlarla tutulmamalı, gönlün de nasîb aldığı duygulu ve feyizli bir ibâdet olarak icrâ edilmelidir. Nitekim yalnız mîdeyi aç bırakarak tutulan oruç hakkında Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-: “O kişiye yalnız açlık ve susuzluk kaldı.” buyurmuştur.
Oruç şu hasletleri bize kazandırmalı:

Nimetlerin kadrini bildirmektedir.
Yarım gün oruç tutuyoruz, tâkatten düşüyoruz. Âcizliği tadıyoruz. Alışkanlık hâlinde içinde yüzdüğümüz nimetlerin farkına, onlardan muvakkaten uzak kalınca varıyoruz. Cenâb-ı Hak bize devamlı ikram ediyor. Su ne büyük nimet! Meyveler, sebzeler, istifademize sunulan mahlûkat… Hepsi bizim için… Rabbimiz’in ne büyük ikrâmı ve lutfu!

Oruç, şükran hisleri uyandırmaktadır.
Bir bardak su ikram edene vicdânen teşekkür etmek ihtiyacı hissediyoruz. Bize bu kadar ihsanda bulunan Rabbimiz’e nasıl şükredeceğiz?

Hamd, şükür, teşekkür, zikir hâlinde olacağız.

Oruç nefsânî arzu ve temâyülleri bertarâf etmektedir.
Oruç, içimizdeki nefis ve enâniyet canavarını zabt u rabt altına alan ve böylelikle insanın derûnundaki merhamet ve şefkat duygularının inkişâfını sağlayan rûhî bir disiplindir.

Merhamet ve şefkatimizi bütün fânî sevdaların üzerine yükseltemez isek kendimize yazık etmiş oluruz.

Oruç, bizi maddenin esâretinden kurtarıp «sabır» denilen en yüksek ahlâkî meziyete eriştirmektedir.
Sabır; tahammülü güçlendirir, stresleri bertarâf eder.

Asr-ı saâdette stresli, bunalımlı kimse yoktu. O devirde psikiyatrik rahatsızlıklar mevcut değildi. Çünkü sahâbî her türlü sıkıntı karşısında; «Secde et ve yaklaş!» emrine uyarak secdelerle Rabbine ilticâ ediyordu. «Sahibim var!» diyerek Yaratanına sığınıyordu. Her teselliyi Cenâb-ı Hak’ta buluyordu.

Ayrıca fazîletler içinde yaşanan kardeşlik hukuku sayesinde zekât, sadaka ve infâk ile her mü’min birbirine istinadgâh idi. Veren alana teşekkür, alan da verene duâ hâlindeydi.

Oruç, mazlumların ve muhtaçların; «Acıyın bize!» diye yükselen sessiz feryatlarının en güzel tercümânıdır.
Merhamet ve şefkatimizi bütün fânî sevdâların üzerine yükseltemez isek, kendimize yazık etmiş oluruz.

Oruç sayesinde helâllerden bile el çekmek, haram ve şüphelilere karşı daha güçlü bir şekilde mukavemet edebilecek sağlam bir iradenin inşasına yardımcı olur.
Oruç, yoksulların ve çaresizlerin hâlinden anlama şuûru kazandırmaktadır.
Yani oruç bize kardeşlik hukukumuzu hatırlatmakta. Bizi bencillikten çıkarıp diğergâm hâle getirmekte.

Âyet-i kerîmede buyurulur:

اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ

“Mü’minler ancak kardeştirler…” (el-Hucurât, 10)
23Haziran 2015 22:56
Allahın kulu_
Cevap: Orucun Hikmetleri

Dördüncüsü:" Allah o gün Cennetine emir verir ve şöyle buyurur: â€ËÅ“Ey Cennet, kullarım için hazırlan, süslen. Dünya sıkıntılarından kurtulup Benim huzuruma ve ikramıma gelip istirahat etmeleri yaklaştı.
27 Ağustos 2008 17:24
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

"Ramazan ayinda verilen bes nimet!!"


