Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Makale ve Köşe Yazıları (https://www.forum.medineweb.net/516-makale-ve-kose-yazilari)
-   -   İstismar, Ahlak ve Adalet (https://www.forum.medineweb.net/makale-ve-kose-yazilari/32417-istismar-ahlak-ve-adalet.html)

Yitiksevda 03 Ekim 2015 19:35

İstismar, Ahlak ve Adalet
 
İslam Milletinin, tembellik, cehalet ve fitneler yüzünden uğradığı felaketleri İslam dininde arama gayesinde olanlar kapkara cahiller. Zira İslam'ın temeli, tembellik ve cehalete sebep olabilecek tüm olumsuzluklara karşı, sorumluluk bilinci içerisinde iyiliği emretme, kötülüğü engelleme, adaleti ayakta tutma, zulme/haksızlığı mani olmaktır ve bunu dinî-ahlakî, içtimaî ve siyasî bir sorumluluk olarak ortaya koyar.

“Ey oğlum, namazı dosdoğru kıl, ma’rufu emret, münkerden sakındır ve sana isabet edene (musibetlere) karşı sabret. Çünkü bunlar, azmedilmesi gereken işlerdendir.” (Lokman: 17). -Ayrıca bkz. Âl-i İmran: 110, Tevbe: 67-

Kur’an, bu emr-i ilahî ile iman sahiplerine ferdî ve içtimaî açıdan ahlakî-vicdanî sorumluluklarını yerine getirmelerini, iyi ile kötüyü birbirinden ayırt etmelerini, iyiyi emredip kötülüğe mani olmalarını, zulüm/haksızlık karşısında haklının yanında yer almalarını, adaleti ikame etmelerini, belayı ikna ve ıslah yoluyla bertaraf etmelerini emrediyor.

İlahî mesaj insan aklına hitap eder, hedefi ise pratik yaşamda ahlaktır. Allah’a imanı “şükür” (Lokman: 12), isyanı/şirki de “zulüm” (Lokman: 13) olarak kabul ettiğimizde, Tevhid, Allah’a karşı samimi, toplum içinde ise emin ve ahlaklı olmayı gerekli kılar. Adalet, ahlaktandır, ahlaklı olan adildir, adalet bir yönüyle yaratılanlara ahlakî davranmak, her şeyi yerli yerine koymaktır. Ahlak, yaşam biçimine tekabül eder.

Ahlak ve onun gereği olarak adaleti, ilkesel ve pratik olarak ilk dönem Müslümanlarda görüyoruz. Onların İslam algısı ve yaşamı ile günümüz Müslümanlarının İslam algısı arasında belirgin farklar mevcut. İlk nesil Müslümanlar kendi pratiklerinde gördükleri eksikliği dürüstçe eleştirebiliyorlar, böylece kendi nefisleriyle hesaplaşıyorlardı, günümüz Müslümanları ise dışarıdan gelecek yapıcı eleştirilere kulak vermek şöyle dursun, nefislerini hesaba çekmekten dahi imtina ediyorlar.

Kur’an’ın nüzul sürecine şahitlik edenler İslam’ı pratiğe dönük algılıyorlardı, günümüz Müslümanları ise sonradan üretilmiş birtakım kutsallar üzerinden dinin amelî boyutunu felce uğrattılar. Her şey sonradan üretilmiş bu sahte kutsallıkların etrafında dönüyor ve laftan öteye gitmiyor. Bu anlayış, birbirinden farklı kutsallara sahip olan, yüzlerce parçaya bölünmüş bir İslam dünyası var etti. Bir diğer ifadeyle birbirinden farklı “Müslümanlıklar” oluştu.

Somut kutsallar, semboller ve sonradan icat edilmiş kavramlar, hemen her dönemde sinsi planlarla kendi menfaatlerini sağlama alma gayretinde olanların en büyük silahı olmuştur. Bunun ilk örneği İmam Ali ile Muaviye arasındaki savaşta görülür. Kur’an sahifelerinin mızrakların ucuna takılması, somut kutsallar üzerinden hareket eden anlayış üzerinde etkili olmuş, hakem tayininde de algıyı kendi lehine çevirmeyi başarmıştır.

Kabile, saltanat ve ganimet mücadelesi yürütenler, samimi Müslümanların algılarını somut kutsallar üzerinden şekillendirerek kendi iktidarlarını meşrulaştırma yoluna gittiler. Kadercilik bu konuda en önemli silah oldu. İnsanlar istismar yoluyla hakikatte aslı astarı olmayan birçok şeyi kabul eder hale geldiler. Aynı yaklaşım bugün her zamankinden daha fazla görülmektedir. Günümüzde politikacılar dinî sembol ve kavramları kendi iktidarlarını sağlamlaştırmak için kullanmakta hiçbir beis görmüyorlar.

Mısır’dan İran’a, Suudi Amerika’dan Türkiye’ye kadar birçok Müslüman ülkede iktidar sahipleri, fitne-fesat odağı teşkil eden Batılı ülkelerle işbirliği yapmakta hiçbir sakınca görmezken, halklarını, yürüttükleri politikaların doğruluğuna ikna edebilmek için aynı şekilde dinî söyleme başvuruyorlar. Yanı sıra bir katliam yarışı sürüyor. İran Suriyelileri, Suudîler Yemenlileri katlediyor, Türkiye de aynı şekilde illegal yapılara destek vermeyi sürdürüyor.

Arap diktatörlerin en şedidi olan Suud, Mekke’yi Las Vegas’a çevirirken insanları “Hadimu’l- Haremeyn” unvanıyla kandırmaya çalışıyor. Aynı şekilde bir dikta rejimi olan İran, “Velayet-i Fakih” üzerinden halkın nazarında tüm kirli işlerini meşrulaştırıyor. Türkiye ise Osmanlıcılık yaparken aynı zamanda Müslümanların hilafete duydukları özlemi istismar ediyor. Sonuçta insanlar uyutuluyor, iktidarlar ise kendilerini sağlamlaştırıyor.

Peki, adalet bütün bunların neresinde duruyor? Müslüman dünyada adalet var mıdır, yoksa onu kim ne zaman ikame edecektir? Yoksa adalet ahirete mi bırakılacaktır? Adaletten haber verin!

“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.” (Maide: 8)

Mevlüt Hönül


SAAT: 00:15

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306