Biri Beni Kurtarsın! Biri Beni Kurtarsın! Çağımız imtihanları arasında yeni yeni kendisine yer bulabilen ancak gelişiyle birlikte etkisi hızla hissedilen bir problemimiz var: Televizyon bağımlılığı. Televizyon, Müslüman’ın kullanması gereken nimetler arasındadır ancak ehliyetsiz insanların elinde oyuncağa dönüştürülme tehlikesi nedeniyle aslında bizi bir tehlikeye çağırmaktadır. Toplumsallaşma sürecini etkileyen en güçlü kitle iletişim aracıdır televizyon. Halk, gördükleri ve duydukları doğrultusunda bilgi sahibi olmakta ve yaşam biçimini oluşturmaktadır. Diğer bir değişle medya, insanın tutum ve davranışlarını etkisi altına almaktadır. Uzaktan bakıldığında tehlikeli gözükmeyen bu durum, tahlile ihtiyaç hissettirmektedir. Asıl problem, televizyonun uzun süreli ve bilinçsizce kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle televizyonun insanlar üzerindeki sosyal ve psikolojik etkileri göz ardı edilemez gerçeklerdir. Beyin gelişimi hakkında araştırma yapan bilim adamlarına göre aşırı televizyon izlemek, okuma ve dil gelişimini engelliyor; bu durum beynin sol yarısının uyarılmasını azaltıyor. Türkiye’de dergi okuma oranının %4, kitap okuma oranının %4,5, gazete okuma oranının %22, radyo dinleme oranının %25, televizyon izleme oranının ise %94 olması televizyonun sadece bilgilenmek için kullanılmadığını belgelemektedir. O hâlde günümüzde televizyon, iletişim kaynağı olmanın ötesinde bazı kimseler için bağımlılığa dönüşmüş durumdadır. Çoğu insan, kumandayı kayıtsızca kullanmakta, gerçek dünyada karşılığını bulamadığı tutkularını yaşamaktadır. Ayrıca bazı araştırmacılara göre televizyon bağımlılığı, madde bağımlılığı gibi tedavi edilmesi ve ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır. Televizyon bağımlılarında saptanan benzer özellikler şunlardır: - İbadetten lezzet alamama, - Değer yargılarının gün geçtikçe değişmesi, - İzlenen karakterlerin hayâl edilmesi, - Ailevi ilişkilerde kopmaların yaşanması, - Kolay sıkılma, - Televizyon izleme istediğinin gün geçtikçe artması, - Huzursuz ve sinirli bir ruh hâline sahip olma, - Asosyal davranış bozukluklarının görülmesi vb. Ekran teknolojisinin esiri olan gençlerin, “bir afaziden mustarip yani kendilerini sosyal ve tarihî bir özne olarak ifade etmekten yoksun, âdeta beyinlerinin süreklilik duygusu sağlayan merkezlerinin kesilip alındığı”[1] şeklinde tarif edilmesi “Bir sonraki kuşaklara ne bırakılıyor?” sorusuna da cevap olmaktadır. Peki, Televizyon Bağımlılığından Kurtulmak İçin Neler Yapılabilir? - İslami bir kimlik taşıyan her Müslüman, kendisini muhasebe etmelidir. Kişinin günlük olarak kendisine “Bugün neler yaptım?, Zamanımı nasıl geçirdim?, Doğru yerde miyim?” gibi sorular sorması, gerekirse her gün bunları not etmesi yararlı olacaktır. - Sosyal etkinliklerin artırılması, bir el becerisi edinilmesi, televizyon izlemeye ayrılan vaktin aileyle geçirilmesi de faydalı olabilir. - Haftalık bir program yapılması da faydalı olabilir. Mesela hafta içerisinde seyredilmek istenilen faydalı programlar belirlenir, o programlar izlenir, programdan sonra da hemen televizyon kapatılabilir. - Tv izlerken izlenilen programı analiz edebilme becerisi artırılabilir. - Ayrıca insanın kimliğe uygun olarak kendisini kontrol etmesi gerektiğine inanması en etkili yöntemdir. Her anını ibadet mantığı ile yaşadıkça yaratılışının amacına ulaşacak olan Müslümanlar da bu fitneden kendilerini kurtarmaya çalışmadıkça bu ümmetin, büyük ilmî hareketleri, ileri medeniyet hareketini gerçekleştirmesi zorlaşacaktır.[2] [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] 1 Sayar, Kemal; Yavaşla! Bu Hayattan Bir Defa Geçeceksin, s. 21. 2 Bu konu hakkında “Muhammed Kutup, Düzeltilmesi Gereken Kavramlar, İbadet Bölümü” incelenebilir. Elif Mahra / Elifelif Medya Özel Sayısı 2013-1434 |
SAAT: 11:16 |
vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
User Alert System provided by
Advanced User Tagging v3.2.6 (Lite) -
vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd.