10 Ocak 2019 16:36 | ||
Allahın kulu_ | Burada asil olay eleştirilen konuyu idrak edebilmektir aslında. haşa kimse efendimiz sav kurgulamış kendinden katmış diyemez derse zaten olay bitmistir | |
10 Ocak 2019 16:15 | ||
Hâdimul İslam | Alıntı:
Suskunluğunu Yemen, Çin zulmünden yolsuzlardan, hırsızlardan, yana kullanıp, onlara 5000 Yasin gönderip, h.3 ve 4.yy. dan beri tartışılagelen konular üzerinden kinini din kardeşine kusmak tebliğ değildir...Karalama dır..Kulunu en iyi bilen Allah'tır.. O yüzden görüşünden fikrinden ötürü kimse kimseyi tekfir edemez..Savunacak olan savunur, fikrini söyler. Bu kimseyi taraf yapmaz. BIrak'ın şu ayrışmacı kindar sosyal medya ağzı söylemleri artık.. SiteMiz kimsenin savunuculuğunu da karalamasını da yapmaz..Mealcilik, tarihselcilik, gelenekçilik hepsinin eleştirilecek, çok yönü var.. Kimse bunları savunmuyor zaten.. Ama müslüman olan bunu okumasın, dinlemesin okuyan zalimdir.şunu okusun, şunu izlesin, deyip tek doğru olarak kendinizi adres gösterir, tekfir dilini seçerseniz elbette müdahale ederiz... Zaman kaybımı dediniz...Bizcede öyle...Hiç engel olmayalım... Selametle... | |
10 Ocak 2019 15:57 | ||
OBiRMücahid | Alıntı:
Gerekli bilgiler Kuran ve Sünnetle verilmiştir. Suskunluk kabul etmekdir Neûzübillah. Böyle uyarılar yapılması şarttır bunları yaparak kardeşleri uyarmak gerekir. Site şartıları onun bunun şartını korurken onları savunup da imanını tehlikeye atmamaya dikkat etmek lazım. Böyle bir forumda bunlar paylaşılmayacaksa zaman kaybından başka birşey değildir. | |
10 Ocak 2019 15:29 | ||
Hâdimul İslam |
Sosyal medyada linç ve hedef gösterme eğilimi son üç dört yıldır ivme kazanan bir durum. Giderek sistematik hale geliyor ve hatta sözü beğenilmeyen adamların/kadınların mümkünse hiç konuşmamasını garanti alma amacıyla "devlete" şikayet edilmeleri şekline bürünüyor. Konu din olduğunda, konuşan ilahiyatçı olduğunda ve dini anlamaya çalışırken ana akım/"gelenekselci" çizginin dışında misal "tarihselci" ekole yakın duran biri konuştuğunda iş daha çirkin bir hale geliyor. Sosyal medya ellerinde meşalelerle meydanları doldurup handiyse "Kelle isterük" diyen çığıran simalarla doldu. Pek çoğu Öztürk’ü dinden çıkmış sayıyor, kimi Diyanet İşleri’ne şikayet ediyor, kimi "Bu adam şu üniversitenin şu fakültesinde çalışıyor, düşünebiliyor musunuz?!” diyerek tehlikenin farkında olup olmadığımızı sorguluyordu. Bahse konu olan sempozyum yeni değildi. Bahse konu olan tartışma hicri 3. ve 4. yüzyıllarda bile yapılabilmiş bir tartışmaydı. Bahse konu olan tartışma sadece İslam’a özgü değildi. Kur’an Arapça olarak mı vahyedildi? Kelime kelime mi vahyedildi, yoksa anlam olarak; mana olarak Resullullah’ın kalbine/idrakine mi ilham mı edildi? meselesi çok uzun zaman önce de tartışılmış, Sahabe ve Tabiin döneminde gayet ilerici yorumlara konu olmuştu. Ancak Öztürk’e ve benzerlerine karşı yapılan sosyal medya saldırıları, misal Öztürk’ü çalıştığı fakülteye ve dahi Diyanet İşleri’ne şikayet etmeye kadar varıyor ve nitekim Diyanet İşleri "isim vermeden" ama Mustafa Öztürk’ü hedef aldığı gayet net olan bir açıklama yapmak zorunda kalıyor ise oturup kara kara düşünmeyi gerektiren yeni ve tedirgin edici bir durum var demektir. SKANDALDIR Çünkü bütün ilmi mesaisini Kur’an’a vermiş insanlara, "fikir beyan etme" hakkını çok gören bir iklim, akademik tartışma özgürlüğünü yok eder. akademik tartışma özgürlüğünün, fikir beyan etme hakkının, entelektüel merakın, araştırma şevkinin "devlet bir şey yapsın da sussun zındıklar" kafasının insafına terkedilmesi meselesidir. Bu bir sorundur çünkü, durum böyleyse eğer, hakların ve özgürlüklerin kapağı keyfi olarak; birileri için açık, başka birileri için kapalı olacak demektir. Linç etmek isteyenler; Yaratıcı ile ve O'nun sözü ile ilgili detaylı sorulara cevap üretme isteğinizi kaybettiniz, çünkü zor, çünkü cevapladıkça yenisi geliyor… Yetersizliğinizi, bu çağın insanına hiçbir şey söyleyemiyor oluşunuzu "Amaan sen de, Allah isteseydi, kalbindeki mührü kaldırırdı, sana din mi beğendireceğim, başka kapıya hadi..." şeklinde bir dil, bir tavır, bir kibir ile perdelemeye çalışıyorsunuz... Nihal Bengisu'nun yazısından alıntıdır... | |
10 Ocak 2019 15:19 | ||
Hâdimul İslam |
Başlığınız hiç uygun olmamış. Müslümanlığımız kimin tekelinde ki İslam dairesinden çıkmamıza yada girmemize müsade ediyor. Mustafa Öztürk bir ilahiyat akademisyenidir. Fikirleri tartışılır, tarihselciliği eleştirilir ki video vermişsiniz reddiye babından...Ama burada isimler sayarak İslam dışıdır onu okuyanda müslüman değildir hezeyanlarına medinewebi ortak edemezsiniz... Tekfire ve ciliğine asla müsamaha gösteremeyiz.. MEDİNEWEB KURALLARI 19. MADDE... Hangi isim adı altında olursa olsun art niyetle yaklaşan, İslamı dejenere etmeye çalışan, insanların kafasını ve alimlerin midesini bulandıran, şeytana ve şeytani emellere hizmet edenlere Allah hidayet eylesin...Yoksa kahreylesin... | |
10 Ocak 2019 14:13 | ||
OBiRMücahid | Eline sağlık Hocam. | |
10 Ocak 2019 11:06 | ||
vertyucek | Mustafa Öztürk e Cübbeli Ahmet Hoca'dan Reddiye Dikkatle dinleyelim!!! [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|