Medineweb Forum/Huzur Adresi

Medineweb Forum/Huzur Adresi (https://www.forum.medineweb.net/)
-   Serbest Kürsü (https://www.forum.medineweb.net/658-serbest-kursu)
-   -   Takım tutar gibi fikir tutmak! (https://www.forum.medineweb.net/serbest-kursu/25765-takim-tutar-gibi-fikir-tutmak.html)

RedveKabul 03 Mayıs 2013 11:21

Takım tutar gibi fikir tutmak!
 
Takım tutar gibi fikir tutmak…

Bir fikri ya da düşünceyi, bilgi sahibi olmadan kabul etmekle, bilgi sahibi olmadan reddetmek arasında hiç bir fark yoktur. Savunduğunuz ya da reddettiğiniz fikirler hakkında yeterli bilgi sahibi misiniz? Yoksa sırf, çevreniz, yakın gördükleriniz ya da çoğunluk öyle düşünüyor diye mi kabulünüz ya da reddiniz? Takım tutar gibi mi fikir tutuyorsunuz?


Takım tutar gibi fikir tutanlar;

Ön yargılı olur: Çünkü kararı/yargısı önceden bellidir. Sahip olduğu fikirleri, düşünmeden ve kritik etmeden kopya yoluyla edinmiştir.

Özgür ve özgün düşünemez: Ait olduğu kalabalığın etkisinde kalır. Özgürce sorgulayamaz ve tartışamaz. Kendine özgü fikirleri ve çözüm önerileri yoktur.

Hep kendinden beklenileni yapar: Bir olay olduğunda, neyi savunacağı önceden bellidir.

Şaşırtmaz: Dolayısıyla şaşırtmaz…

Olaylara farklı tarafından bakamaz: Çünkü bir olayı her açıdan incelemek, bazı konularda karşı tarafa hak vermeyi ve ait olduğu çevreyi eleştirmeyi gerektirir. Bunu göze alamaz. Çünkü gol atmak ve gol yemek üzerine bir anlayışı vardır. Zaman zaman karşı tarafa hak vermeyi, “gol yemek” olarak nitelendirir. Oysa mutlaka gol atmalı ve kendi takımı kazanmalıdır.

Taklitten öteye geçemez: Fikirlerini çoğunlukla taklit yoluyla elde eder. Bir konuda nasıl düşündüğünü anlamak için, ait olduğu kalabalığın nasıl düşündüğüne bakmak yeterlidir.

Bol bahane getirir: Her durumda, belli bir çevrenin görüşünü dillendirecekseniz, onların yanlışları karşısında ne yapacaksınız? Tek ihtimal var, bol bol bahane getirmek… Her türlü yanlışa bahane getirmek mümkündür. Bir bahanenin geçerli olabilmesi için, onun tek seçenek olması gerekir. Ya da uygulanabilecek ondan daha doğru bir seçeneğin bulunmaması gerekir. Eğer o şartlar altında yapılabilecek daha doğru bir seçenek varsa, sonrasında getirilecek bütün bahaneler geçersizdir.

İnsanlığa yararlı, yeni, alternatif çözümler ortaya koyamaz: Sorunları çözücü, alternatifler ortaya koyarak gerginlikleri azaltıcı değil çatışmayı büyütücü çıkışlar yapar. Alternatif çözümler üreterek sorunları çözmek, berabere kalmaktır onlar için. Oysa onlar gol atmak ve kazanmak isterler. Hakkın ortaya çıkmasındansa kimin gol attığı daha önemlidir.

