22 Temmuz 2014 03:15 | |
EyMeN&TaLhA | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… ‘Gençlere Hitab’ başlığı altında nasıl bir gençlik hayal ettiğini ifade eden Âkif’in zihin dünyasında model gençlik olan ‘Âsım’ oluşur. Safahat’ta yer alan ‘Âsım’ şiiri üzerinden Âkif gençlere nasihatler ederek,onların ruh dünyalarında derin çığırlar açmıştır. Âkif’e göre Âsım gençliğinin ruh yapısı; -iman eden, bütün gayretiyle çalışan, sonunda eline geçeni hoşnutlukla karşılayandır. -Tembellik, hazıra konmak, hırs ve kıskançlığın kendisinden uzak olduğu kişidir. - Bir milletin yükselmesi ve geleceğini kurtarması için, gençlerin iki kudrete sahip olmaları lazımdır. Bilgi ve ahlak. Bu ikisini elde etmek için çabalayan kişidir. -İslâm ahlakını Batı fennine harmanlayarak ilme maya çalandır. -İlk ve hakiki düşmanımızın cehâlet olduğunu bilendir. -Âsım genci en son ilmi gelişmeleri takip edip öğrenmeye gayret gösterendir. - Yeise ve ümitsizliğe düşmeyendir. Son nefesini kadar azimli ve mücadeleci adamdır. -Ölüler dini değil, diriler dini olan İslam’a kucak açan, İslam’ı kucaklayandır. -Bütün zaman ve insanları kucaklayan bir ahlaka sahip olandır. - Âsım genci ailesine bağlı,sevgi dolu,sorumluluk sahibi olandır. Bilgisiz ahlak, miskinlik ve zayıflığa; ahlaksız bilgi ise milletlerin ruhunun zehirlenmesiyle sonuçlanacak felâketlere sebep olurlar. Mehmed Âkif son nefesine kadar davasına sadık kaldı. Müslüman gençlere içinde bulundukları neslin modelleri olma yolunda öncülük etti. Birlik ve beraberlikten yana oldu. Gençlere son bıraktığı mısralar ile bu ilim ve ahlak mirasını omuzlamayı, öncü ve önderlerden olarak, bu din-i ilâhiyeyi kucaklamayı vasiyet etti. Onun bıraktığı bu kutlu mirasa kucak açan tüm gençleri Âsım genci olarak gördü. Ve Safahat’ın her bir mısrâsını o genç nesle, o neslin ruhuna armağan etti. ‘Görür müyüm diye karşımda Müslüman yurdu, Bütün diyarını gezdim,ayaklarım durdu.. Yabancı sesleri geldikçe reh-güzârımdan, Hep inkisâr-ı emel taştı rûh-i zârımdan! Vatan-cüda olayım sinesinde İslam’ın? Bu âkibet, ne elim intikamı eyyâmın! Benim ki yaşlıyım artık düşük kolum, kanadım; Bu intikamı çalışsın da alsın evlâdım.’ (Safahat,beşinci kitap:Hatıralar,El-Uksur’da,s.284) alıntıdır Asım, bir semboldür.. ve günümüzde bu kimliğe sahip Müslümanlarımız var elhamdülillah... |
22 Temmuz 2014 00:55 | |
mehmet akif2 | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… sanırım yazıdaki asımın nesli zulüm gören müslümanlar |
21 Temmuz 2014 23:25 | |
ali70 | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… Onlarda insanlık var mıydı zaten de? |
21 Temmuz 2014 16:46 | |
GÖKCEN_AZRA | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… Asım'ın nesli... hangi nesil? bizlerden mi bahsediyor? dogruyu yanlışı birbirine karıştırmış, israile lanet okurken ona ait; kola yı içmekten çekinmeyen, deterjan, cep telefonu, bilgisayar, araç, gıda maddesi, temizlik malzemesi.... bunları kullanan, kahrolsun israil derken bile ona destek olan bu nesil midir Asım'ın nesli... ![]() ![]() |
21 Temmuz 2014 11:43 | |
mehmet akif2 | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… “Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.” ![]() |
21 Temmuz 2014 03:09 | |
EyMeN&TaLhA | Cevap: İnsanlığa ağladım bu gece… ''Hesaplar büyük ama dünya küçük, dünya bir hiç! İnsanlığı küçülttükçe küçülten kocaman bir hiç! Servet ü sâmânı paylaşılamayan bir hiç!'' |
21 Temmuz 2014 03:06 | |
EyMeN&TaLhA | İnsanlığa ağladım bu gece… İnsanlık Ölmüş! Cehennemî ateşler yağıyor her taraftan. Medenîlerin ipleri kopmuş. Telef olan masum çocuklar, analar, babalar… Kanla, kanlı gözyaşları ile sulanıyor topraklar. Çanakkale’de tek dişi kalmış canavar, sanki Gazze’de hortlamış. Gazze bir arena, mimsiz medeniyetin birleşmiş vahşileri de diş kirası isteyen insafsız canavarlar. “Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!” Sanki “hepimiz İsrail’iz” diyorlar. İnsan eti yiyorlar, masum kanı içiyorlar. İşte: “Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.” “Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.” Hesaplar büyük ama dünya küçük, dünya bir hiç! İnsanlığı küçülttükçe küçülten kocaman bir hiç! Servet ü sâmânı paylaşılamayan bir hiç! Dünyayı ateşlere verenler kırla gidiyor… Gitti gidiyor… Ucuz mallar satılıyormuş gibi… Yangından mal kaçıranların, yağma için ağızlarının suyu akanların haddi hesabı yok. “Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... “ Etrafımız yangın içinde. Hem de Çanakkale’den daha bir garabet ve vahşet içinde. Yamyamlar sürüsü var Gazze içinde. Masum çocuklar, anneler, şehid ve gâzîler için ağladım bu gece. Açgözlülere, düşmanlığı körükleyenlere, kardeşi kardeşe kırdıranlara, masumiyet rolü kesen kan içen vampirlere, vahşî canavarlara, fitne fücur edip oyun içinde oyun kuranlara Gazab-ı İlâhîyi davet ettim bu gece. Gözyaşlarımı tutamadım. Ağladım, ağladım, ağladım bu gece. İnsanlık ölmüş! Lakin; “Asım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.” İnşaallah. alıntıdır Kadir AYTAR risale haber |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|