Medineweb Forum/Huzur Adresi

Go Back   Medineweb Forum/Huzur Adresi > ..::.KUR'ÂN-I KERİM.::. > Kurân-ı Kerîm > Tefsir Çalışmaları > Tevbe-9/73**Tefsir

Konu Başlıkları: Tevbe-9/73**Tefsir Konu Cevaplama Paneli
Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın
Aşağıdaki Kutuya Sorunun cevabını Yaz ( Bakara )
Başlık:
  
Mesajınız:
Trackback:
Kaynak olarak Ekle
Başlık Sembolleri
Konunun başında Sembol kullanmak için aşağıdaki Listeden bir Sembol seçiniz:

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuya ait Cevaplar (Yeniler yukarda)
17 Ocak 2012 23:09
MusabBinumeyr
Tevbe Suresinin Son 2 Ayetini Reddedenler

Bazı insanlar, birtakım kelime sayımlarına dayanarak, Tevbe suresinin 128. ve 129. ayetlerinin Allah tarafından indirilmiş ayetler olmadığını iddia etmekte ve bu iddialarına taraftar toplayabilmek için, özellikle, Tevbe suresinin 128. ayetinde geçen "rahîm" sıfatının peygamberimiz için kullanılamayacağını öne sürmektedirler. Bunun üzerinde niçin bu kadar önemle durdukları gayet açıktır: Gerçek bir müslüman, Allah'a şirk koşmaktan çok korkar! İşte, Tevbe suresini inkar edip, başkalarının da kendileri gibi inkarcı olmasını isteyenler, müslümanların bu samimi çekincesini sömürmeye çalışmaktadırlar!

Arapçada fiillerden, belli kalıplar çerçevesinde, o fiili işleyen (ismi fail) ve o fiilden etkilenen (ismi mef'ul) gibi isimler türetilir ve bunlar farklı cümlelerde, değişik amaçlar için kullanılabilir. "Rahime" fiilinden türeyen bazı isimler şu şekildedir:



Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi, Arapça dil kurallarına uygun olarak, "rahime" fiilinden, çeşitli tekil ve çoğul isimler türetilebilir ve bunlar da farklı cümlelerde değişik amaçlar için kullanılabilir. Örneğin 48/29. ayette, rahîm kelimesinin çoğulu kullanılmıştır.

"Muhammed, Allah'ın elçisidir ve onunla birlikte olan kimseler inkarcılara karşı olabildiğince kuvvetli, kendi aralarında çok merhametlilerdir..." [/SIZE][/FONT](Fetih Suresi, 29. ayet)

Eğer rahîm sıfatı, yalnızca Allah için kullanılması gereken bir sıfatsa, yukarıdaki ayette Allah, bu sıfatın çoğulunu kullanmakla -haşa- müslümanları kendine ortak (!) mı koşmakta ve böylece müşrik mi olmaktadır?

Elbette hayır! Ne Tevbe suresinin 128. ayetinde peygamberimize "rahîm (çok merhametli)" demek, ne de Fetih suresinin 29. ayetinde müslümanlar için "ruhamâu (çok merhametliler)" demek sakıncalıdır. Doğrusu şu ki; Allah merhametlilerin en merhametlisidir! Bu da Kuran da pek çok yerde zaten ifade edilmektedir:

"Sen, merhametlilerin en merhametlisisin!"
(7/151)

Bir sıfat hem Allah için hem de bir insan için kullanılabilir. Günlük hayatta da buna benzer cümleler kurarız. Mesela, ibretlik bir durum karşısında "Allah'ım çok büyüksün!" derken, başka zaman Van Gölü'ne bakıp "Çok büyük bir göl!" diyebiliriz. Bu bir şirk olmaz! Ancak müslüman kardeşlerimizin endişelerini de anlayışla karşılamak gerekir; çünkü onlar, Allah'a şirk koşma endişesinden dolayı böyle davranıyorlar. Yani temelde masum ve samimi bir çekinceleri var! Onun için, bu çekinceleri tamamen gidermek adına, Kuran'dan başka bir örnek daha verelim. Allah, sadrımızı genişletsin!

