Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Hafta'nın Konusu (https://www.forum.medineweb.net/113-haftanin-konusu)
-   -   Haftanın konusu/KURAN Kadına Şiddete Ne diyor? (https://www.forum.medineweb.net/haftanin-konusu/37001-haftanin-konusu-kuran-kadina-siddete-ne-diyor.html)

mncetinbudak 21 Ocak 2021 15:22

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLER Mİ?
 
İstanbul Sözleşmesi Kadına Yönelik Şiddeti Önler Mi?
Kadının İslam daki yeri nedir?
Kadına Yönelik Şiddet Nasıl Önlenir?
Kadın cinayetleri nasıl çözülür?

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mihrinaz 08 Mart 2021 09:00

Haftanın konusu/KURAN Kadına Şiddete Ne diyor?
 
8 Mart Dünya Kadınlar gününde yapılan klişe sözlere kadınların karınları tok. "Cennet anaların ayağı altındadır, emanettir" sözlerini kullanıp her türlü haksizlik yapılıyor, hayatları cehennme çevriliyor.

Sosyal medya etkisiyle kadına şiddet konusuyla çok karşılaşır olduk. Bu konuda herkes söz erbabı. Mağdur olanda şikayetçi çözüm mercileri de şikayetçi.

Isterimki konuyu Kuran ekseninde her açıdan ele alalım. Kuran biz kadınlar için ne diyor bunu irdeleyelim. Ki bize katkısı olsun.

1. Kadına şiddet "insanlık problemi mi-erkeklik problemi mi dir?

2. Kadına şiddeti, "din, hukuk, adalet, vicdan, eğitim, sosyoloji, psikoloji, ekonomi" hangisi nasil çözer?

3.Nisa 34. ayette geleneksel tefsirlerin tercih ettiği; "hafifçe, zarar vermeden darbe edin,dövün" diye çevrilen eğilip bükülen "VEDRİBUHÜNNE" "NÜŞUZEHÜNNE" ifadesi açılmaya muhtaç değil mi? Bu ayet ne anlama gelmekte, gerçekten kadını dövmekten mi bahsediyor? Başka hangi manalara gelmekte ve klasik tefsir alimleri ittifakla neden bu manayı tercih editmiştir?

4. Erkeğin kendi seçmediği cinsiyetiyle övunmesi ilkellik değil mi?

5. Cehennemi kadınların dolduracagina, cennetten kovulma sebebi, ahlaksızlığin yegane sebebi olduğunu mu düşünüyorsunuz?

6. Araplarin kadına bakış açısı, İslam'in ve Kuran'ın görüşü olarak mı yedirildi bizlere? Ne dersiniz?


Soruları çoğaltabiliriz.
Buyurun yoruma

Medine-web 08 Mart 2021 23:42

Konu güncelliğini koruyan ve kanayan yara haline dönüştü. Kadınlar hakkında Allah ve Resulünün çizmiş olduğu kriter ve sınırlar dışında, Allah ve resulüne söylettiğimiz çok çok zulümler mevcuttur. Erkek egemen kabulü insanlık tarihi kadar eski olup, Gelen-ek Gören-ek törelerinde ekleri yetmezmiş gibi bunu din haline getirilmesi tabiri caiz ise "Allaha din öğretme" çabası en vahim olan kısımdır...

Kuranı kerim iki kavramı sıklıkla kullanmaktadır;"adalet ve zulüm". adalet her şeyin yerli yerinde hak hukuk ile tarif edilirken,zülüm hukuksuzluğun haksızlığın yerli yerinde olmayışı olarak tarif edilebilir...vahy adaleti insanlığın hakkın hukukun mülkün devletin toplumun ayakta kalmasının temelli olarak görürken zulmü tam aksine yıkılışın vahşetin insanlıktan çıkışın barbarlığın behimilerin sıfatı olarak görmektedir...

bu ön vahy kabulünden sonra konuya geçelim...ve şunun altını kalın çizgilerle çizerek "terör şiddet barbarlıktır acizliktir insanlık suçudur" denilmelidir.
başlığı şu maddeler ile izah edebiliriz;

1-Herkes yerini bilmeli görevini işini yapmalıdır. Aksi takdirde kaos olması kaçınılmaz olur. Erkek kadını adaletten ayrılmadan korur kollar, iffetini nafakasını barınmasını kıyafetini her türlü ihtiyacını karşılamakla yükümlüdür. Kadında yükümlülüklerini yerine getirmek itaat etmek zorundadır.