"Cabir ibni Abdullah Radiyallâhu Anh, Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Ümmetime Ramazan ayında beş şey ihsan edildi. Bunlar daha önceki peygamberlerin ümmetine verilmemişti.

"Birincisi:" Ramazan ayının ilk gecesi olunca Cenab-ı Hak onlara rahmetiyle bakar. Allah kime rahmetiyle bakarsa, onu hiçbir zaman azaba çarptırmaz.

İkincisi:" Oruç tutanların ağızlarının kokusu Allah katında misk kokusundan daha hoştur.

"Üçüncüsü:"Gece ve gündüz melekler oruç tutanların bağışlanması için Allah’a yalvarırlar.

Dördüncüsü:" Allah o gün Cennetine emir verir ve şöyle buyurur: ‘Ey Cennet, kullarım için hazırlan, süslen. Dünya sıkıntılarından kurtulup Benim huzuruma ve ikramıma gelip istirahat etmeleri yaklaştı.’

Beşincisi:Ramazan’ın son gecesi gelince de, Allah oruç tutan kullarının hepsini affeder.

Sahabilerden bir zat sordu: “Ya Resulallah, bu gece Kadir Gecesi midir?”

Peygamber Sallallâhu Aleyhi Vesellem “Hayır,” dedi, “bilmez misiniz, işçiler gün boyu çalışıp da işlerini bitirdikleri zaman ücretlerini almıyorlar mı?” (et-Tergib ve’t-Terhib, 2:92)
27 Ağustos 2008 17:22
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Orucu bozmayan seyler

Soru: Orucu bozmayan seyler nelerdir?

Cevap: Bir ibâdeti yaparken, o ibâdetin farzlarini, vâciblerini, sünnetlerini, mekrûhlarini ve müfsitlerini ya'nî bozan seyleri de bilmek lâzimdir. Bunlar bilinmezse, yapilan ibâdet sihhatli olmaz. Hattâ öyle olur ki, ibâdet yaptigimizi zannettigimiz hâlde, o ibâdet bozulmus, ibâdet olmaktan çikmis olabilir.

Meselâ, orucun farzlarindan birisi, orucun baslayis vaktinden bitis zamanina kadar, orucu bozan seylerden sakinmaktir. Bunun için orucun farzlarini, mekrûhlarini ve müfsitlerini, ya'nî orucu bozan hâlleri ve bozmayan seyleri iyi bilmek lâzimdir.

Orucu bozmayan seylerden ba'zilari:

1- Oruçlu oldugunu unutarak yiyip içmek.

2- Ihtilâm olmak.

3- Tentürdiyot ve yas sürünmek ve sürme çekmek. (Bunlarin rengi, kokusu tükürükte, idrarda belli olsa bile orucu bozmaz.)

4- Giybet etmek. (Giybet orucu bozmaz ise de, harâmdir orucun sevâbini azaltir.)

5- Istemiyerek agiz dolusu kusmak.

6- Isteyerek, zorlayarak, biraz kusmak.

7- Kulagina su kaçmak.

8- Agzina, burnuna, bogazina toz, duman ve sinek kaçmak.

9- Oksijen gazi tüpü ile sun'î hava verilmek. (Gazin içine ilâç konmus ise bozar.)

10- Baskalarinin içtigi sigaranin dumani, sakindigi hâlde agzina burnuna girmek.

11- Agzini yikadiktan sonra, agzinda kalan yasligi tükürük ile yutmak.

12- Gözüne ilâç koymak.

13- Dis çukuruna ilâç koymak. (Tadi bogazda duyulsa bile bozmaz.)

14- Yutmadan yemegin tadina bakmak.

15- Çiçek, kolonya koklamak. Kolonyayi burnuna iyice çekerse bozulur.

16- Disleri arasinda sahur vaktinden kalan, nohuttan küçük seyi yutmak.

17- Gelen kusuntunun geri gitmesi.

18- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak.

