22 Ağustos 2023 23:29 | ||
Hâdimul İslam |
Ey dost, merhametin derin mi derin Özünden yansıyor âleme ışık Ah ne kadar güzel mavi göklerin Bilmem ki, yeryüzü neden karışık Ey dost, merhametin derin mi derin... | |
18 Şubat 2019 21:42 | ||
Hâdimul İslam |
çeşmek bezen sitare, ezmen mekon kanare.. ![]() | |
16 Kasım 2015 19:06 | ||
Hâdimul İslam | Cevap: Ruhumun hicran damlaları... ![]() İnsanların hesap makinesine dönüştüğü bir dünyada; yakın çevre deyince, artık aklıma kuş, çiçek, ağaç, kitap gibi şeyler geliyor. Üzgünüm. İbrahim Tenekeci | |
01 Eylül 2014 18:12 | ||
su damlası | Cevap: Ruhumun hicran damlaları... ![]() Ey Yar..!! İlk emir gibi mübarek saydım seni Oku/yorum gözlerini Yol O/lsun sesin Beni getirsin Sana İki de Gülücük Olsun Sofrada Dua/yı Sen Oku Amin...!! Demek Düşsün Bana... | |
01 Eylül 2014 17:34 | ||
GÖKCEN_AZRA | Cevap: Ruhumun hicran damlaları... ![]() Dert etme, iyiyim ben. Ara sıra mahşer, Ara sıra yaşama hırsı... (Y.Hayaloğlu) | |
23Haziran 2014 18:00 | ||
GÖKCEN_AZRA | Cevap: Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... Alıntı:
![]() | |
30 Aralık 2008 15:13 | ||
melis | Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... ![]() Yağmur Damlaları Kuşatınca! Ne kadar hazinmiş Nefeslerin kifayet etmediği bir gerçekmiş Kalbi muhabbet olunca, sevgi kalbe dolunca çare tükenmezmiş Bilmem ki kaç kez adımlamıştık Devri âlem içinde zamana umutla bırakmıştık Düşlerin asudeliğinde fevkalade heyecanlıydık ve kalbi sarihtik Sevginin zarifliğinde Hecelerden müteşekkil kelimelerin dilliğiyle Hisseden kalbi güzellikle ve teslim olunan umudun zenginliğiyle Tenime nüfus eden her damlada Sabrı muştulayan ilkimin bereketi anlamlaşacaksa Hak, kanaatin ve tahkiki iradenin zenginliğinde ihsana amadeyse Geçmiş yalan olur derler Kalan, vicdanın sorumluluğunda açılan sahifelerdir Akıl rehberdir, kitabı hakikatiyle gerçektir ve kalbi derinliktedir Yol bilinmeden gidilmez Aş, nimetten maadalaşarak rızk olarak zikredilmez Güven idrake erişilmeden keşfedilmez, aşk zevklere hasredilemez Her can bildiğini arzular Bilinmeyenler ise umutlar için baharlaşan hazlardır Gayret ve niyet ve kalbi ihlâsla anlamlaşacak cibilliyet ah u zardır An ve göçüp giden zaman Anlamaktan içtinap eden her nefes alan aziz insan Kulluk zaviyesinde anlamlaşan ve hilkatiyle barışık olan müstesna can Korkma ve ölümü anmayı unutma Kaygısız bir şekilde uyuyarak ta kalbine kayıtsız kalma Kalbi hissedişlerle bir yabancılık yaşama ve duyarsızlıkla hiç yoğrulma Hisset ve muhabbetle nazar et Sevgini esirgemeyerek, sana bahşedilen güzeli sevk et İyilik ile muamele et, asabiyeti def ederek kalbine mütemadiyen meylet Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008 15:09 | ||
melis | Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... ![]() Anladım ki Sana diyecek bir sözüm kalmamış Hasrettiğim sevgim solgunluğa duçar kalarak anlamsızlaşmış Ne bir hatıram Ve ne de bir anım halini kuşatmamış Dalgalar misali sahili okşamış ve rüzgârla hüzünlere karışmış Ne kadar açılsam da Denizin ulviliğinde nefeslerimi bıraksam da Martıların serencamında kaybolarak, yıldızlara doğru uzansam Bulutlarla seni arasam Ummanların hicranı sevdasıyla aşkı koklasam Umutlarımın pervazlarında ve nefeslerin kalanıyla halimi anlasam Senin için bir şiir yazarak Suskunluğumu gözyaşlarımla cihana haykırsam Ruhunun azizliğiyle ve kalbi hissedişler güzelliğinde seninle olsam Zahirden azadeleşerek Niyetlerin dirliğinde ulvileşerek kokunu alsam Fevkalade müsterih olarak, hayata biganeliği bırakıp şevki ansam Canı halk eden belli Kalbi dirliği münazara eden hangi gerekçeydi Nasip, gayretle tesis edilen bir güzellik miydi, niyet asliyet içindi Hayli mütehassısım Kalbi ikliminde solgunluğu yaşayan bir zavallıyım Yaşamak adına her ne varsa ve kalbi hissedişler olmadıkça hazanım Bu bakımdan nazlıyım Nefeslerin niteliğinde arandığım duyarsız kalbim Artık yorgun, aşk adına solgun ve sevda namına mücerrettir korkum Halimi anlayacak Derman olmak için niyazı muhabbetle konuşacak Sadakatin teslimiyetinde anlamlaşacak ve dostluk için sevgiyi anacak Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008 15:07 | ||