2-proplem çıktığında Allah ve Resulünün çizmiş olduğu sınırlar çerçevesinde her iki taraftan adil insanların gözetiminde adilane çözülmelidir.

3-üstünlük takvada olup karı kocanın bir birine herhangi bir üstünlüğü yoktur. Sadece alanları görevleri mükellefiyetleri farklıdır.

4-vahyin adaletin insanlığın devre dışı bırakılması cehaletin devreye girmesi kaosun ta kendisidir.

5-erkek olsun kadın olsun görevini aksatan aykırı sorumsuz davranan adaletten ayrılan kaosa sebebiyet veren taraf cezalandırılmalıdır. Kanun ile değil hukuk adalet ile çözüm mümkündür.

6-zalime ve mazluma yardımcı olunuz emri ile iki tarafın ıslahına çalışılmalıdır. Zalim kanunlarla yasalarla korunmamalıdır. İnsanları çaresiz bırakmamalı kendi kanunlarını kendilerine uygulatmak zorunda bırakılmamalıdır. Erkeğin zulmüne fiziği gücüne kadının nuşuzuna serkeşliğine sorumsuzluğuna bağlı olduğu aile kurumuna aykırılılıklara fırsat verilmemelidir.

7-aile kurumunun evrensel kuralları tatbiki zorunlu olmalıdır. Bu kuralların altına dinamit yerleştirmek, ben yaptım oldu, ben yaparım kime ne, ben buyum işine gelirse gibi çıkışlara asla müsamaha edilmemelidir.

8-"anlaşamıyorlarsa boşasınlar canım" gibi çıkışlar savunmalar ucuzluktan acizlikten ibarettir ve zulmün ta kendisidir. Hiç kimse boşanmak için evlenmez. hiç kimse yuvasının yıkılması çocukların perişan edilmesini mazur göremez. Tabi ki zorunlu ise en son noktada bu seçenek seçilmelidir.Bu sözleşmeye imza atmışsan uymak zorundasın.

9-kadını erkeğin aleyhinde (veya tam tersi) güçlendirip adeta zalimleştirmek zulmün ta kendisidir. Ailenin temeline atom bombası yerleştiren İstanbul sözleşmesi,kadının ifadesi yeterlidir,ömür boyu nafakan ve benzer saçmalıklar acilen kaldırılmalıdır.

10-taciz tecavüz sarkıntılık konusunda müstehcen kıyafetler ile toplumun ahlakını alabora eden uygunsuz profillerle sokağa çıkmalar hürriyet saçmalığı adı altında desteklenmesi terkedilmelidir. Bir banka yada kuyumcu düşünün kapısı açık kasalar ortada sahipsiz korumasız sorumsuz davranması ve hırsızı suçlaması ne kadar adilane olur? tüm tedbirini alacaksın buna rağmen hırsız arsızlığını yaparsa cezalandırılır. Tüm suç hırsızda aranmamalıdır. Hırsız masum değil tabi ki ama hırsıza o fırsatı vermek davetiye çıkarmak hiç de masum ve adil değil.

Mihrinaz 09 Mart 2021 14:07

Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. Nisa 34 Diyanet İşleri Kuran Meali

Nisa 34.âyeti, aile içi geçimsizlik, boşanma adabı kadına saygı ve şiddet konusunda öncelikle abi-baba-eş kadin-erkek dindarlarımiza anlatmak gerekiyor.Bütüncül bakış açısıyla önlü arkali okumaliyiz âyetleri. İslamın kadini degersizleştirdiğini savunan da bu mealle saldırıyor, kadını susturmayı, ezmeyi,kocasının hizmetçisi görmeyi haklı zemine oturtmak isteyen de bu meali kullanıyor...

Bu âyet ya "kadınları dövün" Allah emridir demektir. yada başka bir manası var:) "Dövün ama kaba yerine, kemik kirilmayacak şekilde, aynı yere iki defa vurulmayacak şekilde, otla-sapla dövün" demek, kadına şiddeti Kuran eliyle onaylamak demektir. Gözü dönen eş bunun ayarını nasil yapar? Keşke bunuda örnekleselerdi. Allah rasulünden, sahabeden hiçbir örnekliği olmayan bir davranışı "terbiye ve itaat altına alma" diyerek nasıl açıklayabiliriz? Allah rasulu hiç mi bunalmadi. 1 ay eşlerinden uzak kaldı. Küstü. Vuraydi iki tokat âyet yerini bulmuş olurdu.