"Rabbim zengindir, kerîmdir!" (27/40) -Allah için kullanılmış-

"Onlardan önce Firavun'un kavmini imtihan ettik; onlara kerîm bir elçi geldi." (44/17) -Hz.Musa için kullanılmış-
[/CENTER]
01 Mayıs 2010 17:15
Abdulhamit 1
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Sizin dediğiniz bazda bakacak olursak İslam’ın haram saymış olduğu fiillerin tamamı her zaman İnsanların aleyhine olan davranış ve tutumlardır. işte bu noktada Toplumun ıslahı ve haklarını koruma adına şehvetten riyadan azgınlıktan muhafaza etme adına belli ilkeleri uygulaması Yine İnsanların huzur ve güvenliği içindir.Abdülhamit abi sizinle bu konuda hemfikirim Toplumun dejenere olmaması haya ve edebin elden bırakılmaması adına İslam inancını benimseyenler emirlere uyma hususunda mükelleftirler bu mükellefiyet huzurun sağlanması adınadır….

Evet abim sizin dediğiniz açıdan bakılınca yapılan uygulamalar zorlama değil bilakis temel ilkeler olarak sunduğumuz kavramların devamı içindir.Teşekkürler güzel bir bakış açısı oldu benim içinde….
Bu görüşlerinizden dolayı da ben size teşekkür ederim.

Yazdıklarınıza ilave yapmam gerekirse şöyle diyebilirim;

Bir islam ülkesinde yaşayanlar eğer kuran dinini yaşamak istiyorlarsa, yani pek büyük bir çoğunluk şeriati benimsemişlerse artık hiç kimse o şeriate aykırı bir durum sergileyemez. Ferdi olarak da Ben bu şeriati yaşamak istemiyorum da diyemezler. Deseler o yöreden çıkmaları gerekir. O topluma karşı davranışlarıyla yükümlü olduğu bir zorunluluktur. Bakın dinen zorlama demiyorum. Zaten dinde zorlama olmaz.

Ancak sizinde önemle belirtiğiniz gibi Toplumun ıslahı ve haklarını koruma adına şehvetten riyadan azgınlıktan muhafaza etme adına belli ilkeleri uygulaması Yine İnsanların huzur ve güvenliği içindir.

Yalnız başörtüsünü kastetmiyorum. Kuranın emrettiği tesettürün önemine ve zorunluluğuna dikkat çekiyorum ki, Başörtüsünü takıp ta nice çıplak olan kimseler var. Başörtüsünü taktıkları halde cinsel cazibelerini sergileyenler kuranın nur 31 ayetine göre örtünmüyorlardır.

Kuranın emrettiği tesettür insanın olduğu gibi toplumun huzur ve nizamını sağlamaya yöneliktir. Sağlıklı bir toplum yapısını oluşturmayı prensib edinir..İnsan saadetini, namus şeref hayayı korumayı ön plana alır. Bu amaca yöneliktir.

Tesettürdeki hikmet nedir. BUnu rabbimiz kuranda bakın şöyle açıklıyor. Ahzab 59: .....Tanınmaları ve incitilememleri içindir.

İncitilme ihtimali var ki, kuran bunu açıkça böyle söylüyor. Bu ayete riayet edilmezse O toplumda huzur ve güven ve toplum mutluluğu nasıl sağlanır. Sağlıklı bir toplum yapısı ortaya çıkar mı ?

İslami bir tesettürle bakılması haram olan yerlerinin hiçbiri açık değildir, ayrıca da cazibe sunan hiçbir yerler de açık değil kapalı ve örtülü.

İşte böylece bir erkek kadına baktığında onda nefsani arzu oluşturacak hiç birşey göremiyecektir. O Bayan başta takva elbisesi olmak üzere, Allahın emrettiği dış elbisesi ile korunmuş ve ona bir değer, bir saygı atfedilmiştir.

İşte bu elbiseyi giyenler, kendilerini münafık, kafirlere karşı onların şeytani ve nefsi amellerine karşı korur ,onları sanki birer kalkan veya zırh gibi muhafaza altına alır. İşte bu nedenlerden dolayı da onlar eziyet görmezler. Yani kötü maksatlı erkekler tarafından sözlü taaruzda bulunulmazlar, onlara sarkıntılık etmezler, söz ve haya yönünden inciltinmez , takip edilmez ve kötü söz ve hitaplarla zinaya da zorlanmazlar.

Çünkü bunları yapacak olan erkek takımı bellidir. Maalesef Mümin olmayan Erkekler şeytandan ve nefsinden bir dürtü ve bir vesvese aldığında kadına hoş olmayan her türlü muameleyi yapabilmektedirler.

