30 Eylül 2015 19:52 | ||
Hâdimul İslam | Cevap: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. ![]() Ve çocuksu bir bencillikti hüznümüz. Eylül’dü. Cemal Süreya | |
27 Eylül 2015 00:25 | ||
dua dilencisi | Cevap: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. Bir eylül sabahı idi onunla gözgöze geldiğim an o an hiç düşünmedim ,düşünemedim sonbahardan sonra kış olacağını bir Ocak ayında son görüşmemiz yine son gözgöze gelmemizdi ..Yaşarken düşünemediğim herşeyi şimdi daha çok düşünüyorum sessiz ve sensiz... | |
25 Eylül 2015 20:53 | ||
su damlası | Cevap: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. ![]() En sevdiğim mevsime geldik; Yapraklar sararacak, gök gürültülü yağmurlar yağacak. Sonbahar, hüzündür. Hüzün ise, ben demektir..! ![]() Kendinden önce adın geldi,hala yazdayız aslında hala sıcak ama adın bile yeter; hoşgeldin sonbahar,hoşgeldin hazan,hoşgeldin hüzün yanım,hoşgeldin! ![]() | |
20 Eylül 2014 13:36 | ||
uasoul | Cevap: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. Yüreğine sağlık... | |
19 Eylül 2014 22:21 | ||
Beytül Ahzan | Cevap: RE: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. Alıntı:
| |
04Haziran 2009 16:23 | ||
Eylül | RE: eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. Eylül!..söylenişinde bile binlerce hüzün d/okunuşu. Eylül...hüzne bakan tarafımız. Ya mevsimler!... "hüzün" makamından çalmaya başlarlar eylül gelince. Gönül pencerelerinde güneşin s/olgun yüzü...g/özpınarlarına birikmiş eylül bulutları... başka baharlara, başka yazlara ertelenen umut yolculukları... Eylül, d/okunduğu yere hüznünü bırakırken; eylülde d/okunuşlar bir başka olur umutlara. Hüzünlerin dillendiği, umutların el açıp dilendiği aydır eylül. Bütün yollar "eylül"e çıkar, hüzne d/okunduğumuz saatlerde... Ve ömür ağacından bir yaprak daha düşer eylülün her b/akışında...her d/okunuşunda... Yüreğine sağlık KuM TaNeSi | |
04Haziran 2009 16:04 | ||
KuM TaNeSi | eylül'dü.. her şey bir yana, sendi.. Eylül’dü… Yalpalayarak yürüdüğüm yollar üstüme yürüdü.. Adım mahlaslara bölündü. O’ydum.. Bu’ydum… Kendimden başka herkes olabiliyordum… Bir yarayı binlerce aynaya bölüp ve bin ayda da kendimi tüm yaralarımın faili görüp benden kaçtım. Eylül’dü.. Kaçıştı çünkü… En büyük kaçış kendimdendi. Sararmış yaprakların bir sessizlik eşliğinde düşüşlerini seyre dalarken gözlerimin asiliği çıtım çıkmadan bırakmalıydım olduğum yerde kendimi. Eylül’dü… Hüzünlerimden örülme kasımın iki soluk öncesi… Yine hüzündü… Kalmalara vurulacak mühür için kurumuştu mürekkebim… Geçti… Gitmelere yakılacak tütsüler yoktu… Erkendi… Hatırlamaktan korktuklarımı unutma yöntemlerindeydim. Kapattığımda gözlerimi karanlığıma düşenleri yırttım attım… Günlerimin üstünü örttüm uyudum. Kalktım eylül’dü.. Bir sonbaharın sararmış hüznünde Eylül’dü düşen saçlarından yere. İçime yasladığım sözcüklerinin kaç bininci “ahh” ını çekerken ben kim bilir o sözcükleri yazdıran ne çok “ahh” lı yaraların olmuştu senin… Dilini dikenli tellere sarmaktı belki konuşurken kendini kanatma biçimin. Sabahlara karışan akşamlara inat çevirmekti gecenin sayfasını bir daha. Peki çevirdiklerimizden sonraki sayfada hangi satırdık? Öyle ya biz hiç satır atlamadan yaşadık. Sağ yanımızın sol yanımıza verdiği eldelerle ayakta kalabilen halimiz eldesizliğimizin üstüne çöker miydi bir gün? Perdeler açılırken bir bir ve kapanırken yedinci düğümde hangi kelimede kurgulanmıştı hayatın? Alkışsız dediğin kapanışına yolladığımız alkışlarımızın sesi gelmiş miydi? Sessizliğimin içine hediye ederken “bir gün yolda yürüyordum bir şarkı duydum kalbim acıdı” sonlu şarkıyı bilir miydin acıma nota yaptığını? Eylül’dü… Sarı sonbahardı… Yapraklarını hep ayaklarımıza doladı. Ve düşmelerimize hep yalan sızlanmalar taktı… Eylül’dü… Gitmekti… Kalmaktı… Aşktı… Aşka yenik cümleler demlerken kalem uçlarında ellerimizden susmalar tuttu.. Eylül’dü… Ve aslında her şeye bir yana Eylül’dü sendi… İyi ki doğdundu… İyi ki varsındı… Çünkü Eylül’dü… sendi |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|