Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Kur'ân-ı Kerim Genel (https://www.forum.medineweb.net/200-kur-i-kerim-genel)
-   -   Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS.... (https://www.forum.medineweb.net/kur-i-kerim-genel/1334-kuran_i-kerimin-ucte-birine-esit-olan-sure-ihlas.html)

_Hasene_ 09 Kasım 2007 16:36

Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
Bismillahirrahmanirrahim!

Aziz kardeşlerim! Sûre her yönü ile gayemize ışık tutmaktadır. Şayet Müslümanlar bu sûreyi ve kasdettiği manayı anlayarak onu gözlerinin önüne koysalar, kalbler ve azaları onunla bütünleşse birlik ve beraberlikleri için başka şey aramaya gerek kalmaz.

Yahudilerden bir cemaat Resulullah'a gelerek : «Sen bizi Allah'a davet ediyorsun, gayemizin Allah'a kavuşmak olduğunu söylüyorsun. O halde Rabbını tarif et.» dediklerinde: «Ey Muhammed de ki: «Allah birdir. Hiç bir şeye muhtaç değildir. O ne doğmuş, ne de doğurmuştur. O'nun hiç bir dengi yoktur.» sûresi indi. Bu sûre, kısalığı, belagat ve akıcılığı ile beraber bütün ulûhiyet haklarını içinde toplamış, gayeyi şu âyetlerin de belirttiği gibi belirtmiştir:

«Ey Peygamber, insanları Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et.(İnsanları Allah'a davet edip salih amel İşleyen ve«Ben Müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel sözlü kimdir?)
«içinizde hayra davet eden, iyiliği emredip kötülükten meneden bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte onlardır.»

«Ey Peygamber biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, Allah'ın İzniyle Allah'a davet eden bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.»
Davet; başlangıcı, sonucu, eti ve budu ile, insanların gerçek olarak Allah'a kavuşması, O'nu hakkiyle tanıması ve böylece dünyada Allah'ın yardımına, ahirette ise güzel mükâfatına kavuşmak değil midir? Yer ve gök bu gaye için ayakta durmuyor mu? Peygamberler de bu gaye için gönderilmediler mi? Bu sûre kısa olmasına rağmen, Kur'an'ın üçte birine muadildir.

Birgün Resulullah (s.a.v) ashabına gelerek : «Sizden bir gecede Kur'an'ın üçte birini okumaya gücü yetecek var mıdır?» buyurdu. Sahabe: «Nasıl olur ey Resulullah!» dediler. «Kul huvallahu ahad, Kur'an'ın üçte biridir,» buyurdu.

O halde İhlâs sûresini üç defa okuyan kimse Kur'an'ı hatmetmiş olur. Bu üç kelimede bütün ulûhiyetin kemalâtı vardır. «Allah» lafzâ-i celîlesinde zâti ilâhînin, «Ehad» kelimesinde sıfatlarının, «Samed» kelimesinde ise fiilerin kemalâtı vardır. Zât, sıfat ve fiillerin kemalâtı ulûhiyyetin kemalâtıdır.

Âlimler, «Kur'an; ahlâk, ibadet ve akaidi, İhlâs sûresi ise, akaidi toplamıştır. İhlâs Kur'an'ın üçte biridir.» demekle gerçeği dile getirmişlerdir.

Kardeşlerim! Marifetullah beşerî ıslahatın temelidir. Kalb de marifetullah'ın yurdudur. Kalbe marifetin girmesi ise, gayet kolaydır. Sizlere bir misal vereyim. Tren yolunda, trenin yönünü değiştirmekle görevli bir makasçı, treni yüklenerek başka yöne koymuyor. Sadece basit bir değneğe hafifçe dokunarak rayı değiştiriyor, böylece zorluk çekmeden treni istediği yöne sevkedebiliyor. İnsan kalbi ile, marifetullah da böyledir. Marifet makasçının değneğine benzer. Kalbe temas ettiğinde, yönünü değiştirir, kalbin yönü değişince, ferdin bütün azaları harekete geçer. Ferdin değişmesi ise, milletin değişmesi demektir. Çünkü toplum fertlerden meydana gelir.

«Kulhuvalahu ahad - o Allah birdir.» Aziz kardeşim; bu başlangıca dikkat et. Burada «Allahu ahad» «Allah birdir» demedi. «Huve» lafzını getirdi. Bu lafız zihinde güzel bir manevî suret çiziyor, kalbi, marifetullah'a hazırlıyor. Çünkü «huve» zamiri marifetullah'ın yerinin, lisan değil kalb olduğuna işaret ediyor. «Huve» insan kalbine Allah'ı hatırlatma ve insanlığa bir çağrıdır.«Ey Âdemoğulları! Ben size şeytana tapmayın,sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, İşte doğru yol budur diye emretmedim mi?»