İşte kadının örtünmesinmdeki asıl amaç burada kendini açık gösteriyor , ŞER ri ortadan kaldırmak ve bu örtünme ile şeytanin vesvesesini etkisiz hale getirmek,şeytanın fesat yolunu kapamak, ve şeytandan gelebilecek her türlü hayasızlığın önüne geçmektir.

Yani siz örtünme ayetine uyduğunuzda daha başlangıçtan itibaren şeytanın önemli bir kozunu elinden alıyor, yok ediyorsunuz ki, bu koz ki, onun vesvesesi ve telkinleridir. İşte şeytanı ve onun azgın taraftarlarını bu şekilde etkisizleştirsiniz ve şer olan bir olayın çıkmamasına da öncülük edersiniz ki bu toplum huzur ve güveni için en önemli şarttır

Anlaşılacağı üzere toplumun düzeni ve huzurunu sağlamak için Allahın emirlerinden biri olan tesettürü uygulamak şart ve zorunludur. Yani toplum adına zorunluluktur. Fert adına değil, ferdin topluma, toplum düzenine karşı uyacağı yükümlülük açısından zorunluluktur. Yaşadığı bu topluma karşı yükümlü olduğu zorunluluk olacaktır. (Allahın nizamına karşı olacaktır.)

Evet, Bu aynı zamanda da belli ilkeleri uygulama adına bir zorunluluktur. Neden zorunluluk diyorum ? Toplumun selameti güveni ve huzuru için.

Toplumun ıslahı ve haklarını koruma adına şehvetten riyadan azgınlıktan muhafaza etme adına belli ilkeleri uygulama adına zorunluluk. Şeytanin vesvesesini etkisiz hale getirmek, şeytanın fesat yolunu kapamak, ve şeytandan gelebilecek her türlü hayasızlığın önüne geçmek üzere zorunluluktur. Ve bu zorlama ve zorunluluk Yine toplumun (İnsanların), huzur ve güvenliğini korumaya yönelik olduğu içindir.


NOT: İslami sitede Yazar iken, bu konuda benimle yapılmış bir röportaj var
yazacağım
30 Nisan 2010 21:47
Yitiksevda
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

İnsana verilen nimetler sayesinde en küçük fitneden en büyüğüne kadar her hususta hassas duyarlılıkta olması islami olmayan durumlarda tepkisini ortaya koyabilmelidir. Önemsenmeyen küçük fitneler büyük fitnelere kapı aralar her daim.Ümmetin her daim uykuda kalmasını isteyen çevreler üstlendikleri görevleri icabı fitneyi yaymak için her yola başvurmaktadırlar.Günümüzde en büyük fitne diyebileceğimiz
‘’ŞEHEVİ’’ istek ve arzulara meyil bu kesimlere en büyük fırsatı vermektedir,zayıf karaktere sahip Müslümanlar bu fitneye düşmektedirler reklamından tutunda elbisesine kadar her alanda avcılar bu insanları kendi isteklerine esir etme çabasındadırlar İşte bu hususta Müslümanların fitneye düşmemesi için toplumun düzeni için ahlaki değerlerin yaşanması için bu ve benzeri ilkelerin devamını sağlamak adına hukuk ilklerini uygular bu uygulama asla zorlama değil bilakis güven ve huzurun teminatıdır..

İslam süslenme ve güzelliği göstermeye meyilli olan fıtri isteklere rağmen belli hükümler ile Allah’ın nuru ile aydınlanan Mümin Erkek ve Kadınlara emirlere uyma farziyeti yükler İslam’ın emirlerine uyma hususunda tereddütsüz bir teslimiyeti öngörür bu hususta sorumluluk yükler….

Günümüz sözde modern ! ama hakikatte cahiliye olan yaşam standartlarında göğsünü ve başını pervazsızca ahlaki erdemleri yok sayacak derecede şehevi isteklere mahkum olmuş bir toplum saçı boynu küpesi bileziği vb hususlarda ölçüyü kaçırmıştır..

