26 Şubat 2009 21:42 | ||
Emekdar Üye | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Alıntı:
Tam dört dörtlük ifade bu olsa gerek. Evlilik düşünen çiftlerin flörtü tercih ettiği dönemde birbirleri hakkında bütün bilgi/davranış/tutum hakkında bilgi sahibi olurlar. Evlilik sürecindede bir farklılık sözkonusu olmaz.Yani evliliğin bir anlamı kalmaz. Ama tam tersi yukardada belirtildiği gibi görücü usulü objektif gözle karşı taraf tanındığı sürece evliliğin daha sağlam daha farklı olacağı kanaatindeyim. Bir söz vardı Aşk vardır tutar elinde taşır ilaha aşk vardır tutar kolundan gömer günaha..Evlilik olmadığı sürece mümkün olduğu kadar mesafeli durmak gerekir.... | |
21 Şubat 2009 13:27 | ||
NUR | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? bir bakıma katılıyorum armağan ablacım. erkek te kadın da hayasızlık yapmak istediği zaman aileymiş, çevreymiş , görücü usulüymüş vız gelir. ama ben flörte göre görücü usulünde kadının zarara uğrama olasılığının daha az olduğu konusunda ilahiyatçı yazara katılarak o cümleleri kullandım.yoksa görücü usulünde de yanlış işler olabilir.bunlar kişinin nefsine kalmış. o halde kafaya doğruları yerleştirip bu şekilde hareket etmek en doğrusu...üçlemene de katılıyorum bu arada.. | |
21 Şubat 2009 12:20 | ||
Armagan | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Alıntı:
nur bence hersey ınsanın kendı nefsınde bıter aıle gözetımı de olamaz ben ıstemezsem görücü usulu hadı dısarı gezmeye gıdıyorlar yalnıxzlar baslarında kımse yok ne olursa orda da olur zaten nefsını kontrol edemedıkten sonra o kurbagayıda öper ve lakın nısanlılık dönemınde bır kavga ve the end bırazz nefs bıraz kader bıraz mantık üçlemesı gıbı gelıyor bana | |
21 Şubat 2009 12:16 | ||
Armagan | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? ellerine sagık üstadım güzel bir konu paylasmıssın ve ıyı bır konuya degınmıssın Lakin flört olmadan önce zaten mantıkla secmıyormuyuz karsımızdakını yada incelemıyormuyuz bız<den öncekı hareketlerını tanımadıgın bır kısıyle dırek beraber olamazsın ki zaten(tabiii olanlar varsa o kadarını bılemem) Bakın, bir tek cümleden ne kadar çok ipucu çıkartabiliyorsunuz. Yeter ki ona iyi bakın, dikkatli dinleyin ve ipuçlarını değerlendirin. Böylece yakışıklı prensi bulmak için yüzlerce kurbağayı öpmeniz gerekmez. bilemiyorum bu cümleyı yasayan cok kısılerı sokaklarda bıle görüyürum ama kendımce kadının aklında bıter asık oldum dıye kendını salmak sacma bırsey............ kadın ne kadar kendıne sahıp cıkarsa evlenecegı erkegı daha cabuk bulur zaten erkeklerde bır mantık vardır evlenmeden önce mesaela sunu düsünürler _benımle gezen yahut sunu yapan veya elele tutusan yarın baskasıylada böyle olur be bu kısıyle asola evlenemem duygusu vardır kadınlarda ıse _ay onun ıstedıgı gıbı serbest oılmazsam benı cok küçük görecek ona sımdıden ayak uydurmam lazım teorisiyle yasar bazı insanlar aslında ısın aslına varırsak kısıler karsılıklı mantıklı ilişki yürüttükleri zaman bırak kurbagaları prensını bıle öpmeden aşkı ve saygıyı bulabılırler belkıde bazı yanlıslar ögretır bunu bılemıyorum benım mantık cercevem bu tekrar hocamızın ve senın ellerıne saglık alllah razı olsun | |
21 Şubat 2009 10:37 | ||