Zıhar konusunda Allah rasulünün "bu konuda âyet yok" dediği kadın, hakkında âyet inene kadar Allah rasulünün kapısında yatıyor. Neden Allah itaatkar ol demek yerine hakkını arayan kadın olarak yüceltti? Tekvir suresinde; "Sizi diri diri toprağa gömdüren hata,suç, günah neydi? Ne işledinizki siz bu masum yaşinizda gömüldünuz" diye sorduğu kız çocugudur Rabbimizin.

"Kavvam" koruyucu, gözetici olmak. Pazusu kuvvetli olup, ezme, sindirme, sahibi olma değil. Allah sorumluluklari dağıtmış imtihanlarda eşitiz. Allah katında eşitiz. Kuran hepiniz benim kulumsuznuz. Hepiniz bu kitaptan sorumlusunuz der. Kadın şu kadar güçsüz hadi ona torpil demez. Erkek sen güçlü kuvvetlisin, kadından daha çok çalıştın, cennete önden gir demez. Kadına ayrı erkeğe ayrı adalet yoktur.

Allah bizi öncelikle "insan" kelimesinde buluşturuyor. (Ya eyyuhennas) Sonra "nefsi vahide" tekbir nefisten yaratti.Erkeğin omurgasindan değil yani. Üstünlük erillik disilikte değil "takva"da.

"İtaatkar kadın" neye göre, kime göre...Mucadele suresindeki kocasından şikayetçi olan ve Allah'ın desteklediği, hakkını arayan dedigi kadın, bugünün itaatsizi. Hatta namus elden gitmiş, ya benimsin ya toprağın...Düşünsenize böyle bir durumda olduğunuzu. Ama dusunemiyoruz idrak edemiyoruz. Dövün, 4 e kadar evlenin. Bu değil.

Kuran evlilikle beraber, yolları ayirmadan önceki aşamaları sayar sonra da boşayin der. Hem kadına hem erkeğe. Erkeğe git öldür demez. Kadına namussuz iffetsiz hadsiz demez. Bilakis haklarını bildirir. Bil ve ona göre itaat et der.

Ekrana çıkıp "kadına şiddete Hayır diyen diyanet, "kadını dövün" diye çevirdiği ayeti açıklayamaz. Hem Hayır diyorsun hem Allah emri diyorsun. Nasıl olacak?

"Dinde zorlama yoktur" diyen Allah evden ayrılmak isteyen kadını zorla "döverek" elde tutun itaat altına alin der mi? İtaat gönülden bağlılıksa dövünce nasıl olacak.

"Nüşuz" zinamı, sadakatsizlik mi, aldatma mı? Allah bunların hüküm ve cezalarını belirtmiş.Nisa 128 de de geçtiğine göre erkek içinde geçerli olan bu durum; evinde hzursuz olan, ayrılmak isteyen bir kadının dòvülme, itaat altına alinma sebebi olamaz. Zina isnat edilen kadına bile 4 şahit getir deniliyor. Dòverek söylet, öldür demiyor.

Allah Kuran'da, kadına cinsiyeti üzerinden değil şahsiyet üzerinden hitap eder. Erkek kadın herkesin yalnız Allah'a itaat etmesini söyler...

Medine-web 09 Mart 2021 19:24

konuya katkı anlamında teferruat olmadan eksik kalır kanısındayım. Onun için kuranın kullanmış olduğu terimleri menzillerine oturtmak gerekir.
mesela kufuv turkçesi denklik. Kadın erkek bir çift ayakkabıdır. İkisi bir arada olursa denklik olur.ama sağdakini sola soldakini sağa giymek ayaklarada ayakkabıya da zulümdür..kadınlaşan erkeğe erkekleşen kadına lanet edilmesi bu durumu izah ediyor.kadın erkek insandır görev işlev ve alanları farklıdır.hatta abartı gibi gelebilir kadın ile erkeklerin ortak tek noktası insan olmalarıdır.insan olmaları noktası dışında hiç bir fonksiyonları aynı değildir.kanaatimce kadına şiddet ayakkabıları ters giymesini normal karşılayan sakat beşeri düşüncelerinin eseridir.

