Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Kıssaların bugünü (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/25040-kissalarin-bugunu.html)

EyMeN&TaLhA 12 Mart 2013 17:41

Kıssaların bugünü
 
Âlemlerin Rabbi, Kitabıyla insanlara hakikati tebliğ etmekte; ama bu tebliği meseller ve temsillerle, yaşanmış örnekleri de anlatarak tebliğ etmektedir. Ve âlemlerin Rabbi, hakikati bu şekilde insanlara vahyetmesinin yanında, bu hakikatle nasıl yaşanacağını bizzat peygamberinin hayatıyla göstermektedir.
Risale-i Nur müellifinin dikkatimizi çektiği hayat derslerinden biri, avâm-havas ayrımına dairdir. İnsanların ancak yüzde 20’sinin havas, geride kalan büyük çoğunluğun ise avâm olduğunu söyler Bediüzzaman. Onun ‘havas’tan kasdı ise ne soy, ne servet, ne de diploma ile ilgilidir. Havas aklıyla, avâm gözüyle düşünür. Havas, Bediüzzaman’ın kavram haritasında, hakikati soyut düzeyde tanıyabilen, kavrayabilen ‘tahkik ehli’dir. Hakikati ancak müşahhas hale getirildiğinde, meselâ bir temsil üzerinden veya yaşayan bir örnek üzerinden sunulduğunda kavrayabilen avâm ise, ‘taklid ehli’dir.

Manidar olan bir husus, Bediüzzaman’ın bu insanlık durumu üzerinden insanlar arasında üstün-düşük, üst-ast, değerli-değersiz türünden bir ayrıştırmaya gitmemesidir. Bilakis, buradan hakikati bütün insanlara sunabilme bakımından, önemli bir ders çıkarır Bediüzzaman. İnsanların az bir kısmının hakikati soyut halde kavramasına karşılık, büyük çoğunluk hakikati bir ‘sûret giydikten sonra’ tanıyorsa eğer, tebliğ ve irşadla yükümlü hakikat ehline düşen, hakikati herkesin anlayacağı şekilde sunmaktır.

Bu, hakikat ehline, iki yönden sorumluluk yükler: Birincisi avâmın da anlayabilmesi için, hakikati soyut şekilde değil, mesel ve temsil yoluyla, müşahhas örneklerle, somutlaştırarak sunması gerekir. İkincisi yine avâmın da anlayabilmesi için, dil ile tebliğden öte, haliyle, yaşayışıyla hakikati fiilen temsil etmesi gerekir.

Hakikat-ı halde, bizzat âlemler Rabbinin kullarına öğrettiği bir tebliğ ve irşad sırrıdır bu. Âlemlerin Rabbi, Kitabıyla insanlara hakikati tebliğ etmekte; ama bu tebliği meseller ve temsillerle, yaşanmış örnekleri de anlatarak tebliğ etmektedir. Ve âlemlerin Rabbi, hakikati bu şekilde insanlara vahyetmesinin yanında, bu hakikatle nasıl yaşanacağını bizzat peygamberinin hayatıyla göstermektedir.

Kur’an kıssaları
Kur’an’ın sûreleri, sayfaları, âyetleri arasında dolaşırken, karşımıza bu kadar çok kıssa çıkıyorsa, işte bu sebeptendir. Hz. Âdem kıssası, Nuh aleyhisselam kıssası, İbrahim aleyhisselam kıssası, Benî İsrail kıssaları… derken; Bakara’dan Kasas’a, Âl-i İmran’dan Enbiya’ya bu kadar çok sûrede bu kadar çok kıssanın karşımıza çıkmasının sebebi budur. Sadece Hz. Musa kıssasının ona yakın sûrede bine yakın âyetle anlatılmasının sebebi de budur. İblis kıssasının, ona yakın sûrede yüzü aşkın âyetle tekrar tekrar anlatılmasının sırrı da yine budur.

Kur’ân ülkesinin her tarafında karşımıza çıkan bütün kıssalar, yanısıra Kur’ân’ın bize anlattığı mesel ve temsiller, ister havas olsun ister avâm, herkesin anlayabileceği bir kıvamda hakikati sunar. Havassın bir kıssadan alacağı ders ile avâmın alacağı ders arasında, çekirdek ile ağaç arasındaki fark kadar büyük bir farklılık da olabilir gerçi; ama istisnasız herkes bu kıssalar yardımıyla hakikati özü itibarıyla kavrar. Nitekim, Kur’ân’ın ilk muhatabı olan ümmî bir kavmin içindeki nice bedevî kavim, bu kıssaların irşadıyla, medenî milletlere üstadlık edecek derecede bir hakikat idrakine kavuşmuş haldedir.

Kıssalardan bu hakikat dersini devşirebilmek için ise, insanın bütün bu kıssalara ‘düne dair’ olarak değil, ‘insana dair,’ dolayısıyla ‘bize dair’ okuması gerekiyor. Ancak bu takdirde, her bir kıssa, hangi çağda olursa olsun, bütün insanlara hitap eder; içerdiği mânâları insana ifşa eder bir hal alıyor.

Meselâ Musa aleyhisselam ve Firavun kıssasını alalım. Yahut, Musa aleyhisselam ve Benî İsrail arasında yaşananları… Musa aleyhisselamın durumu kalbin ve aklın hakikat yolunda insana sunduğu imkânlara dair bir ders içerdiği gibi; Firavun’un yaptıkları nefsin, Benî İsrail’in yaptıkları heva ve hevesin hakikat yolunda insanın önüne çıkardığı engel ve tuzaklara dair dersler içerir. Bu yönüyle bu kıssa, esasında, her insanın kendi iç dünyasında yaşanan manevî mücadele için yol ve yön gösterir bize.

