Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Doğum kontrolü! (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/14516-dogum-kontrolu.html)

KuM TaNeSi 07 Mayıs 2009 13:16

Doğum kontrolü!
 
DOĞUM KONTROLÜ!
Çocuğun tenasül uzvundan kan fışkırıyordu. Kardeşini sünnet etmişti aklınca. Önceleri bağırabildiği kadar bağırdı çocuk. Kanla beraber ses de yavaşladı; bir iniltiye dönüştü. Küçük ağabey hadisenin şokunu yaşıyordu. Anne ve babasına ne diyecekti? Bu korku içinde kanlı bıçağı pencereden fırlatıverdi. Bıçağı elinden atınca rahatlamıştı. Bütün suçlu bu bıçaktı sanki. Şimdi ağabey aklınca kurtuluş çareleri arıyordu. Kardeşinin kanlı cesedi ve acı feryatları onu epeyce korkutmuştu. Ne olduğunu neye uğradığını anlayamamıştı. Ortada bir felaketin olduğunu sezinliyordu. Suçunu bile idrak edemeyecek kadar küçüktü.

Orada reşit biri olsaydı ona: “Sen niye korkuyorsun evladım anne babanın anlaşarak atmaya karar verdiği ceninden daha küçük bir şey kestin kardeşinden. onlar ağzı dili olmayan bir çocuğun dünyaya gelişini engellediler sen hiç korkma onların suçu seninkinden daha büyük” diyecekti.

Bu çocuk dünyaya gelmeden ağlayıp gülemeden hayatın tadını dünya ağzıyla tatmadan buradan gidecekti. Ona yaşama hakkı en yakınları ve “Gönüllü Aile Planlamacıları” tarafından haram ediliyordu. Canavarlarda bile bu canice harekete rastlamak mümkün değildi. Bir küçüğü bir yıldır hayatın tadını tatmış küçük ellerini gökyüzüne kaldırmış yıldızları parmaklarıyla göstermişti. Fakat yeni dünyaya gelecek masum kendine kaderden tevdi edilen hakikat tohumunun sümbülünü gösteremeden gidecekti.

Batılı dostlarımız (!) bizim çoğalıp güçlenmemize razı değillerdi. Gerçi kadın çocuğunun alınmasını istemiyordu. Hayat şartları bunu gerektiriyordu. Hem de bu konuda o kadar kesif bir kampanya vardı ki bazıları bu flaş reklâmlara kanıyorlardı. Hâlbuki bu reklâmlarda ve çalışmalarda yapılan masraflarla dünyaya gelen çocuklar beslenebilirdi. Hastahanelerin en müstesna köşelerinde bulunan “Aile Planlaması Merkezleri” doğum kontrolü için bedava ilaç da dağıtıyordu. Kadının bu merkezlerden aldığı haplar onun sinirlerini hayli yıpratmıştı. Uç çocuğa birden bakamazlardı.

Bu çocuk onlar için bir hazır yiyiciydi. Ekonomiyi sömürecek pahalılığa sebep olacaktı. Devletin ve bazı kuruluşların aile planlamasında bu kadar ısrarlı gayretlerine rağmen ülkenin fakirlikten enflasyondan kurtulamaması da ayrı bir mevzu. Bu anne ve babalar kendi mahsulleri olan evlatlarını kendi elleriyle başkalarının telkinlerine aldanarak katlediyorlardı. İlahi beyanın:“Onlar nesli ve ekini (ekonomiyi) bozarlar” (Bakara 2/205) ifadesi ne kadar açıktır.

Kardeşinin tenasül uzvunu kestikten sonra sokak kapısına çıktı. Kapıyı sıkıca kapattı. Aniden aklına evlerinin önündeki kamyonun arkasına saklanmak geldi. Kapılarının önündeki kocaman bir kamyon tekerinin arkasına saklanması onu gizleyebilecek miydi? Belki ebeveyni onu da orada unuturdu. Korkunun ve soğuğun verdiği heyecanla bir kuş gibi titriyordu. Terkedilmişliğinin kalabalıklar içindeki yalnızlığının ızdırabıyla ağlıyordu. Sayıklıyordu küçük kardeşinin kanının son damlaları akarken çıkardığı sesle. Sırtını sağlam bir kaya gibi dayadığı tekerin arkasında yorgunluk ve bitkinlikten uyuyakalmıştı. Birdenbire sırtına çok ağır bir yükün bindiğini hissetti. Bu habersiz gelen yükün altında ikiye katlanmıştı. Şoförün arabayı çalıştırmadan el frenini bırakıvermesi bu feci kazaya sebep olmuştu. Bu çocuk da ağlayıp bağıramadan kardeşinin gittiği görmediği o meçhul âleme gidiyordu. Kocaman lastiğin altında o körpecik vücudu ezilmişti.