NUR | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? bence günümüzde görücü usulü diye bir şey de kalmadı.şöyle diyelim, görücü usulünün versiyonu değişti. bu sistemde önceleri aile büyükleri bir adayı beğenir, damat adayına sorulmaz, evlenecek kişiler birbirlerini ya bir kere görür veya da hiç görmez.bu şekilde acaba günümüzde görücü usulü kaldı mı? pek sanmıyorum.yine görücü usulü adı altında adaylar birbirlerini tanıyorlar, ailelerin gözetiminde görüşüyorlar, yani fazla bir kısıtlama yok. sağlıklı bir karar almak öncekine göre daha mümkün. bu, flörtten bin kat iyiidir elbet.en azından her şey ailenizin gözetiminde . | |
21 Şubat 2009 00:18 | ||
AŞK'ÜL İSLAM | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Alıntı:
Sayın AşıkıZehra, 1_ Yazılanlar şahsıma değil HOCAMA aittir..Tamamen kendisinin sözleridir. 2_Bu konulardaki esneklik ölçüsü : KURAN'DIR.. Kuran'ın izin verdiği kırmızı çizgiler dışında esneklik aramak AKILSIZLARIN işidir. 3_Bazı Konularda Katılıyorum demişsin , merak ettim katılmadığın tarafları nelerdir ? Syglr... | |
21 Şubat 2009 00:14 | ||
AŞK'ÜL İSLAM | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Flört dönemi, çıkarcı ve bencil bir biçimde yetiştirilen genç kadın ve erkeklerin çarpık bir kadın-erkek ilişkisi kurmaya başladıkları ve bir sonraki aşama olan çarpık evlilik anlayışına hazırlandıkları dönemdir. Bir kıza kendisiyle flört etmesini ya da yaygın deyimle "çıkmasını" teklif eden bir erkek hareket tarzı, konuşma üslubu, sıkıntıları, kaprisleri, gezilen yerleri ve yakınlaşma tarzıyla, tümüyle belirlenmiş bir paket programı karşı tarafa teklif ediyor demektir. Bu programın, karşılıklı güvensizliğe dayalı, uygulandığında her iki tarafı da küçük düşürecek, şahsiyetlerini kaybettirecek bir yapısı vardır. Bu ilişki modeli, yıllardır insanlar arasında temel kaidelerini koruyarak, sadece zamanın şartlarına göre gidilen yer ve kıyafetler, üslup ve tavırlar farklılaştırılarak uygulanır. Flört dönemi yaşanırken iki tarafın da içinde bulunduğu ruh hali, kafa yapısı, olaylara bakış açısı aynıdır. Zaten böyle bir dönemin yaşanabilmesi için ilk şart bu dönemin gerektirdiği ruh hali içinde olmaktır. Normal bir ruh hali içinde bu sistemin gerektirdiği tavırları takınmak imkansızdır. Bu özel psikoloji, iki tarafın da sadece duygularının hakim olduğu, aklın ve ahlaki değer yargılarının geçerli olmadığı bir ortamda yaşanabilir. BÖYLE BİR KAFA YAPISIYLA EŞ ARAMAK VEYA İYİNİYET GÖSTERMEK NE KADAR SAMİMİ OLDUĞU DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR.. SYGLR | |
21 Şubat 2009 00:09 | ||
AŞK'ÜL İSLAM | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Konuşma deyince akla beraber çıkma ve flört de geliyor. İnsanların birbirlerini tanımak istemeleri çok normal tabiî. Ama flört dönemi, gerçek beraberliği aksettirmez çoğu zaman. Eğer flört, gerçek hayatın aynısı olarak yaşanabilse, belki evliliğin nasıl gideceğine dair ipuçları verebilir, ama bunun da başka bedelleri vardır malûm. Bildiğimiz anlamdaki flört, yani arada sırada görüşüp gezmek, sohbet etmek ise, aslında gerçek hayatta olunandan farklı bir kişiliğin sergilendiği bir dönemdir. Örneğin kişi günün yirmi üç saati tek başına, sessiz ve sakin bir hayat sürüyor, biriken sohbet ve gezme ihtiyacını günde bir saatlik buluşmalara saklıyorsa, o bir saatte çok konuşkan, canlı, eğlendirici biri gibi davranabilir. Ve çıktığı kişi de canlı, atak, sosyal insanlardan hoşlanıyorsa onun gözüne hoş görünebilir. Ama iş evliliğe gelince, o hareketli görünen kişinin günde ancak bir saat gezmeye ve sohbete tahammül edebildiği, aslında çok durgun ve sakin bir hayatı sevdiği açığa çıkar ve sürtüşmeler başlar tabiî. Ben üç-dört yıl flört edip birbiriyle çok iyi anlaşan, ama evlenince birkaç ayda hayal kırıklığı yaşayan nice insanlar gördüm. Evlilik hayatı başlayınca “Reklamları izlediniz, şimdi haberler” anonsu yapılmış gibi olur. “Peki, flört bile olmadan evlenilecek kişi nasıl seçilebilir?” diyebilirsiniz. Aslına bakarsanız bir insanın, karşısındaki kişiyi tanıması o kadar da uzun bir zaman gerektirmez. Yapılan araştırmalar özellikle bayanların, karşılaştıkları kişiyi ilk üç dakika içinde değerlendirip kategorize edebildiğini göstermiştir. Dikkatli bir insan için yüz hatları, mimikler, ses tonu, konuşma biçimi, hatta kullanılan kelimeler bile kişiliğe dair önemli işaretler taşır. Ve özellikle hanımlar bu tip işaretleri çok iyi değerlendirirler. Meselâ karşınızdaki kişiye “Hava bu gün ne güzel, değil mi?” diye sordunuz diyelim. Hepsi de ayrı bir kişilik yapısına işaret eden çeşit çeşit cevaplar alabilirsiniz. —Gerçekten harika bir hava var, insanın içi coşkuyla doluyor. (Canlı, iyimser.) —Böyle havaları çok mu seversin? (Karşısındakiyle ilgilenen.) —Hı hı. (Kontrollü ve ketum.) —Haklısın, çok güzel, değil mi? (Uyumlu, paylaşımcı.) —Esas üç gün önce çok daha güzeldi. (Geçmişte yaşayan.) —Yaa, bu güzel havada eve tıkıldık işte. (Şikayetçi, karamsar.) Bakın, bir tek cümleden ne kadar çok ipucu çıkartabiliyorsunuz. Yeter ki ona iyi bakın, dikkatli dinleyin ve ipuçlarını değerlendirin. Böylece yakışıklı prensi bulmak için yüzlerce kurbağayı öpmeniz gerekmez ![]() | |
21 Şubat 2009 00:04 | ||
AŞK'ÜL İSLAM | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? görücü usulu veya flort veya herhangi bir yöntem islami olabilir de olmayabilirde...yani duruma bağlı... şunu demek istiyorum islamın çizdiği sınırları aşmayan her yöntem islamidir denilebilir... şimdi görücü usülü eleşrirenlere sanki görücü usul bir zorlama gibi algılanıyor....zaten zorlama olursa taraflar isterse hem medeni nikah hem dini nikahta bazında kabuulri şart ki evlilik gerçekleşsin.! ikincisi yalnız başbaşa kalmamak şartıyla yani sınırları aşmamak şartıyla görücü usul veya flort aynı şey aslında.... kaldı ki görücü usulde nişanlılık devresi vardır.bu devrede ailecek bütün dikkatler gelin ve damat adayındadır.nerde beğenmezlik sözkonusu ise veya mutluluğa engel bie durum varsa nişan bozulabilir... karşı çıktığım şu erkek kadından duygusal anlamda fiziksel anlamda her anlamda faydalanma hürriyeti olmamalı olamaz !!! bunun mağduru % 100 kadındır. peki islama göre flortlerin veya nişanlıların yanında 3.4.şahısların bulunmasını şart koşması neden yadırganiyor...madem ki saf tanışma dır size göre flort!!!eş olmayanların birbirlerine gizli söyleyecek hiç bir şey olamaz!!! hem samimiyetlerinden kuşku duymak gerek...kim flort yaşamış kızı almak ister bu anlamda....veya kimin midesi kaldırır... bu kız veya erkek için farketmez....bir erkek eşini nasıl temiz görmek istiyorsa kadın da öyle istemeye hakkı var... düşüncelerim beni bağlar bazılarını kızdırdığımın farkındayım. ![]() syglr | |
20 Şubat 2009 23:53 | ||
