www.medineweb.net, yükleniyor... 'den beri Kesintisiz Yayında.... |
03 Ekim 2018 20:02 | ||
nurşen35 | Emeğinize sağlık, Allah razı olsun | |
29 Aralık 2014 00:30 | ||
nurşen35 | Cevap: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Yine farklı düşüncelerin birarada olduğu , güzel bir konuyu güncellediğin için Rabbim senden de razı olsun inşallah... ![]() | |
28 Aralık 2014 16:19 | ||
su damlası | Cevap: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI ![]() | |
19 Kasım 2011 15:02 | ||
semihhh | Cevap: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Şeyhül Ekber Evliyatul Kebir Alimil Kebir Sultanlar Sultanı Pir Muhyiddini İbni Arabi Hazretleri Evliya ve Pirdir.Ispatı, Gavsul Azam Pir Abdulkadir Geylani Hazretleri'nin İbni Arabi Hazretleri daha doğmadan yıllar önce Ona Hırkasını Bırakmasıdır..Ispatı, Yavuz Sultan Selim ' dir.(Sin Şın a Gelince Benim Mezarım Ortaya Çıkar İbni Arabi Hazretlerinin sözü yani Sin (Yavuz Sultan Selim) Şin (Şam) dır.İspatıİDAM EDİLDİĞİNDE YERE DÖKÜLEN KANININ KELİME-İ TEVHİD YAZMASIDIR LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH... | |
02Haziran 2009 15:38 | ||
Eylül | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Yitiksevda kardeşim görüşlerine saygı duyuyorum tabiki tartışma olmasın bende bu konuda tartışmak istemem...ilahi sevda kardeşimizin ayetler haricindeki kendi yazısına gelince üçbeş tesbihle Cenneti verende -alanda yüce Yaradandır ![]() | |
02Haziran 2009 13:52 | ||
Yitiksevda | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Alıntı:
| |
02Haziran 2009 13:45 | ||
Eylül | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Tasavvuf anlatılmaz yaşanır.Kalbe kuşanılır. Allah dostlarına az bile yer veriliyor.onları sıradanlaştırmak ne kadar doğru tartışılamaz bile inş...Konuyu çarpıtmak lazım gelmez ... günümüzdeki Tasavvuf sahibi kaç kişiyi tanıyorsunuz veya gördünüz.? Tasavvufu suistimal edenler ve kötüye kullananlara ise sözümüz amenna haklısınız.. Hangi Tasavvuf sahibi Allah'ın islamı dışında Peygamberliğin rehberliğinde Kuran'ın irşadı ile yaşamayı reddediyor? | |
02Haziran 2009 13:08 | ||
Yitiksevda | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Bizler aciz kullar olarak Allah'ın ismini anarken önüne arkasına eklemeler yapamazken Allah'ın yarattığı kullarını bu kadar büyütecek eklemeler doğrumu? Günümüzde Tasavvuf-çuların her şeyi,keramet,zaman ve mekandan ayrı olma,uzakları yakın etme,Öldüklerinde dahi Ruhlarının yardıma koştukları,hikayeleri ile Ölüyle diri arasındaki farkı bile katletmişler bu çarpık din anlayışlarının tümünü redderek Allah'ın islamı dışında Peygamberliğin rehberliğinde Kuran'ın irşadı ile yaşamak bizlere yeterde artar bile.bidatler vs ile hayatlarını akıllarını teslim etmek isteyenler istedikleri gibi tabi oldukları tasavvuf ile devam etsinler!!! | |
02Haziran 2009 12:50 | ||
Sevdamİslam | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI Tasafuf başlı başına Bir islami Kurumdur.nefsiz terbiyesi bakımından olmazsa olmazdır. binaenaleyh onuda yozlaştirdilar.kimisini uçurdular gimisini ıslanmadan yüzdürdüler kimisini yatağında yatarken hacca bile gönderdiler.miraca göndermeleri yakındır. yakında vahiy alabilirler tikatli olun . bazı tasafuf şeyhleri cidden muttakidir onu rezil eden muritleridir. bazı tasafuf şeyhleri ise zateb rezaletin zirvesidir. arabiye saygım sevgim vardır. | |
02Haziran 2009 12:25 | ||