İlke merkezli değil, kişi merkezli hareket eder: İlke merkezli kişiler, çevrelerinde olup bitenleri, sahip oldukları ilkeler çerçevesinde değerlendirirler. İlkeleri gereği bazen bazı kişilere hak verebilirler ve yine ilkeleri gereği bazen de o kişilerden farklı düşünebilirler. Ortaya atılan bir bilgi doğru ise, kim derse desin arkasında dururlar. Yanlış ise en yakın arkadaşı dahi söylemiş olsa kabul etmezler. Düşüncelerinin kaynağında kişiler değil ilkeler vardır. Dolayısıyla bunlar, takım tutar gibi fikir tutmazlar. Kişi merkezli insanlar ise, merkeze aldıkları kişilerin dümeninde giderler. Belirli ilkeleri yoktur. Bir sözü, biri söylediğinde reddederken, sonradan aynı sözü başka biri söylediğinde savunabilirler. Çünkü onlar için verilen mesajdan çok, kimin söylediği daha önemlidir. Takım tutar gibi fikir tutarlar.


Konuyla ilgili ayetler

İsra 36: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”

Maide 8: “Ey iman edenler, adil şahitler olarak, Allah için, hakkı ayakta tutun. Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır…”

HakveAdalet

RedveKabul 03 Mayıs 2013 11:43

Cevap: Takım tutar gibi fikir tutmak!
 
BİLGİYE NE KADAR DEĞER VERİYORUZ?

[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (39Zümer/9)

İnsanlar yaşamları boyunca bazı inançların, düşüncelerin ya da eylemlerin tarafında, bazılarının da karşısında yer alırlar. Bazılarını şiddetle savunurken bazılarına karşı tarafsız kalırlar. Bunun sonucunda var olan inanç, düşünce ya da olaylara karşı bir duruş ortaya koyar; kendi tepki, tutum ve davranışlarını oluştururlar.

Çocukluktaki fikirlerimiz çoğunlukla aile ya da arkadaş eksenlidir. Büyüdükçe birçok farklı fikir ve inançla karşılaşırız. Arkadaşlarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, televizyon programlarından ya da internetten… Nerede karşılaştığımızın ya da kimden duyduğumuzun pek de bir önemi yoktur aslında. Önemli olan farklı fikirlere karşı tavrımızın nasıl olacağıdır? Onları ele alırken kullanacağımız kriterler neler olabilir?

Farklı fikirler karşında nasıl bir tutum sergileyeceğimiz, kendi fikirlerimizi nasıl oluşturduğumuzla yakından ilişkilidir. Bir şeylere taraf ya da karşı olurken; sorgulamadan, “biz babamızdan böyle gördük” mantığı içerisinde mi hareket ediyoruz? Yetişkinken bile, fikir sahibi olurken ailemizden aldığımız mirası mı sürdürüyoruz? Ya da çocukluktaki “baba” figürünün yerini, yine benzer şekilde sorgulamadan onaylayacağımız başka figürlerle mi doldurduk? Kendimize yeni babalar, efendiler, abiler, ablalar mı edindik? Çocukluğumuzda sadece bireysel ihtiyaçlarımızda değil fikirsel açıdan da bazı kişilere bağımlı iken, bu bağımlılığı ya da kişi merkezli bakış açısını sürdürüyor muyuz?

Eğer böyleyse, ki büyük çoğunluğun böyle olduğu kanaatindeyim, farklı fikirlere karşı tavrımız oldukça sert, kalıpçı ve önyargı ile olacaktır. Konu ile ilgili bilgi edinmeden, dinlemeden, mesajın özünü anlamadan, muhalif her görüşü reddetme ile sonuçlanacaktır. Burada ölçü alınan figür “baba” da olsa aynıdır, başka koşulsuz olarak bağlanılan bir “efendi, abla, abi, şeyh, evliya, pir” diye isimlendirilen kişiler de olsa aynıdır. Çünkü birine bağlı ya da bağımlı olan kişi özgür değildir, olamaz. Onların ekseninde düşünür. Onların doğruları kendi doğruları, onların yanlışları kendi yanlışlarıdır. Böyle bir bağlılıkta akıl saf dışı edilmiştir.

