www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında.... |
01 Temmuz 2025 14:11 | |
Hâdimul İslam | “Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız, (bu) emirlere olan azimdendir.” (Âl-i İmrân 3/186) Ebu'l Ala Mevdudi Tefhim'ul Kur'an'ın'da ayeti şöyle tefsir etmiş: “Yani "Yüksek karakterinizin sağlamlığını, tahrikler karşısında bile hiddetinizi kontrol ederek ispat etmelisiniz. Onların suçlamalarına, sataşmalarına, alaylarına, kötü laflarına ve propagandalarına sabırla karşılık verin. En zor durumlarda bile yanlış, adaletsiz, gayri medenî ve ahlâkdışı söz ve hareketlerde bulunacak şekilde hiddetlenmeyin." |
14 Aralık 2022 08:36 | |
Hâdimul İslam | YUSUF SÜRESİ 105 Göklerde ve yerde ne mucizeler var ki, (insanoğlu) yanından geçip gider de onlara dönüp bakmaz bile. > İnsanoğlu mucizemi arıyor? Kainata basiretle baksın. Mucizeden başka birşey göremeyecektir. Ne varki bakışı muhteşem olmayan, baktığındaki ihtişamı göremez. Kainat ayetlerine sırt dönmek kitabın ayetlerine de sırt dönmektir...Mucize her an yanı başımızda. Bakmasını bilene.... |
02 Kasım 2022 08:30 | |
Hâdimul İslam | Hud Suresi/98 O (Firavun), Kıyamet Günü kavminin önüne düşecek ve onları ateşe sürecek: sürüldükleri yer ne berbat bir yer! Firavun sürüleştirdiği kitleyi sulama bahanesiyle (vird:sürmek,sürüyü sulamak için suya sürme) ateşe sürüklemektedir. Firavun'un sürüsü olmayı kabullenenlerin Allah tarafından mazur görülmediği anlaşılıyor. Onlar dünyada sürü olmayı kabul etmekle, kıyamette ateşe sürülmeyi hak etmiş olmaktadırlar. |
27 Mayıs 2022 11:53 | |
Hâdimul İslam | Müzzemmil suresi 20 Zekatı veriniz. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç veriniz. Kendiniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. *** Zekat, infak, sadaka gönülden gelerek vermek, esasında Allah'a güzel bir borç vermek/ödünç vermek gibidir. Şüphesiz Allah'ın bize ve bizim bir başkasına vereceğimiz şeylere de ihtiyacı yoktur. Bu, en başta Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanabilmemiz sonra da kendimiz için önden gönderdiğimiz iyiliğin Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulabilmemiz içindir. Allah'a verilen güzel borçlar verilen şeyin kat kat artmasına ve Allah'ın bizi affermesine vesile olur... Allah hiçbirşeye muhtaç olmayan, tüm zenginliklerin kaynağı ve sahibidir. |
22 Aralık 2020 12:50 | |
Hâdimul İslam | A'RAF SURESİ 175- Onlara anlat. Hani bir adam vardı. Ayetlerimizi çok iyi bildiği halde onları bir kenara bırakmıştı. Şeytana uymuş ve sonunda iyice azmıştı. 176- Eğer dileseydik onu bildiği ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o dünyaya sarıldı ve ihrirasının peşine düştü. Böylelerin durumu; üstüne varsan da kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp hırlayarak soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan diyenlerin durumu budur. Bu olayı onlara anlat; belki üzerinde düşünürler 177- Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmeden toplumun durumu ne kötü bir örnektir. Rivayet kayıtlarında kıssada geçen yer,kişi, zaman hakkında detaylı bir sürü bilgi verilir. Bu rivayetelre dalmadan; Allah'ın ayetlerini apaçık gördükleri halde bu ayetlerin gösterdiği yolda yürümeyip onları yalan sayanalrin durumu bizlere bildiriliyor. Üzerinde düşünüp