Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Başörtülü kadınlar ve taciz (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/17089-basortulu-kadinlar-ve-taciz.html)

kurtmehmet 11 Şubat 2010 22:25

Başörtülü kadınlar ve taciz
 
Başörtülü kadınlar ve taciz10 Şubat 2010 Çarşamba Geçtiğimiz hafta Emine Erdoğan’ın başörtülü bir Başbakan eşi olduğu için GATA’ya Nejat Uygur’u ziyarete gitmesinin nasıl engellendiğini konuştuk. Bu vesileyle başörtülü kadınlar ve hâlen süregelen yasak tekrar hatırlanmış oldu. Ülke kadınlarının aşağı yukarı yüzde 65’inin başörtülü olduğu düşünülürse kadınların eğitim ve çalışma hayatından dışlanması yönünde toplumsal açıdan ne kadar zarar verici bir yasakla karşı karşıya olduğumuz çok açık.

Yalnız tüm bu veriler bir yana, Türkiye’de “başörtülü kadınlar” tamlaması içine sığdırılan ne kadar çok kadın var farkında mısınız? Soruyorum çünkü ‘tehlikenin farkında olmak’tan buna vakit bulamayan pek çok insan var.

Sahi kim bu “başörtülü kadınlar”? İki tırnak arasına sığıyorlar mı gerçekten?

Üzerine en çok alan çalışması yapılan, en çok şehir efsanesi üretilen, en çok yargılanan, en çok savunulan, en çok aşağılanan, en çok yüceltilen toplumsal gruplardan biri oldukları kesin ama hakikaten kim bu başörtülü kadınlar?

Sesimiz pek çıkmıyor diye adlarımız da mı yok sanıyorsunuz?

Peki ya hikâyelerimiz?

Hikâyelerimizi dahi öğrenmeye çabalamadan bizi birer masal kahramanına çevirdiğinizin farkında mısınız peki?

Kiminiz kara çarşaflı öcü masalları anlatıyorsunuz üzerimizden; kiminiz hanım hanımcık prenses masalları...

Kiminiz için yumruğu her daim havada, ağzından sloganlar taşan birer militanız; kiminiz içinse boynu her daim bükük, gözü yaşlı masumlar...

Kiminiz için erebildiğimiz en yüksek mertebe sosyal bilim çalışmalarınızın nesnesi olmak; kiminiz içinse köşe yazılarınızın eğlence malzemesi...

Kiminiz için birer nefret simgesiyiz, kiminiz içinse ‘barbi bebek’...

Kiminiz reçel yapamadığımızdan şikâyetçi, kiminiz jip sürmemizden...

Kiminiz “dindar” diyor bizlere, kiminizse “türbanlı”... Hâlbuki iki sıfatı da atfetmemiştik kendimize ama zaten ‘bizim’ ne istediğimizin hiçbir önemi yok, hiçbir zaman da olmadı.

Oysa ‘biz’ kendi aramızda da pek anlaşamıyoruz aslında, biliyor musunuz?

Kimimiz oldukça milliyetçi, kimimiz oldukça modernist. Kimimiz Osmanlıcı, kimimiz Batıcı. Kimimiz gelenekselci, kimimiz feminist, vb. Bu uçların arasında salınan farklılıklara girmiyorum bile.

Ama bugün size tüm bu farklılıkların yanı sıra “başörtülü kadınlar” diyerek aynılaştırdığınız ‘biz’de ekseriyetle ortak olan bir hissiyattan bahsedeceğim. Yalnız önce bir hikâyeyle başlayacağım çünkü hikâyeler her zaman masallardan daha sahicidir.

Lisans yıllarımda yaklaşık 1,5 yıl yasaksız okudum. Sonra, hani şu her gün ‘adam olmak’ üzerine ahkâm kesen malum kişi bir ‘gazetecilik başarısı’na imza atarak “üniversitede başörtülüler var” diye okulumu jurnalledi. Ardından yasak başladı. Derslere girmeyi reddeden arkadaşlarla okul kapısına bakan bir yerde çay içip sohbet ederken geceleri hepimizin uyumakta zorlandığını ve benzer kâbuslar gördüğümüzü fark ettik. Kâbusumuzda sokak ortasında çırılçıplak kalıyorduk. Kimimiz koşuyordu, kimimiz donakalıyordu, kimimiz sesini dahi çıkaramıyordu ve sonunda bağırarak uyanıyorduk.

Anlayacağınız tüm bu “siyasal simge”, “irticai tehlike”, “kamusal alan”, vb. süslü kavramlarla donatılmış tartışma alanında gözden kaçırılan ağır bir yük var. Devlet bu yasak vesilesiyle kadın vatandaşlarını sistematik ve organize bir biçimde taciz ediyor. Bu yasak kadın ruhunu en derin ve onarılamaz şekilde incitiyor.

Başı açık olmanın neredeyse toplumsal norm olduğu bir zamanda kadınların başını açmasının neden bunca acı barındırdığını anlamakta zorlanabilirsiniz. Ancak başörtüsü, takıldığı andan itibaren, örtünen ferdin kişisel mahremiyet alanına dahil oluyor. Bu yüzden, Suheyb Öğüt’ün de “Çıplaklık, Mahremiyet ve Örtünme Performansları”nda işaret ettiği gibi, başı açık bir kadına mahrem saydığı herhangi bir yerini (kollarını, göğsünü, bacaklarını, vb.) “aç” demekle başörtülü bir kadına “başını aç” demek arasında hiçbir fark yok. Dahası her iki durumda da devlet kendisini vatandaşlarının mahremiyetini ihlal edip, onlara “soyun” emri verebilecek kadar kadiri mutlak olarak konumlandırıyor.

Devlet eliyle yapılan ‘kamusal’ taciz sürdükçe ve mevzubahis zulmü haklılaştıranlar binbir çeşit argümancıklarını ortaya saçtıkça; bu tacizkâr emirle yüz yüze gelen kadınlar seslerini duymadığınız her gün biraz daha yalnızlaşıyor, biraz daha inciniyorlar. Üstelik bu sefer bağırarak uyanacakları başka bir dünyaları da yok.

TARAF Hilal kaplan


SAAT: 11:11

vBulletin® Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321