www.medineweb.net,   yükleniyor... Kesintisiz Yayında Elhamdulillah.

Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.MEDİNEWEB FORUM DİNİ KONULAR.::. > Muhtelif Dini Konular > Allah(c.c) > Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Konu Başlıkları: Hasta olayım diye Allah'a dua ettim Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( oruç )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
30 Eylül 2014 22:01
EyMeN&TaLhA
Cevap: Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Alıntı:
GÜLNİHAL2 Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatına güveniyoruz.
Gök gürültüsünden korkmamak lazım, rahmet yağacak.
evet çok anlamlı bi tespit bencede biz Rabb ime güveniyoruz elhamdülillah.
Alıntı:
Beytül Ahzan Üyemizden Alıntı Mesajı göster
ALLAH razı olsun abla ..
çok anlamlı ..
Rabb im razı olsun okuyup zaman ayırdığın için hemşerim=))
Alıntı:
azranur Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Allah razı olsun hocam,çok anlamlı bir yazı.
Rabb im razı olsun komşum=))hoşgeldin =)))


Müslümanlar çiçek gibidir. Nasıl ki çiçek güneşin yedi rengini alır, kendi hamurunda yoğurur, kendine ait bir renk açar. Bu çiçek topraktan alınıp ezilse suyu çıkar, damla güneşe ayna olur. Bir damla su, güneşe ayna olurken göller, denizler de aynadır. Müslüman’ın manevi makamı yükseldikçe İslamiyet’e ayna olmak, onu hayatıyla göstermek, yansıtmak hali de o kadar artar…
30 Eylül 2014 19:21
azranur
Cevap: Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Allah razı olsun hocam,çok anlamlı bir yazı.
30 Eylül 2014 15:18
Beytül Ahzan
Cevap: Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Alıntı:
EyMeN&TaLhA Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Hekimoğlu İsmail'in yazısı

Erik ağacı…

Oğlum dedi ki, “Baba, hafta sonu seni köye götüreyim.” “Olur.” dedim. Çıktık yola…

Yahu bu köy, daha birkaç ay öncesine kadar bembeyazdı. Yeryüzü kefenini giymiş, cenaze gibi yatıyordu. Dallar kuru kemik halindeydi. Bahar gelince kuru dallar yaprak yaprak, çiçek çiçek dirilmiş. Yeryüzü yemyeşil olmuş. Anladım ki, her şey ölüp ölüp diriliyor. Allah, Kur’an-ı Kerim’deki hakikatleri tabiat olaylarıyla açıkça gösteriyor. Böylece köy, benim için bir laboratuvar oldu.

Bu arada bir şey dikkatimi çekti. Dikenler daha çabuk yeşermiş ve büyümüştü. Hayalen şehri dolaştım. Diken ve menekşe gibi olan insanları düşündüm. Müslümanlar çiçek gibidir. Nasıl ki çiçek güneşin yedi rengini alır, kendi hamurunda yoğurur, kendine ait bir renk açar. Bu çiçek topraktan alınıp ezilse suyu çıkar, damla güneşe ayna olur. Bir damla su, güneşe ayna olurken göller, denizler de aynadır. Müslüman’ın manevi makamı yükseldikçe İslamiyet’e ayna olmak, onu hayatıyla göstermek, yansıtmak hali de o kadar artar…

Sonra bahçede oturup erik ağacını seyrettim. Ağacın odundan gövdesi öyle bir fabrika ki, topraktan ve havadan aldığı elementleri meyveye çevirip bize ikram ediyor. Hasta olduğum için yakınına gidip koparamadım. Hanımdan rica ettim; “Bir tane erik koparıp verir misin?” Eriği aldım. Henüz iri bir nohut kadar... Aşağıda kapkara toprak, yukarıda yemyeşil erik! Allah, incecik kabuğuna sarmış, kundaktaki bebek gibi büyümeyi bekliyor…

Eriğin ortasında da çekirdek… Toprağa gömsek ağaç ayniyle çıkacak. Böylece amel defterini anladım. Konuşmalarımız, hareketlerimiz, fikirlerimiz, niyetlerimiz amel defterimize yazılıyor, diye düşündüm. Ahirete gittiğimde defterimi uzatacaklar; “İşte sen busun!..”

O erik ağacı, kökleriyle toprağa öyle sarılmış ki, kışın şiddetli rüzgârı onu devirememiş. İslamiyet’e sımsıkı yapışan kişiyi en şiddetli hadiseler bile sarsamaz, dedim kendi kendime. Çünkü anlar ki, Allah her şeye hâkim. Böylesi bir iman, dünyayı da cennet eder…

Yakında karpuzla kavun da gelecek!.. Sanki Rezzak-ı Kerim bir depodan ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını gönderiyor. Her şeyi yaratan her şeyi bilir. Her türlü ihtiyacımızı zamanı gelince verecek. Mideleri yaratan Allah, midelerin duasını işittiği gibi, her türlü duamı da işitiyor. Peygamberimiz (sas) buyurmuş ki, “Sizin her birinizin duası acele etmediği takdirde kabul olunur. Kul, acele ettiği için, ‘Rabb’ime dua ettim de kabul etmedi’ der.”

