Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Sevgi'nin Mektubu ve Gül’ün Cevabı (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/16450-sevginin-mektubu-ve-gul%92un-cevabi.html)

AŞK'ÜL İSLAM 01 Ekim 2009 21:04

Sevgi'nin Mektubu ve Gül’ün Cevabı
 
Cevriye Gül Şen
Sevgi'nin Mektubu ve Gül'ün Cevabı

İlişikteki üç nüshalık yazı, Sevgi Engin'in Uşak Cezaevi'ne, bana gönderdiği mektubun temize çekilmiş hâlidir. Diğer iki sayfalık yazı da, benim ona cevap-mektubumdur.

Çevriye Gül Şen

Uşak Kapalı Cezaevi / Kadınlar Koğuşu

Sevgi'nin Mektubu

Yitik zamanların ezgilerini dinliyorum. Artık tasavvufçuların ilahileri kadar mistik, devrimcilerin marşları kadar sert ve coşkulu bir anlama dönüşüyor benim için. Görkemli bir tiyatro sahnesi gibi alabildiğine genişliyor. Her bir ezgide biri öne çıkıyor. Her bir ezgide kokuları burnuma geliyor cezaevi yemeklerinin, çapaklı gözleriyle kırık geleceklerini anlamaya çalışan, üşüyen, öksüren, büyük yürekli, iri gözlü çocuklarının, baharın, sorgu odalarının, kirli siyah göz bantlarının...

Beni alabildiğine ezen bütün yanına rağmen, ben ezgilerimde bulduğum kendi yaşamımın perdesini aralıyorum. Seni görünce noktanın konulmadığını şaşkınlıkla karışan bir dehşetle farkediyorum. O halde şarkılar da devam etmeli diye devam ediyorum. Kokular harman olup yeniden içime doluştuğunda ben insan sıcaklığını arıyorum.

Hep "kadın" imgelemleri canlanıyor kafamda. "Kadın" üzerine de düşünmüyorum aslında bugünlerde. Kendisi gelip bir yerlerden bana yol gösterici kılavuzluk yapmaya başlıyor. "Kadın" imgelemleri canlanıyor kafamda.

Futbolcuların, çocuklarını kucaklayıp, kocalarına yaslanarak magazin basınına poz veren eşleri değil, yaşamını evinin dört duvarına mahkûm edenler de değil; adı ne olursa olsun kendi olmayı başarmış, tek kişilik hayatından kendini koruyarak geliştirebilmiş, ürkek ama güçlü, tedirgin ama dirençli kadınlar geliyor gözümün önüne. Bütün halleriyle abartısızca, ön yargısızca, cesurca hayatı sorgulayan, sahiplenen ve gerçek anlamıyla yaşayanlar benim saygıyla andıklarım.

Yaşam, salt hayatta kalabilmek midir? diye soruyorum çoğu kez. Zombilerle içice yaşadığımı dehşetle farkediyorum o zaman. Yaşamadıklarını, ölmüş olduklarını fark etmeyen zombiler. Üretmeyen, düşünmeyen, daha kötüsü akletmeyen. Paniklemiyorum. Kadına; varoluş gerçeğini kavramış, dünyanın, yaşamın şifresini çözebilmiş, ayaklarını koyduğu yere sağlamca basmayı becerebilmiş kadına olan inancım zombi dünyasında yalnız olmadığımı anımsatarak güç veriyor bana.

Hapishaneyi düşünüyorum. İçerisini ve dışarısını. Hapishane ürkünç bir tat bırakıyor anan kişinin ağzında. Kapalı kapılar ülkesi. Cüzzamlıkların atıldığı, kendilerine bulaşmasın diye ilişkilerin koparıldığı ücra bir oda. Oraya hep fareli köyün kavalcısının girdiği sihirli kapının ardından giriyorum. Yaşam bir düş gibi sürüyor. Uzun ve belki can yakan bir düş. Bu sihirli kaya kapının ardında hep aykırı dünyaların insanlarını bulursun. Senin temiz dünyanda yeri olmamış insanların dünyalarının havasını solumaya başladığında aslında sen Harikalar Diyarı'nda gezinen Alis'e dönüştüğünü de anlamışsındır. Bir masal kahramanı olup çıkarsın. Uyandığında, gerçekliğini oradan taşıdığın siyah bir mendille anlamlandırırsın belki.