Nisa suresi 31 ayeti kerimesi Nazil olduğunda Hz Aişe annemizden nakledilen şu rivayet teslimiyetin ne denli olduğunun izahıdır:

"Allah ilk hicret eden kadınlara rahmet etsin. "Baş örtülerinin uçlarını yaka altlarına kadar sarkıtsınlar" ayeti inince fistanlarını parçalayıp onunla örtündüler" (Buhari)
Bu izahatlar ile İslam toplumunun hissiyatı helal dairesi içinde güzelliğe olan sempatisini arındırmıştır.Güzellik ile toplumdan istenen hayvansal duygular değil bizzat insani duyguları en güzel biçimde yükseltmedir…..

Sizin dediğiniz bazda bakacak olursak İslam’ın haram saymış olduğu fiillerin tamamı her zaman İnsanların aleyhine olan davranış ve tutumlardır. işte bu noktada Toplumun ıslahı ve haklarını koruma adına şehvetten riyadan azgınlıktan muhafaza etme adına belli ilkeleri uygulaması Yine İnsanların huzur ve güvenliği içindir.Abdülhamit abi sizinle bu konuda hemfikirim Toplumun dejenere olmaması haya ve edebin elden bırakılmaması adına İslam inancını benimseyenler emirlere uyma hususunda mükelleftirler bu mükellefiyet huzurun sağlanması adınadır….

Evet abim sizin dediğiniz açıdan bakılınca yapılan uygulamalar zorlama değil bilakis temel ilkeler olarak sunduğumuz kavramların devamı içindir.Teşekkürler güzel bir bakış açısı oldu benim içinde….
30 Nisan 2010 19:35
Abdulhamit 1
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Alıntı:
müslümanlardan Üyemizden Alıntı
ABDULHAMİT KARDEŞ ,ŞİMDİ ALLAH HİÇ BİR KAVİM[KİŞİ] KENDİNİ DEĞİŞTİRMEDİĞİ HALDE,Ben onları değiştirmem diyor,ve buda ALLAHIN adil olduğunun en belirgin ispatıy ken,kendini değiştirmek istemeyen yani başını örtmek istemeyene nasıl bir zorlama olabilir.

Evet kişiler yaşadığı toplum içerisinde ki islam toplumu yani ŞERİAT[ALLAHIN KANUNU] ile yönetilen toplumların içerisinde inanan ve inanmayanların giyim ve kuşamları ,ayrıca hayatın her alanı İSLAMİ BİR DÜZENLEME İLE DÜZENLENİR AMA karşıdaki kişinin inancınada kısıtlama getirilirken bu kısıtlama tamamen İSLAMİ ŞERİATTA OLDUĞU GİBİ değildir kanaatindeyim.

örtünmek istemeyen birine başını değilde,BOĞAZdan tutun VE DİZ ALTIna kadar [BAYANLARDA] örtünmesi mecburi, kalan yerler ise İSLAMIN ŞERİATINI KABUL EDENLER İÇİN mecburidir.

Ayrıca bu gibi düzenlemeler hayatın her alanındada mevcuttur,örneğin islamda kiliseye ain yapmak yasak ama bu inançta olanlara bunu yasaklaya bilirmiyiz....Bunlar genel konular olduğu gibi her KONUYA AYNI HARAM PENCERESİNDE BAKMAK SAKINCALI KANAATİNDEYİM Kİ YANILIYORSAM LÜTFEN UYARIN....saygılar
DEĞERLİ KARDEŞİM YANILIYORSUN. BANA GÖRE TABİİ

BAŞÖRTÜSÜ ALLAHIN YAP DEDİKLERİ ARASINDADIR.

Fakat emrin yapılmaması kişinin vicdanına bırakılması veya dayatma yapılmaması ile toplumun huzuru ne kadar etkilenir ?

İsterseniz bu açıdan ele alalım konuyu

BAKIN TOPLUMUN HUZURUNDAN BAHSEDİYORUM VE TESETTÜRÜN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİYORUM Kİ TOPLUMUN HUZURU BUNDAN NE KADAR ETKİLENİR DİYORUM.

Bununla ilgili bir yazı hazırlamak üzereyim.

İnşallah birlikte değerlendiririz
30 Nisan 2010 18:45
Abdulhamit 1
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Ancak başörtüsüyle ilgili açıklamalarınızı biraz daha detayıyla vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Allahın yasaklama emirlerinden olan zina , hırsızlık, içki içme,
faiz vs Adaleti hakkı hukuku sağlama adına uygulanması dayatma değil bilakis İnsanın huzuru ve güveni için ise başörtüsü bundan neden hariç olsun.