bir başka kavram ayette geçen kavvam Türkçesi reislik.bu kavramı da yanlış anladık yada işimize geldiği gibi kitabına uydurduk resmen diktatörlük anladık.

bir başka kavram nuşuz/naşice yani kadının asiliği veya aksiliği.bu kavramı da yine yanlış anladık işimize geldiği gibi kitabına uydurduk resmen kölelik anladık. Dediğim dedik çaldığım düdük kadın erkeğin malı kölesi cariyesidir. Karşı ataktaki kadın ise tam tersi kimsin sen panik atakları ile karşılık vermesidir...

bir başka kavram ise wedribuhunne yani kadına şiddet.adeta ayete işkence çektire çektire kafamızdaki düşünceyı kitabına uydurmak çabaları mevcuttur.ayetin genel evrensel prensibi şunu diyor.ey erkek zevcine sahip çık zülmetme insanlıktan çıkma o senin eşin.eğer bir aksilik varsa eşinin hidayeti doğru yolu bulması yörüngesine oturması için ifrat ve tefrit noktasında tazir cezaları uygulayabilirsin.küsersin konuşmazsın sevgini saklarsın sırtını dönersin nasihat edersin yol gösterirsin...hiç biri işe yaramazsa zalimleşmeden gaddarlaşmadan insanlıktan çıkmadan amacın ıslah olacak hafif korkutursun yani wedribuhunne...düzelme olursa artık aşırıya gitme...bu da işe yaramazsa kerih helaller arasındaki boşanmayı uygularsın...ayetin özeti mesajı budur.

zalimliği prensip edinen kesim wedribuhunne kavramını hunharca kullanır öldürmeye kadar gider...şirinliği prensip edinen kesim ise efendim dövmek değil bu terketmektir salmaktır vs.illa dövmek kabul edersek incinmeyecek darp olmayacak kırmayacak misavakla vuracak otlu süpürge ile vuracak daha medenicesi kürdan sapı ile vuracak iz bırakmayacak ecek acak ecek acak...şirinlik o kadar ki resmen okşa diyor. Nasıl wedribuhunne olacaksa artık....incitmek yok kırmak yok iz bırakmak yok hatta öyle ki kadın şiddeti hissetmeyecek ve buna tazir cezası denilecek.) her iki kesimin içler acısı hali bu...

ben bu ayeti kendi adıma şöyle anlıyorum. Evinin/eşinin huzurunu diktatörlüğe girmeden zalimleşmeden çeşitli duygusal cinsel ruhsal fiziksel tazirlerle aile saadetini sağlamaya çalışmaktır. Olmazsa çare kalmazsa boşamaktır...ayete işkence çektirmenin hiç bir anlamı yoktur..

Esma_Nur 10 Mart 2021 08:22

Kadına şiddete hayır sloganlarının hiç birini samimi bulmuyorum. Sorunu çözmek için doğru dürüst adım atılmıyor. Bilakis içinden çıkılmaz bir hal alıyor.. slogan şu"dans et isyan et ayaklan"
Medyada sürekli kadına şiddet haberlerini gündemde tutuyor. Bu ne işe yarıyor? Bazılarına cesaret vermekden başka bi rişe yaramıyor bana göre.. Dünya kadınlar gününde sürekli kadın hakları diyerek ortalığı inletenler kdının anneliğinden bahsetmiyorlar.. Bilakis kadına aman anne olma git çalış o kadar ünvst okudun kocana boyunmu eğeceksin. Kadının çalışmasına karşı değilim bakın kadına erkek yükü yüklenmesinden rahatsız oluyorum.kdın işleri erkeklere erkek işleri kadınlara verilmiş durumda bunun sonucunda ortalıkda horoza benzeyen tavuklar yada tavuğa benzeyen horozlar türüyor

Bu hikaye olayı çok güzel özetlemiş..

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler.

Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturur. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir. Kuş, uçmanın dâhil olmasını, balık, yüzmenin dâhil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir.

Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar. Ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler. Tavşan, koşu dersinde olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf kalıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra, toprak kazma notu hâlâ F olmasına rağmen, uçma notu C’ ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.

Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekâlı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu.
Kadın erkek eşitliğini, kuş sürünecek, tavşan uçacak mantığıyla sağlamaya çalışmak, tavuklara horoz, horozlara tavuk görevi vermek kadar komik ve yanlıştır.