melis | Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... ![]() Senin Sessizliğinde Hicranım! Nihayet yorgun düşmüştüm Saatlerce adımlamaktan ve takatsiz kalmaktan Senin yokluğunla ve baş başa kaldığım yalnızlık yılgınlığım yanımda Nazarlarımın gittiği yöne Kulağıma gelen gitar ve kemanın nağmeleriyle Perdelerden sudur eden zarif güfteyle ve hüzün gözleri perdelerse Kalbi hissedişlerim nüksedince Halime nakşettiğin sevgi filizlerin serzenişte Gözyaşlarım sökün edince ve kalbi burukluğum hüzünle sessizliğinde Senin yokluğun elem veriyor Suskunluğun yüreğimi dağlıyor ve çok yıpratıyor Halim mütemadiyen tarumarlık yaşıyor ve umutlarımda solgunlaşıyor Seninle baharım ve şevki anarım Sensiz zemheriyi yaşayan ürpertilerle hazanım Perdeler arasından nükseden nağmelerle kalbi duyarlılığa hayli açım Sürekli hüzzam mı olacak şarkım Ben daha ne kadar sabırla arkadaşlık yapacağım Hicran içinde sefilleşen yalnızlığım ve sokaklarda mahzun bakışlarım Seni anarım, nefesinle baharım Dertlerimle bir türlü baş edemediğim çileli başım Ben yalnız sana aşığım ve sevdanla korlaşacaktır bilesin çileli naaşım Yaşamak adına solgun umutlarım Sinemde derlediğim kuraklığa müptela kulluk korkularım Hasretin tavında ve özlemin her safhasında pürmelâl olan yalnızlığım Halimle baş başa ve suskunluğunla Ne kadar gayret etsem de, sabır içinde nefeslerimle Sen imtina edince, nazarını esirgeyince ve sessizliğin kalbi hissedişle Çekilmek ve sukutu hal ile erimek Kelam adına her ne varsa, aşkın hissedişleriyle derlemek Ve seni hüzünle yâd ederek, gözyaşlarımı silerek mutluluğunu dilemek Mustafa CİLASUN | |
30 Aralık 2008 15:03 | ||
melis | Cvp: RUHUMUN HİCRAN DAMLAALARI... ![]() Senden Kalan Silinmeyenlerim! Çok iyi hatırlıyorum Henüz altı yaşlarındaydım ve sadece nazdım Sabahın ilk ışıklarıyla sokağa çıkmıştım ve yalnız geziniyordum Sokakta sessizlik hâkimdi Hiçbir yerden ne ses ve ne de seda duyulmuyor Kuşatan yalnızlık ve merak için gizlediğim haylazlık yaklaşıyordu Birkaç ev ötede bulunan Ve nihayet iki katlı olan arkadaşların evleri vardı Demir kapısı ilk karşılayan olunca ve sessizlik halimi de kuşatınca Şevksiz yutkunmalar Ve nazarıma takılan yırtık bir meşin topun içiydi Bir müddet durdum ve kapıyı açarak beton zemindeki topu almıştım Gizli bir haz duyuyordum Fakat sevincimi gizleyerek, merakı kuşanıyordum Nihayet koşarak evimize geldim ve anneme sevinçle hikâye ettim Annem dikkatlice yüzüme baktı Ve yüreği burkularak çaresiz anlatmaya başlamıştı Oğlum senin olmayan ve emanetinde bulunmayanlardan mesafeli dur Başkasına ait olana heveslenme Bir yolunu bularak ta elde etmeye asla cüret etme Çünkü sen sahipsiz değilsin ve hepimizi yoktan var eden Allah bilir Her ne yaparsan ve niyetlenirsen Neticesi muhakkak seni bularak vadi yerine getirir Haram lokma ve habersiz alınan her vasıta senin başına bir beladır Unutma ve heveslerinle avunma Bulduğun her şeyi kendinin sanma ve hazla aktarma Öncelikle bir düşün ve daha sonra neticesiyle baş başa kalacak işin Haydi, aldığın gibi geri götür Bu yapmış olduğun hareket kulağına küpe olsun demişti Ve ben suskunluğumu muhafaza edip hiç olmayan topu geri vermiştim Mustafa CİLASUN | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|