İnşaallah detaylıca açıklayacam
SİZE YARDIMCI OLACAK AÇIKLAMAYI ŞÖYLE VEREBİLİRİM.

Allahın emirleri arasında biz kullarına yap dedikleri ile yapma dedikleri vardır. Allahın yap dedikleri, daha ziyade kulu ile kendi arasındaki münasebetleridir. Yap dedkleri genellikle ibadet ile igili olanlarıdır. Mesela namaz kıl, oruç tut, zekat ver, hac yap.

Yapma dedikleri ise daha ziyade toplumu ilgilendiren toplumsal münasebetlerdir. Toplum nizamını ilgilendiren konulardır. Yani kul hakkına tecavüzdür. Yani sizin de dediğiniz gibi Adaleti hakkı, hukuku sağlama adına İnsanın huzuru ve güveni için uygulanması elzem olanlardır

Örneğin hırsızlık yapma yaparsan kul hakkına tecavüz edersin. Adam öldürme, içki içme. İçersen o sarhoşlukla bir başkasının hakkına tecavüz edersin. Toplumun huzuru düzeni bozulur.

Beşeri siistemler bile insanın özgür iradesine bir kısıtlama ve yasaklama getirir. dahası bireylerini bu pisliğe bulaşmadan korur

Örnek mi istersiniz. Bakın sigara içme yasağı var ve devlet bunu koyar.. Kapalı yerde içemezsin içersen cezalandırılısın. Sigarayı pahalandıır. Umuma açık yerde içme caziblerini de ortadan kaldırır. Uyuşturucuya da önlemler alır ve bulaşanları cezalandırdığı gibi. Erişimini ortadan kaldıırrır

BAŞÖRTÜSÜ ALLAHIN YAP DEDİKLERİ ARASINDADIR.

Fakat emrin yapılmaması kişinin vicdanına bırakılması veya dayatma yapılmaması ile toplumun huzuru ne kadar etkilenir ?

İsterseniz bu açıdan ele alalım konuyu
30 Nisan 2010 17:59
Yitiksevda
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Ancak başörtüsüyle ilgili açıklamalarınızı biraz daha detayıyla vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Allahın yasaklama emirlerinden olan zina , hırsızlık, içki içme,
faiz vs Adaleti hakkı hukuku sağlama adına uygulanması dayatma değil bilakis İnsanın huzuru ve güveni için ise başörtüsü bundan neden hariç olsun.


İnşaallah detaylıca açıklayacam
30 Nisan 2010 17:35
Abdulhamit 1
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Alıntı:
Abdulhamit abim konuyu istediğiniz hususlarda beraber açabiliriz yeterki sonuç Allah'ın rızası nezdinde sonuçlansın herkesin fikrine dinlemek lazım ama sonucu Allah'ın yüce kelamına göre neticelendirmek en esas amacımızdır....Allah'a emanet olunuz...
Teşekkür ettim.


Alıntı:
Sizin sorunuza cevabım temel ilkelerin uygulanması bazında belli kuralların Adaleti hakkı hukuku sağlama adına uygulanması dayatma değil bilakis İnsanın huzuru ve güveni içindir.Ama İnançlar bazında kim olursa olsun baskı yapılamaz herkes kendinden sorumludur bize düşen esas görev Lisanı Hal ile insanlara örnek olmaktır kendi kapısının önünü temizleyemeyen birinden başkasının kapısının önündeki temizlikten sorumlu görmek ne kadar boş ise inançlarını hakkıyla yaşamayan bir yönetim toplumdan da Adaleti hakkı hukuku sağlamayı beklemek aynı oranda boştur..
GÜZEL BİR AÇIKLAMALIYDI TEŞEKKÜR ETTİM.

Alıntı:
Sayın abim başörtüsü dayatma değil bizat Allah'ın emridir bunda anlaşalım öncelikle benim anlatmak istediğim bir insan Başını örtmek istemiyorsa zorla örtmeye yöneltilemez çünkü zorlama ile yapılan bir emir gönülsüz olunca Mürailiğe sebep olur Örneğin: Kız evladım var başörtüsünün Allah'ın emri olduğu bilincini kavramadan benim zorlamam ile örtecekse örtmesin diyorum çünkü o örtme Allah'ın emrinde ötürü bir örtünme olmaz zoraki bilinçsizce bir örtünme olur önemli olan hakkı anlatarak benliğine yerleştirerek o farziyeti yerine getirmesini sağlamaktır...
Ancak başörtüsüyle ilgili açıklamalarınızı biraz daha detayıyla vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Allahın yasaklama emirlerinden olan zina , hırsızlık, içki içme,
faiz vs Adaleti hakkı hukuku sağlama adına uygulanması dayatma değil bilakis İnsanın huzuru ve güveni için ise başörtüsü bundan neden hariç olsun.

