Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Büyük Resmi Görebilmek (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/22580-buyuk-resmi-gorebilmek.html)

muallime 25 Temmuz 2012 02:15

Büyük Resmi Görebilmek
 
Müslümanlar aidiyetlerinin önem ve değerinin farkına gerçek anlamda varmadıkça dünya düzensizliğin, dengesizliğin, zulmün ve tuğyanın hakimiyetinde kıvranmaya devam edecek. Sözünü ettiğim aidiyetler aslında “fıtrat”ı ifade ettiğinden, Müslüman için olduğu kadar insanlık için de vazgeçilmezdir.


Biz etrafımıza örülen demir kafes içinde kısır ve anlamsız tartışmalarla ömür ve enerji tüketirken çevremizdeki her şey hızla çürümeye devam ediyor.

Bir dünyanın ahval ve gidişatına, bir de bizim gündemlerimize bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.


Dünyadaki toplam üretim 56 trilyon dolar imiş ve bunun 14 trilyon dolarını tek başına ABD yapıyormuş. Daha ilginci, ABD, ürettiğinden fazla tüketen bir toplummuş.

Bu durumun, “gelişmiş” diye ifade edilen “sömürgen” Batılı ülkelerin tamamı için geçerli olduğunu söylemek için uzman olmaya gerek yok.


Hayatı ekonomi üzerine inşa eden liberal kapitalist Batı, dini (Hristiyanlığı) de ekonomi temelinde yeniden kurgulayarak bu noktaya gelmiştir.

Coğrafi keşiflerin de, teknolojik gelişmelerin de, özgürlüklerin de temelinde bulunan ekonomi, elbette kendine uygun dini de üretmek durumundaydı.

Batı’nın bu yeni dini, sömürüye ve acımasız rekabete itiraz etmeyen, hatta bunları birer “erdem” olarak kabul ve teşvik eden bir hüviyete sahiptir.

“Protestan ahlakı” denen şeyin karakteristik özelliğidir bu.


Liberal kapitalist anlayış için sermayeyi kutsama noktasında Protestanlık ne kadar vazgeçilmez ise, sermayedarı kutsamak ve alabildiğine özgür bir alan içinde serbestçe hareket edebilmesini sağlamak amacıyla kurgulanan demokrasi de o kadar vazgeçilmezdir.

Dolayısıyla bize/dünyaya birer “erdem” olarak takdim edilen liberalizm, kapitalizm, demokrasi ve protestanlık/reformasyon, Batılı sömürgen insanın daha çok üretme ve daha çok kazanma, dolayısıyla “daha çok sömürme” hedefine ulaşmasını sağlayan aracı kavramlardır aslında.


Müslümanlar olarak Din’i bize dayatılan hayata adapte etme ya da tarihi, çatışma ve ayrışma alanlarında yeniden üretme alışkanlığından vazgeçmediğimiz sürece, dünyanın kuzeyi güneyini ve batısı doğusunu alabildiğine, iliklerine kadar sömürmeye devam edecek.

Bizim gibi ülkeler de kendilerine “lütfedilen”le yetinerek biteviye koşturmaya..


Daha kötüsü, küresel enformasyon ve propaganda merkezleri, Müslümanların direncini bilinç ve değer yargısı seviyesinde kırmak için İslam’ı; kapitalizm/liberalizm/demokrasi/protestanlık denklemine uyumlu hale getirme amaçlarını büyük bir başarıyla gerçekleştiriyorlar.

Daha daha kötüsü de bunu içimizdeki namazlı-niyazlı Müslümanlar eliyle yapıyor olmaları!
“Büyük resim” dediğim özetle bu ve bizler bu resmi, 80 öncesinin o bildik “ideolojik” şablonlarının dışına çıkarak okumayı başarmak zorundayız.

Liberal kapitalist sistemin bireyi öne çıkaran, dolayısıyla sosyal adaletsizliğe teşne yapısını eleştiren Marx tamamen haksız değildi.

Keza bireyin hareket alanını kısıtlayan ve toplumu vesayet altında tutan, bir süre sonra da “Devlet Kapitalizmi”ne evrilen Komünist sistemi eleştiren liberaller de öyle.

Ama bunların hiç birisi insana layık olduğu anlam ve değeri verme becerisini gösteremedi. Kapitalizm-Komünizm çatışması aslında “tencere dibin kara, seninki benden kara” özdeyişini çağrıştıran bir kör döğüşünden ibaretti.
Bu noktada “biz ne yapıyoruz?” sorusu önem kazanıyor.

Okur-yazarlarımızın ve meseleyle akademik zeminde ilgilenenlerimizin (haydi “tamamı” demeyelim) kahir ekseriyeti, ya İslam’a protestan liberal kapitalist sistemin/bireyin dünya kurgusuyla bağdaşıp bağdaşmadığı noktasından bakıyor.

Yahut da geçmişte yaşanmış ayrışmaları, tartışma konularını en ince detaylarına kadar tekrarlamayı meşgale, hatta “meslek” edinmiş durumda.

İlk bakış açısını benimseyenler, İslam’ın Protestan liberal kapitalist anlayışla bağdaşmadığı gerçeği karşısında reel durumu/yaşadığı hayatı tartışmak yerine İslam’ın kaynaklarını ve nasslarını muhtelif isimler altında ve metotlarla tartışma konusu yapıyor.

İkinciler ise adeta hayatını ihtilaflara adamış durumda. Ülfet, muhabbet, birlik ve beraberlik adına bir adım atmak akıllarına bile gelmiyor!
Her iki yöneliş de sonuçta bizim gücümüzü ve enerjimizi emiyor; inancımızı zayıflatıyor ve dünyanın hal-i hazırının devamına şu veya bu şekilde katkı veriyor.

Oysa bilinçli Müslüman kendi bireysel ve ailevi hayatıyla olduğu kadar yaşadığı toplum ve dünyanın gidişatıyla da ilgili olmalı değilmidir?

alıntı


SAAT: 04:55

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306