Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Tevhid Ve Şirk Konuları (https://www.forum.medineweb.net/652-tevhid-ve-sirk-konulari)
-   -   ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?... (https://www.forum.medineweb.net/tevhid-ve-sirk-konulari/15198-seriata-gore-mi-yoksa-tarikata-gore-mi-soyleselim.html)

nuryuzlum 15Haziran 2009 19:00

ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?...
 
Mevlânâ Câmi kurulan mecliste bir yere oturdu, sağında ve solunda Hanefi ve Şâfii kadıları yerlerini aldılar. Bağdat hâkimi Hasan Bey, biraderzâdesi Maksud bey ve hatunun biraderzâdesi Halil bey de orada hazır olarak Mevlâna Cami'nin karşısında kendileri için ayrılan yere oturdular. Bağdat'ın diğer seçkinleriyle birlikte halktan da çok sayıda kimse orada toplandılar. Herkes hazır olunca Silsiletü'z–Zeheb meclise getirildi. Meclis ehli, hikâyenin mazmununu sâbık ve lâhik karinesiyle mülâhaza ettiler. Bu arada Mevlâna Cami şakayla karışık şöyle buyurdu:
"Silsiletü'z–Zeheb'de müminlerin emiri Hazreti Ali Radıyallahu Anh ve kıymetli çocuklarını övdüğümde Horosan Sünniler'inin beni râfizi ilân etmesinden endişeleniyordum. Oysa bilmezdim ki Bağdat'ta râfizilerin cefasına mübtelâ olacakmışım!...”
Orada bulunanlar konuyla ilgili yeterince bilgi sahibi olunca hayretlerinden parmaklarını ısırdılar. İttifak hâlinde dediler ki;
"Bu ümmet içinden hiç kimse Emir Ali hazretlerini bu şekilde güzel methetmemiştir. Onun şerefli menkıbelerini bu derece hoş bir üslûpla anlatan olmamıştır..."
Bu tespitin ardından Bağdat Kadılkudâtı, Hanefi ve Şafiî âlimleri ve mecliste hazır olan diğer ileri gelenlerin tamamı Mevlâna Cami'nin beyitlerinde anlatılan kıssanın sıhhati hususunda bir tutanak hazırladılar. Bu aşamadan sonra Mevlâna Cami, kadılar ve ileri gelenlerin huzurunda râfizilerin reisi Nimet Haydariye dedi ki;
"Sen bizimle şeriata göre mi söyleşmek istersin, yoksa tarikata göre mi?"
Nimet Haydari, "her ikisine göre..." diye cevap verdi.
Bunun üzerine Mevlânâ Câmi ona şöyle dedi:
"Öyleyse şeriatın emrine uy! Var, ömrün boyunca hiç kesmediğin bıyığını sünnet ölçülerine göre düzelt."
Mevlânâ Câmi böyle der demez kendisini desteklemek üzere orada bulunan şirvanlı bir grup sünni, Nimet Haydariyi tutarak bıyıklarını sünnete uygun şekilde kestiler. Mevlâna Cami tekrar ona hitaben:
"Mademki şeriata göre eksik olduğun bu şekilde anlaşıldı, o hâlde sen tarikat ehli katında da merdud oldun, fakr elbisesinin nazarına eriştirmen gerek! Tâ ki senin için Fâtiha ve tekbir eyleye! kendi tarikleri kuralları üzere ona bir müddet gerek idi ki Kerbelâ'ya varıp orada sâdâttan tekbir alsın ve ondan sonra mücadele etmeye müstehak olsun..."

* * *
Bu hadisenin zuhurundan sonra Nimet Haydari, Silsiletü'z–Zeheb beyitlerine bazı uygun olmayan beyitler ilâve etmeye cüret etti. Kalabalık ve taassupta akranlarından daha çok küstahlık etmeye başladı. Bundan dolayı hâkim karşısına çıkarıldı. Suçu karşılığında Kahru siyasete çarptırıldı. Arkadaşlarına ibret olması için tazir ve teşhir edildi. Başına bir tahta külâh geçirilerek eşeğe ters bindirildi. O şekilde kendisine bağlı râfiziler eşliğinde Bağdat pazarını dolaştırdılar." Reşehât sahibinin aktarımı burada sona erdi...

* * *
Bu hâdise, sünni dünyada Câmi'nin zaten bilinen şöhretini daha da arttırdı. Osmanlı padişahı Fâtih Sultan Mehmet, Câmi'yi hac'dan dönerken İstanbul'a davet etmek için Hâce Atâullah Kirmâni'yi 500 altın hediye ile Halep'e gönderdiyse de, Kirmâni gelmeden birkaç gün önce Câmi Halep'ten ayrılmış olduğundan bu davet gerçekleşmedi. Câmi'nin bu davetten haberdâr olduğu ancak hem kendisine iyilikte kusur etmeyen Hüseyin Baykara'yı gücendirmemek, hem de Fâtih'i reddetmiş olmamak için haberciyle karşılaşmamayı tercih ettiği de söylenmekte.
Hac dönüşünde Tebriz'e uğrayan Câmi, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın kendisinden Tebriz'de kalmasını istemesine rağmen oradan da ayrıldı ve hicri 18 Şa'bân 878 miladı 8 Ocak 1474 tarihinde Herat'a döndü.
Câmi, halkı irşâda ehil ve icâzetli olmasına rağmen şeyhliğin zor bir iş olduğunu söyleyerek medresede talebe yetiştirmeye devam etmiş, geniş bir mürid halkası oluşturmamış, ancak çok ısrar edenlere gizlice evrâd telkin etmiştir.