Kara Kartal 10 Mart 2021 14:43

Ataerkil/erkek egemen kültürü hatta maçoluğu dindarlık zanneden milyonlar var!
Kuran aşağıdaki tablo için ne der peki????

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Mihrinaz 12 Mart 2021 09:19

NİSA 3, 4 E KADAR EVLEN Mİ DİYOR?
Yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın. Haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan câriye ile yetinin; bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. Diyanet




İslam’ın temel referansı olan Kuran'ın birden fazla evliliğe yani poligamiye izin vermiş olması, kuma, cariye al alabilirsen. Uydur uydurabilirsen. Bir tanesiyle filozof olan günümüz insanı 4 e kadar izin verilmiş düsuncesiyle "almasam da Allah benden yana" diye ilahlik ilan ederken geleneği eleştirip, modern bakış açısına asla kurban vermeyelim.

Modern ve tahrif edilmiş zihinlerimizle Kur’an ı yargılamaya kalkmak aslında insanoğlunun yapabileceği en büyük şaşkınlıktır. Allah'a sığınırız.

Nisa suresinin kadin hak ve hukukunu, sorumluluklarini belirleyen, Arap geleneği icerisinde tamamen erkeğin elinde olan itibarını, kendisine iade eden bir surede, bu ayetlerle Allah'ın muradı nedir? Evlilik sayisinı 4 e çımarmak mi yoksa tam tersi mi? Bizde bir bakalım. Kuran'ı Kuran dan dinleyelim..Bunun için nüzul ortamına gidip, aşama aşama bugüne gelmek gerekiyor. Tamamı olmasada fikir vermesi ve merkezden uzaklaşmadan kısa-öz maksadı anlamaya çalışalım.

Bu âyetleri indiği dönemde 5, 7, 9, 10 hatta 15 kadınla evli olan insanlar vardı. Hem de bunlar hayli çoğunluğu oluşturuyordu. Ve bu ayet indikten sonra birçok insan 4 ten fazla olanları hepsi boşuyorlar, sadece 4 bırakıyorlar. Kur’an öncelikle evlilik sayısını sınırlandırmaya çalışıyor. Aşağı çekiyor.

Taif başkanı Gaylan’ın 10 a yakın karısı vardı mesela. Bu ayet indikten sonra 4 ten fazlasını bırakmak zorunda kaldı. Bırakmayanlara Resulallah özel olarak emir gönderiyordu. Burada bile 4 le sınırlarken ciddi problem çıktı. Çünkü boşanan bu onlarca yüzlerce kadın ne olacaktı. Burada bile sosyal bir problem var. Düşünün ya bir de bunu bir le sınırlasaydı.
Sadece cinsellik için degil, harpte yoğun bir kayıp yaşamaları sebebiyle olusan tüm toplumsal ve bireysel porblemlere Kuran harika esneklikler, çözumler getiriyor. Çünkü Allah yarattığını bilir. (Mülk 14) Çözülmesi zamana bırakılan öyle 2- 5 gün değil yüzyıllar alan; çok evliliğin tek evliliğe inmesi ve köleliği bitirmek için atılan ilk adım, o çağda ve her çağda devrim sayılması gereken iki hükümdür.


Yani bu da gösteriyor ki bize, bu ayet evlilik sayısını yukarı çıkarmıyor aşağı çekiyor.

Günümüzün modern erkek ve modern kadınlarının özellikle İslam’ın getirdiği bu esnekliği anlamamakta direnen ve Allah’ın iradesine karşı çıkmak için bunu bir bahane olarak kullanan modern zihinlilerin 4 evliliğe, 2 evliliğe karşı çıkarken 40 metresli yaşadıklarını, ömürleri boyunca tanımadıkları veya tanıdıkları bir çok insanla gayri ahlaki bir biçimde toplumun çözülmesine neden olacak bir biçimde yaşadıklarını hepimiz biliyoruz. Kuran'a kuma üzerinden saldiranlar ve yine Kuran 4 e kadar izin veriyor diyerek sarilanlar aynı..