19- Dis çektirmek. [Dis çekmek için morfin vurulmasi orucu bozar.]

20- Dis çektirince gelen kani tükürmek, yâhut tükürükten az ise yutmak da orucu bozmaz.

21- Arinin kendiliginden sokmasi.

Kaynak: ihlas net
27 Ağustos 2008 17:20
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Kaç çesit oruç vardir?

Sekiz çesit oruç vardir. Bunlar sunlardir:

1-Farz oruçlar: Iki kisimdir. Birincisi, belli bir zamanda tutulan Ramazan-i Serîf orucu.

2- Ikincisi, belli bir zamanda olmiyan kazâ ve keffâret oruçlari.

3- Vâcib oruçlar: Bunlar da, mu'ayyen olur. Belli gün veya günler oruç tutmayi adamak gibi.

4- Gayri mu'ayyen oruçlar: Herhangi bir gün veya birkaç gün oruç adamak gibi.

5- Sünnet olan oruçlar: Muharremin dokuzuncu ve onuncu günleri oruç tutmak gibi.

6- Müstehab oruçlar: Her Arabî ayin 13, 14 ve 15. günleri oruç tutmak gibi.

7-Harâm olan oruçlar: Ramazan bayraminin birinci günü ve Kurban bayraminin her dört günü oruç tutmak.

8-Mekrûh olan oruçlar: Muharremin yalniz onuncu günü, yalniz cumartesi günleri, Nevruz ve Mihrican günleri ve bütün sene, her gün oruç tutmak ve konusmamak sartiyla oruç tutmak mekrûhtur.



Orucu bozan seyler

Soru:Orucu bozan seylerin belli baslilari nelerdir?
Cevap: Ilmihâl kitaplarinda orucu bozan ve keffâret gerektiren hâller için genel kâide bildirilmistir. Gida veya devâ ya'nî ilâç olarak, faydali birsey yemek, içmek, zevk, keyif veren birseyi agizdan almak ve cima' orucu bozar. Orucu bozan bu seyler, bilerek yapilinca hem kazâ hem keffâret gerekir.

Orucu bozup hem kazâyi, hem de keffâreti gerektiren husûslardan ba'zilari sunlardir:

1-Ramazan ayinda oruçlu oldugunu bildigi hâlde ve imsâktan önce niyetli iken, gündüz fâideli birsey yiyip içmek.

2- Sigara içmek.

3-Kan aldirmak ve giybet etmek gibi orucu bozmadigi iyi bilinen bir seyden sonra, orucu bozuldu sanarak bile bile yemek.

4Ramazanin bir gününde, kazâ lâzim olan birseyi yaparak orucunu bozan kimse, baska gününde de bu seyi kasten yine yaparsa keffâret de lâzim olur.

5- Agzina giren kar, yagmur ve doluyu istiyerek yutmak.

6-Toprak yeme aliskanligi olan kimsenin, yenmesi âdet olan toprak ve kil yemesi.

7-Az tuz yemek.

8-Oruçlu oldugunu unutarak yiyen kimse, oruçlu oldugunu hatirladiktan sonra orucu bozulmadigini bildigi hâlde, yine yiyip içerse orucu bozulur. Hem kazâ hem de keffâret lâzim olur.



Orucu bozup sadece kazâ gerektiren hâller
]1- Hatâ ile meselâ, abdest alirken bogaza su kaçmasi.

2- Kulaga yas, ilâç damlatmak, derideki yaradan içeri girecek ilâç koymak.

3-Vücuda, igne ile ilâç ve asi siringa etmek.

4-Kagit, pamuk, ot, pismemis pirinç, dari, mercimek tanesi gibi ilâç ve gida olmiyan birseyi yutmak.

5-Zorliyarak agiz dolusu kusmak.

6- Dislerin kanamasinda, yalniz kani veya tükürükle ayni miktardaki karisik kani yutmak.

7-imsâk vaktinden sonra, daha gece zannederek yiyip içmeye devam etmek.

