Tevhit (Akrostiş şiir) Lisan-ı ilâhiyle, seslendi Cenab-ı Hak, Adını tehlil ile, anarken Hakk-ı Mutlak. İmanın çatkısıdır, nur içre nur-u kelâm, Lâfız-ı sultandır o, onda felâh, onda selâm. Asumanlar almaz ama, mümin kalbe sığar nuru, Haktan gelen o sürûru, inananlar duyar ancak. Ey İlâhi; bilirim ki, Sen’den başka yoktur ilâh, İmanın kapısıdır, Lâ İlâhe İllallâh. Lâ yemutsun ey Kerim, er Rahîmsin ey Rahman, Lâ mekansın ey Celîl, el Cebbâr-u vel Gufran, Aşkın ile yandı gönlüm, izin ver tutunayım, Lütf-u ilâhine erenlerin dâmânına, Lisan-ı tespih ile, yorulsun dudaklarım, Adın için öleyim, izin ver katılayım. Hak yolunda can veren, şehitler kervanına. Mahşerde aydınlığım, gölgesine sığındığım, Ufkumda doğan güneş, Sen’inle ısındığım. Hatem-ül enbiyasın, nebiler sultanısın. Alemlere inen rahmet, Resul-ü kibriyasın. Muhammedül eminsin, habib-i nebi Allah Medet ya Muhammed, medet ya Resulallah, Enbiya-i nur-u Sultan, şanı büyük yüce resul, Defterim günah dolu, olamadım iyi bir kul. Ümidimdir şefaatin, yoksa halim yaman benim, Ne olur esirgeme, kurtulsun nârdan tenim. Rahmetini esirgeme Ya Zül Celâl-i Vel İkram, Esma-i Hüsna’n aşkına, alma bizden intikam. Sığındık Tevvâb-ü Rahim-i Rahmanına, Umarız mağfiretini, biz günahkâr kullarına. Lisan-ı hüsnü kalple söyledim ben bu nâzımı, Arz ettim içtenlikle hâl-i pür melâlımı, Lafz-ı Nuru nakşettim şu nâciz mısralara, Lisan-ı tevhit ile iman etti şiirim, Arzımı kabul eyle, mağfirete kıl vesile, Hidayet nasip eyle; Ya, lâ Nazîr-i el Kerim. Hüdai ÇAKMAK Not. Şiir akrostiş tarzındadır. İlk harfleri yukardan aşağı okunduğunda LAİLAHEİLLALLAH MUHAMMEDÜN RESULALLAH çıkmaktadır. Sözlük: Asuman: Gök, sema Celîl: Büyük ulu Cenab-ı Hak: Allah Çatkı: İskelet, dayanak , öz Dâmân: Etek El Cebbâr: Kuvvet ve kudret sahibi, Allah El Cebbar-u vel gufran: Kuvvet ve kudret sahibi olduğu halde yargılayıp affeden yüce Allah. Er Rahîm: Koruyan, esirgeyen, merhametli Er Rahman:Bütün canlılara merhamet eden, esirgeyen Enbiya-i nur-u Sultan: Peygamberlerin nurlu sultanı Esma-i Hüsna: Allah’ın 99 ismi Felâh: Kurtuluş Gufran: Yargılayıp affeden Habib-i nebi Allah: Allah’ın sevgili peygamberi Hakk-ı Mutlak: Hak olduğundan şüphe edilmeyen Hal-i pür melâl: Acınacak durum Hatem-ül Enbiya: Peygamberlerin sonuncusu Hidayet: Hak yoluna, doğru yola kılavuzlanma Kerim: Cömert, eli açık, ulu, büyük Lafız-ı Sultan: Sözlerin sultanı Lafz-ı nur: Nurlu söz, kelime-i Tevhit Lâ mekan: Mekansız, yersiz, yere ihtiyacı olmayan Lâ Nazîr. Eşi benzeri olmayan Lâ Nazîr-i el Kerim: Eşi benzeri olmayan; cömert, ulu Allah. Lâ Yemut: Ölmez, bitmez, kaybolmaz Lisan-ı İlâhi: İlahi lisan, vahiy Lisan-ı hüsnü kalp: İçtenlikle, riya karışmadan doğaçlamayla akıp gelen sözler, esin, ilham Lisan-ı tespih: Zikir Lisan-ı tevhit: Kelime-i tevhit, La İlahe İllallah sözü ve manası Lütf-u İlahi: İlahi lütuf, ihsan Mağfiret: Allah’ın kullarını bağışlaması, affetmesi Muhammedül Emin: Emin, doğru sözlü, güvenilir Muhammed (Peygamberimizin lâkabı) Nâciz: Değersiz, kıymetsiz Nâr: Ateş, Cehennem Nâzım: Şiir Nur içre nur-u kelâm: Nur içindeki nurlu söz, kelime-i Tevhit Resul-ü Kibriya: Resullerin en büyüğü, Selâm: Selâmet Sürûr: Sevinç, mutluluk Şefaat: Günahların affı için yapılan aracılık Tevhit: (Allah’ın)Tek’lik, bir’lik Tevvâb: Kullarının tövbelerini kabul eden, Allah, Zül Celal-i Vel İkram:Ulu; güç kuvvet sahibi; ikram eden, veren Allah |
SAAT: 08:16 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.