Özellikle bu ayet-i kerimeyi Kur’an dörde kadar emrediyor diye anlamıyoruz. Aksine Kur’an ın tavsiyesi;
"Ey iman edenler, sayı sınırı gözetmeden birçok eşle ve yetimlerle birlikte yaşadığınız görülüyor.Kendi mallariniz yetmeyince eşlerinizi gecindirmek için yanınizdaki yetimlerin mallarına göz dikiyorsunuz. Hem eşleriniz arasında haksızlık yapıyor hem yetimlerin mallarını haksız harcıyorusnuz. Hem eşleriniz hem yetimlerle haksızlık yapmak istemiyorsanız eşlerinizin sayısını azaltın. Adaletsizlik yapmak istemiyorsanız üstüste evlilik yapmayın, münasip gördüğünüz birisi yada savaşta esir aldığınız kadınlardan birisi ile tek eşli evlilik yapın (Razi, İkrime)

fein hıftüm ella ta’dilu eğer onlara adil davranamamaktan korkuyorsanız feVahıdeten o zaman bir tane ile yetinin. Kur’an ın tavsiyesi budur.

Bundan sonraki bireysel çoklu tercihlerin vebalini Kurana yüklemek, kadını "Allah bile erkekten yana" " ben senin küçük ilahınım" diyerek koşulsuz itaat ve sahiplik zuldür.

Konu devam eder...

ÂlâLeyl 12 Mart 2021 12:39

Kadın mosmor dizleri üzerinde yükseldi. Kolları, sırtı her tarafı ağrıyordu. Kocasından hemen her gün dayak yerdi. Sebepli, sebepsiz atılan dayakların haddi hududu yoktu. Şikayet edebileceği bir yer de yoktu. Kocasıdır, diyordu toplum, sever de döverde. Ama o gün büyük bir müjde almıştı. Nisa sûresinin 34. ayeti inmişti. Şükür namazları kılmış Allâh'a, Rabbi ve koruyucusuna hamd etmişti.

Akşamleyin kocası yumruklarını sıkıp üzerine yürüdüğünde bu defa korkuyla geriye sinmedi. Kocasının üzerine yürüyüp, "Hele bir dene!" dedi. "İnen ayetten haberin yok herhalde!"

Kocası bir an donup kaldı. Ne demek istiyordu karısı, "Ne ayeti be kadın," dedi.

Kadın Allâh'ın müjdesini okudu ve ilk kez kocasıyla buyurgan bir sesle konuştu:

"Bana önce öğüt vereceksin, konuşarak söyleyeceksin! Eğer aynı şeyi yapmaya devam ediyorsam yatakları ayıracaksın! Yatakları ayırdığını gördüğüm halde aynı şeyleri yapmaya devam ediyorsam bir çocuğu uyarırken nasıl dövüyorsa anne babalar sen de bir daha yapmayacağıma ikna olana kadar beni dövebilirsin! Ve beni dövmek için bir bahane arayamazsın artık. Rabbimiz yasakladı! Eğer iman etmişsen rabbinin emrine uy ve yumruklarını gevşet, yok eğer iman etmemişsen zaten mümin olmayan erkeklerle mümin kadınların evlenmesi yasaktır ve biz iman etmiş kadınlar yalnızca medeni olan iman etmiş erkeklerle evlenerek korunuruz. Yok eğer iman ettim Allâh'a inanıyorum ama kurallarına uymayacağım, isyan ediyorum kurallarına, inkar ediyorum, reddediyorum ve döveceğim diyorsan bu açıkça münafıklık olur. Hukuk önünde hesabını verirsin. Kısasa kısas isteyeceğimden emin olabilirsin! Allâh elbet her şeye şahittir! Ve mücrimlerin/suçluların akibeti malumdur!"


---


YIL 2021

Murat karısına öğüt vermişti. Bir daha saçlarını açarak gezmesini istemiyordu. Hem nereden çıkmıştı başını açmak. Bildi bileli karısı kapalıydı.

Karısına saçlarını kapatmasını söyledi. Kadın "Hayır," dedi. "Kapatmayacağım!"

Murat o gece yastığını yorganını alıp salona geçti ve kanepeye uzandı. Saçlarını kapatmadığın müddetçe seninle bir daha aynı yatağa baş koymam, dedi. Kararını ver. Ya ayrılalım ve dilediğin gibi yaşa. Ya da devam edelim ve dediğimi yap. Evlilik karşılıklı anlaşmadır. Eğer saçı açık gezmeyi benden çok seviyorsan evliliğe devam etmenin zaten bir anlamı yok.

Ne yani, dedi kadın, saçım açık olduğu için kaç yıllık evliliğimizi yıkacak mısın?