İstiyorsanız ben de bu konudaki düşüncelerimi açıklayayım . Ortak noktalarımız çıkacaktır.

Saygılarımla
29 Nisan 2010 20:56
Yitiksevda
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Size sorum bana sorup ta cevab vermeye zaman bulamadığım bir sorunun benzeri olacak. Madem ki başörtüsü bir dayatma diyorsunuz.

Sayın abim başörtüsü dayatma değil bizat Allah'ın emridir bunda anlaşalım öncelikle benim anlatmak istediğim bir insan Başını örtmek istemiyorsa zorla örtmeye yöneltilemez çünkü zorlama ile yapılan bir emir gönülsüz olunca Mürailiğe sebep olur Örneğin: Kız evladım var başörtüsünün Allah'ın emri olduğu bilincini kavramadan benim zorlamam ile örtecekse örtmesin diyorum çünkü o örtme Allah'ın emrinde ötürü bir örtünme olmaz zoraki bilinçsizce bir örtünme olur önemli olan hakkı anlatarak benliğine yerleştirerek o farziyeti yerine getirmesini sağlamaktır...

İnsan fiillerini gerçekleştirirken kendisinin dışında bir gücün baskısı ve zorlaması altındamıdır, yoksa kendi özgür iradesi ile seçme hakkına sahipmidir ?

İnsan kendi fiillerinin yaratıcısıdır (Bu yaratma kavramını Allah'ın yaratması ile karıştırmayalım) Fiili yaparken kendisi sorumludur Allah bu hususta neticeye onay verir hidayete doğru atılan bir adım ise Allah hidayete ulaşmasına onay verir tam tersi sapkınlığa doğru atılan bir adım ise sapkınlığına izin verir yani kısaca Hidayette sapkınlıkta insanın kendi özgür iradesi sonucu ile elde edilen bir olgudur...Allah'ın bu hususta herhangi bir baskısı yoktur gidilen yola göre sonucuna onay verir takdir eder.....

Bu sizin bana sorduğunuz soruydu

BUNA EK OLARAK ŞÖYLE SORAYIM.

İslam devletinde şeriat uygulanır. Kanunlar bu şeriata göre belirlenir. Örneğin içki , kumar, zina yasağı vs konulduğunda bunların ortamları da kaldırılır. Yani siz içki içmek isteseniz de bulamazsınız. Çünkü satılmaz ve kimse de size veremez.

Şimdi bu özgür bir irade midir ? Allah o insanı nasıl sınayacak ? İçki içmek istiyor ama içemiyor, kumar oynamak ,zina yapmak istiyor ama yapamıyor. Bayanlar başörtüsü takmak istemiyor , ama zorla taktırılıyor. Bu durum insanın özgür iradesinin bir gücün baskısı ve zorlaması altında olduğunu göstermiyor mu ? Bu böyle değil midır. Böyle mi olmalı ?


İslam tarihine baktığımızda farklı din kavim ırk vb kavramları bir arada tutarak birlik ve beraberlik altında yaşamı Kuran rehberliğindeki temel öğretiler ile Hz Muhammed (s.a.a) o devrin siyasi ve medeni hayatında çığır açmıştır..

İlahi dinlerin esasına baktığımızda en temel kavramları olan Adalet- Hakk- Hukuk
Din - Mal- Can- Namus gibi en temel insan haklarını koruma altına alarak farklı kimliklerde toplumları ve bireyleri aynı oranda eşit haklara sahip olmaları açısında koruma altına almıştır.İslam ise her alanda hayatın içine girerek maddi ve manevi anlamda kendine has üstün ilkeleri ile tüm ilahi dinleri esas bir çizgide birleştirmiştir.