taşınmamız istenen olaydan; isim, yer,zaman verilmemesinden anlaşılacağı ; her çağda, her devirde karşılaşabileceğimiz, tanıdığımiz bir tip olmasıdir. İlmiyle amel etmeyen, bildiğini saklayan, çıkarı için Allah'ın ayetlerini eğip büken, Allah'ın yolundan sapan tip.. Allah'ın ayetlerini bilinç değil kuru kuruya bilgi kaynağı olarak gören, yeryüzünün geçici hükümdar ve yöneticilerinin keyfine göre fetvalar için kullananlar.. Öyleleri vardır ki; bir sene faizin bütün çeşitlerinin haram olduğunu yazdıkları halde başka bir sene helal olduğunu yazmaya başlarlar. Bizzat küfürde olduğunu bildikleri insanlara dua ederler ve onlara "müslüman" adını yakıştırırlar! Ve onların bu yaptıklarını en ideal İslam olarak gösterirler. Yani bu tipler kendi kendilerine zulmetmek için büyük bir ihtiras içindeler. Cehennemdeki yerlerini garantiye almak için her sabah biraz daha ilerliyorlar. Bunlar âyetleri iman ettikleri için, hayat kitabı olarak değil meslek icabı okuyorlar. Esas işleri güç sahiplerinin keyfi emirlerine dini gerekçe bulmaktır. Bunun karşılığını da fazlasıyla alırlar. Bilgiyi insanı yetiştirip geliştiren bir fazilet, erdem olarak değil, güç vesilesi olarak görürler. İlahi bilgiyi bu güce ulaşmak için isterler. Allah'a değil güce taparlar. Anladığım; güç kimdeyse onun köpeği olurlar.Köpek tabiatlıdirlar efendielrine hizmeti düşünürler. Üzerine varsan da varmasanda dilini dışarı sarkıtıp hirlamaktan başka birşey yapmazlar. Bu dünya hayatının sonuna kadar bitmek tükenmek bilmeyen salyalı solumaları ile bu emellerinin peşinde koşup dururlar....Allahu alem Allah'ım sen bizleri koru!Ayaklarımızı kaydırma! Üzerimize sabır yağdır! Ve Müslüman olarak canımızı al! |
21 Ocak 2020 10:25 | |
Hâdimul İslam |
Enbiya 94- Kim mü'min olarak iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışırsa karşılığını bulacaktır. Hesabına yazarız; bundan hiç şüphesiz olmasın! YORUM: Bazen ümmet paramparça olabilir. Aralarındaki birlik bozulabilir. Bu durum Allah'ın sevmediği, istemediği O'nu çok kızdıran bir durumsa da, böylesi bir durumda yalnız bir mümin olarak yaşamak, iyinin, Güzelin ve doğrunun yükselmesi için çaba sarfetmek her daim mümkündür. Ümmet paramparça diye, gayreti başkalarından bekleyip durmak ve çabayı tümden bırakıp terketmek çözüm değildir. Müminler yalnız başlarına da kalsalar üzerlerine düşeni yapmalıdırlar. Allah bunları zayi etmeyecek, ne yapılmış ne edilmişse hepsinin tek tek karşılığını verecektir... |
23 Kasım 2018 20:23 | |
Hâdimul İslam | KASAS SURESİ; 71- Ey Muhammed! De ki; "söyleyin bakalım; Allah, üzerinize geceyi Kıyamet gününe kadar sürekli kılsa ,Allah'dan başka size ışık getirecek ilah kimdir. İşitmiyormusunuz?" 72- De ki; "Allah gündüzü kıyamete kadar üzerinizden kaldırmasa, Allah'dan başka hangi tanrı, dinleneceğiniz geceyi getirebilir? Görmez misiniz?" 73- Allah dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için gündüzü yaratmıştır. Bunlar O'nun rahmetidir. Belki artık şükredersiniz. Gece ve gündüz döngüsünü rutin gören gözlerimiz görmüyor, kulaklarımız işitmiyor. Sürekli gece, yada sürekli gündüzü yaşasaydık... hep gündüz yada gece olsa, insanlık hayatı yok olma ve durma tehlikesi ile karşı karşıya kalır. Her şey bir plana göre hareket eder. Evrende yer alan büyük-küçük her şeyin bir programı vardır. Her şey Allah katında bir ölçüye göre belirlenmiştir: "Allah dinlenmeniz için geceyi ve lütfedip verdiği rızkı aramanız için gündüzü yaratmıştır. Belki şükredersiniz'' Çünkü gece dinlenme ve huzur demektir. Gündüz ise, hareket demektir yorulma ve Allah'ın lütfuna yönelme demektir. |