«Huve» zamirinin muhatabı kalbdir.

Allah Teala, bütün uluhiyet mânalarını zâtında toplamıştır. «O Allah birdir» cümlesi, insan kalbine kemali ulûhiyet duygusunu yerleştiriyor. Allah Teala'dan başka kemalâta eren kimse olmadığını beyan ediyor.

«Allahussamed» : Allah kimseye muhtaç değildir. Burada «Allah» lafzı celîli niçin tekrar edildi? Diye sorana «insan, ruhunun çağrısına cevap olarak tekrar zikredildi» deriz. Çünkü nefis kemalî ulûhiyeti tanıdıktan sonra ona alışır ve tekrar zikredilmesinden lezzet duyar. İşte onun bu isteğine uyularak iade edilmiştir. «Allahussamed» Allah kemali ulûhiyetle muttasıl, ihtiyaçların giderilmesi için matlup ve maksuddur. Bunların hepsi Allah ile kulları arasındaki amel? alâkayı tanzim eden mânalardır. «Allah» lafzı, zâtındaki kemali ulûhiyete; «Ahad» lafzı sıfatlarındaki kemali ulûhiyete; «Essamed» ise fiillerindeki kemali ulûhiyete işaret etmektedir.

Aziz kardeşim, eğer bir ihtiyacın varsa, zâtında, sıfatında ve fiillerinde kâmil olan, her şeye gücü yeten, her şeyin yegâne mutasarrıfı olan, Allah'a ilet. Şayet kemali ulûhiyeti idrâk etmişsen, her şeyin tek yöneticisi olduğunu anlamışsan, başkasına sığınma sakın! herkesin muhtaç olduğu Allah'tan başkasına itimad etme. Ey kul! Allah'a yönel. Bil ki «yalnız sana ibadet ederim.» derken «Ahad», bir olan. Allah'ın zâtının hakkını veriyorsun.

«Yalnız senden yardım isterim»derken de «samed»; kimseye muhtaç olmayan Allah'ın sıfatının hakkını veriyorsun.

Bu mânalar insan nefsinde yerini alınca, kalbin daimî bir ahlâkı, ayrılmaz bir niteliği olunca, ruhu berraklaştırınca, artık o insan Allah'tan başka kimseden korkmaz, O'ndan başkalarından bir şey istemez.
İnsan, Allah'tan bir an bile habersiz olmazsa, artık Allah Teala onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, çalıştığı eli, yürüdüğü ayağı olur. «Görür gibi Allah'a ibadet et. Şayet sen O'nu görmüyorsan O seni görür.»
İnsanda bu mâna tahakkuk ettiğinde, musibetler peşine gelse de o kimse huzurludur. «Allah'a yönelenler; iman edip Allah'ı zikrederek kalbleri huzura kavuşanlardırİyi bilinmelidirki kalbler Allah'ı zikretmekle huzura kavuşur.

İşte temel gaye budur. Bu davanın sancısını taşımak isteyenlerin kalblerinin bu gaye etrafında toplanması, şehvet ve meyillerinden çıkarılmaları marifetullah'ı nefislerine yerleştirmeleri, Allah sevgisinin; mal, evlat ve eşlerinden daha üstün olması şarttır. «Ey Muhammed de ki:«Eğer babalarınız oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız; elde ettiğiniz mallar, durgunluğundan korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evler; Allah'tan,peygamberinden ve Allah yolunda cihad etmekten sizin için daha fazla sevgili ise, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyîn.»

Aziz kardeşlerim! Biz de bu mânadan istifade etmek istiyoruz.
Kalblerimizi Allah'a bağlamakla, Allah'ın marifet nuru ile doldurmak, her şeyde Allah'a itimad etmek istiyoruz. Sûrenin geriye kalan âyetleri «O ne doğurmuş ne de doğmuştur. O'nun hiç bir dengi yoktur.»Allah'ın zât, sıfat ve ef'alindeki kemalâtını, ruhlarda daha da sağlamlaştırıyor.Allah Teala'nın zâtında, beşer hususiyetinden olan doğma ve doğurma sıfatlarını reddediyor.

Son olarak da şunları söylemek istiyorum : Yüce, büyük, kudret ve kuvvet sahibi,her şeyin mülkü elinde olan Allah,Kitab'ında, bizlere bir emanet yüklemiş, önümüze bir davet koymuş ve hayat nizamımızı bize çizmiştir. Çizilen bu program muvacehesinde devam eden. O'na sımsıkı sarılan millet kalkınmıştır.

«Sen, sana vahyolunana sımsıkı sarıl. Muhakkak ki sen doğru bir yoldasın.»

