www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında....

Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KPSS (İHL-İLAHİYAT).::. > KPSS Lisans DİKAB Alan > ÖABT "İBADET VE İNANÇ ESASLARI"

Konu Başlıkları: ÖABT "İBADET VE İNANÇ ESASLARI" Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( oruç )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
01 Ağustos 2018 21:56
mehmet akif2 Maliki mezhebine göre en az 10 kişi olması gerekir.
01 Ağustos 2018 12:51
mehmet akif2 ga/li/p
01 Ağustos 2018 12:37
mehmet akif2 -yorum yoluyla da olsa- nasların kapsamına girmeyen ya da “illet” bağı kurularak (kıyas yoluyla) nasta düzenlenmiş bir olaya bağlanamayan fıkhî bir meselenin hükmünü İslâm fıkhının genel ilkelerine göre belirleme yöntemine “istislâh“,

bu metodu uygulayarak hükme ulaşırken esas alınan maslahatlara da “mesâlih-i mürsele” denir.
31 Temmuz 2018 16:49
mehmet akif2
Bilginin üç mertebesi vardır.
Bunlar, İlme’l-Yakîn, Ayne’l-Yakîn ve Hakka’l-Yakîn. Marifetullah’da da bu üç mertebe carîdir.


İlme’l-Yakîn:
İlim ile bir şeyi bilmek ve tanımaktır.

Bu bilgi kesinliği ispatlanmış olan bilgidir.

Kesinliği delillerle ispat edilmeyen şeye bilgi denmez, malumat denir.

Bilginin yakîn mertebesi kesin bilgidir.


Ayne’l-Yakîn: Gözle görerek bilmek anlamında bilginin ikinci mertebesidir.

Gözle görme ve algılama yakîn mertebesinde olursa kesinlik ifade eder.

Aksi takdirde göz yanılması gibi gerçek olmayan algılamalardır.


Hakka’l-Yakîn:
Bir bilginin hakikatine erme hadisesidir.

Bilgi ve marifet mertebelerinin en yükseği olan bu mertebenin de çok mertebeleri vardır.

Bu bilginin de yakîn mertebesine ulaşması ile kazanılan kesin bilgidir.

Bu mertebe bilgiyi yaşama, hakikatine erme ve şüpheye yer bırakmadan işin doğrusunu anlama mertebesidir.
31 Temmuz 2018 16:46
mehmet akif2 Muvâfât, İlahi ilimle kulun ölüm anında iman-küfür açısından değişiklik arzeden durumu ifade eden bîr kelam terimidir.

Kişinin imanının dünya hayatında geçerli olması müminin ölüm anındaki durumuyla İrtibatlı değildir.

İnsan, Hz. Muhammed’in Allah’tan getirdiği vahyi tasdik anından itibaren mümindir.
28 Temmuz 2018 12:58
mehmet akif2 Hem temiz, hem de temizleyici, fakat zaruret olmadan kullanılması mekrûh olan sular.

Ev kedisi gibi ehlî bir hayvanın veya çaylak, doğan, v.s. gibi yırtıcı bir kuşun artığı olan sulardır.

Bu sular, her ne kadar temiz ise de başka su varken yeme ve içmede, abdest ve gusül temizliğinde kullanılmamalıdır.

Ancak başka su yoksa, kullanmakta hiçbir dinî mahzur kalmaz.
27 Temmuz 2018 16:46
mehmet akif2 Teşrîî (yasama ile ilgili) iradeye dinî irade de denir.

Yüce Allah'ın bir şeyi sevmesi ve ondan hoşnut olması, onu emretmesi demektir.

Allah'ın bu mânadaki bir irade ile bir şeyi dilemiş olması, o şeyin meydana gelmesini gerekli kılmaz.

“Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor (irade ediyor)…” (en-Nahl 16/90) meâlindeki âyetteki irade bu çeşit bir iradedir.
27 Temmuz 2018 13:50
mehmet akif2
27 Temmuz 2018 13:42
mehmet akif2 Müdrik, mesbûk, lâhik ne demektir? Bunlar namazlarını nasıl kılarlar?

Müdrik sözlükte “idrak etmiş, yetişmiş, kavuşmuş” gibi anlamlara gelir.

Dinî terim olarak, imama en geç birinci rekâtın rükûunda yetişip namazını imamla birlikte kılan kişiye denilir.



Lâhik, namaza imamla başlayıp, namaz esnasında abdestinin bozulması gibi bir durum sebebiyle namaza ara vermek zorunda kalan ve bu sebeple namazın bir kısmını imam ile birlikte kılamayan kimse demektiri

Bu durumda olan kişi usulünü bilirse abdest alıp geldikten sonra cemaate katılarak namazına devam eder.

Kılamadığı rekatları imam selam verdikten sonra tamamlar.

Usulünü bilmezse namazı baştan tekrar kılar.


Mesbûk,
cemaatle kılınan namaza baştan yetişemeyip ilk rekâtın rükûundan sonra imama uyan kimse demektir.

İmam ile birlikte “sübhanallah” diyecek kadar rükûda bulunmayan kimse o rekâtı kaçırmış sayılır.

Mesbûk, imam selam verince, sehiv secdesi yapmazsa, beklemeden ayağa kalkar ve cemaatle kılamadığı rekâtları tek başına tamamlar.

Mesbûk, imamla birlikte kılamadığı rekâtları kılarken, tek başına namaz kılan kimse gibidir.

Tek başına namaz kılarken Fâtiha’dan sonra sûre veya âyet okuduğu rekâtlarda okur, okumadıklarında okumaz.
27 Temmuz 2018 09:43
mehmet akif2
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.