Sizin sorunuza cevabım temel ilkelerin uygulanması bazında belli kuralların Adaleti hakkı hukuku sağlama adına uygulanması dayatma değil bilakis İnsanın huzuru ve güveni içindir.Ama İnançlar bazında kim olursa olsun baskı yapılamaz herkes kendinden sorumludur bize düşen esas görev Lisanı Hal ile insanlara örnek olmaktır kendi kapısının önünü temizleyemeyen birinden başkasının kapısının önündeki temizlikten sorumlu görmek ne kadar boş ise inançlarını hakkıyla yaşamayan bir yönetim toplumdan da Adaleti hakkı hukuku sağlamayı beklemek aynı oranda boştur..

İran hususunda rahatsız olduğum mevzu Kimseye İnancından ötürü baskı yapılamaz iseteyen istediği gibi inanma hakkına sahiptir.....İslam dini hoşgörü merhamet ve saygı dinidir Eğer bizler İslam adına saygı bekliyor isek öncelikle islamın temel hak ve hürriyetlerini çok iyi anlamalıyız..

Örneğin: Biz namaz kılıyoruz yanı başımızdaki arkadaşımız ise namaz kılmıyor bu kişiye dayatma ile namaz kıldırmak İslam'a uyarmı ? Dersek elbette uymaz çünkü biz kıldığımız o namaz ile yanıbaşımızdakine ne kadar erdemli olmayı gösterebiliyoruz eğer o namaz bizi Şirkten-Nifaktan-Haramdan vb yasak fiillerden alıkoymuyorsa nasıl başkasından namazı kılmasını bekleyebiliriz işte bu esas sorun Ya olduğu gibi görünmek yada göründüğü gibi olmak arasında bocalamaktır.İnşaallah anlatabilmişimdir Abdulhamit abim konuyu istediğiniz hususlarda beraber açabiliriz yeterki sonuç Allah'ın rızası nezdinde sonuçlansın herkesin fikrine dinlemek lazım ama sonucu Allah'ın yüce kelamına göre neticelendirmek en esas amacımızdır....Allah'a emanet olunuz...
29 Nisan 2010 18:37
Abdulhamit 1
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Alıntı:
YitikSevda Üyemizden Alıntı
Adalet İslam’ın en temel ilkesidir, peki bu ilkeyi Müslüman ülkeler uygulayabiliyor mu ?
imi
Abdulhamit abim Müslüman ülkeler diyebileceğimiz halkları müslüman olanlar isimlerini zikretmeden şöyle bir bakalım:

En başta kendi yaşadığımız ülke Adalet (A) sı bile uygulanmıyor Laik sistem ve kemalizmin dini hakim . Bireysel olarak bakacak olursak Anne Baba evlada adil davranmazken Evlad daha kötümser bir durumda karşılık vermekte ..Anne gayri meşru yollardan doğurduğu evladını ! çöpe atabilecek kadar zalim baba mal mülk sevdası yüzünden öz evladını vurabilmekte bireylerin kendi aralarında sağlayamadığı bir Evrensel ilkeyi Yönetimlerden beklemek abestir...

Yakın komşumuz İran Yönetim ilkleri ne kadar islami olursa olsun uygulanmıyor en başta Din ve Vicdan hürriyeti askıda örneğin Başörtüsü takmayan birine dayatma yaparak örtünmesini sağlamak ne kadar Adaletli bir bakış yada Mezhepsel dayatmalar Allah rahmet eylesin İMAM HUMEYNİ'NİN gerçekleştirdiği devrim Adaleti sağlama adına idi ama zamanla devrim erlerinin baki aleme göçmesi ile devrim eski zorba yönetimin yapmış olduğu adaletsizlikleri yapmaya başladı Ali Şeriati gibi bir düşünürü dahi kabullenemeyen molla düzeni mezhepsel bakıştan ziyade mezheplerini dinleştiren Şia bakışı vs gibi olgular ne yazık ki Adalet adına bir yönetim yok.

Kendi nazarımda Adalet ilkelerini uygulayan Ehli Kitap yönetimleri daha evla görürüm çünkü Adalet evrensel bir ilkedir İslam ümmeti için değil tüm insanlar için geçerlidir Halkını ezmeyen sömürmeyen insan değeri veren bir yönetim Din farkı gözetmezsizin bana göre daha Adildir...
Sunduğunuz güzel düşünce ve fikirleriniz için teşekkür ederim.

Yakın komşumuz İran Yönetim ilkleri ne kadar islami olursa olsun uygulanmıyor en başta Din ve Vicdan hürriyeti askıda örneğin Başörtüsü takmayan birine dayatma yaparak örtünmesini sağlamak ne kadar Adaletli bir bakış

DEMİŞSİNİZ.