25 Ocak 2014 18:35 | |
Hesin47 | ÂLİ İMRÂN Suresi 73 '' Kul innel hudâ hudallâhi '' De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah'a ulaşmasıdır.) AÇIKLAMA Bismillâhirrahmânirrahîm Size verilenin bir benzeri, yani sizin peygamberinize nasıl Tevrat verilmişse ey yahudiler, sizin peygamberinize nasıl İncil verilmişse ey hristiyanlar, bu devrin peygamberine de Kur'ân-ı Kerim verilmiştir. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse Allah onu işitir, bilir ve görür. Kişinin üzerinde Rahman esmasıyla tecelliye başlar, 12 ihsan verip, onu mutlaka mürşidine ulaştırır. Kişi nefs tezkiyesine başlar. İşte o zaman Allah o kişinin zikir yapması sebebiyle ona salâvâtla fazlını göndermeye başlar. Öyleyse fazl Allah'ın elindedir. Çünkü herkese vermez. Sadece Rahîm esmasını kullandığı insanlar için geçerlidir. Öyleyse bu sonuca dikkatle bakın. Burada Allahû Tealâ'nın bir güzelliği var. Rahmeti ve fazlı bir ayrı dizayn içinde Allahû Tealâ işaret ediyor. Kim Allah'a ulaşmayı dilerse, Allah ona Rahman esmasıyla tecelliye başlıyor. Kişi mürşidine ulaştıktan sonra, Allah'ın elinde olan fazl artık o kişiye verilmeye başlanmıştır. Bir kişi Allah'a ulaşmayı dilememişse fazlın onun iç dünyasında hiçbir faydası olmaz, çünkü fazl o kişinin içine hiçbir şekilde giremez. Kişinin göğsünden kalbine yol açılmamıştır. Birincisi kişinin kalbi mühürlüdür. İkincisi o kişi sabahtan akşama kadar 24 saat zikir yapsa, kalbine bir damla nur girmesi mümkün değildir. Allah'ın elinde olan fazl kişiye gönderilmez, çünkü o kişi ona ehil değildir. |
30 Ekim 2013 14:31 | |
Esma_Nur | Cevap: BİR AYET BİR YORUM يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا قُوا أَنفُسَكُمْ وَأَهْلِيكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلَائِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللَّهَ مَا أَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ (TAHRİM SURESİ 6. ayet) Türkçe Okunuş: Yâ eyyuhâllezîne âmenû kû enfusekum ve ehlîkum nâren vakûduhân nâsu vel hicâretu aleyhâ melâiketun gılâzun şidâdun lâ ya’sûnallâhe mâ emerehum ve yef’alûne mâ yu’merûne. Meal: Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten kendinizi ve ailenizi koruyun. Onun üzerinde çok güçlü ve çok sert (acımasız) melekler vardır. Allah'ın onlara emrettiği şeyde, Allah'a asi olmazlar ve emrolundukları şeyi yaparlar. Bakmakla yükümlü olduğunuz ailenizi ALLAH c.c. yolunda yönledirmek sizin göreviniz der.Evlerin cennet bahçesinden bir bahçe olması varken neden cehennem çukuru olsun..meleklerden kurtulamıyacağımızı belirtmiş.Melekler emrediliği gibi kişilere hak ettiği cezayı verir.O verilen cezada ,insanların kendi yaptıklarıdır.. Durduk yere ALLAH c.c. kimseyi cezalandırmaz...Dünyada herşeyin telafisi vardır.Önemli olan ahirette ALLAH c.c. dan mahrum kalmamamız. Buyrun sizinde seçtiğiniz bir ayet hakkındaki yorumlarınızı alalım.. |
07 Nisan 2013 18:23 | |
FECR | Cevap: BİR AYET BİR YORUM Ecmain |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|