Aziz kardeşlerim! Madem ki bizler Resulullah'ın davetini yüklendik, o halde gerçek olarak Allah'a sarılalım.Marifetullah uğrunda zâtımızı unutalım.Allah'ın tevcihatı ile,tek saf olarak gayeye «doğru yürüyelim. Bugün dünya, bulunduğu çöküşten kurtulmak,Allah'ın nurunda yollarını bulmak için bizden yardım bekliyor. Sizler şu âyete icabet ediyor musunuz :«Ey iman edenler: Allah'ın resulü sizi kendinize, hayat verecek şeylere davet ettiği zaman hemen Allah'ın ve Resulünün davetine uyun.»

Hepinizin kalbini bu saf ve temiz gaye etrafında toplanmaya davet ediyorum. Hepimiz saf ve temiz bir kardeşlik duygusu ile Allah'a koşalım, bu prensipleri gerçekleştirmek için çalışalım ve Allah'ın sancağını yükseklerde tutalım. Bunlar bir rüyadır. Ancak tabiri mümkündür. Hepinizden bu rüyanın Yusuf'u olmanızı istiyorum. Sözümü bitirirken benim ve sizlerin bağışlanmasını istiyorum.

Salât ve selâm Efendimiz Muhammed (s.a.v.)'e, âl ve ashabının üzerine olsun.

Müellif:Hasan el Benna (r.a)

Emekdar Üye 09 Kasım 2007 16:40

Cvp: Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]
1 - De ki; O Allah bir tektir.
2 - Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir)
3 - Doğurmadı ve doğurulmadı
4 - O 'na bir denk de olmadı.

KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ
(ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)
Rabbime binlerce kez sükürler olsun ki bize bu kadar nimmet nasib etmis,
bir kez ihlas suresini okuyana bille bu kadar mükafat var ama malesef biz bunun degerini billmiyoruz.
Rabbim affetsin bizi.

hem kısa hemde çok güzel bir süre huy edinelim hergün okuyalım inşAllah..
paylasim icin Allah razi olsun...[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

iklimya 09 Kasım 2007 17:30

Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
İşte temel gaye budur. Bu davanın sancısını taşımak isteyenlerin kalblerinin bu gaye etrafında toplanması, şehvet ve meyillerinden çıkarılmaları marifetullah'ı nefislerine yerleştirmeleri, Allah sevgisinin; mal, evlat ve eşlerinden daha üstün olması şarttır. «Ey Muhammed de ki:«Eğer babalarınız oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız; elde ettiğiniz mallar, durgunluğundan korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız evler; Allah'tan,peygamberinden ve Allah yolunda cihad etmekten sizin için daha fazla sevgili ise, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyîn.»
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Seyyid 09 Ekim 2008 17:24

Cvp: Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
İhlas süresini okuyan kişinin bir hatim sevabı kazandığını ifade eden hadisler mevcutur.

Ebu Said (ra) anlatıyor: "Resulullah (as) bir gün ashabına: "Sizden biri bir gecede Kuranı Kerimin üçtebirini okumaktan acizmidir? diye sordu.

Buna hangimiz güç yetirebilir? dediler. Resulullah (as): "Allahu Ahad, Allahus Samed (İhlas Süresi) Kuranın üçte biridir." buyurdu. (Buhari, Fedailul Kuran 13, Tevhid 1)

İhla süresinin Kuranı Kerimin üçte birine denk olma meselesi, müfessirlerce, Kuranı Kerimin Tevhid, Risalet, Ahiret olmak üzere üç ana davasında birincisini işlemesi sebebiyle diyerek açıklamıştır.

Nevevî, Mâzirî'nin: "Kur'an üç kısımdır: "Kıssalar, Ahkam, Allah'ın sıfatları", İhlâs suresi, Allah'ın sıfatları kısmını özetler" şeklinde yaptığı bir te'vili kaydeder.

Bu açıklamalar yukarıda kaydedilen hadislerin bir yönüyle ilgilidir. Bir de bunların okunması halinde elde edilecek sevap yönü var. Yani bir İhlas sûresini okumakla Kur'ân'ın tamamını okuma hâlinde elde edilecek sevabın üçte birini elde etmek veya üç İhlâs okuyarak bir hatm-i Kur'ân sevabını elde etmek meselesi. Hadis-i şerif bunu da açık olarak ifade etmekte ve mü'minler, tâ bidayetten beri buna inanmaktadır.