YERİ GELMİŞ İKEN SORAYIM

Size sorum bana sorup ta cevab vermeye zaman bulamadığım bir sorunun benzeri olacak. Madem ki başörtüsü bir dayatma diyorsunuz.

İnsan fiillerini gerçekleştirirken kendisinin dışında bir gücün baskısı ve zorlaması altındamıdır, yoksa kendi özgür iradesi ile seçme hakkına sahipmidir ?

Bu sizin bana sorduğunuz soruydu

BUNA EK OLARAK ŞÖYLE SORAYIM.

İslam devletinde şeriat uygulanır. Kanunlar bu şeriata göre belirlenir. Örneğin içki , kumar, zina yasağı vs konulduğunda bunların ortamları da kaldırılır. Yani siz içki içmek isteseniz de bulamazsınız. Çünkü satılmaz ve kimse de size veremez.

Şimdi bu özgür bir irade midir ? Allah o insanı nasıl sınayacak ? İçki içmek istiyor ama içemiyor, kumar oynamak ,zina yapmak istiyor ama yapamıyor. Bayanlar başörtüsü takmak istemiyor , ama zorla taktırılıyor. Bu durum insanın özgür iradesinin bir gücün baskısı ve zorlaması altında olduğunu göstermiyor mu ? Bu böyle değil midır. Böyle mi olmalı ?

Saygılarımla
28 Nisan 2010 20:30
Yitiksevda
RE: Tevbe 29 ayetinin yorumu (Cizye )

Adalet İslam’ın en temel ilkesidir, peki bu ilkeyi Müslüman ülkeler uygulayabiliyor mu ?
imi
Abdulhamit abim Müslüman ülkeler diyebileceğimiz halkları müslüman olanlar isimlerini zikretmeden şöyle bir bakalım:

En başta kendi yaşadığımız ülke Adalet (A) sı bile uygulanmıyor Laik sistem ve kemalizmin dini hakim . Bireysel olarak bakacak olursak Anne Baba evlada adil davranmazken Evlad daha kötümser bir durumda karşılık vermekte ..Anne gayri meşru yollardan doğurduğu evladını ! çöpe atabilecek kadar zalim baba mal mülk sevdası yüzünden öz evladını vurabilmekte bireylerin kendi aralarında sağlayamadığı bir Evrensel ilkeyi Yönetimlerden beklemek abestir...

Yakın komşumuz İran Yönetim ilkleri ne kadar islami olursa olsun uygulanmıyor en başta Din ve Vicdan hürriyeti askıda örneğin Başörtüsü takmayan birine dayatma yaparak örtünmesini sağlamak ne kadar Adaletli bir bakış yada Mezhepsel dayatmalar Allah rahmet eylesin İMAM HUMEYNİ'NİN gerçekleştirdiği devrim Adaleti sağlama adına idi ama zamanla devrim erlerinin baki aleme göçmesi ile devrim eski zorba yönetimin yapmış olduğu adaletsizlikleri yapmaya başladı Ali Şeriati gibi bir düşünürü dahi kabullenemeyen molla düzeni mezhepsel bakıştan ziyade mezheplerini dinleştiren Şia bakışı vs gibi olgular ne yazık ki Adalet adına bir yönetim yok.

Kendi nazarımda Adalet ilkelerini uygulayan Ehli Kitap yönetimleri daha evla görürüm çünkü Adalet evrensel bir ilkedir İslam ümmeti için değil tüm insanlar için geçerlidir Halkını ezmeyen sömürmeyen insan değeri veren bir yönetim Din farkı gözetmezsizin bana göre daha Adildir...
Bu Konuda 10 fazla Cevap bulunuyor. Bütün Cevapları görmek için buraya tıklayın.

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Mesaj Yazma Yetkiniz Var
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.kaabalive.net Bir Ayet Bir Hadis Bir Söz | www.medineweb.net Yeni Sayfa 1
.::.Bir Ayet-Kerime .::. .::.Bir Hadis-i Şerif .::. .::.Bir Vecize .::.
     

 

 Medineweb Sosyal Medya Gruplarımız:  Medineweb  Medineweb  Medineweb  Medineweb Medineweb     

  www.alemdarhost.com sunucularını Kullanıyoruz.