İç evrenin kapılarını açtığında; yine karanlık mekânlarda, sorgu odalarında, kapıları büyük bir gürültüyle açıp kapayarak, elinde tuttuğu kilitlerle kendini senin âmirin gibi hisseden gardiyanların tepeden bakan o abartılı tavırlarında, kopkoyu yalnızlıklarında, duvarların ardından duvarlara açılan kapılara yakalandığında bir senin böyle sorgulanmadığını bilirsin. Otuz yıl öncesi Mısır işkencehanelerinden gelen seslerin nasıl böyle eşinin, arkadaşının, kendinin çığlıklarına dönüştüğünü dehşetle farkedersin.

Sen bir Anka kuşu gibi başını görkemle uzatır, labirentin sonunda beliren ışığı bulmaya yönelirsin. Bilirsin ve iman edersin ki, yüreklerin birlikteliğinin, inançların keskin çığlıklarının o gizemli ülkesi Kaf Dağı'nın ardındadır. Sesini çıkarmak, varlığını duyurmak, yürüdüğün zorlu ve kutlu yola sevdalarını çağırmak istersin.

Yaklaştıkça uzaklaştığı sanısına kapıldığın bu yolculukta görürsün ki, uzak uzak diyarlardan gelenler de seslerini çıkartıp bir yardım, yani bir inanç, bir yudum dua istemekteler. Yürüdükçe yaklaştığın, yaklaştıkça aydınlığının arttığı bu Kaf Dağı'nın yüreğinizde olduğunu anlar, öylelikle ışığa çıkarsın cüzzamlılar ülkesinin karanlıklarından.

Sevgi Engin

...Ve Gül'ün Cevabı

Fakülte kantininin arkasındaki yıkık-dökük banklarda, seninle sonu gelmeyen sohbetlere dalarken yediğim peynirli sandviç ve ayranlarda yaşamıştım özgürlüğü ve dostluğun sıcaklığını... Üç yıl önce...

Ya şimdi? Senin yerine bilinmeyen diyarlarda yazılmış mektubun, okul bahçesi yerine cezaevi avlusu, bankların yerine kirli yer minderleri.

Zaman farklı, mekân çok farklı, nesneler de... Ama kelimeler kesinlikle daha anlamlı. Özgürlük, dostluk, olağanüstü mânâlar taşıyor sınırları dahilinde.

"Özgürlüğün olsa olsa sen onu aradığın sürece ve oranda var olduğunu anlayacaksın" diyen yazarın sözündeki "özgürlük"ün mânâsını kadınlar koğuşunun avlusunda nasıl daha iyi idrak etmişsem, "dost"'un mânâsını da derinden hissettim. Beton duvarlar ve çelik kapılardan oluşan bu mücerret ülkede, elime tutuşturulan bir dost mektubunun tarifsiz sevincini yaşarken. Bedeni bilinmeyen uzak diyarlarda olan dostumun, yüreğinin ise hep yani-başımda olduğunu çiçeğin kokusu gibi doğal hissederken, Hz. Muhammed'den sonra iman eden ilk kişi olan Hz. Hatice'yi ve işkenceyle öldürülen ilk İslam şehidi Hz. Sümeyye'yi düşünüyorum. Ve o mü'min kadınların takipçisi olma azmindeki biz müslüman kadınları...

Bir tarafta günümüzde müslüman erkeklerin kendi elleriyle evin dört duvarı arasına tutsak ettiği kadınları, diğer tarafta cezaevinde özgürlüğü yaşayan kendimi düşünüyorum. Mücadele sürecimizde (kadın olarak) hep zayıflığımızı haykıranlara ben de direncimizi haykırıyorum. Güçlü olduğumuzu haykırıyorum. Bu güç bedenimizdeki kas kuvveti değil. Bu güç, iradedir. İnanmak ve yaşamak iradesi. Bedenleri çok güçlü, zekâları çok kuvvetli erkeklerde bile bulunmayan, ama Sümeyyelerde bulunan... İnancımızın verdiği güç, bizi yaşam sınavımızda her musibeti aşıp, Yaratan'a daha çok yaklaştıracaktır. Ve her şeyden önemlisi de Allah'a vereceğimiz hesabın mutluluğunu yaşayabilmektir hesap gününde... Gerçek birlikteliklerin de Rabbin katında olacağını düşünürken, hıçkırıklar boğazımda düğümlendi. Gönlümün derinliklerindeki iman ve fedakârlıktan oluşan gizli hazinelerin ifadesini buldum, zarfın içinden düşen o kurumuş kır çiçeğinin saflığında...

Çevriye Gül Şen

su damlası 09 Ağustos 2023 23:22

Alıntı:

Gönlümün derinliklerindeki iman ve fedakârlıktan oluşan gizli hazinelerin ifadesini buldum, zarfın içinden düşen o kurumuş kır çiçeğinin saflığında...
cicekver


SAAT: 03:32

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306