8- Günes batti, ezân okundu zannederek, iftâr vakti gelmeden yimek.

9-Oruçlu oldugunu unutup, yiyip içtikten sonra, orucum bozuldu diyerek, yiyip içmeye devam etmek.

10-Istimna, (mastürbasyon) yapmak. [Uykuda iken ihtilâm olmak orucu bozmaz.]

Fakat guslü gerektirmez.
27 Ağustos 2008 17:19
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Kimler oruç tutmaz

Soru: Hasta olanlar nasil oruç tutar?

Cevap: Dînimiz, insana yapamiyacagi isleri yüklememistir. Ibâdetlerde her türlü kolayligi göstermistir. Meselâ, hasta, hastaligi artacak ise, hâmile kadin, süt veren kadin, harbeden asker zayif olursa, oruç tutmaz. Iyi olunca kazâ eder.

Sefere çikan, ya'nî üç günlük yola [104 kilometreye] gitmek için niyet ederek yola çikan, seferî olur. Böyle misâfir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kazâ eder ise de, zarar etmezse, tutmasi efdaldir.

Yolda ve onbes günden az kalacagi yerde tuttugu orucu bozarsa, keffâret lâzim olmaz. Misâfirligi bitip evine gelince veya gittigi yerde onbes gün kalmaya niyet edince, tutmadigi günleri kazâ eder.

Hasta, hastaliginin artmasyndan veya iyi olmasinin gecikmesinden yâhud siddetli agri gelmesinden korkar ise, oruç tutmayip sonra kazâ eder. Bu, Tabîb-i müslim-i hâzik'in söylemesi ile anlasilir. Hâzik, mütehassis, uzman olmak demektir. Kâfir ve fâsik, ya'nî büyük günâh isledigi bilinen tabîbe muâyene ve tedâvî, zarûrî hâllerde câizdir. Fakat bunlarin sözleri ile ibâdet bozulmaz. Orucunu bozarsa, keffâret lâzim olur.

Ba'zi agir hastalar hariç hemen hemen her hasta oruç tutabilir. Yillarca oruç tutturulmayan birçok hastaya, yakinen tanidigimiz dahiliye mütehassisi bir doktor, oruç tutturdu. Ilâçlarin dozlarini oruç vaktine, ya'nî sahura ve imsâka göre ayarladi. Hastalarin en ufak bir sikintisi olmadi. Yeter ki doktor, hastasinin oruç tutmasini istesin. Pesin hükümlü olmasin. Tedâviyi ona göre ayarlar. Bu olmiyacak bir is degildir. Bunun için dînimiz, her doktorun degil, o bransta mütehassis olma sartini ve müslüman olmasi sartini getirmistir. Mütehassisi olmazsa yanlis karar verebilir. Sâlih müslüman degilse, dînin emir ve yasaklarina önem vermiyecegi için, bunun sözünü de ölçü kabûl etmemistir.

Ihtiyâr olup, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kazâya kalmis oruçlarini tutamiyacak kimse ve iyi olmasindan ümit kesilen hasta, oruç tutmaz, fakat gizli yer. Böyle kimse zengin ise, hergün için bir fitra, ya'nî binyediyüzelli gram bugday veya un veya kiymeti kadar altin veya gümüs parayi, bir veya birkaç fakîre verir. Ramazanin basinda veya sonunda toptan hepsi bir fakîre de verilebilir. Fidye verdikten sonra hasta iyilesirse, Ramazan oruçlarini ve kazâ oruçlarini tutar.
27 Ağustos 2008 17:17
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Soru:Orucun farzlari nelerdir?
Cevap: [/B]Islâmin bes sartindan dördüncüsü, mübârek Ramazan ayinda, hergün oruç tutmaktir. Oruç, hicretten onsekiz ay sonra, Sa'bân ayinin onuncu günü, Bedr gazâsindan bir ay evvel farz oldu. Ramazan, yanmak demektir. Çünkü, bu ayda oruç tutan ve tevbe edenlerin günâhlari yanar, yok olur. Ramazanda oruç tutmak akil bâlig olan her müslümana farzdir.