Yaratılmış olana, kâinata bakıp Yaratıcıyı nasıl tanıyacağımıza dair dersler içeren eseri için Musa aleyhisselamın küfranî sihirleri yuttuğu gibi yerden hayat suyu çıkaran asâsına telmihle Asâ-yı Musa ismini tercih eden Risale-i Nur müellifi, esas itibarıyla bütün risalelerinde bu bakışı öğretir bize. Doğrudan Kur’ân’ın mucizeliğine adanmış bir risale olarak “Yirmibeşinci Söz” ve doğrudan Kur’ân’daki peygamber mucizelerinden bize ve bugüne dair dersler çıkaran “Yirminci Söz,” ilk anda akla gelen örneklerden ikisidir.

Bugünün dersleri
Ama bütün bu risaleler içerisinde en ziyade zihinlere yer edeni, Lem’alar’ın başındaki iki lem’a olsa gerektir. “Birinci Lem’a”da Yunus aleyhisselamın, “İkinci Lem’a”da Eyyub aleyhisselamın kıssasını anlatır bize Bediüzzaman. Ama bu kıssaları ‘dünün’ konusu olmaktan çıkarıp, ‘bugünün’ konusu haline getirerek. ‘Peygamberler tarihi’nin değil, Senai Demirci’nin bir yazısına başlık olarak seçtiği zarif tabirle ‘peygamberler bugünü’nün konusu olarak. ‘Onlara dair’ olmaktan öte, ‘bize dair’ bir kıssa olarak okuyarak.

Onun sunmuş olduğu bu bakış açısıyla Yunus aleyhisselamın karşısına çıkan gece de, deniz de, balık da, bize, bugünün insanına hakikatin dersini taşır:

“…İşte, Hazret-i Yunus Aleyhisselâmın birinci vaziyetinden yüz derece daha müthiş bir vaziyetteyiz. Gecemiz istikbaldir. İstikbalimiz, nazar-ı gafletle, onun gecesinden yüz derece daha karanlık ve dehşetlidir. Denizimiz, şu sergerdan kü­re-i zeminimizdir. Bu denizin her mevcinde binler cenaze bulunuyor; onun de­nizinden bin derece daha korkuludur. Bizim hevâ-yı nefsimiz, hûtumuzdur; hayat-ı ebediyemizi sıkıp mahvına çalışıyor. Bu hut, onun hûtundan bin derece da­ha muzırdır. Çünkü onun hûtu yüz senelik bir hayatı mahveder. Bizim hûtumuz ise, yüz milyon seneler hayatın mahvına çalışıyor.

Madem hakikî vaziyetimiz budur. Biz de, Hazret-i Yunus Aleyhisselâma ikti­daen, umum esbabdan yüzümüzü çevirip, doğrudan doğruya, Müsebbibü’l-Es­bab olan Rabbimize iltica edip “la ilahe illa ente subhanek. İnni Küntü minezzalimin” deme­liyiz ve aynelyakin anlamalıyız ki, gaflet ve dalâletimiz sebebiyle aleyhimize it­tifak eden istikbal, dünya ve hevâ-yı nefsin zararlarını def edecek yalnız o Zat olabilir ki, istikbal taht-ı emrinde, dünya taht-ı hükmünde, nefsimiz taht-ı ida­re­sindedir…”

“İkinci Lem’a”da ise, Eyyüb aleyhisselamın kıssasında ‘bize dair’ dersler ve ibretler vardır:

“…Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın zâhirî yara hastalıklarının mukabili, bizim bâ­tınî ve ruhî ve kalbî hastalıklarımız vardır. İç dışa, dış içe bir çevrilsek, Hazret-i Eyyub’dan daha ziyade yaralı ve hastalıklı görüneceğiz. Çünkü işlediğimiz her­bir günah, kafamıza giren herbir şüphe, kalb ve ruhumuza yaralar açar.

Hazret-i Eyyub Aleyhisselâmın yaraları, kısacık hayat-ı dünyeviyesini tehdit ediyordu. Bizim mânevî yaralarımız, pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdit ediyor. O münâcât-ı Eyyubiyeye, o hazretten bin defa daha ziyade muhtacız.

Bahusus, nasıl ki o hazretin yaralarından neş’et eden kurtlar kalb ve lisanına ilişmişler. Öyle de, bizleri, günahlardan gelen yaralar ve yaralardan hasıl olan vesveseler, şüpheler—neûzu billâh—mahall-i iman olan bâtın-ı kalbe ilişip ima­nı zedeler ve imanın tercümanı olan lisanın zevk-i ruhanîsine ilişip zikirden nef­retkârâne uzaklaştırarak susturuyorlar...”

Bediüzzaman’ın Kur’ân kıssalarını bugüne, bize taşıyan; her bir kıssadan bize dair dersler ve şifalar sunan usülünden alacağımız çok ders var.

Ve bir de vazifemiz: Bu usulü bütün ümmete mal edebilmek…

(Moral Dünyası Dergisi'nde yayınlanan yazı.)
Metin KARABAŞOĞLU
alıntıdır

su damlası 14 Mart 2018 10:24

ArO*ArO*


SAAT: 14:48

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306