Bu olup bitenlerden hiç haberi olmayan anne ve baba hastahanede çocuğu olmayan komşu kadına rastlamışlardı. Baba bu kadının şimdi böyle karşılarına çıkmasından çok rahatsız olmuştu. Kadın anneyi lafa tutmuştu. Konuşma esnasında hastaneye gelmelerindeki gerçek sebebi öğrenen kadın anneye yalvarırcasına: “Ne olur aldırmayın onu bana verin ben sizin yerinize ona bakıveririm büyüyünce yine size vereyim!” demesine rağmen kadına birşey söylemeden oradan uzaklaştılar.

Kadın çok hislenmişti. Herşey Allah’ın elinde değil miydi? Verir imtihan eder vermez imtihan ederdi. İnsanın evladı olması kadar güzel birşey var mıydı? Bazen evlatları yüzünden günaha giren insanlar oluyordu. Bu sebeple çocukların eğitim ve öğretimi çok önemliydi. Aslında bugünkü yaşadığımız çevrede çocuğun terbiyeli yetiştirilmesi gerçekten çok zordu. Bazen en iyi insanların çocukları bile mükemmel yetişmeyebiliyordu. Çocukların ilk doğdukları gündeki gibi günahsız büyümeleri lazımdı. Düşünen kimdi bunu? Hesabını kitabını bilip de yaşayan kimdi? Bir selin ortasında herkes yuvarlanıp gidiyordu. Bunları düşününce kadın şöyle derin bir nefes aldı. Kendi başının hesabını rahatlıkla verebilirdi ama dünyaya gelmesine sadece vesile olacağı çocuğun günahını nasıl taşıyacaktı? Rabbinden ümidini hiçbir zaman kesmemişti nur topu gibi bir evladı olsun istiyordu. Allah ruhunu yarattıysa ona dünyada ceset giydirecekti. Onbeş-yirmi sene sonra çocukları olanlar bile vardı. Hz. Zekeriya (as)’ın durumu da ayrı bir mucizeydi. Kadın bu düşüncelerle inkisar ve ümit arasında oturdukları mahalleye doğru yola koyulmuştu.

Anneye ise müdahale yapılıp çocuk alınmış ekonomik sebeplerle bir masumun kanı yere dökülmüştü. Anne birkaç damla gözyaşıyla teessürünü belirtti. Babanın da yüzüne bu suç bir korku pişmanlık ve tatminsizlik şeklinde yapıştı. Tuttukları taksiyle evlerine dönerken anneyle baba ne birbirlerine baktılar ne de bir çift söz ettiler. Şimdi diğer çocuklarını fazla bekletmek istemiyorlardı. Ancak onlara sarılarak biraz önce ameliyathanede bıraktıkları masumun hasretine tahammül edebilirlerdi. Hem öteki çocukları küçüktü daha fazla yalnız bırakamazlardı. Evleri uzaktan görünmüştü. Bu evin önündeki kalabalık da neydi? Mahalleli de onların geldiğini farketmişti ama bu feci hadiseyi nasıl anlatacaklar büyük oğlunun kamyonun altında kalarak hayatını kaybettiğini nasıl söyleyeceklerdi? Hiçbir şey söylemeye gerek yoktu. Anne çoktan hadiseyi hissedip bayılmıştı bile. Hastahanede rastladıkları çocuksuz kadın bir yandan anneyi ayıltırken onu teselli etmeye çalışıyordu. Baba ise evlerinin kapısını açarken bir yandan da gözyaşlarını siliyordu. Kapının gerisindeki
felaketten ise hiç kimsenin haberi yoktu. Orada onları bir üçüncü acı beklemekteydi.


SAAT: 01:39

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306