Orucun farzlari

1- Niyet etmek,

2- Niyeti ilk ve son vakitleri arasinda yapmak,
Fecr-i sâdik, ya'nî tan yeri agarmasindan, günesin batmasina kadar olan zaman [ya'nî ser'î gündüz] içinde, orucu bozan seylerden sakinmaktir.
27 Ağustos 2008 17:16
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

dikkat edilmesi gerek diger bir hususta,

Peygamber (sav) efendimiz söyle bildiriyor;
Ahir zamanda size vaaz eden hocalarin aslini, neslini, seceresini, soyunu sopunu arastirin. deccalde, seytanda cikip kürsüde vaaz edecegi zaman gelecek

Evliyaullahtan biri seytani birgün kenarda bos otururken görmüs, seytana "lain, melun, isin mi bitti, bu kadar insani yoldan cikaracaksin, sen nasil bos vakit buldun?"
oda demistirki "kötü hocalar bu isi üstlendi benden iyi yapiyorlar"
Imani Rabbani Mektubatinda bildiriyor..
27 Ağustos 2008 17:15
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Razaman ayina az bi süre kalmisken, su dört seyi simdiden aklimiza yer edip özelliklede mübarak ayda bolca isteyip uygulayalim insallah kardeslerim.

Peygamber (sav) efendimiz bir hadisi serifinde buyuruyor, ramazanda dört seyi cogaltin;

1- Kelime-i sehadat
2- Istigfar
3- Cenneti istemek
4- Cehennemden cok siginin

27 Ağustos 2008 17:14
melis
Cvp: Orucun Hikmetleri

Bedîüzzaman’a göre, Ramazanda oruç tutmanın ne gibi hikmetleri vardır?

Her zaman ibâdet yapmanın en önemli hikmeti emirdir. Yani Allah’ın emretmiş olmasıdır. Gâyesi de Allah’ın rızâsını kazanmaktır. Bundan başka elbette ibâdetlerin kendi yapısına, özelliğine, türüne ve niteliğine göre kendisine mahsus hikmetleri de vardır.

Risâle-i Nur’da Ramazanda oruç tutmanın hikmetlerine, “O Ramazan ayı ki, insanlara doğru yolu gösteren, apaçık deliller taşıyan ve hak ile bâtılın arasını ayıran Kur’ân, o ayda indirilmiştir”1 âyetinin tefsîri olarak özel bir risâlede yer verilmiştir.

Bedîüzzaman Ramazan Risâlesinde, orucun, İslâmiyet’in beş şartından birincisi olduğunu ve İslâm şeâirinin en büyüğü bulunduğunu bildirmiş; bu ayda oruç tutmanın çok hikmetlerinden başlıcalarını şöyle zikretmiştir:

1) Ramazanda oruç tutmakla insan Cenâb-ı Hakk’ın terbiye edicilik sıfatını tanır ve bizi Allah’ın büyük bir disiplinle terbiye altına aldığını fark eder.

2) Ramazandaki oruçla tok açın halini, zengin fakirin halini, üst sınıf alt sınıfın halini anlar. Toplumda her bir sınıf birbirine yardımcı olmaya ve el uzatmaya hazır bir mâneviyât kazanır. Büyüklerin küçüklere, zenginlerin fakirlere, yüksek sınıfların alt sınıflara eğilmesi ve el uzatması neticesinde ise, sosyal hayatta maddî-mânevî düzen ve âhenk sağlanır, toplum barışı temin edilir, toplum fertleri arasındaki uçurumlar ortadan kalkar.

3) Ramazandaki oruçla insan kendi dünyasında iç huzur ve saadete kavuşur. Günahlardan arınır ve ruh terbiyesine ulaşır.

4) Ramazandaki oruçla insan, baş düşmanı olan nefsini terbiye eder, ıslâh eder ve iyi ahlâka yönlendirir.