FECR | RE: ŞEYHUL EKBER İBN-İ ARABİ (K.S) HAYATI İyi bir Ibnül Arabi hayranı olan ve bazı kitaplarını tercüme etmiş olan Selahaddin ALPAY’IN, "Fütuhat-i Mekkiye" adıyla çevirip yayınladığı muhtasar kitabin önsözünde söyledikleri, tasavvufun nasıl müstakil bir inanç sistemi, hatta din olduğunu göstermesi bakımından ibretimizdir. Doğal olarak şeyhine çeken bu zat diyor ki: "Bu kitabin tercümesine başlamadan evvel uzun uzun düşündüm, daha doğrusu cesaretim yoktu... Fakat Allah’ın inayeti bana yetişti, rüyamda bu ulu zatin bana seslenerek, 'beni Anadolu çocuklarına ve halkına tanıt, ben onları severim, vaktiyle o diyarları ziyaret etmiştim. Mevlânâ gibi bir talebem vardır' diye seslenmesi bana bu kitabi tercüme etmeme sebep oldu..." (S.Alpay, s.6). Görüldüğü gibi tasavvufta her şey rüya ile oluyor; rüya uzakları yakın ediyor; Ölüyle dirinin arasındaki farkı yok ediyor, zaman kavramı ortadan kalkıyor! Ibnül Arabi'nin peygamberden de ileri gittiği, onun muhiblerince de kabul edilmektedir. Ibnül Arabi'nin, "Allah tarafından kendisine yazdırılan" bir başka kitabi da, "bütün düşüncelerinin hulasası olan en olgun eseri" sayılan (Ateş, 543) Füsüsül-hîkem adli kitabidir. Füsus'u 627 yılının Muharrem ayinin son günlerinde Sam'da iken "Rasulullah'ı gördüğü gerçek bîr rüyada". Rasulullah'ın elinde bir kitap bulunduğunu, kendisine hitaben, "bu, 'Füsusül Hikem' kitabidir, onu al ve insanlara duyur da onunla faydalansınlar" diyerek yazmakla görevlendirildiğini iddia eder. (Ibnül Arabî, Füsus, 47). Bu görevlendirme karşısında Ibnül Arabî "işitmek ve itaat etmek gerekir" der ve "hiç bir ziyade ve noksanlık yapmadan niyetini gerçekleştirdiğini" söyler. (Füsus, 48; Gencosman, 1). Ibnül Arabî Füsus'u yazmada kendisinin sadece "mütercim" olduğunu ileri sür*mektedir. (Füsus, 48). Yani o sadece aracıdır, Füsus aynen Kur'an gibi bir vahiydir! Her zaman olduğu gibi günümüzde de Ibnül Arabi'den çok Ibnül Arabî'ci kesilen bazı acar tasavvuf hermonetikcileri, onun bu safsata ve küfürlerini, Kur'an'ı, Allah inancını, peygamberlik kavramını tarumar eden ilhadlarim "yorumlayarak" tevil etmekte, kabule müsait hale getirmektedirler. Oysa iyi bir Ibnül Arabi meftunu olan ve kitaplarının mütercimi Ahmet Avni KONUK (ö. 1938)un izahı, Ibnül Arabi'nin bir başka türlü anlaşılmaya elverişli olmadığını, yorumlamaya gerek bulunmadığını pekâlâ kanıtlamaktadır. A.A. Konuk, "bütün ilahî mertebeleri cami" (cem meratib-i ilahiyye'yi câmî) dediği Hz. Peygamber'in 'Vâris-i ekmel'i" saydığı (A. Konuk, 98) efendisi Ibnül Arabi'nin Füsus'unu söyle tanımlıyor: "Serapa asl-i hakiki'den kulûb-i enbiya (as)a münzel plan maarif ve hikemin ilahiyye'den ibaret ve ehli takyîd olan erbab-i ukûl'ün bilmediği ve idrak edemediği hakayik ile mâlâmâldir. "(Konuk, 1), Yani Füsus, Peygamberlere gelen vahyin aynisidir ve fakat bu hakikatleri akil erbabı bilemez, anlayamaz! Ibnül Arabîci sarih arkasından, Bakara suresinin 216. ayetini, ancak Şeytanın razı olacağı bir amaç uğruna kullanarak, -hasa- Kur'an'ı da "akil erbabı”nın bilemeyeceğini demeye getiriyor! Oysa 2/216. ayette. Allah cihadı emrettiği halde ondan kaçmanın yollarını arayan iki yüzlüler tenkit edilmektedir. Evet, söyleyene değil, söyletene bak sözünü boşa söylememişler! A. Konuk'un, tasavvuf ehlinin saçmalıklarını "erbab-i aklin" anlamayacağını belirtmesi gayet yerinde bir tespittir! Akilli İnsanlar yalnızca, akilli sözleri anlarlar. Hiç bir mantık kuralına dayanmayan, akli selimi tatmin etmeyen, sara nöbetlerinde sadır olmuş intibaını veren hezeyanlarla akıllı insanların İsi yoktur. A.A. Konuk'a göre Füsus kitabi doğrudan "Velayet-i hassa-i Muhammed iye”den Ibnül Arabi'ye verilmiş, o da noksansız ve ziyadesi? bir şekilde tebliğ etmiş olduğu için, Füsun’a itiraz doğrudan ve tamamen "hatem-i enbiya"ya itiraz etmek olur. (Konuk. 99). Görüldüğü gibi bu kişilerin ne Allah inançları, ne peygamber, ne de vahiy inançları Kur'an'a uygundur; bunların akideleri tamamen kendi geliştirdikleri özel bir İnanç sistemine dayanmaktadır. Ibnül Arabî "et-Tedbîratu Ilahiyye" adli kitabinin da ledünnî ilimlerden oluştuğunu; içine değil şüphe, tahmin bile karışmadığını iddia ederken (Ibnül Arabi, et-Tedbirat, 14) pek fazla yadırgamadığımızı, zira vahdet-i vücut felsefesi (panteizm) gereği kendisini Allah olarak gören, Allah'la aynılaşan bir zihniyetin böyle inançlar taşımasının normal görülmesi gerektiğini belirtmek isteriz. MEHMET DURMUŞ | |
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın. |
![]() |
.::.Bir Ayet-Kerime .::. | .::.Bir Hadis-i Şerif .::. | .::.Bir Vecize .::. |
|