Belki hasta olduğum için ayağa kalkıp erik ağacının yanına gidemedim… Amma hastalığı ben kendim istedim. Hatta yıllar boyu istedim.. Şimdi hastayım. Hastalığı nasıl istedim? Dua ettim; Allah’ım dünya ve ahiretimi cennet et, diye… Hastalık insanı her türlü mekruhtan, haramdan geri çeker. Hasta, odasındadır. Birisine rica eder; “Lütfen lambayı söndürün.” Karanlık oda mezara ne kadar benziyor. Şimdi mezardayım diye düşünür insan. “Kulum Beni nasıl bilirse Ben ona öyle muamele ederim.” buyuruyor Allah. Biz Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatına güveniyoruz. Gök gürültüsünden korkmamak lazım, rahmet yağacak.

“Sen Allah’ın bir mektubusun.” diyerek elimdeki eriği öptüm…

alıntıdır
ALLAH razı olsun abla ..
çok anlamlı ..
21 Mayıs 2014 10:35
GÖKCEN_AZRA
Cevap: Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatına güveniyoruz.
Gök gürültüsünden korkmamak lazım, rahmet yağacak.
28 Nisan 2013 09:56
EyMeN&TaLhA
Hasta olayım diye Allah'a dua ettim

Hekimoğlu İsmail'in yazısı

Erik ağacı…

Oğlum dedi ki, “Baba, hafta sonu seni köye götüreyim.” “Olur.” dedim. Çıktık yola…

Yahu bu köy, daha birkaç ay öncesine kadar bembeyazdı. Yeryüzü kefenini giymiş, cenaze gibi yatıyordu. Dallar kuru kemik halindeydi. Bahar gelince kuru dallar yaprak yaprak, çiçek çiçek dirilmiş. Yeryüzü yemyeşil olmuş. Anladım ki, her şey ölüp ölüp diriliyor. Allah, Kur’an-ı Kerim’deki hakikatleri tabiat olaylarıyla açıkça gösteriyor. Böylece köy, benim için bir laboratuvar oldu.

Bu arada bir şey dikkatimi çekti. Dikenler daha çabuk yeşermiş ve büyümüştü. Hayalen şehri dolaştım. Diken ve menekşe gibi olan insanları düşündüm. Müslümanlar çiçek gibidir. Nasıl ki çiçek güneşin yedi rengini alır, kendi hamurunda yoğurur, kendine ait bir renk açar. Bu çiçek topraktan alınıp ezilse suyu çıkar, damla güneşe ayna olur. Bir damla su, güneşe ayna olurken göller, denizler de aynadır. Müslüman’ın manevi makamı yükseldikçe İslamiyet’e ayna olmak, onu hayatıyla göstermek, yansıtmak hali de o kadar artar…

Sonra bahçede oturup erik ağacını seyrettim. Ağacın odundan gövdesi öyle bir fabrika ki, topraktan ve havadan aldığı elementleri meyveye çevirip bize ikram ediyor. Hasta olduğum için yakınına gidip koparamadım. Hanımdan rica ettim; “Bir tane erik koparıp verir misin?” Eriği aldım. Henüz iri bir nohut kadar... Aşağıda kapkara toprak, yukarıda yemyeşil erik! Allah, incecik kabuğuna sarmış, kundaktaki bebek gibi büyümeyi bekliyor…

Eriğin ortasında da çekirdek… Toprağa gömsek ağaç ayniyle çıkacak. Böylece amel defterini anladım. Konuşmalarımız, hareketlerimiz, fikirlerimiz, niyetlerimiz amel defterimize yazılıyor, diye düşündüm. Ahirete gittiğimde defterimi uzatacaklar; “İşte sen busun!..”

O erik ağacı, kökleriyle toprağa öyle sarılmış ki, kışın şiddetli rüzgârı onu devirememiş. İslamiyet’e sımsıkı yapışan kişiyi en şiddetli hadiseler bile sarsamaz, dedim kendi kendime. Çünkü anlar ki, Allah her şeye hâkim. Böylesi bir iman, dünyayı da cennet eder…

Yakında karpuzla kavun da gelecek!.. Sanki Rezzak-ı Kerim bir depodan ihtiyaç sahiplerinin ihtiyacını gönderiyor. Her şeyi yaratan her şeyi bilir. Her türlü ihtiyacımızı zamanı gelince verecek. Mideleri yaratan Allah, midelerin duasını işittiği gibi, her türlü duamı da işitiyor. Peygamberimiz (sas) buyurmuş ki, “Sizin her birinizin duası acele etmediği takdirde kabul olunur. Kul, acele ettiği için, ‘Rabb’ime dua ettim de kabul etmedi’ der.”

Belki hasta olduğum için ayağa kalkıp erik ağacının yanına gidemedim… Amma hastalığı ben kendim istedim. Hatta yıllar boyu istedim.. Şimdi hastayım. Hastalığı nasıl istedim? Dua ettim; Allah’ım dünya ve ahiretimi cennet et, diye… Hastalık insanı her türlü mekruhtan, haramdan geri çeker. Hasta, odasındadır. Birisine rica eder; “Lütfen lambayı söndürün.” Karanlık oda mezara ne kadar benziyor. Şimdi mezardayım diye düşünür insan. “Kulum Beni nasıl bilirse Ben ona öyle muamele ederim.” buyuruyor Allah. Biz Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatına güveniyoruz. Gök gürültüsünden korkmamak lazım, rahmet yağacak.

“Sen Allah’ın bir mektubusun.” diyerek elimdeki eriği öptüm…

alıntıdır

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.