Din konusunda benzer bir tavır içine girip; sorgulamayan, akletmeyen, dinlemeyen, ne gördü ise onu izleyen kişileri Allah şu şekilde uyarmıştır:

“Onlara: Allah’ın indirdiğine uyun, denildiği zaman onlar, “Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız” dediler. Ya ataları bir şey anlamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler?” (2Bakara/170)

Kendi düşünce ya da fikirlerini, kişi merkezli değil de bilgi ve değer merkezli oluşturanlara gelince, bunlar için farklı fikirler, ne hemen kabul edilecek ne de hemen reddedilecek bir değer taşır. Kendilerini bir yere ya da bir kişiye bağımlı hissetmezler. BİLGİYE DEĞER VERİRLER. Dinlerler, tam bilgi edinirler, sorgularlar; sonucunda ise eğer varsa, doğru olduğunu düşündükleri kısmı alır, yanlış olduğunu düşündükleri kısmı reddederler. Ancak neyi neden kabul ettiklerini ya da neyi neden reddettiklerini bilirler. Çünkü bu, bilinçli bir kabul ediş ya da bilinçli bir reddediştir.

Karşılaştığımız farklı fikir ve görüşlerle ilgili Allah şu tavsiyelerde bulunmaktadır:

“Ki onlar, sözü işitirler ve en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah’ın kendilerini hidayete erdirdiği kimselerdir ve onlar, temiz akıl sahipleridir.” (39Zümer/18)

Dinlemek, kabul etmek anlamına gelmemelidir. Önemli olan şey bilgidir, doğru ve kesin bilgidir.

“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (17İsra/36)

Kesin bilgi sahibi olmak; dinleme, gözlemleme, sorgulama ve iyi-saf bir niyetle araştırma ile mümkündür. Kıskançlık, kibir, gösteriş, kompleks, kapris gibi özellikler önümüzdeki verileri doğru bir şekilde değerlendirip doğru kararlar vermeye engel olur. Karşılaştığımız bilgileri değerlendirmede temel bir ölçüt olarak iyilik, doğruluk, adalet gibi evrensel ilkeler ve değerler kullanılabilir.

Ayrıca bir bilgiyi bilgi yapan sağlam delillerle temellendirilmiş olmasıdır. Yoksa bilgi sandığımız şey, zandan ya da dedikodudan öteye geçemez. Zan ise, hakikatten yana hiçbir değer ifade etmez.

“Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz. Allah onların yapmakta olduklarını pek iyi bilendir.” (10Yunus/36)

Yukarda da belirttiğim gibi, doğru ile yanlışı ayırt etmede kullanılacak ölçüt, sağlam delillerle temellendirilmiş; akılla, evrensel ilke ve değerlerle uyumlu bilgi ya da bilgiler olmalıdır.

Bir fikri ya da düşünceyi savunan kişilerin sayısı, fiziği, ses tonu, ne kadar etkileyici konuştukları, mevkisi, maddi durumu, yaşı, giyimi gibi etmenler, o fikrin doğruluğu ya da yanlışlığı konusunda bir değer ifade etmez. Taraf ya da karşıt olurken sadece bunları dikkate almak, aldatıcı bile olabilir. Karar vermede delilin önemini Allah şöyle vurguluyor:

“Ne oluyor size? Nasıl hükmediyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var?” (37Saffat/154-156)

Doğru ya da yanlışları kafa sayısına göre belirlemek, değerlerin altüst olmasına yol açabilir:

“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.”(6En’am/116)

Özetlemek gerekirse;

düşünceler, fikirler, inançlar ya da olaylar karşısında sağlam bir duruş sergilemek şunlara bağlıdır:

- Saf-temiz bir niyete sahip olmaya
- Adalet, doğruluk, dürüstlük gibi evrensel ilke ve değerleri dikkate almaya
- Sağlam delillerle temellendirilmiş bilgiye değer vermeye
- Kişi merkezli değil değer merkezli düşünmeye.

HakveAdalet

İslaminesil 04 Nisan 2014 19:49

Cevap: Takım tutar gibi fikir tutmak!
 
Eywallah hacı abim..
misalla kac kitap okuyupta etrafı tekfir etmek gibi ,taklitçi,hazırcı,sorgulamada yoksun halde devam ediyor gençlik...


SAAT: 09:06

vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.

User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306