AŞK'ÜL İSLAM | Cvp: İLAHİYATÇI / FLÖRT EDEREK EVLENMEK DOĞRU BİR YÖNTEM MİDİR ? Flört eden iki insanın aklı başındadır fakat arada aklı baştan alan hissiyatın etkisi söz konusudur. Ciddiyet ise flörtte ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Sınırını belirlemenin mümkün olmadığı bu flört devresinde Taraflardan birinin bilhassa erkeğin ciddi olmaması durumunda karşı tarafın hem hissen hem toplumsal hem biyolojik olarak ne kadar zarar göreceğini belirtmeye bile gerek yoktur. Nitekim erkeğin ciddi olmadığı flört sonucu babasız doğan yada doğmaması için düşürülen çocuklar mevcuttur. Bu şekildeki mağdur kadınlar bazı tv programlarında sıkça çıkmaktadır. Görücü usulünde ise herşey kontrollüdür. Defalarca görücü gelmiş ya da görücüye gitmiş fakat evlenmemiş kişiler saydığımız hiçbir zarara uğramamaktadırlar. Malesef toplum flörtün acı meyvelerini tatmaya başlamıştır. Evlenmeden bekaretini kaybetmiş ya da kaybetmediği bir tek bekareti kalmış ve bu yüzden vijdan azabı çeken kadınların (çekmeyenler o duyguyu da kaybetmişlerdir) sayısı flörtün yayılması ile orantılı olarak artmaktadır. Fakat bizim için bunların bir önemi yok diyenlere diyeceğimiz bir şey yoktur. bakınız bir alıntı.. "Batıda evlenmenin yolu flörtten geçtiği için durum pek iç açıcı değildir. Evlenirken “Ölüm bizi ayırıncaya kadar." dendiği halde İngiltere'deki evliliklerin üçte biri, ABD'dekilerin yarısı boşanmayla sonuçlanıyor. Çocukların yüzde 15'inin babası evlilik cüzdanlarındaki kayıtlı eş değil. İngiltere’de, evlilik dışı çocuk oranı yüzde 35’e ulaşmış durumda. Evlenen kızların çoğu evlenirken bakire değil. Aile kurumu kesinlikle müslüman ülkelerle kıyaslanacak durumda değil. Bizde ise batıya göre durum oldukça iyi olmasına rağmen boşanma oranları artış göstermektedir. Batıda ilk defa İsveç, yasal yollarla "cinsel devrim"yapan bir ülkedir. İsveç Parlamentosu , insanların "cinsel özgürlüğünü" baskı altına alan ne kadar yasa varsa, onların tümünü yürürlükten kaldırıp bu, "özgürlüğü" pekiştirici yasaları yürürlüğe koydu. Akıllarınca, bu tür yayınlar serbestçe yayınlanacak, piyasa bu tür yayınlarabelli bir noktada doyum sağladıktan sonra da, kendiliğinden ortadan çekilecek... Bu serbestliğin verilmesinden sonra, hiç tahmin etmediği bir manzara ile karşılaştı İsveç. Cinsel özgürlük adına uygulanan tedbirler ters tepti. Piyasa birtürlü porno yayına doymak bilmedi. Tersine, bu tür yayınların her türlüsü piyasayıgitgide daha yoğun biçimlerde işgal etmeye başladı. Okullardaki eğitim ve cinsel özgürlük uygulamaları da, beklenenin tersine sonuçlar vermeye başladı. Pornografi piyasası, eskisinden çok daha zengin hale geldi. Üstelik sapık ilişkilerin yanı sıra ırza geçme ve fuhuş olayları arttı. Buna bağlı olarak başka bir gelişme, alkolizmin yaygınlaşması ve yoğunlaşması olmuştur. Halen her 100 İsveçliden 80’inin klinik alkolik olduğu belirtilmektedir. Laboratory for Clinical Stress Research’ün araştırma sonuçları şöyleözetleniyor: “Dört yaşındaki her üç çocuktan birisi çişini tutamıyor. Her iki yetişkinden birisi uykusuzluk, yorgunluk, sıkıntı gibi durumlardan şikayetçi. Çalışan her yedi kişiden birisi, çalışma gününün sonunda zihnen kendisini tükenmiş hissediyor. Her yıl binlerce kişi intihar ederken, bundan birkaç misli fazlası da intihara teşebbüs ediyor. Nihayet, her bin kişiden 99.7’sinin ruhen hasta olması, İsveçlileri dünyanın en mutsuz insanları arasında ön sıraya getiriyor." | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|