Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Cellâdıma Reddiye… (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/17974-celladima-reddiyeve8230.html)

hattabhamza 06 Ekim 2010 00:13

Cellâdıma Reddiye…
 
Bir vakit, derme çatma bir vapurla Anadolu'nun azgın dalgalarını aşıp, Dağ Kapı meydanına ayak basıyordu Jan Valjan. Islahatın maslahatına ferman dizen milli şefler, kafa kafaya verip Jan Valjan'ın şerefine, sarıklı ve puşili yıldızları giyotinden geçmiş gecelerde, maskeli bir Noel balosu düzenliyordu Bingöl otelinin kıl palas bahçesinde. Dağ Kapı'da çam ağacı ne gezer, için için yanan bir meşe ağacının dallarından darağaçları kuruyorlardı kitapsız kahkahaların ortasına. Yüzünü yüzüne takan Ali adamlar, kandil diye darağaçlarında yirmi beşteki baharın çırasını yakıyorlardı.


Ve diri diri asılan çocukcağıza sorulduğu zaman, Türkçe bilmemekten başka hangi suçtan dolayı öldürüldü?


O vakit, Hitler ve arkadaşları Çankaya Köşkü'nün bahçesinde "Bir Tarladan Ayrık Otları Nasıl Yolunur " üzerine bir tez hazırlıyorlardı. Tandoğan meydanında valilere "andımızı" okutan devşirme paşalar, her on yılda bir, tekerine çomak sokuyorlardı balans ayarı bozulmuş kağnıların. Kağnılar ki yerli malı bir kan taşıyordu cepheye.


"Türkmüşüm, doğruymuşum, kulmuşum…


on yılda bozkurtlardan


on milyon mankurt yaratılmışım


demiri paslanmış ağlarla örülmüşüm,


kırsal yüreklerin yüksek yerlerine


kireçle yazılmışım,


ulus yaratma uğruna heyhat, ne mutlu diyen koca bir yalanmışım..".


O gün bu gündür, her Kürt zoraki şaki, her Türk komando doğuyor analarından.


Ve sen, Tengri dağlarına taş atan çocuklara üç başlı asenaları salan sen, ithal makaslarla biçiyordun halkına Ergenekon ayetlerini.


Şalvarı başına geçirilmiş premorfist heykeller, milli bir sanat uydurma aşkına yontuluyordu halkevlerinde. Sesi güzel celal gecelerde halkına küfreden uzun havalar çekiyordu hünermendler. Ve sen kanlı ellerinle alkış tutuyordun sıra gecelerinde.


Bir vakit, ceset yığınları üzerinde sarı saçlı bir ermeni çocuğun hıçkırıkları dağılıyordu Diyarbekir ovasına. Gözbebekleri kınalı sarı gelinlerin, desmalı kirpiklerinden süngüleniyordu. Karalanmış amel defterlerine, sevabına fışkırıyorken komşu kanı, mayıs sabahları Erivan türküleri katlediliyordu şeytan derelerinde.


" dido, dido nana, nabe dido nabe"


Beyni bitlenmiş, giydiği üniforma göbeğine dar gelen muvazzaf piyonlar, cevherine kan sızmış Müslüman kayaçlardan, İT'e maşa dövüyordu beyaz eldivenleriyle.


Ve sen, evcil akreplerini kucağında okşayan sen, tebessümünden zerk ediyordun zehrini kardeşliğimize. Biz, bir birimizi sokuyorduk öldüresiye.


Kırmızı bayraklardan atılmış oklarla vuruluyordu Dersim'in esmer çocukları. Munzurun çığlıkları Kürdistan'a dökülüyordu. Avrupa'da eğitilmiş Türk kızları, iki gözü iki dere Zilan'ın kıyısında titreyen kelebeklere, bomba yağdırıyordu bir ibadet aşkıyla.


Ve sen, yezidin köşklerinde kadeh tokuşturan sen, ıssız bir Kerbela susuzluğunda kırp geçiyordun Rızanın seyit sakallarını.


…Way malino ezê çawa bikim?


Fidel'in yaşlı gerillaları, yorgun argın dönerken kavgadan, Kürt gençleri çıkmaz bir patikada, gecikmiş demode bir başkaldırıya vurulup, Fis ovasından acının dağlarına çıkıyorlardı. Marx'ın sakallarında mastır yapıp ve Mao'nun çekik gözlerinde demlenen bu çocuklar, sosyalizm ateşi etrafında dağlarda halay çekiyordu. Demirci Kawa halay başında." omuzdan tutun beni, halaya katın beni, bu kavgada düşersem... Düştüm… Bir "düş"tüm..."


Ve sen, narsist egonun esiri sen, yağlanmış geüçün tetik ucunda, sesine kibrit çaktığın gençlere kurşun sıkıyordun bir o yandan bir bu yandan.


Ah korucular, kendini korumaya mecali olmayan korucular. Derin bir yanlışın Raskolnikov histerisinde baltayı kalbine indirmiş korucular. Köy dışında pusuya düşürülmüş vicdanlarının intihar saldırılarından korucuları kim koruyacak.


Bir vakit, yaşlı bir operasyon dönüşü, tepeden tırnağa yalnızlık kokan koruculardan cizye vergisi alınmıyordu. Buna karşılık korucular da Cuma namazları kıldırıyorlardı köylülere. Seslerinin tahtadan gıcırtılarına basarak hutbeye çıkıyor, zabıtlara kazınmış resmi bir dinin kutsal teranelerini okuyorlardı minberden." Ji tera di bêjım söz konusu vatansa halême teferruattır." Abdestsiz üniformasıyla cemaate saf tutan devlet, septik gözleriyle âmin çekiyordu. "aamiiinn…"


Ve sen, yedi yüzünü yedi suda yıkayan sen, hamaseti ajite edilmiş gül suyu kokan gençlere, devrim ilahileri dinletiyordun polis noktalarından.





Kendi çocuklarına recm edilir Taif gülleri


ve surların yaralı yüzü


dengbêjlerin dökülen dişlerinden restore edilir


Hey sen! Sana söylüyorum,


beni bana kırdıran celladım hey,


bir çığ, bir sel, bir volkan taşıyor sesimin gizi


…duyuyor musun?

tuncay yerlikaya- ıslah haber sitesinden alıntıdır

Yitiksevda 06 Ekim 2010 00:21

Güzel manalı bir paylaşım teşekkürler. Ümmeti her daim parçalama arzusunda olan cellatlar en kirli oyunları sunmaktan hiç bir zaman geri durmadılar.Cellatları alkışlayan zihniyetler ise her daim kullanıldılar...


SAAT: 17:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306