* * *
Câmi Nakşibendiye tarikatı hakkında şunları buyurdu:
"Hâcegân hânedânının, özellikle Hâce Bahâeddin ve müridlerinin bazı hâllerini, sözlerini ve tarikat usûllerini anlattıktan sonra mâlum oldu ki, onların yolu Ehl–i Sünnet ve Cemaat inancına tâbi olup dini hükümlere ve Hazreti Peygamber'in sünnetine uymak, sürekli ve sadece Cenâb–ı Hakk'ı hatırlayarak bu şuurla kulluğa devam etmektir. Bu azizlere karşı çıkanlar, içlerini ve dışlarını nefs ve bid'at karanlığı kaplamış, hased ve taassup hastalığı gözlerini kör etmiş olan kişilerdir..."

* * *
Taşköprülü Mustafa Efendi, "Şekâiku'n–numaniyye fi ahvâli'l– Ulemâi'd–Devleti'l–Osmaniyye" adlı eserinin 7. kısmının zeylinde fâtih devri âlimlerinin hâl tercümelerini verirken Câmi hazretleri hakkında şunları yazmakta:
"Rivayet olundu ki, Erdebil âsileri Horasan'a akın ettikleri sırada Câmi'nin oğlu babasının cenazesini kabrinden çıkartarak başka bir vilâyete götürdü ve orada defnetti. Ne zaman ki, âsiler Horasan'ı istilâ edip, Câmi'nin kabrini açtıkları vakit içinde bir şey bulamadılar, ancak bir kaç tahta parçasını yaktılar." (Mısır tab'ı saife 294)

* * *
Mevlânâ Câmi hazretleri hicri 898 yılının 18 Muharreminde, miladı 9 Kasım 1492 Perşembe gecesi sabah ezanı zamanında "Rabbine dön" emrine uyarak ruhunu teslim ve gözlerini âlem–i fenâya kapattıkları zaman devrin büyük hakanı Sultan Hüseyin Baykara ve vezir Ali Şir Nevâi ve başka devlet büyükleri ile seyyid, âlim, şeyh, derviş ve salihlerden bir cemâât hazretin devlethâne adıyla meşhur evine koşmuşlardır. Cenaze namazı büyük bir cemââtle kılınmış ve naaşı, mürşitleri Mevlânâ Sa'deddin Kâşgari'nin kabri yakınına defnedilmiştir. Hazretin mezarı asırlarca ziyaretgâh olmuş, Herat halkı ve diğer yerlerden gelen müslümanlar, kabrini ziyaretle şereflenmişlerdir.

* * *
Mevlânâ Câmi'nin türbesinde şöyle muahhar bir kitâbe vardır:
"Bâki olan ancak O ulu Allah'tır. Yeryüzünde olanların hepsi fanidir. Yalnız kerem sahibi, yüceler yücesi Rabbin varlığı bâkidir... Lahut âlemi ankasının kutsal ruhu, ceberut semâsının şahbazı, ezeliyet ruhuyla aydınlanmış, ilim ve hikmet sırlarına ermiş, yüksek bahar bahçelerinin hoş sesli bülbülü, aziz kutub, islâm milletinin nuru olan Efendimiz Abdurrahman Câmi (Allah yüce sırlarını takdis etsin) Hakkın davetine uyarak, selim bir kalp ile "Ey temiz insan, sen Benden, Ben'de senden razı olduğumuz hâlde Rabbine dön" yolundaki emir gereğince şu aldatıcı dünya tuzağından zevk ve safa ile dolu cennet sarayına uçtu. (İnşaallah).
Câmi cennete meyletmişti. Zemini sema gibi olan solmaz cennet bahçelerine yerleşti. (İnşaallah)


CEMAL ÜNAL

nuryuzlum 15Haziran 2009 21:53

RE: ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?...
 
arkadaşlar bişeyi anlamıyorum islamla alakalı bir çok konuda yazı paylaşıyorum burda o paylaşımlarda iyi veya kötü hiç bir yorumda bulunmuyorsunuz.ama ne zaman tasavvufla ilgili bir konu paylaşsam başlıyorsunuz yazmaya ne kadarda hazırsınız tartışmaya.anlamıyorum.ben beğendiğim bir yazıyı paylaştım kimseye şu şöledir bu böledir demedim.o yüzden hakeretlere almıyorum üstüme

nuryuzlum 15Haziran 2009 22:38

RE: ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?...
 
Alıntı:

xandevanmamoste Üyemizden Alıntı
şahsınıza herhangi bir hakaret yok sayın nuryüzlüm bu yazıyı hangi fitneci neşretmişse sözüm onlaradır.

tabiki kendi üstünüze almayın ama astığınız yazıları önce şöyle bir okuyun sonra kur'an süzgecine vurunda öyle asın o zaman kimin hadine sıkıntı yapsın alıyorsunuz hurafe dolu yazıları asıyorsunuz o sapık bu sapık peki kim sapık değil nakşıbendiler öylemi size bu konuda allahtan kormanızı tavsiye ederim.

tavsiyenize teşekkürler ama ben herşeyin bilincendeyim hamdolsun.yazıları da okuyorum önce neyin doğru neyin yanlış olduğunuda biliyorum ALLAH a şükür.MEVLAM a sonsuz şükürler olsunki sizin o fitneci dediğiniz insanlar sayesinde hakikati gördük biz.ALLAH ım onlardan razı olsun bizide doğru yoldan ayırmasın.

Medine-web 15Haziran 2009 22:48

RE: ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?...
 
mamostem hatırın için yok edelim şu tasavufu ha ne dersin ?

namzet davadar 17Haziran 2009 09:52

RE: ŞERİATA GÖRE Mİ, YOKSA TARİKATA GÖRE Mİ SÖYLEŞELİM?...
 
ya siz tasafufu yok ederseniz bunlar yeni bir din icad etmezler"mi?.


SAAT: 06:33

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306