Evet, dedi adam. Ben kimseyi bir şeye zorlayacak değilim. Dileyen dilediği gibi yaşamakta özgür. Eğer başın açık yaşamak istiyorsan, özgürsün. Ayrılalım.

Kadın birkaç gün sonra kocasının yanına geldi ve kocasını açık saçlarla gezmekten daha çok sevdiğini ve kapanacağını söyledi. Bunun üzerine adam "Emin misin?" dedi, "Eğer üç gün ya da üç yıl sonra sözünden cayacaksan şimdiden ayrılalım."

Eminim. Söz veriyorum, dedi kadın.

"Öyleyse sana Nisa 34. ayeti hatırlatayım. Eğer sözünden cayarsan senin canını öyle bir yakarım ki bin pişman olursun. Göze alıyor musun bunu? Sözünde duramayacaksan canını yakmak istemiyorum, şimdiden ayrılalım."

"Eminim. Sözüm söz!" dedi kadın.

"Peki öyleyse, sözüne güveniyorum."


...

1 AY SONRA

...

Kadın kocasından o çorapları çıkarıp odada bırakmamasını istedi. Ve o istediği ayakkabıları kendisine almalıydı! Ama adam hem çorapları odada çıkarmaya devam ediyor hem de o istediği ayakkabıları almıyordu.

Akşam işten yine eli boş geldiğini görünce gece yorgan ve yastığı kanepeye taşıyıverdi ve "Bu gece burada yatıyorsun," dedi.

Adam şaşkınlıkla "Nasıl yani?" diye sordu.

"Eğer çoraplarını makineye atmayı öğrenmeyecek ve bana istediğim ayakkabıyı bile almayacaksan kanepeye alışsan iyi edersin,"

Adam gülümseyip, Nisa 34'ü bana mı uyguluyorsun, dedi.

"Biz kadınlar binlerce yıldır uyguluyoruz bu kuralı tatlım, keyfin bilir," diyerek işveli bir gülümsemeyle odasına gitti.

Adam arkasından yatak odasına girdi, "Pekâlâ," dedi, "Çorapları oraya atmayacağıma söz veriyorum, ve istediğin ayakkabıyı da alacağım!"

Kadın gülümsedi, "Söz mü?"

"Söz," dedi adam. Ardından ekledi. "Eğer sözümü tutmazsam sen de beni mi döveceksin?"

"Hayır tabii ki, buna kuvvetim yetmez. Kavvam olan sensin. Önümde iki seçenek kalacak. Ya senden ayrılıp çoraplarını odada çıkarmayan ve istediğim ayakkabıyı bana alacak biriyle evleneceğim ya da seni olduğun gibi kabul edeceğim ve konuyu kapatacağım"

Biraz sessiz kaldılar. Türban konusunda yaptıkları anlaşmayı düşünüyordu kadın. Kocasının kendisini dövebileceğine inanamıyordu. Usulca sordu, "Benim gerçekten canımı yakar mısın eğer başımı açarsam,"

Adam kaşlarını çattı: "İkimiz de birbirimize söz verdik. Sen türban konusunda ben ise çorap ve ayakkabı konusunda. Eğer ben sözümü tutmazsam sen affedeceksin ya da ayrılacaksın. Ayakkabı ve çorap senin hayat felsefenle alakalı değil o nedenle sözümü tutmazsam beni affetme ihtimalin yüksek. Lakin ben başı açık bir kadınla evlenemem. Bu ben değilim. Benim ruhuma ters. O yüzden önümde sözden anlamayan karıma karşı kullanabileceğim iki yöntem kalıyor. Ya ayrılacağım ya da bir daha başını açmayacağına ikna edene dek senin canını yakacağım ve evliliğimizi korumaya çalışacağım."

"Ne yapacaksın?"

"İçim acısa da Allâh'ın dediğini yapacağım çünkü O her şeyi bilen, çok merhametli ve Hakîm'dir! Kullarına zulmedici değildir. Evliliğimizi kurtarmak için gerekirse o yolu da deneyeceğim."

"Çok fena dayak yiyeceğim yani,"

"Çoooook fena. O yüzden sakın sözünü bozma. Ben sana seçenekleri sundum, sen kendin kabul ettin."

"Evet ettim. Sen de öyle, sakın sözünü bozma! Yarın o ayakkabıyı alıp gel ve çoraplarını sakın bir daha bu odada çıkarma. Mümkünse şehir dışında çıkarıp öyle gel"


SAAT: 14:28

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306