5) Ramazandaki oruçla Allah’ın nimetlerine umûmî, anlamlı, kapsamlı ve farklı bir üslûpla fiilî bir şekilde şükür yapılmış olur.

6) Ramazandaki oruçla her zaman faydalanılan günübirlik lezzetler terk edilerek, Kur’ân’ın indirildiği ay olan Ramazanda Kur’ân’ı indiren yüksek irâdeye, Kur’ân’ın indiriliş sürecine ve bizzat Kur’ân’a, mânevî bir bayram hüviyeti ve sevinci içerisinde saygı duyulur. Kur’ân’a mukabele edilir ve Kur’ân baş tacı yapılır. Kalpler Kur’ân’ı anlamaya hazır şekilde motive edilir.

7) İnsan dünyaya, âhirete dönük ticâret yapmak ve âhiret hesabına azık toplamak için gelmiştir. Ramazandaki oruçla, geliş amacına ve kâbiliyetlerine uygun olarak çok yüksek kârlâr kazanır, çok kazançlı ticâretler yapar, çok gıdâlı azıklar elde eder ve çok verimli ekimler ve hazırlıklar yapar.

8) Ramazandaki oruçla insan günübirlik sağlık ve sıhhatine yönelik adımlar atmış olur. İnsan midesi istirahata çekilir, hazım kolaylaşır ve insan sabra alışır.

9) Ramazandaki oruçla nefis Rab değil, kul olduğunu hatırlar, firavunluğu bırakır. Kulluğa ikna olur, kulluktan râzı olur. Rab olarak sadece Rabb’ini bilir. Kendisinin âciz bir kuldan ibâret olduğunu kavrar.

Bediüzzaman’a göre, Cenâb-ı Hak yeryüzünü büyük bir nimet sofrası şeklinde yaratmış ve bütün nimet türlerini hiç kimsenin ummadığı şekilde o sofraya dizmiştir. Canlıları merhametle, şefkatle, eksiksiz biçimde ve bizzat terbiye ettiğini her ihtiyaç sahibine sayısız nimetleriyle göstermiştir. Oysa insan çoğu zaman nimetlerin bu eşsiz dizilişini görmemekte, her saniye vazgeçemediği nimetler için bile gaflet içinde sebeplere takılıp kalmakta ve Allah’ın eşsiz bir şefkatle nimetlendirdiğinin farkında olmamakta, Allah’ın kadir ve kıymetini kavrayamamaktadır.

Ramazan-ı Şerifte ise mü’minler, emir dinlemeye hazır muntazam bir ordu hükmüne geçmektedir. Öyle ki, bütün insanlar, Kâinât Sultanının sofrasına ve ziyâfetine dâvetlidirler.

Düşünün ki: Bu dâvete icâbet eden mü’minler akşama yakın saatlerde, davete icâbetin bir gereği olarak sofra başlarına geçmişlerdir. Önlerine mükellef bir sofra açılmıştır. İçinde yok yoktur. Her şey itina ile bir bir dizilmiştir.

Fakat, hiç kimse elini sofraya uzatmıyor. Herkeste sessiz bir itaat, sessiz bir boyun eğiş, sessiz bir emir bekleyişi vardır! Herkes Kâinât Sahibinin “Buyurunuz!” emrini bekliyor gibi bir ibâdet tavrı içindedir. Böylece, Allah’ın görkemli, haşmetli, şefkatli, çok geniş ve çok kapsamlı rahmet eserlerine karşı mü’min, kapsamlı, geniş ve muntazam bir ibâdet disiplini içinde cevap veriyor, mukabele ediyor. Allah’ın yüksek şefkat ve sonsuz merhamet sahibi olduğunu fark ediyor.2

İnsan bu yüksek şerefe ancak oruçla ulaşıyor.

Dipnotlar:
1- Bakara Sûresi: 185
2- Mektûbât, s. 387, 388
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.