Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Çocuk ve Aile Sağlığı (https://www.forum.medineweb.net/192-cocuk-ve-aile-sagligi)
-   -   Öğrenmenin üç sihirli anahtarı (https://www.forum.medineweb.net/cocuk-ve-aile-sagligi/25677-ogrenmenin-uc-sihirli-anahtari.html)

EyMeN&TaLhA 24 Nisan 2013 01:34

Öğrenmenin üç sihirli anahtarı
 
insanın yaşayabilmesi, öğrenmesine bağlıdır. Bireyin öğrenmesinin önüne geçer, bilgi akışını durdurursanız, o kişi önce çıldırır, sonra ölür.

Bilgiye bu kadar zorunlu yaratılmış insan için her yeni duyumsadığı bilgi keyif vericidir. Buna “öğrenmekten kaynaklanan haz” diyebiliriz.

Çocuklar da öğrenmekten haz alırlar. Ancak çocuğun bir bilgiyi edinmesinde 3 temel şart vardır. Bu şartlar yerine gelmediği takdirde öğrenmeler geçici olur ve bir süre sonra unutulur. Bu şartlar; “güven, hoşgörü, tevazu”dur.

Çocuk ile yetişkin arasında güven bağı oluşmamış ise orada eğitimden söz etmek mümkün değildir. Zira “güven” yoksa “kaygı” vardır. Kaygı varsa eğitim yoktur. Çocuğu kaygı altında tutarak, inciterek, kızarak, cezalandırarak, belki bazı bilgiler zorla “ezber” ettirilse de böylesi bir eğitim ortamında bilginin içselleşmiş hali olan “edinme” oluşamaz. Çocuk bugün öğrendiğini yarın, ilkokulda öğrendiğini ortaokulda unutur.

Bu açıdan bakıldığında bir eğiticinin en önemli yeteneği, iyi ders anlatıyor olması değil, öğrencisi ile “güven” bağını kurabiliyor olmasıdır. Güven bağının kurulabilmesinin temel şartı ise “hoşgörü” dür.

Çocuk, yanlış, hatalı ve eksik yaptığında öğretmeninin “Olsun, ben de yanlış yapıyordum önceden” diyen sesini işitiyorsa, duyduğu bu “hoş gören” sesin çocukta oluşturduğu duygunun adı güven duygusudur.

Çocuklar yetişkinler kadar yetenekli değildir. Onlar kadar kasları gelişmiş de değildir. Bu yüzden yetişkinlerden daha çok hata içindedirler.

Amerikalı mucit Profesör Henri Jinott, kendisini diğer insanlardan farklı kılan şeyi soranlara şu hatırasını anlatıyor: “Başarımın sırrı annemin 6 yaşımdayken bana takındığı bir tavırdır. 6 yaşımdayken buzdolabından süt alırken, süt şişesini düşürüp kırdım. Annem olayı görünce bana kızmadı. ‘Aaaa Henri, sütten ne güzel bir göl oluşturmuşsun. Bu gölde benimle biraz oynamak ister misin?’ dedi. Bir süre oynadıktan sonra annem ‘Biliyor musun Henri, herkes kendi yaptığı şeyleri kendisi toplamalıdır. Şimdi bu süt gölünü temizlemek için benden sünger mi istersin, havlu mu?’ diye sorduğunda kendimi çok değerli hissetmiştim. Elimden geldiğince dökülen sütü temizledikten sonra annemle dışarı çıktık. Annem bana bahçede, süt şişesinin düşürmeden nasıl taşınacağını gösterdi. Bu olay benim diğer insanlardan farklı olmamı sağlayan en önemli olaydır.”

Bazı yetişkinler, çocuğun hatasını bulup yüzüne vurmayı bir marifet zanneder. Böylece çocuğun daha az hata yapacağına inanırlar. Hâlbuki çocuklar hatalarını ortaya çıkartan yetişkinlerle değil, hoşgörü sahibi yetişkinlerle olmaktan mutludurlar.

Bir çocukta güven duygusunun oluşumunun ikinci şartı, tevazudur. Tevazu, “bildiğini bildirmemektir”, bildiğini hissettirmemek.

Çocuklar büyüklük tutkunluğu olan yetişkinlerden bilgi edinirken kaygılanırlar, ezilirler. Onlar, ancak alçak gönüllü ve kendisini “bilgisi ile ezmeyen” yetişkinlerle olmayı tercihe ederler.

6 yaşında bir erkek çocuğu ile konuşuyorduk. İlkokul birinci sınıfa gidiyordu. Okulda yazmayı öğrenip öğrenmediğini anlamak için, “Gel istersen ikimiz de ismimizi yazalım” diye önüne bir kâğıt ve bir kalem koydum. Çocuk eline kalemi aldı ama yazmadı. Önce bana baktı. Ben de mahcup olmasın diye onu seyretmeyi bırakıp kendi önümdeki kâğıda yavaş ve özenerek ismimi yazmaya başladım. Yazıp bitirdiğimde çocuk elindeki kalemi bıraktı, “Ben yazmayacağım” diyerek omuzlarını kaldırdı. Şaşırdım, ama neden yazmak istemediğini anlamıştım. Çünkü ben bir yetişkin olarak kalemi çok güzel kullanıyor ve güzel yazıyordum. Çocuk “Bu çok bilmiş!” yetişkinin karşısında kendisini mahcup hissetmemek için yazmaktan vazgeçmişti. Onu utandırdığım için utandım. Az sonra “Biliyor musun ben bu elimle de yazabiliyorum” diyerek durumu düzeltmeye çalıştım. Kalemi sol elime alıp yazmaya başladığımda yazım önceki gibi düzgün olmadı, çizgiler eğri büğrü idi… Çocuk, benim eğri büğrü çizgilerime baktı, önce tebessüm etti, sonra o da kalemi eline alarak yazmaya başladı.

Çocuk eğitimi, yetişkin eğitimi gibi değildir. Onlara, güven, hoşgörü ve tevazu içinde yaklaşmayan yetişkin, eğitici değil, zarar verici olur.

Yetişkin nevrozlarının tamamına yakınında, çocukluk döneminde eğitimde yapılan hataların yer aldığı unutulmamalıdır.
alıntıdır
adem güneş

güll 24 Nisan 2013 10:31

Cevap: Öğrenmenin üç sihirli anahtarı
 
ArO* güzel paylaşım olmuş


SAAT: 11:40

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306