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Allah namına konuşur, Allah'ın sevapda, günahta, şu veya bu ameli değerlendirmekteki sünnetullah'ı bildirir. Binâenaleyh hadis, her çeşit mübâlağa ve mücâzefeden uzaktır, ayn-ı hakikattır. Demek ki, bir seyyieyi bir olarak yazarken, bir haseneyi en az on misliyle yazmayı (En'am 160) veya Kadir gecesinde yapılan hayırları otuz bin yazmayı kendisine sünnet (sünnetullah) yapan Cenab-ı Hakk, üç İhlas'a veya dört Kul yâ eyyühe'lkâfirun'a... bir hatim sevabı yazmayı da kendisine sünnet yapmıştır. Bu teferruatın tebliğini de Rabb-i Rahimimiz, Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm)'ine tevdi etmiştir. Bu gibi rivayetlere tereddütle bakıncaya kadar "Mü'minin niyeti amelinden hayırlıdır" hadis-i şerifi mucibince, tam bir teslimiyetle, bir hatim sevabı alacağım niyetiyle, belirtildiği şekilde okumak mü'minlik âdâbına uyan yegâne yoldur. Cenab-ı Hakk rahimdir, kerimdir ve rahmetinin sınırı yoktur. Üç İhlâs'a bir hatim değil, şartlara ve ihlâsımıza göre daha fazlasını da verebilir ve Resûlünü tekzib etmez.

Bu hususta Bediüzzaman hazretlerinin kıymetli bir açıklamasını aynen sunuyoruz: "Kur'ân-ı Hakim'in her bir harfinin bir sevabı var. Bir hasenedir. Fazl-ı İlâhîden o harflerin sevabı sümbüllenir, bazan on tane verir, bâzen yetmiş, bazen yedi yüz (âyetel-Kürsî harfleri gibi), bâzen bin beş yüz (sure-i İhlâs'ın harfleri gibi), bâzen on bin (Leyl-i Berât'ta okunan âyetler gibi), ve bâzen otuz bin, meselâ haşhaş tohumunun kesreti misillü (Leyle-i Kadir'de okunan ayetler gibi). Ve o gece, bin aya mukabil işâretiyle bir harfinin o gecede otuz bin sevabı olur, anlaşılır. İşte Kur'ân-ı Hakim, tezâuf-u sevabiyle (sevabın katlanması, artması) beraber elbette müvazeneye gelmez ve gelemiyor. Belki asıl sevab ile bazı surelerle muvazeneye gelebilir.

Meselâ: İçinde mısır ekilmiş bir tarla farzedelim ki, bin tane ekilmiş. Bazı habbeleri yedi sümbül vermiş farzetsek, her bir sümbülde yüzer tane olmuş ise, o vakit tek bir habbe bütün tarlanın iki sülüsüne (üçte ikisine) mukabil oluyor. Mesela birisi de on sünbül vermiş, her birinde iki yüz tane vermiş, o vakit bir tek habbe asıl tarladaki habbelerin iki misli kadardır. Ve hâkeza kıyas et....

Şimdi, Kur'ân-ı Hâkim'i, nuranî, mukaddes ve mezraa-i semaviyye (semavî tarla) tasavvur ediyoruz. İşte herbir harfi asıl sevabiyle birer habbe hükmündedir. Onların sümbülleri nazara alınmayacak. Sure-i Yâsin, İhlâs, Fâtiha, Kul yâ eyyühelkâfirûn, İzâ zülziletil-ardu gibi sâir, faziletlerine dair rivayet edilen sure ve âyetlerle muvazene edilebilir. Meselâ: Kur'ân-ı Hakim'in üç yüz bin altı yüz yirmi harfi olduğundan sûre-i İhlâs besmele ile beraber altmış dokuzdur. Üç defa altmış dokuz, ki yüz yedi harftir. Demek sure-i İhâs'ın herbir harfinin haseneleri bin beş yüze yakındır. İşte sure-i Yâsin'in hurufatı hesap edilse Kur'ân-ı Hakim'in mecmu-u hurufatına nisbet edilse ve on defa muzâaf olması nazara alınsa şöyle bir netice çıkar ki: Yâsin-i Şerif'in her bir harfi, takriben beş yüze yakın sevabı vardır. Yani o kadar hasene sayılabilir. İşte buna kıyasen başkalarını dahi tatbik etsen, ne kadar latif ve güzel ve doğru ve mücâzefesiz bir hakikat olduğunu anlarsın."
Selam ve dua ile...

Huzurİslam 08 Ocak 2010 22:43

RE: Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
Paylaşımlar için Allah razı olsun

Hazan Mevsimi 07 Şubat 2010 16:20

RE: Kuran_ı Kerim'in üçte birine eşit olan süre: İHLAS....
 
Salât ve selâm Efendimiz Muhammed (s.a.v.)'e, âl ve ashabının üzerine olsun.


SAAT: 01:00

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306